Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/8 E. 2018/700 K. 09.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/8 Esas
KARAR NO : 2018/700
DAVA : Yargılanmanın Yenilenmesi
DAVA TARİHİ : 04/01/2018
KARAR TARİHİ : 09/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Yargılanmanın Yenilenmesi davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı asil mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; zimmet suçu sanığı davalı vekilinin kooperatifte aidat ödemekle yükümlü 46 ortak olmasına rağmen sadece bir tek kendisinden … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası ile 28.138,00 Euro talep ettiğini, bunun sebebinin yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu …tarihli genel kurul kararı olduğunu, genel kurulda 46 ortağın ödemesi gereken borcu olarak çıkartılan borçtan sadece kendisinin sorumlu tutulmasının Kooperatifler Kanununun 23.maddesi ile Anayasanın 10.maddesi ve hukukun temel ilkelerine aykırı olduğunu, görülen yokluğun tespiti konulu dava dosyasında ise yargının FETÖ terör örgütünce işgal edildiği dönemlerde yargılamayı yapan hakime etki edildiğini, bilirkişi incelemesi yaptırılmadığını, dosyaya sunmuş olduğu Sayıştay raporu değerlendirilmeden mahkemece hatalı karar verilerek davanın reddedildiğini, bu karar nedeniyle mahkeme hakimi ile birlikte bir kısım yargı mensubu hakkında HSK’ya şikayetlerde bulunduğunu, ayrıca davalı vekili ile bilirkişi …hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, temyiz ve karar düzeltme yargıtay ilamları altında imzaları bulunan yargıçlar hakkında da suç duyurusunda bulunduğunu, bunlardan bir kısmının meslekten ihraç edildiklerini ve tutuklandıklarını, bu hususların yargılamanın yenilenmesi için yeterli nedenler olduğunu belirterek, yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulüne karar verilmesini ihtiyati tedbir talepli olarak talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ileri sürdüğü iddiaların hiçbirisinin HMK’nın 375.maddesinde belirtilen yargılamanın yenilenmesi koşullarını içermediğini, davacının birçok yargıç ve insanı FETÖ üyesi olmakla suçlayarak kirletmeye çalıştığını, bu iddiaların hiçbirisinin gerçeği yansıtmadığını, geçmişteki yargılamaya FETÖ’nün etki ettiği iddiasının tam bir zırva olduğunu, davacının temyiz süresini de kaçırdığını belirterek, davacının yargılamanın yenilenmesi isteminin reddi gerektiğini bildirmiştir.
Dava, Mahkememizin …tarih, …esas, …karar sayılı dosyasının yargılamasının yenilenmesi istemine ilişkindir.
Yargılamanın yenilenmesi HMK’nın 374 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nın 375. maddesinde yargılamanın iadesinin kesin olarak verilen veya kesinleşmiş, olan hükümlere karşı istenebileceği düzenlenmiş olup 375. maddesinde de yargılamanın iadesi sebepleri düzenlenmiştir. Bu maddeye göre yargılamanın iadesi sebepleri şunlardır:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
Yeni bir senet ya da belgenin ele geçirilmiş olmasının yargılamanın yenilenmesi nedeni olabilmesi için, aşağıdaki koşulların tümünün birlikte gerçekleşmesi gerekir. Buna göre;
1 )Bu senet yada belgenin davaya bakıldığı sırada mevcut olması,
2 )Yeni ele geçirilmiş olan senet veya belgenin, hükmü etkileyecek nitelikte olması,
3 )Bu senet veya belgenin hükmün verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması,
4 )Bu yeni senet veya belgenin yargılama sırasında bir zorlayıcı nedenden (mücbir sebep) veya lehine hüküm verilen tarafın eyleminden dolayı elde edilememiş olması,
5 )Yargılamanın yenilenmesini isteyen tarafın bu senet veya belgeyi yargılama sırasında elde edememesinde kusurlu olmaması gereklidir.
