Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/77 E. 2019/241 K. 19.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/77 Esas
KARAR NO : 2019/241
DAVA : Hakem Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 31/01/2018
KARAR TARİHİ : 19/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Hakem Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; … Heyeti’nin, …-… sayılı yazısı ekinde, davalının iddialarını ve iddialarının dayandığı sözde alacak belgelerinin müvekkiline tebliğ edilerek müvekkilinin savunma yapması istendiğini, savunmalarının …Heyetinin hem e-posta adresine, hem de … Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla fiziki evrak olarak bildirildiğini, … Heyetinin … tarih ve …-…-… sayılı kararı ile davalının talebinin kabulüne, müvekkilinin davalıya 14.111,32 TL ödemesine karar verdiğini, kararın 5957 sayılı Kanunun 10/5 maddesi hükmüne göre itiraza tâbi olup, karara itiraz edilmesi kararın infazını durdurmayacağını, …’ne vermiş oldukları savunma dilekçesinin son derece ayrıntılı ve gerekçeli olduğunu, davalının itiraza konu … kararına konu alacağını kuruşuna kadar aynı olarak daha önce ilamsız icra takip konusu yaptığını, itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, bu itibarla herşeyden evvel … huzurundaki talebin mükerrer olduğunu, davalının itirazı iptal ettirebilecek nitelikte delilleri haiz olmadığı ve haklı olmadığı cihetle itirazın iptali davası açamadığını, hakem heyetini manipüle etmek suretiyle talepte bulunduğunu, davalı …’ın müvekkilinden hiçbir hak ve alacağı olmadığını, buna rağmen davalının her defasında değişik yol ve yöntemler denemek suretiyle müvekkilinden alacaklı olduğunu iddia etmekte ve tahsilat yapmaya çalışmakta olduğunu, davalı vekili tarafından müvekkili hakkında Alanya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya ile ve faturaya dayalı olduğu iddiasıyla 14.111,32 TL tutarındaki alacak için ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edildiğini, bu dosyadan gönderilen ödeme emrinde, alacaklı olduğunu iddia eden …’ın … düzenleme tarihli … TL tutarında fatura sebebiyle alacak iddiasında bulunduğunun yazılı olduğunu, müvekkili tarafından, icra takibine karşı itirazda bulunulduğunu ve gerekçelerinin de itiraz dilekçesinde yazıldığını, itiraz üzerine İcra Müdürlüğünce takibin durdurulduğunu, alacaklı olduğunu iddia eden tarafından müvekkili aleyhine herhangi bir itirazın iptali davası da açılmadığını, işbu takipte iddia olunan alacak miktarı ile, … nezdinde taraflarına yöneltilen alacak miktarının aynı olduğu, ancak icra takibinde … tarihli tek faturaya, hakem heyetinde ise farklı tarihli 4 adet faturaya dayanıldığını, ilk takibin bu şekilde neticelenmesinden sonra, bu kez de müvekkili hakkında … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından, alacaklı olduğu iddiasıyla … Şti. vekili Av. …(…) tarafından ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra takibi dayanağı olarak; … faiz başlangıç tarihli 18.260,80 TL bedelli fatura gösterildiğini, müvekkili tarafından yine borca itiraz edildiğini, itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğunu, ayrıca sözde alacaklı aleyhine, taraflarınca … Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyada “takip talebine takip dayanağı fatura eklenmeden takip yapıldığı, fatura fotokopisi olmadan ödeme emri gönderildiği” gerekçesiyle dava açıldığını, alacaklı vekilince mahkemeye gönderilen dilekçe ile, dayanak belge ibrazının zorunlu olmadığının ileri sürüldüğünü, herhangi bir fatura ibrazına yine yanaşılmadığını, mahkemece isabetli olarak ödeme emrinin iptaline karar verildiğini, tüm bu süreçten …’ın değişik yol ve yöntemler izleyerek müvekkilinden haksız tahsilat yapma peşinde olduğunun açıkça anlaşıldığını, Hakem Heyetinin görevsizlik kararı vermesi gerekirken konunun esasına girerek karar vermesinin, usul yönünden hukuka aykırı bulunduğunu, müvekkilinin şikayet dilekçesine dayanak faturalardaki malı almadığını, müvekkilinin …’a hiçbir borcu bulunmadığını belirterek, … Kararı’nın öncelikle görev yönünden, 2. aşamada ise esas yönünden hukuka aykırılığı nedeniyle iptaline ve kaldırılmasına karar verilmesini ihtiyati tedbir talepli olarak talep ve dava etmiştir.
Davalı adına usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen, davalı tarafça süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamış, davalı vekili duruşmadaki beyanlarında davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; Hal Hakem Heyeti kararına itiraz olarak 5957 sayılı kanunun 10.maddesi uyarınca açılan dava niteliğindedir.
Davanın hakem kararının tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süresi içerisinde açıldığı ihtilafsız olup, uyuşmazlık; … Heyetinin … tarihli kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığı, davacının davalıya borcu bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkindir.
… Heyetinin … tarihli …-…-… sayılı kararının incelenmesinde; Hal içi tüccar konumundaki davalı …’ın şikayeti üzerine yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda hal içi tüccar sıfatıyla faaliyet gösteren … ile pazarcı sıfatıyla faaliyet gösteren … arasındaki uyuşmazlık konusunun …inin görev ve yetki kapsamında olduğu, şikayetinin daha önce Alanya … İcra Müdürlüğüne alacağın tahsili için şikayetli hakkında icra takibi başlattığı ve takibe itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu, yine şikayetçi tarafından … Müdürlüğünde alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı ve … Hukuk Mahkemesinin … Esas nolu kararı ile borcun dayanağı olarak fatura aslının ya da onaylı örneğinin sunulmadığı gerekçesiyle icra takibinin durdurulduğunu, şikayetçi hal içi tüccar …’ın vekili Av. …’in başvuru dilekçesinin eklerinde pazarcı sıfatıyla faaliyet gösteren …’e … tarihinde 8.813,26.-TL, … tarihinde 738,92.-TL, … tarihinde de 3.308,76.-TL ve … tarihinde 1.250,38.-TL olmak üzere toplam 14.111,32.-TL’lik sebze ve meyve satışı yapıldığını ibraz edilen gerek künye, gerekse irsaliyeli fatura bilgi ve belgelerinden anlaşıldığını, … tarihli … sayılı sebze ve meyve ticareti ve toptancı halleri yönetmeliğinin künye başlıklı 42.maddesinin 1.fıkrasında ifade edildiği üzere künyelerin resmi evrak niteliği taşıdığı kanaatine varıldığından bahisle sonuç olarak 5957 sayılı kanunun 5.maddesinin 6 ve 12.fıkralarıyla, 10.maddesinin 5.fıkrası kapsamında kalan uyuşmazlık nedeniyle borçlu …’in alacaklı …’a 14.111,32.-TL’lik mal bedelini ödemesine oy birliği ile karar verildiği anlaşılmıştır.
Hal … tarafından gerek künye, gerekse irsaliyeli faturalara dayanılarak davalı lehine alacağa hükmedildiği anlaşılmakta olup, dosyaya sunulan irsaliyeli 4 adet faturanın incelenmesinde; teslim alan kısmında herhangi bir isim ve imzanın bulunmadığı, bunun yanında davalı … tarafından yapılan bildirimlere ilişkin düzenlenen künye belgelerinin dosyaya sunulduğu anlaşılmaktadır.
Yine dosyanın incelenmesinde; davalı tarafça davaya süresinde cevap verilmediği de sabittir. Davalı taraf süresinden sonra beyanda bulunmuştur.
28346 sayılı Sebze ve Meyve Ticareti ve Toptancı Halleri Hakkında Yönetmeliğin 42.maddesine göre; Bildirim yapıldıktan sonra sistem tarafından bu işleme ilişkin bir künye oluşturulur. Künye, malın üretim yerini, cinsini, miktarını, hangi üretici/ işletmeye ait olduğunu, varsa sertifika bilgilerini ve Bakanlıkça uygun görülen diğer hususları içerir.” şeklinde künyenin tanımı yapılmıştır.
İlgili yönetmeliğin 41.maddesinde de bildirim hususu düzenlenmiş, bildirimin ne şekilde ve kimler tarafından yapılacağı açıklanmıştır.
Dava konusu olayda künye düzenlenmesine ilişkin bildirimin hal içi tüccar olan davalı tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır.
Konuyla ilgili Mevzuat şu şekildedir:
5957 sayılı Sebze Ve Meyveler İle Yeterli Arz Ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un “Hal … Ve Toptancı Hal Konseyi” başlıklı 10. Maddesine göre;
“(1) Üreticiler ile meslek mensupları arasında veya meslek mensuplarının kendi aralarında bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak ortaya çıkan uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla il merkezlerinde bir hal … oluşturulur. Bakanlıkça gerekli görülen ilçe merkezlerinde de hal … oluşturulabilir.

(5) Değeri elli bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda, hal hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu uyuşmazlıklarda heyetin vereceği kararlar ilam hükmündedir. Bu kararlar 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilir. Taraflar, bu kararlara karşı on beş gün içinde hal hakem heyetinin bulunduğu yerde ticarî davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine itiraz edebilir. İtiraz, hal … kararının icrasını durdurmaz. Ancak, talep edilmesi şartıyla hâkim, hal … kararının icrasını tedbir yoluyla durdurabilir. Hal … kararlarına yapılan itiraz üzerine asliye ticaret mahkemesinin vereceği karar kesindir.
(6) Değeri elli bin Türk Lirası ve üstündeki uyuşmazlıklarda hal hakem heyetinin vereceği kararlar, asliye ticaret mahkemesinde delil olarak ileri sürülebilir. Bu maddede yer alan parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında arttırılır. Artırılan parasal sınırlar, her yıl aralık ayı içinde Bakanlıkça Resmî Gazete’de ilan edilir.
(7) 14 üncü madde dışındaki tüm uyuşmazlıklar, hal hakem heyetinin görev ve yetkileri kapsamındadır. Toptancı hali yönetimi veya personelinin uygulamalarından veyahut toptancı hallerinin ve pazar yerlerinin yönetim ve işleyişinden kaynaklanan uyuşmazlıklar da bu kapsama dâhildir.”
Hal … ve … Konseyi Hakkındaki Yönetmeliğinde de benzer düzenlemeler mevcut olup … Heyetinin görev ve yetkilerinin düzenlendiği 5. Maddeye göre; “…, üreticiler ile meslek mensupları arasında veya meslek mensuplarının kendi aralarında Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak ortaya çıkan uyuşmazlıklara çözüm bulmakla görevli ve yetkilidir.
Kanunun 14 üncü maddesinde öngörülen idari para cezası dışındaki tüm uyuşmazlıklar, hakem heyetinin görev ve yetkisi kapsamındadır. Toptancı hali yönetimi veya personelinin uygulamalarından veyahut toptancı hallerinin ve pazar yerlerinin yönetim ve işleyişinden kaynaklanan uyuşmazlıklar da bu kapsama dâhildir.”
İlgili Kanun ve yönetmelik dikkate alındığında Hal hakem Heyetinin görevinin Kanun’un 14. Maddesinde öngörülen idari para cezaları dışındaki uyuşmazlıklar olarak belirlenmiştir.
Uyuşmazlık konusu Hal Rüsumu ise Sebze Ve Meyveler İle Yeterli Arz Ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 8. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre:
“Madde 8 – (1) Toptancı halinde satılan mallardan yüzde bir, toptancı hali dışında satılan mallardan yüzde iki oranında hal rüsumu tahsil edilir. Ancak, (Ek ibare: 28/03/2013-6455 S.K./71. md) Bakanlar Kurulunca aksi kararlaştırılmadıkça, üretici örgütlerince toptancı halinde satılan mallar ile toptancı haline bildirimde bulunmak şartıyla 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (ç), (d), (e) ve (f) bentlerinde belirtilen mallardan hal rüsumu alınmaz. Bakanlar Kurulu, Bakanlığın teklifi üzerine hal rüsumu oranlarını, değişen piyasa şartlarına göre, genel olarak veya mal bazında uygulanmak üzere yüzde doksanına kadar azaltmaya veya artırmaya yetkilidir.
……
(4) (Değişik fıkra: 28/03/2013-6455 S.K./71. md) Hal rüsumunun tahakkuk, tahsil ve paylaşımına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle belirlenir.
……….
(8) Bu Kanun hükümlerine aykırı olarak;
a) Toptancı haline bildirilmeden toptancı hali dışında toptan alınıp satılan, (Ek ibare: 28/03/2013-6455 S.K./71. md) ya da toptancı halinde satılmak üzere bildirimde bulunulup toptancı hali dışında toptan satılan
b) Sınaî üretimde kullanılmak veya ihraç edilmek üzere satın alınıp bu maddenin ikinci fıkrasına aykırı olarak iç piyasada satışa sunulan,
c) Toptancı halinden satın alınmadan veya toptancı haline bildirilmeden perakende satılan,
ç) Miktarına, değerine, üretim şekline veya künyesinde belirtilen diğer hususlara ilişkin gerçeğe aykırı beyanda bulunulan,
mallar için hal rüsumu, tespitin yapıldığı yerdeki toptancı halinde bir önceki gün o mallar için oluşan birim fiyatların en yükseği esas alınarak belirlenen toptan satış bedelinin yüzde yirmi beşi oranında cezalı olarak alınır. Hal rüsumunun cezalı olarak alınmasına belediye encümenince karar verilir. Cezalı hal rüsumu tahsil edilen mallar için önceden ödenen hal rüsumu varsa cezalı tahsil edilecek hal rüsumundan mahsup edilir.
……..” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
5957 Sayılı Kanuna dayalı olarak çıkarılan Sebze Ve Meyve Ticareti Ve Toptanci Halleri Hakkinda Yönetmeliğin 40. Maddesinde bildirim yükümlülüğü olanlar düzenlenmiştir.
“Madde 40 – (1) Bildirimciler, organik ve iyi tarım uygulamaları kapsamında üretilen sertifikalı ürünler dâhil bildirim miktarı veya üzerindeki sebze ve meyvelerin her ne şekilde olursa olsun alımı, satımı ve devrini yapan gerçek veya tüzel kişilerdir. Bu kişiler şunlardır:
a) Sınaî üretimde kullanmak üzere mal satın alan sanayiciler,
b) İhraç etmek üzere mal satın alan ihracatçılar,
c) İlgili mevzuatı çerçevesinde mal ithal eden ithalatçılar,
ç) Üretici örgütleri,
d) Komisyoncular,
e) Tüccarlar,
f) Üreticiden temin ettiği malları, tüketiciye satan market, manav, pazarcı ve diğer perakendeciler,
g) Üreticiden temin ettiği malları münhasıran kendi tüketiminde kullanan lokanta, otel, yemekhane, hastane ve yurt gibi kuruluşlar.
(2) Bildirimciler, sisteme kaydolmak zorundadır. Birinci fıkrada belirtilen sıfatlardan birden fazlasına sahip olanların kaydında, her bir sıfata ilişkin bilgiler sisteme işlenir. 34 üncü maddenin on dördüncü fıkrası hükmü saklıdır.
Buna göre ve dava dosyasındaki deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde; … Heyetinin … tarihli ve …-…-… sayılı kararı ile hal için tüccar olan davalı ile … esnafı konumundaki davacı arasındaki uyuşmazlıkla ilgili 5957 sayılı kanun kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda davacının davalıya 14.111,32.-TL’lik mal bedelini ödemesine hükmedildiği anlaşılmakta ise de, davalı tarafın alacağının dayanağı olarak sunmuş olduğu künye belgeleri ve altında isim ve imza bulunmayan (teslim alan kısmında) irsaliyeli faturalar göz önüne alındığında, söz konusu belgelerin akdi bir ilişkinin varlığını ispata elverişli nitelikte olmadığı, dosyada başkaca davalının davacıdan alacaklı olduğunu gösterir herhangi bir delil ve belge sunulmayışı gözetilerek, sonuç olarak davacının … kararına itirazının kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının itirazının KABULÜ ile;
… Heyetinin … tarihli …/…-… sayılı kararının İPTALİNE,
2-Alınması gerekli 963,94.-TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90.-TL harcın mahsubu ile bakiye 928,04.-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine adına gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere gideri ve harç olmak üzere) toplam 187,80.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, 5957 sayılı kanunun 10/5 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 19/03/2019

Başkan …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Katip …
¸(e-imzalı)