Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/70 E. 2019/167 K. 27.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/70
KARAR NO : 2019/167
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 29/01/2018
KARAR TARİHİ : 27/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: alacaklı vekili tarafından … tarihinde 48.503,79 TL asıl; 932,87 TL reeskont avans faizi toplamda 49.436,66 TL üzerinden, … esas dosyası ile borçlu aleyhine Antalya … İcra Müdürlüğü nezdinde ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun ödeme emrini … tarihinde tebellüğ ederek, … tarihinde borca, ödeme emrine, faiz oranına, işlemiş faize ve ferilerine itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu belirtmiş olup haksız itirazın iptalini borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen % 9,75 reeskont avans faiziyle ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı şirketin faturalara konu ettiği mal ve hizmetlerin müvekkili şirkete teslim edilmemiş olup, bu nedenle müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu da bulunmadığını, bilindiği gibi faturanın düzenleyen tarafın alacaklı olduğuna karine teşkil etmesi için öncelikle faturanın ilgiliye tebliği ve tebliğ edilen bu faturalara yasal süre olan 8 gün içerisinde itiraz edilmemesi gerektiği, faturanın bir ispat vesikası olabilmesi için satıcı tarafından müşteriye gönderilmiş olması ve bu gönderilme eyleminin de ayrıca ispat edilmesi gerektiğini, mahkemeye sunulan faturalar incelendiği takdirde, faturaların teslimine yönelik müvekkili şirkete ait hiç bir imza ya da kaşenin olmadığını, faturanın ispat vesikası olması için faturanın tebliği ve ilgilinin fatura içeriğine yönelik itirazının olmaması şartının yanı sıra, fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin de bulunması gerektiğini, TTK’nın 23. maddesinin 2. fıkrası gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi ya da faturanın ilgiliye hiç tebliğ edilmemesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerektiğini, faturanın içeriğinden kast edilenin, faturayı tanzim eden tarafından faturaya yazılan her şeyin içerik olarak kabul etmek gerektiğini, bu durumda fatura içeriği mal veya hizmetin, adedi, açıklamaları tutarı ile fatura üzerinde yapılan hesaplamaları içerik olarak kabul etmek gerektiğini, satılan mal veya hizmet ile ilgili olan bu bilgilerin yanında, faturanın tarihi, malın sevk tarihi ve alıcı ile ilgili bilgilerin de olduğunu, bütün bu bilgilerin tamamının yapılan ticari ilişkinin kağıda dökülmüş hali ile tam uygunluğu halinde faturanın içeriğinin (münderecatının) tam doğru olduğunun kabul edileceğini, belirterek, açıklanan nedenlerle öncelikle müvekkili ile davacı şirket arasında davaya konu edilen alacağı doğuracak bir ticari ilişki gerekleşmediği gibi faturalar usulüne uygun şekilde müvekkile tebliğ de edilmediği, ilgili faturaların herhangi bir borç ilişkisine dayanmadığından, davacı tarafça tek taraflı olarak gerçeğe aykırı şekilde düzenlendiğinden, müvekkiline faturalar tebliğ edilmediği için müvekkili şirkete herhangi bir itiraz hakkı da tanınmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirmiştir.
Dava: Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde: davacı alacaklı tarafça, borçlu davalı aleyhinde 48.503,79.-TL asıl alacak, 932,87.-TL faiz olmak üzere toplam 49.436,66.-TL alacak üzerinden ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlu vekili tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesi ile borca itiraz edilerek takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyası bankacı bilirkişi …’na tevdi edilerek rapor aldırılmış, bilirkişi … havale tarihli raporunda; Dosya Evrakı Üzerinde Yapılan İnceleme; Dosyaya ibraz edilen belgelerin incelenmesi sonucunda, dava dosyasında taraflar arasında akdedilen herhangi bir sözleşme örneğine rastlanılmadığı, aynı şeklide, dava dosyasında ticari defterlere ilişkin de bir bilgi, belge örneği bulunmadığı, borçlu ile alacaklı arasında … tarihli mutabakat mektubunun imza altına alındığı, davaya konu tutar olan asıl alacak 48.503,79 TL’ye; ( 14 ) adet faturada toplam 111.929,24 TL tutarındaki işlemden, borçlu tarafından yapılan ( 2 ) adette toplam 63.425,45 TL ödeme tutarının mahsup edilmesiyle ulaşıldığı, yeküne dâhil olmak ile birlikte … tarihli ve … nolu fiş ile kayıtlı 3.215,39 TL tutarındaki borça ilişkin fatura örneği dosyada görülemediği, mutabakat mektubuna dayanak teşkil eden faturalar açık fatura şeklinde olup, mutabakat mektubunun imzalayan kişilerin yetkili olup olmadığı dosya üzerinden tespit edilemediği, dosya içeriğinde, (alacaklı tarafından hesaplamada borca mahsup edilen) ödemelere ilişkin çek örnekleri dahi bulunmadığından, işlemlerin hangi banka/bankalar aracılığı ile gerçekleştirildiğinin de anlaşılamadığını, Muacceliyet ve Temerrüt durumunun incelenmesi yönünden, davacı ile borçlu arasında … tarihinde imza altına alınan mutabakat mektubunun en altında Hesap devresi hakkında mukavele veya ticari teamül yoksa her takvim yılının son günü taraflarca hesabın kapatılması günü olarak kabul edilmiş sayıldığını, tespit edilen bakiyeyi gösteren cetveli alan tarafın, aldığı tarihten itibaren bir ay içinde noter marifetiyle veya taahhütlü bir mektupla veya telgrafla itirazda bulunmazsa bakiyeyi kabul etmiş sayılır.” ifadesi bulunduğunu, “Lex posterior derogat priori” prensibinden hareketle, mutabakat mektubunun geçerli olduğu düşünüldüğünü, dosyada herhangi bir ihtarname örneği vb. itirazı kayıt da bulunmadığından, … (pazar … (pazartesi) resmi tatil günlerine denk geldiğinden, hesap kapama günü olarak … yılının ilk iş günü olan … olarak belirlendiği, gecikme durumunun … (Çarşamba) tarihinde oluştuğu anlaşıldığı, temerrüt durumunun ise … tarihinde gönderilen ilamsız ödeme emrinin tebellüğ tarihi olan … tarihini takip eden (7) günlük süre sonu olan … tarihi olarak belirlendiğini, Faiz Oranlarının İncelenmesi bakımından, … tarihli ve … sayılı Resmî Gazete’de … tarafından yayımlanan “Reeskont ve Avans İşlemlerinde Uygulanacak Faiz Oranlarının Tespiti“ hakkında Tebliğ ile vadesine en çok 3 ay kalan senetler karşılığında yapılacak reeskont işlemlerinde uygulanacak iskonto faiz oranı yıllık %8,75, avans işlemlerinde uygulanacak faiz oranı ise yıllık %9,75 olarak tespit edildiği, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun uyarınca …’nin önceki yılın … günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı (%9,75), aynı Kanun’un 1 inci maddesindeki miktardan (%9) fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebildiğini, bu çerçevede, bu yıl … günü …’nin kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı %9,75 olduğundan 3095 sayılı Kanun’un 2 nci maddesine göre arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebileceğini, Alacak Tutarının Tespiti yönünden, ödeme günü olan … tarihini takip eden ve gecikme faizi talep edilebilir ilk iş günü olan … tarihi ile ilamsız takip tarihinin başlangıcı olan … tarihi arasındaki (6) günlük süre için … Avans faizi olan %9,75 üzerinden yapılan hesaplamaya göre; …. tarihli, … takip tarihli 48.503,79.-TL anapara, 9,75 faiz oranı, 78,82 faiz tutarı olduğunu, takipteki asıl alacak kalemlerinin dikkate alınması halinde alacak tutarının 48.503,79.-TL asıl alacak, 78,82.-TL gecikme faizi olmak üzere toplam 48.582,61.-TL olduğu hususunda görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre: borçlu ile alacaklı arasında … tarihli mutabakat mektubunun imza altına alındığı, davalı tarafça da mutabakat mektubuna açıkça itiraz edilmediği, mutabakat mektubunda davaya konu tutar olan asıl alacak 48.503,79 TL olduğu, dava dilekçesinde, takip öncesi faizin davaya dahil edilmediği belirtilmediği anlaşıldığından itirazlarının kısmen iptaline karar vermek gerekmiş, alacağın likit nitelikte oluşu gözetilerek de davacı lehine icra inkar tazminatına hükmolunarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalı borçlunun Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasındaki borca yönelik itirazının KISMEN İPTALİ ile,
Takibin 48.503,79.-TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 9,75 ve değişen oranlarda reeskont faizi uygulanmak suretiyle tahsilde tekerrürde yol açmamak kaydıyla devamına,
Davacının fazlaya dair isteminin reddine,
Haksız itiraz edilen 48.503,79.-TL asıl alacağın takdiren % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 3.313,30.-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 581,15.-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.732,15.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90.-TL peşin harç, 581,15.-TL başvuru harcı, olmak üzere toplam 617,05.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri olmak üzere) toplam 496,50.-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 487,13.-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
*Bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.685,42.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ve davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 932,87.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 27/02/2019

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)