Buna göre, kendi kusuru ile bu senet veya belgeyi yargılama sırasında elde edememiş ve mahkemeye vermemiş olan taraf yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunamaz.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
Bilirkişinin gerçeğe aykırı rapor vermekten mahkum edilmiş olmasının yargılamanın yenilenmesi nedeni olabilmesi için, aşağıdaki koşulların tümünün birlikte gerçekleşmesi gerekir. Buna göre;
1) Ceza Mahkemesi tarafından verilmiş ve kesinleşmiş ceza mahkumiyeti kararı olması,
2) Ceza Mahkemesi kararının kesinleşmesinin öğrenilmesinden itibaren üç aylık sürede talepte bulunulması gereklidir.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması.
Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.
6100 sayılı HMK’nın 378. maddesinde “(1) Yargılamanın iadesi talebini içeren dilekçe, kararı veren mahkemece incelenir. (2) Mahkeme, dayanılan sebebin niteliğine göre yargılamanın iadesi talebinde bulunandan karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılayacak uygun bir miktar teminat göstermesini isteyebilir”, aynı Yasa’nın 379. maddesinde ise “(1) Yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkeme, tarafları davet edip dinledikten sonra; a)Talebin kanuni süre içinde yapılmış olup olmadığını, b)Yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olup olmadığını, c)İleri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin Kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını, kendiliğinden inceler. (2) Bu koşullardan biri eksik ise hâkim davayı esasa girmeden reddeder” hükümleri düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının iadei muhakeme talebinde bulunduğu mahkememizin …tarih, …esas, …karar sayılı dosyasının derdestlik ilk itirazı üzerine usulden reddedildiği, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin …tarih, …esas, …sayılı ilamı ile kesin hüküm nedeni ile dava şarı noksanlığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken derdestli nedeni ile reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş anacak bu husus bozma nedeni yapılmayarak kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiş, karar düzeltme talebi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin …tarih, …esas, …karar sayılı ilamı ile başvurunun reddine karar verilerek kesinleştiği görülmüştür.
HMK’nun 374 vd maddeleri gereğince yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilebilmesi için bu yolun işletilmesini isteyen kişinin HMK’nun 375. maddesinde sayılan sebeplere dayanması gerektiği anlaşılmıştır. Davacı tarafın talep dilekçesi incelendiğinde, dayanaklardan birinin bilirkişinin yalan bilirkişi raporu tanzim etmesi olduğu ileri sürülmüştür. Yargılamanın yenilenmesi talep edilen dosyada alınmış bir bilirkişi raporu olmadığı (bilirkişi raporlarının kesin hükme konu olan…Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …esas, …karar sayılı dosyadan alındığı) gibi HMK’nun 375 /1-f bendi uyarınca bilirkişinin gerçeğe aykırı rapor vermekten mahkum edilmiş olmasının yargılamanın yenilenmesi nedeni olabilmesi için, ceza Mahkemesi tarafından verilmiş ve kesinleşmiş ceza mahkumiyeti kararı olması ve Ceza Mahkemesi kararının kesinleşmesinin öğrenilmesinden itibaren üç aylık sürede talepte bulunulması gereklidir. Somut olayda bu şart gerçekleşmemiştir.
Davacının İkinci dayanak noktası ise temyiz ve karar düzeltme aşamasındaki imzaları bulunan bir takım Yargıçlar hakkında FETÖ terör örgütü üyesi oldukları ve bu nedenle soruşturma ve kovuşturma yapılıp kimlerinin meslekten uzaklaştırılmasının gösterildiği, ancak bunun somut dosyaya etkisine yönelik herhangi bir somut iddia bulunmadığı gibi yukarıda sınırlı sayıda sayılan yargılamanın iadesi sebepleri arasında bulunmadığı görülmüştür. Buna göre yargılamanın yenilenmesini gerektiren HMK’nun 375.maddesinde sayılan sebeplerin hiç birisi gerçekleşmediğinden yine HMK 379/2. maddesi gereğince davanın esasa girmeden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur .
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yargılamanın yenilenmesine ilişkin şartlar oluşmadığından yargılamanın yenilenmesine ilişkin başvurunun usulden REDDİNE,
2-Harç peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı asilin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/11/2018

Başkan …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Katip …
¸(e-imzalı)