Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/459 E. 2019/170 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/459 Esas
KARAR NO : 2019/170
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 11/07/2018
KARAR TARİHİ : 28/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirkette Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet sigorta poliçesi bulunan ve davalının sahibi olduğu … plakalı çekicinin, dava dışı … sevk ve idaresinde iken … tarihinde müteveffa …’ un sevk ve idaresindeki … plakalı araca arkadan çarpması sonucunda , müteveffanın eşi …’ a 98.340,00TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, kaza tespit tutanağına göre davalıya ait römork sürücüsünün kusurlu bulunduğunun tespit edildiği, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu mali Sorumluluk sigortası genel şartları B4/f uyarınca olay yeri terk sebebi ile ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile 98.340,00.-TL’ nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmaya yetkili mahkemenin … Mahkemeleri olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kaza mahallini terk etmiş olmasının tek başına rizikonun teminat dışında kaldığını ispata elverişli olmadığını, talep edilen tazminat miktarının da fahiş olduğunu, davanın reddini talep etmiştir.
Dava; trafik kazası nedeniyle, trafik sigortacısı tarafından ölenin yakınlarına ödenen destekten yoksun kalma tazminatının, ZMSS genel şartlar B4/f mad. Uyarınca, işletenden geri istenilmesine ilişkin rücuen tazminat davasıdır.
Dosya içerisine, sigorta poliçesi, hasar dosyası getirtilmiş, Antalya … ACM’ nin … Esas … Karar sayılı dosyası getirtilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; mahkemenin yetkili olup olmadığı, sigorta ettirene rücu şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarındadır.
Kazanın meydana geldiği yer … olup, rücu davasına konu temel olay haksız fiilden kaynaklandığından, mahkememizin yetkili ve görevli olduğu anlaşılmakla, davalının yetki itirazının ve zamanaşımı itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Antalya … ACM’ nin … Esas … Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; Maktulün …, Katılanların …, … ve …, sanığın ise … olduğu, suçun taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma olduğu, aldırılan kusur raporunda sanığın asli kusurlu olduğunun tespit edildiği, sanığın hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı sigortacının ZMMS poliçesi ile sigorta teminatı altına aldığı ve mülkiyeti davalıya ait olan tır sürücüsünün, takip mesafesini korumama, kavşaklara yaklaşırken hızını azaltma ve arkadan çarpma kuralını ihlal etme suretiyle tam kusurlu olarak kazaya neden olduğu ve sürücünün kaza mahallinden kaçtığı, çevreden görenlerin plakasını aldıkları ve ambulans çağırdıkları hususu ihtilafsızdır.
Dava, trafik kazası sebebiyle zorunlu mali sorumluluk sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı, Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının “Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının İşletene Rücu Hakkı” başlığını taşıyan B.4 maddesinin f bendinde düzenlenen hükme dayanarak eldeki davayı ikame etmiştir.
Anılan madde gereği;
“Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
(1) Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
b) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ağır kusur ile ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
c) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
ç) Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
d) Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
e) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,
Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.”
Genel şartlarda yer alan bu düzenlemenin dayanağı ise 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95. Maddesidir. Bu maddeye göre; “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Gerek 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95. Maddesinde, gerek genel şartlarda yer alan B.4. Maddedeki düzenlemeler dikkate alındığında genel şartlarda tahdidi olmayan şekilde belirtilen hususların sigortalıya rücu edilmesi için tek başına yeterli olmayıp bu hallerin aynı zamanda tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabilecek oranda olup olmadığının da belirlenmesi gerekmektedir. Böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü de TTK’nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir. Nitekim Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da; örneğin sürücünün alkollü olması halinde dahi salt bu nedenle sigortalıya rücu edilemeyeceği, ancak kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleştiğinin sigortacı tarafından ispat edilmesini gerekli görmektedir.
Somut olayda da davacı sigortacı, salt sürücünün kaza mahallini terk etmesi nedenine dayanmıştır ancak bu hususun tazminatın kaldırılması veya azaltılmasını ne şekilde sağlayacağına ilişkin bir iddia ya da ispat vesikası ileri sürmemiştir. Sürücünün kaza mahallini terk ettiği hususu sabit ise de kaza anında orada olan kişilerin plakayı aldıkları, ambulans çağırdıkları ve kazazedelerin tedavilerine başlanmalarının sağlandığı anlaşılmaktadır. Yani ölüme terk etme vs. Gibi neticenin ağırlaşması halini doğuran bir durumun söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Maddi hasara neden olan sürücü tam kusurlu olsa dahi ve hatta olay yerinden uzaklaşmışsa da durum tek başına onun zararın meydana gelmesinde kastının yahut ağır kusurunun (kasta yakın kusur) olduğu anlamına gelmeyeceğinden, aksinin davacı sigorta şirketi tarafından ispatlanmadığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40.-TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 1.738,51-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 1.694,11.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca hesaplanan 8.867,20.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 28/02/2019

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı