Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/478 E. 2018/854 K. 25.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/478 Esas
KARAR NO : 2018/854
DAVA : Tazminat ( Maddi Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/07/2018
KARAR TARİHİ : 25/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Maddi Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket tarafından …/…/…-… tarihli kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olan … … … plakalı aracın …/…/… tarihinde sürücü …sevk ve idaresinde iken zeminde bulunan çukura aracın sağ ön lastik kısmının düşmesi sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağına göre kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün kusurunun olmadığı, yol üzerindeki çukur oluşumuna neden olan kurumun kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davalının kusuru sonucunda oluşan 1.205,00.-TL zararın yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana geldiği yolun kontrol, bakım ve gözetiminin belediye tarafından gerçekleştirildiğinden müvekkiline işbu davada husumet yöneltilemeyeceğini, davaya bakmaya görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davanın reddini talep etmiştir.
Dava; davacı kasko sigortacısı tarafından dava dışı sigortalısına ödediği tazminat bedelinin, kusur sorumluluğu ilkesi gereğince davalıdan tahsiline ilişkin rücuen tazminat davasıdır.
6102 sayılı TTK’nda değişiklik yapan ve 01/07/2012 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6335 sayılı kanunun 2.maddesi ile 6102 sayılı kanunun 5.maddesinin 3.fıkrası değiştirilmiş ve asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak düzenlenmiştir.
Bir davanın ticari dava olarak nitelendirilebilmesi için; her iki tarafın tacir olması, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili bulunması ya da uyuşmazlığın TTK’nda düzenlenen hususlardan kaynaklanması veya davanın ticari dava sayılacağına ilişkin özel bir düzenleme bulunması gerekir. Somut olayda, yanlar arasındaki uyuşmazlık 6098 Sayılı TBK’nun 49 ve devamı maddesinde düzenlenmiş bulunan haksız fiil hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Dava halefiyete dayalı sigorta rücu davası esas itibariyle sigortalısının kendisine zarar verene karşı açacağı bir tazminat davası niteliğinde olduğundan bu davanın hukuki sebebi de sigortalı ile zarar veren arasındaki hukuki sebeptir. Bu nedenle hukuki sebep haksız eylem olduğundan görevli mahkeme HMK’nın ilgili hükümlerine göre belirlenir. Sigortalı ile zarar veren arasındaki ilişki ticari nitelikte değilse böyle bir davanın ticaret mahkemesinde açılması mümkün değildir.
Dava, halefiyet yolu ile talep edilen tazminata ilişkin olup, bu tür davalarda asıl hak sahibi olan kişi hangi mahkemede dava açabilecek ise onun halefi olan sigortacının da aynı mahkemede dava açması gerekir. Sigorta ilişkisinden kaynaklanan bir uyuşmazlık da söz konusu değildir. Somut olayda her ne kadar taraflar tacir ise de; Davacı sigorta şirketinin sigortalısı konumunda bulunan dava dışı üçüncü kişinin tacir olmaması ve hasara uğrayan aracın da ticari araç olmaması nedeni ile açılan davanın 6102 sayılı TTK’da sayılan ticari davalardan olmadığı da göz önüne alındığında mahkememizin davaya bakmakla görevli olmayıp, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu değerlendirilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle Asliye Hukuk Mahkemelerinin davaya bakmakla görevli oluşu, görev unsurunun dava şartlarından oluşu ve re’sen gözetilmesi gerektiği de göz önüne alınarak, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2.mad.uyarınca usulden REDDİNE,
2-Davaya bakmaya Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli OLDUĞUNA,
3-Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın davaya bakmakla görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
5-Dosyanın süresinde görevli mahkemeye aktarılması durumunda harç ve yargılama giderinin HMK’nın 331/2. Maddesi gereğince görevli mahkemece nazara ALINMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı , kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.25/12/2018

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı