Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/399 E. 2021/653 K. 13.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/399 Esas
KARAR NO : 2021/653
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/04/2014
KARAR TARİHİ : 13/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu …/…/… tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … A.Ş.’nin … Bölgesindeki Ana Bayisi olup bu bölgede 300’den fazla alt bayiye sahip olduğunu, bu alt bayilere müvekkilince verilen talimatlar ile birlikte çeşitli bankalardan pos cihazı tanımlanmakta, alt bayilerin de müşteri hizmetlerini bu cihazlar vasıtasıyla gerçekleştirdiklerini, davalının işletimindeki …’in de iş bu vakte kadar işleyişini aktarılan şekilde gerçekleştirdiğini, ancak ekte sunulan cari hesap özetinden de anlaşılacağı üğzere davalının müvekkili şirkete 39.526,45.-TL borcu bulunduğunu, bu borcun ödenmesi hususunda karşı tarafın defalarca ikaz edilmesine rağmen borcun ödenmediğini, bununla ilgili olarak davalıya … Noterliği vasıtasıyla ihtarname de gönderildiğini, ancak hiçbir ödeme yapılmadığını belirterek, 39.526,45.-TL’nin temerrüt tarihi olan … tarihinden itibaren hesaplanacak ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin davacı tarafa böyle bir borcu olmadığı gibi davacı şirketten dava konusu edilen borç miktarının belki 30-40 kat fazlası kadar alacaklı bulunduğunu, davacı şirketin borcun dayanağı olarak cari hesap özetlerini gösterdiğini, ancak cari hesabın tek başına alacağın varlığını ispat eden bir husus olmayıp, cari hesaba alacak olarak kaydedilen miktarların fatura, ticari defter gibi başkaca delillerle de desteklenebiliyor olması gerektiğini belirterek, haksız davanın reddine karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir.
Dosya içerisine; ihtarnameler, hesap mutabakat nameleri, cari hesap özeti, irsaliyeli faturalar sunulmuş, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak ayrıntılı rapor aldırılmıştır.
Dava; cari hesaptan kaynaklanan alacak davası niteliğindedir.
Taraflar tacir olup, mahkememiz davaya bakmaya görevli ve yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında alt bayilik ilişkisi olduğu, davacı şirketin … Aş’nin … bölgesindeki ana bayisi olup, davalının da davacının alt bayisi olduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi nedeniyle davacının davalıdan alacağı olup olmadığına ilişkindir.
Davalı taraf savunmasında akti ilişkiye karşı çıkmamış, davacıya böyle bir borçlarının olmadığını, davacı şirkete ödemeler yapıldığını, ödeme yapılmış olmasına rağmen davacının alacak talebinde bulunmasının iyi niyet ilkesine aykırı olduğunu, kendilerinin davacı şirketten borç miktarının 40 kat fazlası alacaklı bulunduğu savunmaktadır.
Davalı vekiline … tarihli celsede ticari defter ve kayıtlarının ibrazı hususunda kesin süre verilmesine rağmen davalı taraf ticari defter ve kayıtlarını sunmamış, defter ibrazından kaçınmıştır.
Davacının ticari defter ve kayıtları sunulmakla, mali müşavir bilirkişi’den rapor aldırılmış, bilirkişinin …/…/… tarihli raporuna göre; taraflar arasındaki ticari ilişkinin …/…/… tarihinde başlayıp, … tarihinde sona erdiği, bu dönemler arasında davacı şirketin davalı adına borç kaydettiği, faturalar bedelinin toplam 2.944.825,44TL olduğu, davalının yaptığı ödemeler toplamı olan 2.908.888,61TL tutarındaki ödemelerin düşülmesiyle dava tarihi itibariyle davacı şirketin bakiye 35.936,93.-TL tutarında davalıdan alacağının kayıtlı olduğunun belirlendiğinin bildirildiği görülmüştür.
Davalı vekili …’den davacı şirketin müvekkiline sattığı kontör sayısıyla müvekkilinin davacı şirkete ödeme miktarı istenir ise borçlarının olmadığının ortaya çıkacağını ileri sürmüş, bu doğrultuda …Müdürlüğüne müzekkere yazılmış, … tarafından …/…/… tarihli cevabi yazıda alt ve üst bayi arasındaki ticari ilişkilere ilişkin olarak kayıtlarında herhangi bir bilgi bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
Davacı tarafça dosyaya … tarihli ve …/…/… tarihli 2 adet mutabakat name sunulmuş, bu mutabakat name başlıklı belgelerle ilgili davalı vekilinden beyanları sorulmuş, davalı vekili … tarihli dilekçesinde bu belgelere karşı açıkça imza inkarında bulunmaksızın bu belgelerin müvekkili tarafından mutabık kalınarak imzalanmış belgeler olmadığını söylemiştir.
Söz konusu … tarihli mutabakat belgesinin incelenmesinde; … … yılına ait 15 adet fatura karşılığında kdv hariç 1.167.654,31TL davalının cari hesap borcundan dolayı mutabık olduğuna dair muhasebeci mali müşavir kaşesinin ve imzanın olduğu, yine …/…/… tarihli 12. Aya ait 24 adet fatura nedeniyle kdv hariç 913.945,12TL cari hesap borcundan dolayı mutabık olunduğunun davalı adına mali müşavire kaşesiyle imzalandığı anlaşılmaktadır.
Davalı asıl … tarihli celsede alınan beyanında kendisine gösterilen irsaliyeli faturalar altındaki imzaların kendisine ait olmadığını, ancak iş yerinde çalışan elemanlar tarafından alınıp imzalanmış olabileceğini beyan ettiği görülmüştür.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında bayii alt bayii şeklinde ticari ilişkinin bulunduğu, alt bayii olan davalının bayii olan davacı adına telefon kontörü satımı yaptığı (yaklaşık 3 ay) anlaşılmakta olup, davalının akti ilişkiye karşı koymayışı, ayrıca cevap dilekçesinde davacı şirkete ödeme yapmış olması nedeniyle böyle bir borcu olmadığını savunması, ayrıca verilen kesin süreye rağmen ticari defterlerini ibraz etmekten kaçınması, buna karşılık davacının ticari defterlerinde davalıdan 35.936,93TL tutarında alacağının kayıtlı olduğu, yine ticari ilişkinin devam ettiği dönem içerisinde taraflar arasındaki mutabakatnamelerde göz önüne alındığında davacının davalıdan 35.936,93TL tutarında alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, davacı tarafından davalının ihtarnameyle temerrüde düşürüldüğü ve ihtarnamede 2 günlük süre verildiği de göz önüne alındığında davalının …/…/… tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmakla, bu tarihten itibaren hüküm altına alınan alacağa yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş, verilen kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine AntalyaBölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin …/…/… tarih ve …/… Esas, …/… Karar sayılı ilamı ile “…Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde; sadece davacı defterinin incelendiği ve davalı tarafından sunulan ödeme belgelerinin tamamının davacı defterinde kayıtlı olduğunun belirtildiği ancak davalı tarafından kabul edilmeyen yılı faturalarla ilgili her hangi bir değerlendirme yapılmadığı, davacı tarafından dosyaya sunulan kargo teslim fişine göre, faturaların davalıya tebliğ edilip davalı tarafından süresinde itiraz edilmemesinin sonucunun sadece faturaların içeriği ile ilgili olduğu, dolayısıyla faturalarda belirtilen ürünlerin davalıya teslim edildiğinin ispat yükünün davacı tarafa ait olduğu, yılı ve … yılı …ayı mutabakatlarına davalı tarafından itiraz edilmemesinin … yılı … ayını da kapsadığı şekilde yorum yapılmasının mümkün bulunmadığı, mahkemece bu konuda tarafların gösterdiği delillerin toplanmadığı ve bilirkişinin yetersiz tespitlerine dayanılarak hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Buna göre; öncelikle davalı tarafından kabul edilmeyen … yılı … ayı faturalarında belirtilen hizmet ve ürünlerin alt bayi olan davalıya ne şekilde teslim edildiğinin alt bayi tarafından çekilen tüm KVK poslar var ise iptaller, KVK firmasının kestiği komisyonlar, toplu şekilde alınmış ürünler web hesabından yapılan aktarımlar ile dijital kontrol sisteminden yapılan işlemler bir bütün olarak uzman bilirkişiler aracılığı ile incelenmek sureti ile sonucuna göre davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, var ise miktarının belirlendikten sonra karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına…” karar verilmesi üzerine dosya mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce bozma karar ilamı doğrultusunda, … A.Ş. ve … A.Ş’ye müzekkereler yazılmış, müzekkere cevapları dosyamız arasına konulduktan sonra bilirkişi heyetinden rapor aldırılmıştır.
Bilgisayar Mühendisi bilirkişisi … … ve Mali Müşavir bilirkişisi … … tarafından hazırlanan …/…/… tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; davalının …/… döneminde 74.010,00.-TL ön ödeme yaparak bu tutarda işlem yapabilme hakkına sahip olduğu ve davalınn 71.409,00.-TL’lik işlem yaptığı, bu durumda da davacının ticari defterlerinde kayıtlı olan … yılı … ayı hizmet fatura bedeli olan 849.475,69.-TL tutarında davacı şirketin … yılı … ayında davalı şirkete hizmet teslimi yapılmadığı, sadece 71.409,00.-TL tutarında davalı tarafa hizmet bedeli teslim ettiğinden, davacı şirketin davalı taraftan bakiye 35.936,93.-TL tutarında alacak talep edip edemeyeceği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında bayii alt bayii şeklinde ticari ilişkinin bulunduğu, alt bayii olan davalının bayii olan davacı adına telefon kontörü satımı yaptığı, mali müşavir bilirkişi … … tarafından düzenlenen …/…/… tarihli bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki ticari ilişkinin …/…/… tarihinde başlayıp, … tarihinde sona erdiği, davacı şirketin davalı adına borç kaydettiği faturalar bedelinin … yılı … ayında 20.914,41.-TL, … yılı … ayında 953.776,58.-TL, … yılı … ayında 1.120.658,76.-TL ve … yılı …ayında 849.475,69.-TL olmak üzere toplam 2.944.825,44.-TL olduğu, davalının yaptığı ödemeler toplamının 2.908.888,61.-TL olduğu ve davalının … havale tarihli dilekçesine ekli ödeme belgelerinin tamamının davacı tarafın ticari defterlerinde davalı adına alacak olarak kaydedildiğinin belirtildiği, bozma karar ilamı doğrultusunda, … A.Ş. ve … A.Ş’ye müzekkereler yazılmış, müzekkere cevapları dosyamız arasına konulduktan sonra bilirkişi heyetinden rapor aldırılmıştır. Bilgisayar mühendisi bilirkişisi … … ve Mali Müşavir bilirkişisi … … tarafından düzenlenen …/…/… tarihli bilirkişi raporunda, davalının … yılı … ayında 74.010,00.-TL ön ödeme yaparak bu tutarda işlem yapabilme hakkına sahip olduğu ve davalınn 71.409,00.-TL’lik işlem yaptığı, dolayısıyla davacının … yılı … ayına ait faturalara konu hizmet ve ürünlerin sadece 71.409,00.-TL’sini davalıya teslim ettiğini belirtmişlerdir. Bozma karar ilamında belirtildiği üzere faturalara konu ürünlerin davalıya teslim edildiği hususunda ispat yükünün davacı tarafa ait olduğu, davacının … yılı … ayında davalı adına toplam 849.475,69.-TL fatura düzenlemesine rağmen aldırılan bilirkişi raporuna göre sadece 71.409,00.-TL’sini davalıya teslim ettiğinin anlaşıldığı, davalı tarafından yapılan toplam 2.908.888,61.-TL ödeme gözetildiğinde davacının davalıdan alacaklı olduğunu usulüne uygun ve kesin delillerle ispat edemediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 59,30.-TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 675,05.-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 615,75.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.928,97.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 13/09/2021

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)