Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/471 E. 2021/1049 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/471 Esas
KARAR NO : 2021/1049
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 17/07/2018
KARAR TARİHİ : 21/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket ve davalı şirketin tek ortağı ve yetkilisi olan diğer davalı arasında sözleşme akdedildiğini, işbu sözleşme ile … bulunan ve davalı şirkete ait olan … maden ocağının ruhsatının, işletme sahası ile birlikte, müvekkili şirkete devri için yapılacak işlemler ve bunların finansmanı ile devir şartları düzenlendiğini, ayrıca danışmanlık hizmeti alımına ve şirket yetkilisi davalı … yönünden rekabet yasağına ilişkin düzenlemeler yapıldığını, sözleşmenin 3. maddesinde müvekkili şirketin maden ocağına yapacağı yatırım ve devir sürecinin belirlenmiş olup, birinci aşamada Maden Ocağının İşletmeye hazır hale getirilmesi ve gerekli altyapı ile makine teçhizatın alınması, personelin oluşturulmasının öngörüldüğünü, Ocaktan direk satışların başlatılması ve Ocaktan çıkacak ham madde ile harici fabrikalarda fason mal ürettirilmesinin hedeflendiğini, bu aşamada Maden Ocağının işletmenin fiili devrinin şu şekilde olacağını; …’nın tam temsil yetkisi ile donatılmış olarak …’te Genel Müdür sıfatı ile istihdam edileceğini, …’ün ise daimi temsilci olarak atanacağını, aynı zamanda da ruhsat ve izinlerin devri için gerekli tüm belgelerin devreden ve devralan tarafından hazırlanıp bakanlık (…) nezdinde gerekli işlemlerin hemen başlatılacağını, yatırımın ikinci aşamasında ise birinci aşamada başlatılan devir işlemlerinin tamamlanmasından sonra yapılacak işlerin planlanacağını, söz konusu hüküm doğrultusunda, …’ün daimi nezaretçi, …’nın da genel müdür sıfatı ile davalı şirketin bünyesinde görev yapmaya başladıklarını ve ekip kurularak gerek saha düzenlemeleri gerekse alt yapı çalışmalarının derhal başlatıldığını, işletme ruhsatının devrinin sağlanması için de idari mevzuat çerçevesinde gerekli belgelerin hazırlanması ve izinlerin alınması için işlerin takip edildiğini, gerek sahada gerekse idareler nezdinde tüm işlerin müvekkili şirket temsilcisi olarak davalı şirket bünyesinde istihdam edilen … tarafından yapıldığını, sahada yapılan işlerin masraflarının da, idarelere yapılan ödemelerin de müvekkili şirket tarafından karşılandığını, ayrıca personelin barınma ve ulaşım giderleri ile maaş ve SGK primleri dahi müvekkili şirket tarafından ya da müvekkili şirketten davalı şirkete gönderilen paralar ile ödendiğini, sözleşme bedelinin ilk ödemesi olan 200.000,00.-TL’nin de 25.10.2017 tarihinde ödendiğini, ne var ki daha devir için gerekli evrakların hazırlanması aşamasında, davalı şirketin … ve Orman Genel Müdürlüğü nezdinde mevcut cezaları bulunduğunun öğrenildiğini, söz konusu cezalar hakkında davalı tarafça hiçbir bilgi verilmemiş olup, müvekkili şirketin kendisinden saklanmış olan bu cezaları sırf işlemlerin yürütülebilmesi için ödemek zorunda kaldığını, hatta sonradan davalı şirketin icra borçları dahi gündeme geldiğini ve bunların dahi müvekkili şirket tarafından ödendiğini, 2017 yılının Ekim ayından, 2018 yılının Nisan ayına kadar müvekkili şirketin sözleşme konusu maden ocağı için, ocak kendisininmiş gibi özenle ve basiretle para ve mesai harcadığını ve yatırım yaptığını, buna