Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/414 E. 2019/278 K. 04.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/414 Esas
KARAR NO : 2019/278
DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 22/06/2018
KARAR TARİHİ : 04/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin dava dışı … Şti tarafından … tarihinde keşide edilen … Şubesinin … numaralı çek hesabına ait … seri numaralı 25.000,00.-TL bedelli çekin hamili olduğunu, çekin kaybolduğunu, Antalya … ATM’ nin … Esas sayılı dosyası ile çeke ödeme yasağı istemli dava açtıklarını, dosyaya gönderilen banka cevabında çekin takastan iade edilmiş olduğunun belirtildiği, mahkeme tarafından eldeki davayı açmak hususunda taraflarına süre verildiğini, … seri numaralı, …-TL bedelli çekin davalıdan alınarak müvekkiline iadesine, ödeme yasağının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu edilen çekin ciro silsilesinde … Şti tarafından genel kredi sözleşmesine alacak kaydedilmek üzere müvekkili bankaya teslim edildiğini, çek aslının müvekkili bankanın elinde bulunmaması nedeniyle açılan eldeki davanın dayanaksız olduğunu, işbu davada müvekkili bankanın taraf sıfatının olmadığını, davanın reddini talep etmiştir.
Dava: TTK’ nın 763. Ve 686. Mad. Uyarınca açılan istirdat davasıdır.
Davalı çekin müşterisi, dava dışı … ŞTİ’ den genel kredi sözleşmesi çerçevesinde alındığını, ödeme yasağı nedeniyle bir işlem yapılmadığından bahisle, müşteriye iade edildiğini beyan ederek kendisine husumet yöneltilemeyeceğini belirtmiştir.
Uyuşmazlık; davalının pasif husumet ehliyetine sahip olup olmadığı, çekin istirdatının davalıdan talep edilip edilemeyeceği, dava dışı ciranta … Şti’ nin dahili davalı yoluyla davaya dahil edilip edilemeyeceği, çekin istirdatının şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarındadır.
… tarihli celsede davacı vekili HMK’nın 124. Maddesi uyarınca çek hamili … Şti olarak davalıyı değiştirme talebinde bulunduğunu beyan etmiş olup çekin üzerinde en son hamil olarak bankanın görüldüğü ancak bankanın çeki ibrazdan sonra arasında gene kredi sözleşmesi ilişkisi bulunan ciranta … ŞTİ’ne iade ettiği, dava tarihi itibari ile davacının iadeyi bilecek durumda olmadığı bu nedenle davacıya yüklenemeyecek kusur nedeni ile bankanın hasım gösterildiği, taraf değişikliğine ilişkin talebin usul ve yasaya uygun olduğu kanaati ile talebinin kabulüne karar verilip … ŞTİ davalı olarak kaydının yapılmasına karar verilmiştir.
… tarihli celsede davalı … ŞTi yetkilisi …; “ben bu çeki dava dışı … isimli bir şahıstan alacağıma karşılık iki yıl kadar önce aldım. Hatta bu şahıs da sonradan ortadan kayboldu. Benim hata bu kişinin ciro imzasını almamaktan kaynaklandı. Ben bu çek ide çalıştığım banka aracılığıyla takasa koymuştum. Ödeme yasağı nedeniyle çekin ödenmeyeceği söylendiğinde çeki takastan geri aldım. Ben bu çeki bankaya kullanacağım kredilerin teminatı olarak vermiştim. Çek ile ilgili böyle bir sıkıntı çıkınca da kredi borcumu nakit olarak ödeme zorunda kaldım. Davacı ile aramda ticari bir ilişki bulunmamaktadır. Çeki de vermeye hazırım. Ben de mağdur oldum. Bu dava için …’ dan kalktım geldim. Benim herhangi bir kusurum yoktur. Bu nedenle aleyhime vekalet ücreti ve yargılama gideri yüklenilmesini istemiyorum. Sulh olmayı kabul ediyorum ” şeklinde beyanda bulunmuş, davaya konu çeki elden davacı vekiline teslim etmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın Davaya Son Veren Taraf İşlemleri başlığı altında 307 ve devamı maddelerinde davadan feragat, davayı kabul ve sulh düzenlenmiştir.
Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Kabul ise davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir.
Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.
6100 Sayılı HMK’nın 313 ve devamı maddeleri uyarınca; sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir. Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir. Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. Ancak irade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hâllerinde sulhun iptali istenebilir.
6100 sayılı HMK 326. maddesi uyarınca, “yargılama giderleri, kural olarak, davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir”. Ancak feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir. Feragat ve kabul talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise, yargılama giderlerine mahkumiyet ona göre belirlenir. (HMK 312/1) İlk oturumda davayı kabul eden davalı, hal ve durumu ile aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermiş ise bu hükümden yararlanamaz. Bu halde davalı davayı kaybetmiş gibi yargılama giderlerini ödemekle yükümlü olur.
Davayı kazanan taraf davasını bir vekil vasıtası ile takip etmiş ise, haksız çıkan (davayı kaybeden) taraf yargılama gideri olarak vekâlet ücretine de mahkûm edilir. (HMK 323 1/ğ). Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin “davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret” başlıklı ve HMK ‘daki hükümlere paralel düzenleme içeren 6. maddesinde de; anlaşmazlığın, delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce, davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh nedenleriyle giderilirse, tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilmesi halinde ise tamamına hükmolunacağı düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331.maddesinin 1.fıkrasında ise; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemenin yargılamaya devam ederek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama gideri ile mahkum etmesi gerekmektedir.
Taraf beyanları ve yukarıda anılan HMK hükümleri kapsamında dosyanın incelenmesinde, davaya konu çekin davalı şirket yetkilisinde olduğu, davalı şirket yetkilisini dava dilekçesinin tebliğinden önce çekin iadesi istemine ilişkin iddialardan haberdar olduğunun sabit olmadığı, ön inceleme duruşmasında çeki davacı tarafa teslim etmeyi kabul ederek tarafların sulh oldukları, sulhun yargılamaya son veren ve kesin bir hükmün sonuçlarını doğuran taraf işlemlerinden olduğu ve taraf vekilinin vekaletnamesinde davayı sulhe yetkilerinin olduğu anlaşılmış ve ön inceleme tutanağı imzalanmadan gerçekleşen sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı, davacı ile davalı arasında iki tane ciranta olması nedeniyle davalının haksızlığı sabit olmadığından ve davadan önce temerrüde düşürülmediğinden hakkaniyet gereği yargılama giderlerinin eşit oranda paylaştırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Sulh nedeniyle davanın konusu kalmadığından, esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Sulhun gerçekleştiği aşama gözetilerek alınması gereken 1/3 oranında belirlenen 14,80.-TL harcın, peşin alınan 35,90.-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 21,10-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere olmak üzere) toplam 56,00.-TL yargılama giderinin 28,00.-TL’ sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca hesaplanan 1.500,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, tarafların yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 04/04/2019

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı