Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/642 E. 2018/618 K. 02.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/642 Esas
KARAR NO : 2018/618
DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 28/09/2018
KARAR TARİHİ : 02/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketlerin inşaat sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, davacı şirketlerin …/… yılından beri … ve … illerinde ağırlıkta otel olmak üzere toplu konut, hastane ve alışveriş merkezlerinde anahtar teslim ince işler üzerine hizmet vermekte olduğunu, özellikle İstanbul başta olmak üzere tüm yurt genelinde başarı ile teslim edilen çok önemli projelere imza attıklarını, ancak müvekkili şirketlerin …/… yıllarında başlanmış olup, halihazırda devam eden projelerinden düzenli ödeme alınamaması, özellikle … yılındaki yürütmüş olduğu projelerde müvekkillerinin herhangi bir kusuru söz konusu olmadan işverenin kusuru sebebiyle projelerin uzamasına istinaden işçi, malzeme ve gider maliyet hesaplarının iş öncesi müvekkili şirketlerce yapılmış olan fizibilite ve analizlerin çok çok üzerine çıkması, yine ekli sözleşmelerdeki işverence hak edişlerin şirkete düzenli ödenmemesi nedeniyle hem zarara uğradığını, hem de piyasa borçlarının ödenemez hale geldiğini, müvekkili şirketlerin …/…/… tarihli bilançolarında aktiflerinin pasiflerini karşıladığı görülse de nakit akışındaki bozukluk ve maliyetlerdeki artış nedeniyle zor durumda bulunduğunu, kurulduğundan beri müvekkili şirketler aleyhinde hiçbir icra takibi, alacak davası ve benzeri herhangi bir davanın söz konusu olmadığını, …/…/… tarihli bilançoların incelendiğinde gecikmiş vergi borcunun bulunmadığını, güncel SGK prim borcunun bulunmadığı, geciken prim borçlarının proje sahibi işveren tarafından hak edişlerden kesilerek ödendiğinin anlaşılacağını ancak yukarıda da bahsedildiği üzere müvekkili şirketlerin kusuru olmadan işveren firmaların sebep olduğu mevcut durumu ve sunulan belgelerden de görüleceği üzere işlerin tamamlanıp ödemelerin yapılması, alacaklıların korunması konusunda hareket etmek amacıyla konkordato yoluna başvurmak zaruretinin doğduğunu belirterek İİK 287. Maddesinde belirtilen 3 ay süre ile geçici mühlet verilmesine, geçici konkordato komiseri atanmasına, geçici mühlet içinde yapılacak inceleme sonucu 1 yıllık kesin mühlet verilmesine, ve yapılacak yargılama sonucu müvekkili şirketler için talep edilen konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; 7101 sayılı kanunla değişik İİK’nın 285.maddesi uyarınca açılan adi konkordato talebine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde konkordato talebine ilişkin bir kısım belgelerin eklendiği anlaşılmıştır. Ancak sunulan belgeler arasında İİK’nın 286/e maddesinde açıklanan bağımsız denetim kuruluşu tarafından hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu gösteren finansal analiz raporu ile dayanağı belgelerin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan borçlu şirketlerin finansal tabloları, konkordato ön projesi ve benzeri belgelerden her 2 davacı şirketin de İİK’nın 286/e maddesinde belirtilen küçük işletmelerden olmadığı anlaşılmaktadır.
İİK’nın 285.maddesine göre; Borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir. Yetkili ve görevli mahkeme iflasa tabi olan borçlu için 154.maddenin 1 ve 2.fıkralarında yazılı yerdeki, iflasa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki Asliye Ticaret Mahkemesidir.
İİK’nın 286.maddesinde de talepte bulunan borçlunun talebine ekleyeceği belgeler teker teker sayılmış olup, 286/e bendine göre “Sermaye piyasası kurulu veya kamu gözetimi, muhasebe ve denetim standartları kurumunca yetkilendirilen Bağımsız Denetim Kuruluşu tarafından hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu gösteren finansal analiz raporu ile dayanakları. Şu kadar ki bu şart, 03/06/2011 tarihli ve 635 sayılı Bilim Sanayi Ve Teknoloji Bakanlığının teşkilat ve görevleri hakkında kanun hükmünde kararnamenin 28.maddesi kapsamında küçük işletmeler bakımından uygulanmaz.” hükmüne amirdir.
635 sayılı KHK’nın 28.maddesine göre; “Küçük ve orta büyüklükteki işletmeler kısaca KOBİ olarak adlandırılır. KOBİ’lerin tanımlanmasına niteliklerine, sınıflandırılmasına ve uygulamalarına ilişkin esaslar net satış hasılatları, mali bilanço tutarları ve çalışan sayısı dikkate alınarak Bakanlıkça hazırlanan ve Bakanlar Kurulunca yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir. Kurum ve kuruluşların KOBİ’lere ilişkin uygulamalarında bu yönetmelik hükümleri esas alınır.”
18/11/2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren KOBİ’lerin tanımı, nitelikleri ve sınıflandırılması hakkında yönetmelikte küçük ve orta büyüklükte işletmelerin tanımı yapılmış olup, madde 4-b’ye göre; “Küçük ve orta büyüklükte işletme 250 kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri 125.000.000,00.-TL’yi aşmayan ve bu yönetmelikte mikro işletme, küçük işletme ve orta büyüklükteki işletme olarak sınıflandırılan ekonomik birimleri veya girişimleri ifade eder.” Yönetmeliğin 5.maddesinin b fıkrasında da küçük işletme 50 kişiden az yıllık işçi istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri 25.000.000,00.-TL’yi aşmayan işletmeler olarak tanımlanır.
Davacı vekilince dosyaya sunulan dilekçesi ekindeki mali finansal raporlar ve tablolar göz önüne alındığında, konkordato talep eden her 2 davacı şirketin de çalışan sayıları ve yıllık ciroları göz önüne alındığında KOBİ niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla İİK’nın 286/e bendindeki istisnai hükümden faydalanamayacakları açıktır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; davacılar vekili tarafından İİK’nın 286 maddesi uyarınca konkordato talebine eklenmesi gerekli belgelerden bağımsız denetim kuruluşu tarafından hazırlanan ve konkordato projesinde yer alan teklifin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu gösteren finansal analiz raporları ile dayanakları belgelerin sunulmayışı gözetilerek, söz konusu hükümde bahsedilen talebe eklenmesi gerekli olan belgelerin dava şartı niteliğinde olduğu ve söz konusu dava şartının da sonradan giderilmesi mümkün dava şartlarından olmayışı mahkememizce değerlendirilerek, sonuç olarak dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/10/2018

Başkan …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Katip …
¸(e-imzalı)