karşılık davalı tarafın sürekli olarak müvekkili şirketin güvenini zedeleyecek ve sözleşme konusu devrin gerçekleşmesini engelleyecek eylemlerde bulunduğunu, bunlardan ilkinin yukarıda izah edilmiş olup bir diğerinin de sözleşmeye konu edilen ruhsatların müvekkili şirkete teslim edilmemesi şeklinde yaşandığını, davalı şirket yetkilisinin ruhsatları vereceğine dair müvekkili şirketi oyalayıcı beyanları sırasında, ruhsatların kaybolduğunun gazetede çıkan kayıp ilanından öğrenildiğini, sahada alt yapı çalışmaları devam ederken, yöre halkı ile kurulan ilişkiler sırasında, sahanın geçmişi ile ilgili olarak, müvekkili şirket tarafından kabul edilemez olan bir takım bilgilerin, davalı şirket yetkilisi tarafından gizlendiğinin anlaşıldığını, buna göre müvekkili şirketin resmi olarak devralmaya hazırlandığı sahanın geçmişte suç teşkil eden eylemlerde kullanıldığı, davalı şirketin bir önceki hissedarlarının döneminde, şirket müdürünün kenevir imalatına iştirak etmesi nedeni ile hakkında soruşturma başlatıldığı, bu nedenlerle ocakta üretilen malın ihracı için gümrük izinlerinin alınamadığı yönünde bilgiler edinildiğini, müvekkili şirketin dahil olduğu şirketler grubunun gerek iç piyasada gerekse uluslararası ticari piyasada tanınan, prestij sahibi şirketler olduğunu, müvekkili şirketin gerek kendisinin gerek bağlı bulunduğu grubun gerekse şirket yetkililerinin itibarlarına düşecek en ufak bir gölgeye dahi tahammülü olamayacağını, ne var ki davalı şirket ve yetkilisinin sonuçlarını bildiği halde böyle önemli bir bilgiyi sakladıklarını, davalı şirket ve yetkilisinin müvekkili şirketin bağlı bulunduğu şirketler grubunu ve yetkililerini çok iyi tanımakta olup, bu durumun sözleşme öncesi görüşmeler ve sözleşmenin imzalanması sırasında müvekkili şirketten kasıtlı olarak gizlenmiş olmasının müvekkili şirket yönünden sözleşmeden dönme nedeni olduğunu zira, davalıların sözleşme öncesi görüşmelerde dâhil olmak üzere sorumlu bulundukları dürüstlük kuralına uymadıklarını, davalı tarafların akde aykırı eylemlerinin bununla sınırlı kalmadığını, sözleşme konusu sahanın geçmişi ile ilgili yörede öğrenilen bilgilerin araştırması sürerken, bu defa sahada karot alımı yapıldığının görenler tarafından bildirildiğini, şirket müdürü olarak görev yapan …’nın ve diğer çalışanların bilgisi dışında sahaya girilmesi karşısında, durumun yerinde görülüp ve fotoğraflama yapılmış olup, sorulduğunda karot alımının davalı şirket yetkilisinin bilgisi dâhilinde yaptırıldığının anlaşıldığını, bu durumun da sözleşmeye aykırı olup, müvekkili şirkete devredileceği ve onun tarafından işletilmesi planlanan bir sahada başkaca bir maden için test yapılamayacağını, sonradan kaçak olarak yapıldığı da öğrenilen karot alımının bir başka maden için yaptırıldığının davalı şirket yetkilisinin sözleşme konusu sahada bir başka maden arama ruhsatı aldığının ve bunun pazarlamasına giriştiğinin öğrenildiğini, sözleşmede davalı şirket yetkilisi olan diğer davalı yönünden rekabet yasağının düzenlendiğini, buna göre davalı …’ın hem kendi adına hem de eşi ve oğlu adına, “işbu sözleşme tarihinden itibaren 5 (beş) yıl boyunca, taraf şirketlerin faaliyet alanına giren …, alçı taşı ve türevleri konusunda başka bir kurum, firma ya da kişiyle ortaklık kuramayacaklarını, bedelli ya da bedelsiz olarak üçüncü kişilere bu konularda bir hizmet veremeyeceklerini, kendi hesaplarına rakip bir işletme açmayacaklarını, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınacaklarını” taahhüt ettiğini, davalı şirket yetkilisinin, tek ortağı ve yetkilisi olduğu bir diğer şirket olan Minitalya Madencilik Enerji San ve Tic. A.Ş.’nin Pomza üretim işletmesi amacıyla kurulu olduğu ve bu çerçevede kalmak kaydı ile yasak dışında bırakıldığının da sözleşmede kayıtlı olup, buna rağmen davalı şirket yetkilisi tarafından bu şirket adına, üstelik müvekkili şirket tarafından devralınacak olan saha içinde, bir başka maden arama ruhsatı çıkarıldığını, bu durumun hem rekabet yasağı hem de davalı şirketin devir vaadi yönünden sözleşmeye aykırılık oluşturmakta olduğunu, sözleşmenin 12. Maddesinde davalı şirketin yetkilisi eli ile danışmanlık hizmetleri sunacağının kayıt altına alınmış olup, davalı şirkete danışmanlık bedeli altında ödemeler yapıldığını ancak sözleşmede kayıtlı çalışma ve araştırmaların hiçbirinin gerçekleştirilmediğini, müvekkili şirkete danışmanlık hizmeti verilmediğini, devir prosedürünün gerekliliklerinden biri olması nedeni ile …’den bir heyet gelip saha incelemesi yaptığını ve geçmiş yıllarda daimi nezaretçi defterinin gereği gibi tutulmaması ve tasdikinin yapılmaması nedeni ile yeni bir ceza daha düzenlendiğini, gerek sahanın ve davalı şirketin geçmişinde uyuşturucu imalatı ile ilişkilendirilen vakaların mevcut olması, gerek madenin münhasıran müvekkili şirket işletmesinde olmasını engeller şekilde başka bir ruhsat alınmış olması, gerek davalı şirket yetkilisinin alenen rekabet yasağına aykırı hareket ederek, sahada başka maden için ruhsat çıkartıp bunun pazarlamasına girişmesi, gerek geçmiş dönem defterlerinin usulüne uygun olmaması nedeni ile kesilen cezanın ödenmemesi sureti ile devrin gerçekleşmesinin engellenmesi, gerekse sözleşmede kayıtlı edimlerin yerine getirilmemesi nedenleri ile devir prosedürüne devam edilemeyeceğini ve müvekkili şirket yönünden maden ocağı ve ruhsatın devralınmasının kendisinden beklenemez hale geldiğinden sözleşmeden dönülmesinin gerektiğini, sözleşmenin 9. Maddesinin sözleşme ile amaçlanan devrin gerçekleşmemesi durumunda, devreden tarafından devralana, kayıtsız şartsız, 750.000,00.-TL ödeneceğini, devrin devredenden kaynaklı sebepler ile gerçekleşmemesi halinde ise devralan tarafından yapılan ödemelerin iade edileceğinin kayıtlı olduğunu, yine sözleşmenin yedinci maddesi üçüncü kişilere yapılan ödemelerin rücuen tazminini düzenlemekte olduğunu, devrin gerçekleşmemesi sonrasında müvekkili şirket tarafından sözleşmeden dönüldüğünün sözleşmede düzenlendiği şekilde davalı şirket yetkilisinin kayıtlı e- posta adresine gönderilen e-posta ile bildirildiğini, aynı bildirimde sözleşmede kayıtlı ödemelerin yapılmasının ve müvekkili şirket tarafından yapılan masraf ve ödemelerin iadesinin istendiğini, davalılar tarafından yapılan bir ödeme olmadığı gibi yapılan görüşmelerden de bir sonuç alınamadığını, Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibine girişilmek zorunda kalınmış olup, müvekkili şirketin fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak davalı şirket ve müşterek borçlu diğer davalıdan, sözleşmede kayıtlı 750.000,00.-TL ile müvekkili şirket tarafından yapılan harcama, ödeme ve masrafların 433.394,00.-TL’sinin tahsili, davalı şirket yetkilisinden ise, rekabet yasağına aykırılık nedeni ile doğmuş bulunan 250.000,00.-TL cezai şartın tahsilinin talep edildiğini, davalı şirket ve yetkilisi tarafından takibe haksız şekilde itirazda bulunulduğunu ve takibin durmasının sağlandığını belirterek, yapılan haksız itirazların ayrı ayrı iptali ile her iki borçlu yönünden takibin devamına, haksız itiraz nedeni ile davalıların ayrı ayrı asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin, davacı ile yapılan sözleşmeye ve sözleşmenin devamındaki süreçte yapılan yazışma ve görüşmelere uygun hareket ettiklerini, sözleşmesel yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdiklerini, MK 2’de düzenlenen “dürüstlük kuralına” sıkı sıkıya bağlı kaldıklarını, kesinlikle “kötüniyetli” ya da “ticari örf ve adete aykırı” davranışta bulunmadıklarını, müvekkillerinin taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak, müvekkillerinden … Madencilik Kimya Sanayi Ve Ticaret A.Ş’ye ait olan … köyünde bulunan … ruhsat numaralı … Maden Ocağı ve İşletme Sahasının Tüm Haklarının davacıya devri ile ilgili olarak üzerlerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiklerini, maden ruhsatının devrine ilişkin yasal düzenleme 3213 Sayılı Maden Kanunu 5. Maddesinde ve 21.09.2017 tarihli ve (RG 30187) Maden Tüzüğü’nün 82. Maddesinde düzenlendiğini, maden ocağı ruhsatının davacı şirkete devri için gerekli tüm işlemlerin müvekkillerince yerine getirildiğini ve devirde yasaya ve yönetmeliğe aykırılık söz konusu olmadığı için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının devir onayı verdiğini, sözleşmenin 8. Maddesinde “Devir işlemlerinin tamamlanmasından önce devralanın yatırım kararından vazgeçmesi halinde, devralan, durumu devreden’e ait olan aşağıda kayıtlı elektronik posta adresine göndereceği bir bilgilendirme notu ile bildirecektir.devralan, devirden vazgeçtiğini bildirdikten sonra, işletme için yapmış olduğu ve gider olarak kabul edilen masraflarını talep edemez.” düzenlemesi yapılmış olup, davacının iddia ve taleplerinin bu maddeye de aykırılık teşkil etmekte olduğunu, sözleşmenin 9. Maddesinde; “… Madencilik Üretim Sanayi ve Ticaret A.Ş adına ruhsat ve izinlerin alınamaması halinde, devreden tarafından devralan’a 750.000,00.-TL hiçbir ihtirazı kayıt, defi ya da itiraz öne sürülmeksizin nakden ödenecektir.” düzenlemesi yapılmış olup, davacı yanın 750.000,00.-TL’lik talebinin haksız ve yersiz olduğunu, davacı yanın sözleşmeye ve kanuna aykırı olarak ve yasal bir neden olmaksızın sözleşmeden caydığını belirterek, davanın reddi ile %20’den az olmamak üzere tazminata hükmolunmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; taraflar arasında akdedilen sözleşme, ödeme belgeleri, cari hesap ekstresi, maden arama ruhsatı fotokopisi sunulmuş, Enerji Tabi Kaynaklar Bakanlığı’ndan maden ocağı ve işletme sahasına ilişkin dosya celp edilmiş, davacının tanıkları dinlenmiş, Orman Genel Müdürlüğünden ve Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünden davalıya ilişkin kayıtlar getirtilmiş, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Hazine Bakanlığından dava konusu maden ocağı ile ilgili kayıtlar celp edilmiş, SGK dökümleri getirtilmiş, Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve … Esas sayılı dosyaları celp edilmiştir.
Dava; itirazın iptali davası niteliğinde olup, taraflar arasında davalı şirkete ait maden ocağının ruhsatının devrine ilişkin tarihsiz protokolün varlığı ihtilafsız olup, yine davacının sözleşmeye aykırılığa dayanarak sözleşmeden tek taraflı olarak döndüğü hususu da ihtilafsızdır.
Uyuşmazlık; davacının sözleşmeden dönmesinin haklı nedenlere dayanıp dayanmadığı, sözleşmeden dönen davacının davalı şirketten ceza-i şart ve menfi zarar talep etmekte haklı olup olmadığı, yine davalılardan …’un rekabet yasağına aykırılık teşkil eden işlem ve eylemlerinin bulunup bulunmadığı, bundan dolayı protokol hükümleri uyarınca davacının davalı …’dan da ceza-i şart alacağı talep etmekte haklı olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından borçlu davalılar aleyhinde sözleşmeden kaynaklı 750.000,00.-TL asıl alacak, 250.000,00.-TL cezai şart ve 433.394,11.-TL masraf ve iade alacakları olmak üzere toplam 1.433.394,11.-TL alacaktan dolayı ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçlulara tebliğ edilmesi üzerine borçlular tarafından verilen itiraz dilekçesiyle borca itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben ilk olarak 2017 yılında … MAdencilik’te Denizli …’de bulunan maden ocağı sahasında genel müdür sıfatıyla işe başladım. Yaklaşık 4 ay kadar … Madencilik adına çalıştım ancak bu süre zarfında da maaşım … Madencilik tarafından primlerimle birlikte ödendi. Bu dönemde çalışırken benden önce …’te genel müdürlük yapan şahsın maden sahasında köylülerle birlikte Hint keneviri ekimi yaptığından hakkında soruşturma olduğunu öğrendim. Daha sonra ben protokolde belirtilen işler ile ilgili olarak iş takibi için Ankara’ya gittiğimde … Madenciliğe devri yapılacak sahanın bir kısmına bir köşesine ayrı bir ruhsat çıkarıldığını öğrendim. Maden dairesi tarafından sahanın köşesine mermer ve traverten olarak ayrı bir ruhsat verildiğini öğrendik. Daha sonra köye döndüğümde köylülerden buraya iş makinesi geldiğini, numune almak için karot yapıldığını öğrendim. Daha sonra köylülerle birlikte bu yeri tespit ettim, fotoğrafını da çektik. Daha sonra ben bunu …’tan sorduğumda karot çalışmasından kendisinin haberinin olmadığını, kendisinden habersiz yapıldığını bana söylemiştir. Devir işlemleri için sahadaki çalışmalara da bu arada tarafımızca devam edilmiştir. Ayrıca davalı taraf işletme ruhsatının kaybedildiğini bizden yani … Madencilik şirketinden gizlemişlerdir biz bunu daha sonradan ruhsatların kaybolduğu gazetedeki ilandan öğrendik. Daha sonra sahada çalışmalar devam ettiği sırada Ankara’dan denetim amacıyla heyet geldi, heyetçe yapılan araştırma ve incelemeler sonucunda … Madenciliğin eksik evrak bulundurduğu, usulsüz işlemler yapıldığı, noter onaysız defter kullanıldığı tespit edilerek, ceza yazıldı ve yapılan tüm bu işlemler rapor ile … Madencilik A.Ş’ye bildirildi. Bu kesilen cezaların da bir kısmını … Madencilik ödemiştir. Daha sonra tüm bu olup bitenlerden sonra … Madencilik Yönetim Kurulu toplanarak davalı taraf ile aralarında yapılan protokolden sözleşmeden dönülmesine karar verilmiştir. Ayrıca Ankara’dan gelecek heyet gelmeden önce davacı şirket tarafından iş makinesi ve kamyonlar kiralanmak suretiyle aynalar kullanılmak suretiyle maden ortaya çıkarıldı, sahadaki stoklar ortaya çıkarıldı. Bu gibi inşai işlemler de davacı tarafça gerçekleştirilmiştir. Bunu da belirtmek isterim. Ben şirkette toplam 4 ay çalıştım ve bu süre zarfında da bu olaylara şahit oldum. Bilgim ve görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben, devre konu maden ocağının olduğu yeri biliyorum. Aslen o köylüyüm. Öyle zannediyorum ki 2011 li yıllarda orman içerisinde kenevir yetiştirildiği şeklinde köy içerisinde bir takım sözler duyduk. Fakat burası maden ocağının sahası içinde mi kalıyordu onu bilemiyorum. Çünkü sadece bizimkisi dedikodudan ibaret bir duyumdur. Yine bu maden ocağı köylüler nezdinde her hangi bir kötü nam ve şöhreti de yoktur. Yine ben davalı şirketin talepleri üzerine dönem dönem yardımlarda bulunduğum olmuştur. Bu da daha çok o köyden olmam, kepçe veya başkaca malzemelerin nereden temin edilebileceğini bilmem sebebiyle herhangi bir ihtiyaç olduğunda ilgili kişileri yönlendirmekten ibaret yardımlarım olmuştur. Bu ve buna benzer yardımları … madencilik yani davacı için de yaptım. Özellikle … bey benden davacı şirkete de yardımcı olmamı, onların ihtiyaçlarını giderme noktasında yardımcı olmamı ve ilgili kişilere aracılık yapmamı benden özellikle istedi dedi. Bilgim görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben Maden Danışmanlık Uzman Yirmi firmasının sahibiyim, … Maden ile … Maden arasında ruhsat devrine dair sıkıntı oldu, … Madenin danışmanıydım, devir işlemlerini yapmak için … Madencilikle irtibata geçtik, devir işlemlerini tamamladık, … Madencilik daha sonra … Madenciliği devralmaktan vazgeçti, … Madenin sahibi …’tır, … kendi devir etmek istediği ruhsat içerisinde farklı bir gruptan maden ruhsatı tekrar almıştır, bildiğim kadarıyla Özdemir Beyden duyduğum sözleşme gereği …’ın devir etmiş olduğu ruhsat sınırları içinden başka hiçbir işlem yürütmeyeceğine dair aralarında sözleşme mevcuttur, ocağın geçmişini bilmiyorum, uyuşturucu hususunda bilgim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben daha öncesinde davalı … madencilik Kimya Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinde ön muhasebe elamanı olarak 19 ay çalıştım daha sonra şirket şirketin müdürü ve orada çalışan görevli bekçinin bildiğim kadarıyla hint keneviri ekimi olayına karışmış olması nedeniyle kapatıldı. Şirket sahibi bu olay üzerine şirketin adı duyulmasın diye şirketi kapattı diye biliyorum. Şirketin kapatılmasından yaklaşık 3,5 yıl sonra davacı … Madencilik Şirketinde ön muhasebe elemanı olarak çalışmaya başladım. 2017 yılında davacı şirket davalı … Madenciliğe ait şirketi almıştı, bende orada 2018 yılı ocak ayında çalışmaya başladım. Yaklaşık 5 ay sonra davacı şirket kapatıldı. Bildiğim kadarıyla eski şirketin kenevir olayı duyulmuş bu olay üzerine şirket sahibi iş yerini kapattı. Davalı … madencilik şirketinin daha öncesinde ismi kenevir ekim işine karışmıştı, bu şirkette çalışan bekçi ve eski müdür hint keneviri ekim işi yapmasını yöre halkından duydum, benim bizzat görgüye dayalı bilgim yoktur ancak şirketin olduğu bölgede şirketin hint keneviri dikim işine karıştığı herkes tarafından bilmektedir, davacı … Madencilik şirketi diatomik madeni çalışması için sahada yol çalışması yapıyordu, şirketin işi buydu daha maden çıkarmadan önce kenevir olayı ile ilgili duyumlar ve süregelen dedikodular nedeni ile şirket kapatılmak zorundu kalındı, işimize son verildi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Taraflar arasında düzenlenen protokol başlıklı 19/10/2017 tarih sözleşme ile davalı … Madencilik AŞ’ye ait … bulunan maden ocağı ve işletme sahasının davacı şirkete devrinin kararlaştırıldığı, sözleşmeye davalılardan …’ın davalı şirket yetkilisi ve garantör olarak imzalandığı anlaşılmaktadır. Davacı taraf sözleşmeyi tek taraflı feshederek sözleşmenin 9 ve 11.maddelerine dayanarak davalılardan cezai şart alacağı için takip yapmış olduğundan bu maddelerin incelenmesi gerekmektedir.
