Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/640 E. 2018/617 K. 02.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/640
KARAR NO : 2018/617
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 28/09/2018
KARAR TARİHİ : 02/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile davalı firma arasında …/…/… tarihinde akdedilen kontenjan sözleşmesi ile müvekkilinin davalı firmaya ait … İli, … İlçesi, … Köyü … ada … parseldeki otelde 2+1 villada, 20 günü yüksek sezon 25 günü düşük sezonda olmak üzere toplam 45 geceleme hakkı bulunduğunu, sözleşmeye göre müvekkilinin bu hakkını dilerse kendi, dilerse de misafirlerine kullandırabileceğini, … yılı turizm sezonunda müvekkilinin bu hakkını kullanmak üzere gerek kardeşi … … vasıtasıyla gerekse kendisinin doğrudan konaklama talebini ilettiğini, sözleşmeye göre davalı firmanın, konaklama talebine 48 saat içinde yanıt vererek rezervasyon onayını göndermesi gerekirken, bugüne kadar müvekkilinin ve kardeşi …’nın hiçbir talebine yanıt dahi vermediğini, müvekkilinin turizm sezonu pek yakında sona erecek olması ve davalı firmanın tavrından ilave süre vermenin faydasız nedeniyle …/…/… tarihinde ihtarname göndererek davalı firmanın temerrüte düşmüş olduğunu ve tazminat talebinde bulunduğunu, davalı firmanın …tarihinde tebliğ edilen ihtarnameye de herhangi bir yanıt vermediğini, müvekkilinin uğradığı zararın tazmini amacıyla bu davayı açmak zorunda kaldığını, zararın hesabında somut hesaplama değil, soyut hesaplama yönetiminin kullanılmasını ve böylece davalı firmanın sözleşme kapsamındaki villada 20 günü yüksek sezonda, 25 günü düşük sezonda olmak üzere toplam 45 gecelemenin satışından elde edebileceği gelirin ödenmesini talep ettiklerini, yapılacak bilirkişi incelemesiyle de bu durumun tespit edilebileceğini, müvekkilinin ve ailesinin yaz tatili için yaptığı tatil planını davalı firmanın bu olumsuz tavrı nedeniyle bozmak zorunda kaldığını, bunların müvekkilinde yarattığı moral bozukluğu ve kırgınlığın tedavi edilmesi için 5.000,00.-TL manevi tazminat taleplerinin olduğunu belirterek sonuç olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00.-TL maddi tazminata ve 5.000,00.-TL manevi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren ticari işlere uygulanan en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığının res’en araştırmakla yükümlüdür.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Anılan kanunun 3. Maddesinde ;
Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi şeklinde tanımlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasındaki ilişki, tüketicinin ayni hakka konu bir taşınmazın satış bedelini veya şahsi hakka konu taşınmazın kullanım hakkı bedelini önceden peşin ödemeyi, satıcı veya sağlayıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı ya da kullanım hakkını tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşme türü olduğu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmesinin başlığı her ne kadar kontenjan sözleşmesi olarak düzenlenmiş ise de, kontenjan sözleşmesinin otel ve seyahat acentesi arasında düzenlenen bir sözleşme türü olduğundan her iki tarafın da tacir sıfatını taşıması gerektiğinden, söz konusu sözleşmenin kontenjan sözleşmesi olarak addedilemeyeceği, çünkü taraflar arasında akdedilen sözleşmenin içeriği incelendiğinde davacının kendi şahsı ve misafirleri için davaya konu villaların yılda 45 günlük kullanım hakkına ve bu kullanım hakkı bedelini peşin ödemeye ilişkin olduğu açıktır. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Kanununun 3. Maddesi göz önüne alındığında, söz konusu sözleşmenin anılan kanunun 50. maddesinde düzenlenen uzun sürekli tatil hizmetleri sözleşmesi mahiyetinde olduğu kanaatine varılmış olmakla, davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu, uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği nazara alınarak, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2.m.uyarınca davanın usulden reddi ile kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde dosyanın görevli Antalya Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,
Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın görevli Antalya Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
2-Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce değerlendirilmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 03/10/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)