Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/626 E. 2019/152 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/626 Esas
KARAR NO : 2019/152
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 24/09/2018
KARAR TARİHİ : 21/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin, … Odasına … sicil no ile kayıtlı bir anonim şirket olduğunu, davalı şirketin kuruluşunun müvekkil davacıların …’a çıkarmış oldukları arsa alımına dair vekâletnamelere dayanmakta olduğunu, söz konusu vekaletnameler incelendiğinde davacı müvekkiller adına şirket kurmak gibi herhangi bir yetki tanınmadığını, vekâletin, esas itibariyle iş sahibinin yararına kullanılması gerektiğini, işin vekil edenin iradesine uygun yapılması gerektiğini, vekilin onun iradesi ve talimatı ile bağlı bulunduğunu, vekilin bu yükümlülüğü yerine getirmediği, üstüne üstlük bir de vekâletnameyi, vekil edenin zararına ve kendisinin ya da başka birinin çıkarına kullandığı takdirde vekâlet sözleşmesinin kötüye kullanılmasının söz konusu olacağını, her türlü veya bir grup hukuki eylem veya işlemin yapılmasına ilişkin vekâlet sözleşmelerine genel vekâlet sözleşmeleri ismi verildiğini, bazı işler içinse özel vekâlet sözleşmesi gerektiğini, dava açmak, sulh olmak, tahkim sözleşmesi yapmak, feragat, kabul, ibra, teklif edilen yemini kabul etmek veya reddetmek, hükmedilen şeyi almak, haczi kaldırmak, kambiyo taahhüdünde bulunmak, bağış yapmak ve özellikle bir taşınmazı temlik etmek veya ipotek gibi bir yükümlülük altına sokmak özel yetkiler olup ancak vekâletname içerisinde belirtildiğinde bunlara yönelik işlemler vekil tarafından yerine getirilebileceğini, kaldı ki şahsa verilen vekâletnamelerde de avukata verilen vekâletnamelerdeki gibi aynı kuralların kıyasen geçerli olduğunu, müvekkillerin hastalığı ve nasıl olsa ölür mantığında yapılıp gizlendiğini belirterek, davalı şirketin haklı nedenlere dayalı olarak hem kuruluşu yasal olmayan şirketin iptali hem de bugüne kadar yapmış olduğu işlemlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı adına usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen, cevap vermediği gibi duruşmalara da katılmamıştır.
Dava; davalı şirketin kuruluşu dahil, kuruluşundan bu yana yapılan işlemlerin sahteliği ileri sürülerek mutlak butlan ile malul olması sebebiyle şirketin feshi ile ticaret sicil kaydının terkini istemiyle açılan davadır.
6100 sayılı HMK’nın 14.maddesine göre; “Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Özel hukuk tüzel kişilerinin ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için ilgili tüzel kişinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.”
Buna göre ve dava dosyasındaki deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davanın davacı şirket ortakları tarafından davalı şirkete karşı husumet yöneltilerek açılması, uyuşmazlığın şirketin kuruluş işlemlerindeki sahtecilik iddialarına dayanması, davalı şirketin şirket merkezinin … İlçesinde oluşu göz önüne alındığında, mahkememizin yetkili olmadığı, HMK’nın 14.maddesindeki yetkiye ilişkin düzenlemenin kesin yetkiye ilişkin oluşu, kesin yetkinin HMK’nın 114 maddesi uyarınca dava şartlarından oluşu gözetilerek ve resen göz önünde bulundurulması gerekli hususlardan oluşu sebebiyle sonuç olarak kesin yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kesin yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,
Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın yetkili Alanya Nöbetçi Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
3-Harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.21/02/2019

Başkan …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Katip …
¸(e-imzalı)