Sözleşmenin 9.maddesinde devredenden kaynaklı nedenlerle Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’ndan izin/ruhsat alınamamasından dolayı ya da mevcut yasal mevzuatın değişmesi nedeni ile protokol ile amaçlanan devrin imkansızlaşması veya davacı adına izin ve ruhsatların alınamaması halinde 750.000,00 TL davalı şirket tarafından ödeneceği,
Sözleşmenin 11.maddesinde ise davalı şirket yetkilisi …’ın eşi ve oğlu dahil olmak üzere sözleşme tarihinden itibaren 5 yıl süre ile hiçbir şirket, kurum ve kuruluş ile … ve alçıtaşı ile türevleri konusunda ortaklık kuramayacağı, ücretli ya da ücretsiz hizmet vermeyeceği, kendi hesaplarına ayrı bir şirket kurmayacakları ve rakip işletme ile başka türden bir menfaat ilişkisi kurulmayacağı aksi halde her bir ihlal başına 250.000,00 TL cezai şart ödeneceği.
Hususları yer almaktadır.
Davacı şirket tarafından … tarihli elektronik posta yolu ile gönderilen ileti ile sözleşme gereği yerine getirilmemiş olması nedeni ile sözleşmeden dönüldüğü ve tazminat talebi saklı tutularak yapılan ödemelerin iadesi yönünde davalı şirketin e-posta adresine iletinin gönderildiği görülmektedir.
Taraflar arasında imzalanan sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan, 6098 sayılı TBK‘nun birinci kısım birinci bölümünde, borç ilişkilerinin kaynakları, birinci ayrımda ise , sözleşmeden doğan borç ilişkileri, 1. maddede ise, sözleşmenin kurulması üst başlığı ile irade açıklamasına yer verilmiştir. Maddede, sözleşmenin tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamaları ile kurulacağı belirtilmiştir. Borçların ifası 83 vd maddelerde düzenlenmiş, 97. maddede, karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde ifada sıraya yer verilmiş ve karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın , Sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça , kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerektiği ifade edilmiştir. Aynı yasanın 112. maddesinde ise, borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse, borçlunun kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlü olduğuna yer verilmiştir. Aynı yasanın 125/3. Maddesinde ise, Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebileceğini, bu durumda borçlu, temerrüte düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebileceğine yer verilmiştir.
Ceza-i şart sözleşmede kararlaştırılan ve sözleşme koşullarını ihlal eden tarafın, karşı tarafa ödemeyi yükümlendiği bir edim borcu olup, sözleşmedeki asıl borcunun feri niteliğindedir.
6098 sayılı TBK’nın 179.maddesinde 3 fıkra halinde düzenlenen ceza-i şartı 3 grupta toplamak mümkün olup, bunlar; a) seçimlik ceza, b) ifaya ekli ceza ve c) dönme cezasıdır. Bu şekilde yasada tanımlanan 3 ceza çeşidi tarafların cezaya ilişkin sözleşme hükmündeki iradelerine göre saptanır.
TBK 179/2 maddesine göre; “Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa, alacaklı hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.”
