Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/52 E. 2018/46 K. 23.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/52 Esas
KARAR NO : 2018/46
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/01/2018
KARAR TARİHİ : 23/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı kooperatif arasında davalı kooperatife ait olan … sayılı taşınmazda … adet villa yapımı konusunda anlaşma sağlanmış olup, yapılan anlaşma gereğince … tarihinde taraflarca sözleşme imzalandığını, sözleşme uyarınca müvekkilinin davalıya ait arsa üzerine … adet (… adet villa müteahhide ait olmak üzere) villa yapmayı ve yapılan villaları %80 inşaat aşamasına getirip davalı kooperatife teslim etmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkilinin taahhüt ettiği gibi villa inşaatına başladığını ve inşaat devam ederken kooperatife de üye olarak … adet villayı da kooperatif üyesi olarak kendisinin satın aldığını, böylelikle davacının … adet villasının, davalı kooperatifin ise … adet villasının mevcut olduğunu, sözleşme ile davalı kooperatife ait olması kararlaştırılan … adet villadan 3’ünü davacı satın aldığından, geri kalan ve davalıya ait olan … adet villanın sözleşmeye uygun olarak %80 inşaat seviyesine getirdiğini ve … tarihinde davalı kooperatife eksiksiz olarak teslim ettiğini, müvekkilinin tüm taahhütlerini yerine getirmesine ve inşaatı sözleşme uyarınca belirlenen %80 seviyesine getirip eksiksiz şekilde ve hiçbir itirazi kayıt olmaksızın davalı kooperatife teslim etmesine rağmen, davalı kooperatifin ödemesi gereken bedeli bugüne kadar ödemediğini, davalı kooperatif tarafından müvekkiline bugüne kadar sadece ….-TL ödendiğini, sözleşme gereği müteahhide ödenmesi gereken toplam inşaat bedelinin …-TL olduğunu, müvekkilinin bakiye …-TL alacağının davalı kooperatifçe ödenmediğini, davalı kooperatifin müvekkilinin hak kazandığı bedeli ödememek için kötü niyetle mal varlığını eksiltme ve alacağın tahsili imkanını zorlaştırmakta olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik …-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini ihtiyati haciz talepli olarak talep ve dava etmiştir.
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsiline ilişkindir.
Dava 6102 sayılı TTK’nın yürürlüğe girdiği … tarihinden sonra açılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 4. Maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması, ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgisi olup olmadığına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğer için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari niteliğe getirmeyecektir. Zira, TTK kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı kanunun 2.maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5.maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler 6100 sayılı HMK’nın 1.maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz aşamasında Yargıtayca resen incelenir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99.maddesi uyarınca kooperatifler kanunundan kaynaklanan hukuk davalarının tarafların sıfatlarına bakılmaksızın ticari dava olduğu kabul edilmişse de, taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklandığından, genel olarak kooperatif ve ortakları arasındaki uyuşmazlıkların ifade edildiği Kooperatifler Kanunu’nun anılan hükmünün somut olayda uygulama yeri olmadığından eldeki davanın Kooperatifler Kanunu gereği ticari dava olduğu sonucuna ulaşılması mümkün olmadığı gibi, eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir düzenleme de bulunmamaktadır. Eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için tarafların her ikisinin birden tacir olması ve uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması zorunludur.
Davacının uyuşmazlığa konu ve yaptığını iddia ettiği işin ticari işletmesiyle ilgili olarak yapıldığı açık olup, buna karşılık davalı kooperatifin yapı kooperatifi olup, tacir olarak kabulü mümkün değildir. Şöyle ki 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1.maddesinde kooperatifler “Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarının iş gücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklar” olarak tarif edilmiştir. Maddede kooperatifin ortaklık (şirket) olduğu belirtilmiş ise de, bu ortaklığın ticari nitelikte bir ortaklık olduğu yönünde açıklama ve belirleme yapılmamıştır. Kooperatifler, kâr – zarar amacından ziyade sosyal yönü ağır basan ortaklıklardır. 6102 sayılı TTK’nın 124/1.maddesinde kooperatifler ticari şirketler arasında sayılmış ise de, aynı maddenin 2.bendinde kooperatifler “şahıs şirketleri” ve “sermaye şirketleri” arasında gösterilmemiştir. TTK’nın 124.maddesinin 1 ve 2. bentleriyle 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1.maddesi birlikte değerlendirildiğinde yapı kooperatiflerinin ticaret şirketi olmadığı, sosyal niteliği ağır basan, kendine özgü bir ortaklık olduğu anlaşılmaktadır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davalının yapı kooperatifi olup tacir niteliği taşımadığından, davanın kanunda özel olarak düzenlenen dava türlerinden olmadığından, davayı ticari dava saymak ve Ticaret Mahkemesini görevli kabul etmek mümkün değildir. Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olup, görev hususunun kamu düzenine ilişkin oluşu, aynı zamanda HMK’nın 114 maddesi uyarınca dava şartlarından oluşu göz önünde bulundurularak, mahkememizin davaya bakmakla görevli olmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla sonuç olarak göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya … Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli OLDUĞUNA,
3-Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın görevli … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
5-Dosyanın süresinde görevli mahkemeye aktarılması durumunda harç ve yargılama giderinin HMK’nın 331/2. Maddesi gereğince görevli mahkemece nazara ALINMASINA,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/01/2018

Başkan …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Katip …
¸(e-imzalı)