Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/4 E. 2018/208 K. 09.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/4
KARAR NO : 2018/208
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/06/2014
KARAR : Kısmen Kabul
KARAR TARİHİ : 09/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle ; davalı ile müvekkili arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye istinaden borçluya … nolu kredili mevduat hesabı kullandırıldığını, bu hesapdan doğan borcun ödenmemesi üzerine davalıya ihtarname gönderildiğini, daha sonra davalı aleyhine … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyası ile takibe geçildiğini, davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini beyan etmekle davanın kabulü ile, itirazın iptaline, takibin devamına, %20 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olup, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davayı kabul etmediklerini, icra dosyasında ve mahkeme dosyasında borcun sebebi belli olmadığını, kredi sözleşmesinin örneğinin yer almadığını, müvekkilinin kelif sıfatı ile taşıdığı ve borçtan sorumlu olduğu davacı tarafça ispat edilemediğini, diğer borçlu … Şti’nin müvekkilinin şirket sebebi ile borcunun bulunmadığını, icra takibinde alacaklı tarafından talep edilen asıl alacağın sebebi miktarı ve başlangıç tarihleri belli olmadığını, icra inkar tazminatının koşullarının oluşmadığını beyan etmekle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce usül ve yasaya uygun araştırma ve inceleme yapılarak ; tarafların göstermiş olduğu deliller toplanmış, … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
Mahkememizce usül ve yasaya uygun araştırma ve inceleme yapılarak, toplanan deliller kapsamında davanın reddine dair …/…/… tarih …/… Esas ve …/… sayılı kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay … Hukuk Dairesinin …/…/… tarih …/… esas …/… karar sayılı ilamı ile kararın bozulmasına karar verilmiş, mahkememizce usul ve kanuna uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Dava; Genel Kredi Sözleşmesine istinaden kullandırılan mevduat hesabından kaynaklanan alacağın tahsili için davalı kefil aleyhine girişilen ilamsız takibe yapılan itirazın iptali talebidir.
… İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dava dosyası incelendiğinde; davacı banka tarafından davalı … ve dava dışı … Şti aleyhine 5.130,00.-TL Asıl alacak, 5.473,79.-TL işlemiş faiz (yıllık %131,76.-TL oranında hesaplanan), 241,52.-TL BSMV ve KKDF toplamı, 92,78.-TL masraf olmak üzere toplam 10.938,09.-TL alacağın tahsili için ilamsız takibe geçildiğini, davalı …’nin takibe itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce aldırılan …/…/… tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak ; Davacı banka tarafından asıl borçlu …Şti’ne davalı …’nin kefaletiyle birlikte imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi çerçevesinde kredil imevduat hesabı açıldığı ve kullandırıldığı, ancak açılan kredili mevduat hesabının … tarihinde borcunun ödenerek tamamen kapatıldığı ve bu hususun davacı bankayatıları ile de sabit olduğu, davalı …’nin … tarihinde …Şti. ‘ndeki paylarını devrederek şirket ortaklığından ayrıldığı, … tarihinde aradan 2 yıldan fazla birzaman geçtikten sonra bu defa yeni bir kredili mevduat hesabı üzerinden vekaletle para ödemesi yapıldığı, yeni hesap nedeniyle yeni bir kredi sözleşmesi düzenlenip düzenlenmediği hususunda dosyada bilgi olmadığı, kredili mevduat hesaplarının cari hesap mantığıyla işleyen krediler olduğu, incelene sözleşme hükümlerinin, hesap kapama durumları da dahil olmak üzere, kefaletin yazılı bir bildirim olmadığı sürece devam ettiği yönünde olduğu, keza doktrinde de borçlu cari hesaplarda, kefaletin sona ermesinin yazılı bildirime bağlı olduğu görüşünün savunulduğu, ancak, somut olayda asıl borçlunun kullandığı kredili mevduat hesabı borç bakiyesinin ödenerek hesabın kapatıldığı, aaradan 2 yıl 3 ay gibi oldukça uzun sayılabilecek bir süre geçtikten sonra asıl borçluya farklı birhesap üzerinden kredili mevduat hesabı kullandırılmaya (üstelik asıl borçlunun daha önceki hesap hareketlerinde hiç görülmediği şekilde vekaletle para çekilerek) başlandığı, bu noktada, davacı banka ile asıl borçlu şirketin yeni ortakları arasında yeni kredi hesabı açılması nedeniyle yeni bir kredi sözleşmesi düzenlenmiş olup olmamasının davalının kefalet yükümlülüğünün sona ermesi açısından ir öneminin bulunmadığı, yukarıda incelenen Mülga 818 Sayılı Kanun hükümleri ve Yargıtay Kararları doğrultusunda eski hesabın kapanmasıyla, davalının kefalet yükümlülüğünün sona erdiği ve yeni bir hesap üzerinden kullanılan kredili mevduat hesabı borcundan ötürü davalının sorumlu tutulamayacağı görüş ve kanaatinde varılmakla beraber nihayetinde bu konunun Sayın Mahkeme’nin takdirlerinde bulunduğu, mahkemece davalı kefilin sorumluluğu cihetine gidilmesi halinde ise; asıl alacak 5.000,00.-TL, işlemiş faiz 2.324,10.-TL, BSMV 116,21.-TL ve 92,78.-TL masraf olmak üzere toplam 7.533,09.-TL üzerinden sorumlu olacağı belirtilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davalı genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil konumundadır. Dava konusu borç davalının müteselsil kefil olduğu sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Genel kredi sözleşmesine bağlı hesap veya hesapların bir dönem bakiyesinin sıfırlanmış olması daha sonraki dönem kredi kullanılmasından dolayı kefilin sorumluluğunu sona erdirmeyeceğinden gerekçeli ve denetine elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile Takibin asıl alacak 5.000,00.-TL, işlemiş faiz 2.324,10.-TL, BSMV 116,21.-TL ve 92,78.-TL masraf olmak üzere toplam 7.533,09.-TL üzerinden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İcra İnkar tazminatı açısından ise; 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunun 67/2 maddesi uyarınca İcra inkar tazminatına hükmedilmesi için öncelikle usulüne uygun olarak geçerli bir icra takibinin yapılması, borçlunun süresi içerinde ödeme emrine itiraz etmesi, itirazın iptali davasının 1 yıllık süre içerisinde açılması ve borçlunun haksızlığına karar verilmesi gerekir. Dosya kapsamında geçerli bir icra takibinin bulunduğu, 7 günlük itiraz süresi içerisinde davalının ödeme emrine itiraz etmiş olduğu ve yine itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Borçlunun haksızlığından kasıt ise alacak miktarının likit yani belirlenebilir olmasıdır. Borçlu şayet alacak miktarını belirlemek için bütün unsurları biliyor ise alacak likit sayılır. Ayrıca borçlunun icra takibine kötü niyetle itiraz etmesi şartı kanunda aranmamıştır. Somut davada alacağın genel kredi sözleşmesinden kaynaklanıp, davalıya usulüne uygun olarak hesap kat edilip tebliğ edilmiş olmasına göre alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına, davacının kötüniyetli olarak hareket ettiği davalı tarafından ispat edilemediğinden davalı lehine reddedilen dava değeri üzerinden kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalının … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın KISMEN İPTALİ ile,
Takibin asıl alacak 5.000,00.-TL, işlemiş faiz 2.324,10.-TL, BSMV 116,21.-TL ve 92,78.-TL masraf olmak üzere toplam 7.533,09.-TL üzerinden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla devamına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alacak likit olduğundan asıl alacak 5.000,00.-TL’nin % 20’sine tekabül eden 1.000,00.-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Şartları oluşmadığından davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 514,56 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 184,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 329,93 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
*Davanın kısmen reddi nedeni ile alınması lazım gelen 35,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
*Davacının yatırmış olduğu 184,60 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu posta, tebligat, bilirkişi ücreti ile dava açılış harç toplamından ibaret toplam 547,90 TL yargılama giderinin kısmen kabul oranı olan %70’ine tekabül eden 383,53 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
*Bakiye 164,37 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının bu dava nedeni ile yapmış olduğu 10,00 TL yargılama giderinin kısmen red oranı olan %30’una tekabül eden 3,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
*Bakiye 7,00 TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün süre içerisinde yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/03/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)