TBK 179/2 maddesindeki cezai şart, ifaya ekli ceza şart olup, ifaya ekli ceza koşulunun istenebilmesi için sözleşmeden dönülmemiş olması gerekir. Bu yasal düzenlemeler ışığında taraflar arasında yapılan protokoldeki 7 ve 11.maddede düzenlenen cezai şarta ilişkin düzenlemeler incelendiğinde ifaya ekli cezai şart olarak düzenlendiği, sözleşmeden dönme durumunda söz konusu cezai şartların da talep edilebileceği açıkça düzenlenmemiş olduğu bu durumda sözleşmeden dönen davacının protokole dayanarak cezai şart talebi haklı değildir.
Davacı şirketin diğer iddiaların incelenmesinde ise;
… Orman İşletme Şefliği’nin 02/12/2020 tarihli yazı cevabında davalı … Madencilik AŞ adına herhangi bir cezai işlem uygulanmadığının bildirildiği,
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın … tarihli yazı cevabında işletme ruhsatının 22/12/2017 tarih ve … sayılı dilekçe ile davacı şirkete devrine ilişkin başvurunun yapıldığı ve devir işlerinin başlatıldığı ancak 27/04/2018 tarih ve … sayılı dilekçe ile davacı şirketin vazgeçmesi üzerine devir işleminin iptal edildiği ancak gereken belge ve yükümlüklerin yerine getirilmesi halinde devir işlemlerinin başlatılmasında sakınca olmadığı,
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın … tarihli yazı cevabında ise davalı … Madencilik AŞ hakkında iki adet cezai işlem uygulandığı bunlardan;
A) Maden Kanunun 10.maddesinde düzenlenen daimi nezaretçinin atandığı ruhsat sahasındaki faaliyetleri düzenli şekilde denetleyerek tespit ve önerilerini daimi nezaretçi defterine kaydeder.Defterin düzenli tutulmaması ya da ibraz edilmemesi halinde cezai işlem uygulanır hükmü gereğince 25.098,00 TL idari para cezası,
B) Maden Kanunun 24/12 maddesi uyarınca mücbir sebepler ve beklenmeyen haller dışında üç yıldan fazla üretim yapmayan ruhsat sahiplerine cezai işlem uygulanması gerektiği gerekçesi ile 62.743,00 TL idari para cezası
Uygulandığı davalı şirket adına bu cezaların taksitle ödenmesi talep edildiği ve müzekkere tarihi itibari ile de ilk iki taksitin ödendiği
… CBS tarafından verilen cevapta da maden sahası ile ilgili olarak uyuşturucu madde üretimi nedeni ile herhangi bir soruşturma yapılmadığı,
… Vergi Dairesi’nin … tarihli yazı cevabında davalı şirketin 05/07/2006 tarih ve 09/10/2020 tarihleri arasında faaliyette olduğu bu döneme ilişkin olarak ihracat istinasından kaynaklı iade mahsup talebi olmadığı gibi ihraç izinleri ile ilgili bir sınırlandırmanın da bulunmadığı
Bildirilmiştir. TBK’nın 125/3. Maddesinde, Sözleşmeden dönme hâlinde borçlunun, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edememesi halinde alacaklının, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebileceğine dair düzenleme ile birlikte incelendiğinde istenebilecek zararın menfi zarar olduğu, menfi zararın istenebilmesi için maddenin aksi yorumu ile talep eden alacaklının kusursuz olmasının gerektiği oysaki incelenen yazı cevapları birlikte değerlendirildiğinde maden işletme ruhsatının devri için yasal bir engel bulunmamasına rağmen davacının devirden vazgeçtiği, sözleşmeden dönmesine dayanak teşkil eden hususların da ispatlanamadığı, her ne kadar davalı şirket hakkında cezai işlem uygulanmışsa da söz konusu cezaların davalı şirket tarafından ödendiği bu şekilde davalıların kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine, alacaklı olan davacının alacağını ispat edememiş olduğu onun kötüniyetli olarak davrandığını göstermeyeceği gibi aksi de davalılarca ispat edilemediğinden kötüniyet tazminatına da hükmedilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30.-TL harçtan peşin alınan 17.312,04.-TL harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
Bakiye 17.252,74.-TL harcın karar kesinleştiğinde istemi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 82.968,79.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/12/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır