Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/63 E. 2019/212 K. 08.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/63
KARAR NO : 2019/212
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/01/2018
KARAR TARİHİ : 08/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile davalı tarafın aralarındaki ticari ilişkiye istinaden mal alışverişinde bulunduklarını, müvekkili şirketin, işbu ticaretten ötürü, davalıya fatura kestiğini ve davalının fatura tebliğine müteakip bir faturanın …-TL’lik bakiyesini müvekkili şirkete ödemediğini, bu nedenle, taraflarınca bakiye alacağından dolayı Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, davalı tarafça hiçbir gerekçe gösterilmeksizin, sırf ödeme tarihini öteleyebilmek adına takibe ve ferilerine haksız ve hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde itiraz edildiğini, müvekkilinin davalı tarafa malını kusursuz ve eksiksiz olarak teslim ettiğini, ancak davalı hiçbir gerekçe yokken uzunca bir zamandır kalan bakiyesini müvekkiline ödemediğini, söz konusu ödenmemiş bedel nedeniyle müvekkilinin ticari kayıplar yaşadığını, ödemelerinde sıkıntıya düştüğünü belirterek haksız itirazın iptaline, davalı taraf aleyhine %20‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davaya konu icra takibinde görüleceği üzere icra takibine yapılan itirazın gerekçeli yapılmış olup faturaya, faturanın tebliğine, fatura içeriğindeki malın teslimine, teslim tarihine, ferilerine ve diğer hususlara açıkça itiraz edildiğini, dolayısıyla davacı vekilinin “hiçbir gerekçe gösterilmeksizin, sırf ödeme tarihini öteleyebilmek adına” şeklinde belirttiği beyanları ve itirazı gerçeği yansıtmadığını, icra takibine itirazımızın ekinde sundukları ödeme belgelerinde görüleceği üzere takibe konu faturada görülen meblağdan daha fazlası vekil eden şirekt tarafından alacaklıya ödendiğini, ayrıca alacaklıyla aralarında bulunan iş ilişkisi dolayısıyla alacaklının eşine ait kredi kartlarının da taraflarınca ödendiğini, ayrıca alacaklıya elden de para verildiğini, müvekkili şirketin borçluya itirazın iptali istenen icra takibinden kaynaklanan herhangi bir borcu bulunmadığını, ayrıca kabul anlamına gelmemekle birlikte bu alacağın neye göre belirlendiği açık olmadığını, fatura üzerinde ödeme tarihi de bulunmadığını, bu nedenle alacaklı tarafından talep edilen faize, faizin başlatıldığı tarihe de açıkça itiraz ettiklerini, alacaklı ile borçlu şirket yetkilisi arasında istenmeyen olaylar olduğunu, bunun üzerine alacaklının intikam almak amacıyla kötüniyetli olarak işbu takibi başlattığını, kötü niyetli olduğunu belirtmiş olup, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava: Ticari satım akdi uyarınca fatura alacağından kaynaklı alacağın tahsili için girişilen ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde: davacı alacaklı tarafça, borçlu davalı aleyhinde …-TL asıl alacak, 723,45.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam …-TL alacak üzerinden ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlu vekili tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesi ile borca itiraz edilerek takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi bakımından dosyamız mali müşavir bilirkişi …’e tevdi edilerek rapor aldırılmış bilirkişi havale … tarihli raporunda: Davacı tarafın ticari defterlerine göre, taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve bu ticari ilişki gereğince davalı şirket adına düzenlenmiş dava konusu alacağın dayanağı olan faturaya istinaden takip tarihi itibariyle davacının bakiye 13.170,46.-TL tutarında davalı şirketten alacağının olduğu, davalı şirket vekilinin icra takip dosyasına ve dava dosyasına sunduğu dilekçelerdeki beyanları ve belirtilen bilgiler karşısında dava konusu alacağın dayanağı olan fatura ve muhteviyatı malların davalı şirkete teslim edilip edilmediğinin mahkemenin takdirinde olduğu hususunda görüş ve kanaat bildirmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2016/4087 esas, 2017/261 karar sayılı içtihadından da açıklandığı şekilde, ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacağı belirtilmektedir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında faturaya dayalı ticari ilişkinin bulunduğu, bu ilişki kapsamında davacının bakiye alacağı olduğu iddiasıyla davalı hakkında başlattığı icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğu ve eldeki itirazın iptali davasının ikame edildiği, davalının mal teslimine ilişkin itirazlarının bulunmadığı, takibe konu borcun ödendiğini ve davacının bir alacağı olmadığını cevap ve takibe itiraz dilekçelerinde beyan ettiği, tarafların tacir olması ve delil olarak dayanılması nedeni ile tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırıldığı, davacının usulüne uygun tutulan defterlerinde … yılından … TL devir ve 4 adet faturanın kayıtlı olup bu devir ve faturalar toplamı …-TL olduğu, karşılığında …-TL tutarında tahsilat yapıldığı, dolayısıyla davacının bakiye …-TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, bilirkişi raporunun davalıya tebliğ edildiği ve yasal süresi içerisinde rapora karşı itirazda bulunmadığı, davalının ticari defter ve belgelerinin incelenmesi için davalıya defter ibrazı için usulüne uygun davetiye çıkarılmış olmasına rağmen davalı tarafça ticari defter ve belgelerin ibraz edilmediği, davalının mal teslimine ilişkin açıkça bir inkarının da savunmalarında yer almadığı, bu durumda yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve içtihatlar gereği, defter ibrazından kaçınan davalı karşısında davacının usulüne uygun tutulan defterlerinin davacı lehine delil teşkil ettiği, bu şekilde davacının asıl alacak yönünden iddialarını kısmen ispat ettiği, davalının usulüne uygun temerrüde düşürülmediği sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalının Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile;
Takibin …-TL asıl alacak üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden sonra yıllık % 9 yasal faiz uygulanmasına,
…-TL asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya dair isteminin reddine,
Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 899,67.-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 339,81.-TL harcın mahsubu ile bakiye 559,86.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 339,81.-TL peşin harç, 35,90.-TL başvuru harcı, olmak üzere toplam 375,71.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri olmak üzere) toplam 482,50.-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 373,29.-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
*Bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 08/03/2019

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)