Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/332 E. 2018/638 K. 12.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/332
KARAR NO : 2018/638
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 19/07/2012
KARAR TARİHİ : 12/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile dava dışı …arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, bilahare sözleşme ile üstlenilen işlerin bir kısmını yaptırmak üzere davalı şirket ile …/…/… tarihli sözleşmeyi imzaladığını, davalının bu sözleşme ile sıva, şap, mozaik, alçı ve fayans işleri yapmayı taahhüt ettiğini, davalının işi geç de olsa bitirdiğini ve …/…/… tarihli 6.ve son hakediş düzenlenerek ve yapılan işin faturası da kesilerek ödemesinin yapıldığını, ancak yapılan işte hatalar olduğunun arsa sahibi tarafından kendilerine bildirildiğini, yaptıkları incelemede hatalı imalattan kaynaklanan bir çok sorun tespit edildiğini, özellikle çatıda izolasyondan kaynaklı hatalar sebebiyle üst kat dairelerinin tavanlarında bozulmalar meydana geldiğini, alçıların bozulduğunu, oluşan sorunların giderilmesi için alçıların düzeltilmesi, yeniden boya yapılması, terasta mermer rötuşları yapılması ve yeniden izolasyon yapma gereği olduğunun belirlendiğini, tespit edilen ayıplı imalatın giderilmesi için gerekli işlerin niteliği ve maliyetinin belirlenmesi bakımından … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… değişik iş sayılı dosyası üzerinden tespit yaptırdıklarını, tespite konu yerin 4 bloktan oluşan bir site olduğunu ve görevlendirilen bilirkişinin her blok yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapmak suretiyle toplam 77.000,00 TL tazminat belirlediğini, aldırılan raporun davalıya tebliğ edildiğini, ancak davalının eksik ve ayıplı işler bedelini ödemediğini, yapılan şifahi görüşmelerden de bir sonuç alınamadığını, müvekkilinin eksik ve ayıplı işler nedeniyle dava dışı arsa sahibine tazminat ödemek durumunda kaldığını bildirmiş ve 77.000,00 TL tazminat alacağının temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, sözleşme konusu işin …/…/… tarihinde teslim edildiğini, teslim işlemi sırasında davacı firma mühendisleri tarafından gerekli kontrollerin yapıldığını, binanın tamamının yapımından kaynaklanan hata ve eksikliklerden müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, tespit işleminin işin tesliminden yaklaşık 3 yıl 7 ay sonra yaptırıldığını, dayanak sözleşmede yapılan işlerden dolayı bir garanti verilmediğini, süresi içerisinde yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığını, dava öncesi tek taraflı olarak yaptırılan tespit işlemine itiraz ettiklerini ve o itirazı yinelediklerini, tespit raporunun hatalı değerlendirmeler yapılarak hazırlandığını, sözleşme konusu binaların denize çok yakın olması nedeniyle küpeşte, denizlik ve pencere kenarlarından sızmaların olmasının muhtemel olduğunu, bu işlerin davacı firma tarafından yapılan işler olduğunu, tespit bilirkişisinin belirlediği deformasyonların bu işlerden kaynaklanabileceğini, tespit bilirkişisinin ”çatı sürme su yalıtımında teknik olarak yapılması gereken köşe birleşimlerine pahlama yapılmamış olduğu, yalıtım temizliğinin uygun yapılmadığı, yalıtımda yer yer deformasyonlar olduğu” yönündeki değerlendirmesini de kabul etmediklerini, çatıya çok sayıda gün ısı paneli, tv çanağı ve klima motoru monte edildiğini, montaj işlerinin zemine vida atmak suretiyle yapıldığını, tespit bilirkişisinin bu vidalardan sızma olup olmadığı yönünde herhangi bir değerlendirme yapmadığını, mermer imalatı ve montajının müvekkili şirket tarafından yapılan işlerden olmadığını, davaya dayanak alınan raporda belirlenen eksik ve hataların gizli ayıp olup olmadığı yönünde bir değerlendirme de yapılmadığını, bu nedenle yetersiz rapora dayalı tazminat talebini kabul etmediklerini bildirmiş ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizce …/…/… tarih …/… Esas ve …/… sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, davalının temyiz talebi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin …/…/…. tarih …Esas ve …Karar sayılı ilamına uyulmasına karar verilerek yargılama devam edilmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı imalat nedeniyle ödenen bedelin tahsili talebiyle açılan alacak davasıdır.
Davacı vekili, davalı taşeron şirket ile müvekkilinin … tarihli sözleşme imzaladıklarını, davalı taşeronunun davacı şirketin yükleniminde olan sıva, şap, alçı ve fayans işlerini yapmayı üstlendiğini, iş bedelinin 6 nolu hakedişle ödendiğini, yapılan işlerin ayıplı olması nedeniyle yeniden izolasyon yapılması gerektiğini ve eksik ve ayıplı işlerin … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… D.İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, bu bedelin 77.000,00 TL olduğunu, bu bedelin temerrüt tarihinden itibaren tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı taşeron vekili ise; davacı ile sözleşme imzaladıklarını, müvekkilinin imalatı yaptığını ve … tarihinde teslim ettiğini, ayıp ihbarının olmadığını, 3 yıl 7 ay sonra delil tespiti yaptırıldığını, müvekkilinin ayıplardan sorumlu tutulamayacağını ve davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Ayıp, yasa ya da sözleşme hükümleri gereğince, bir eser veya malda bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Yüklenici, iş sahibine olan borçlarına aykırı olarak, imâlini yüklendiği eserin ayıplı olması durumunda; açık ayıplarda Borçlar Kanunu’nun 359., gizli ayıplarda ise 362. maddeleri hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunduğu takdirde, aynı Kanunun 360.maddesinde tanınan haklardan yararlanabilir. Ancak Borçlar Kanunu’nun 360. maddesi gereğince, eser; eser sahibinin kullanamayacağı veya nısfet kurallarına göre kabule zorlanamayacağı ölçüde kusurlu veya sözleşmeye önemli ölçüde aykırı olursa, eser sahibi, bu eseri kabulden kaçınabilir. Ne var ki, eserdeki kusur veya sözleşmeye aykırılık yukarıda belirtilen ölçüde önemli değilse, eser sahibi, eserin değerindeki eksiklik oranında, bedeli indirebilir; eğer kusurların giderilmesi büyük harcamalar gerektirmiyorsa yükleniciyi onarıma zorlayabilir.
Sözleşme konusu işin …/…/… tarihinde teslim edildiği, teslimden yaklaşık 2 yıl sonra özellikle çatı izolasyonundan kaynaklanan sorunların taraflar arasında sağlanan mutabakat sonucu müşterek bir çalışmayla giderildiği ve aynı sorunun izleyen 2 yılın sonunda tekrar oluştuğu ve konunun davalı yükleniciye şifahi olarak iletilmiş olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda fen bilirkişisi, jeoloji mühendisi ve inşaat mühendisinden oluşan yeni bir heyet oluşturularak mahallinde keşif yapılmış, … tarihli bilirkişi raporu bozma ilamında belirtilen nitelikte hüküm kurmaya elverişli olmadığından dava dosyamız yeniden iki inşaat mühendisi ve bir jeoloji mühendisinden oluşan heyete tevdi edilmiş, bilirkişi heyetince …/…/… tarihli raporda ve …/…/… tarihli ek raporunda özetle davaya konu olan ayın çatı su izolasyonundaki kusurlar nedeni ile oluşmuş olduğu, meydana gelen bu kusurun çıplak gözle görülüp bilinebilmesi mümkün olmayan ancak aradan geçen zaman içinde güneş ışınlarının temas etmesi neticesinde deformasyona uğraması sonucunda oluşacak kusur olup ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, meydana gelen çatı izolasyon ayıbının %50 davalı taşeron %50 çatılardaki günısı vs montajlarından kaynaklanmakta olduğu, neticeten meydana gelen ayıpların giderilmesi için gereken bedelin 103.000,00 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Davacı dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 77.000,00 TL talep etmiş olup, talebi doğrultusunda hüküm kurulmasını talep ettiğinden taleple bağlı kalınarak 77.000,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davadan önce temerrüt gerçekleşmediğinden, tacir olan davacının dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi isteyebileceği sonucuna varıldığına dair verilen kararın davalı vekilince …/…/… havale tarihli temyiz dilekçesi ile temyiz edilmesi sonucu davaya bakan Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin …/…/… tarih …/… Esas …/… Karar sayılı sayılı ilamı ile; “…Ayıbın oluşmasında davalı taşeronun %50 kusurlu olduğu, bozmadan sonra alınan raporlardan anlaşılmıştır. Öte yandan daireler için bozma nedeni ile ayıbın giderilme bedeli 40.000,00 TL belirlendiğine göre bu miktarın 1/2’si olan 20.000,00 TL hesaplanmalıdır. Öte yandan çatı izolasyonunda metraj hesabında da bilirkişi tarafından 2100 m² hesap yapılmış ise de; önceki kararda hükme esas alınan bilirkişi raporunda metraj 1.143,20 m² hesaplanmış, bu miktar üzerinde hüküm kurulmuş davacı tarafından gerekçe temyiz edilmediğinden metraj yönünden davalı yararına usulî kazanılmış hak oluşmuştur. 1.143,20 m²’nin 30,00 TL ile çarpımı sonucu bulunacak 34.296,00 TL’nin de 1/2’sinden davalı sorumlu olacağından 17.148,00 TL’nin 20.000,00 TL’ye ilavesi ile 37.148,00 TL’nin tahsiline karar verilmesi gerekirken, kazanılmış hak kuralı ihlal edilerek ve kusur paylaşımı yapılmadan karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur… gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş olup, dava dosyası mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilip davaya devam edilmiştir.
Celse arasında davacı vekilinin …/…/… havale tarihli karar düzeltme talepli dilekçesi ile; dosya içeriğine göre bu bozmadan önce Yargıtay tarafından kararın bozulduğunu ve mahkemece Yargıtay Bozma kararına uyularak yeni bilirkişi heyetleri teşkil edilerek yeni raporlar alındığını, dosyaya son gelen bilirkişi raporunda bu kez toplam tazminat bedelinin 103,000,00.-TL. Bulunduğunu, davadaki taleplerinden çok daha yüksek bir tazminat bedeli ortaya çıkmasına rağmen biz davanın uzamaması için fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak talepleri gibi 77.000,00.-TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini ve mahkemece bu talep de dikkate alınarak 77.000,00.-TL’nin tahsiline karar verildiğini, bu kararın temyizi üzerine yargıtay tarafından kararın yine bozularak ve usuli kazanılmış haktan bahsedilerek 37.148,00.-TL’nin tahsiline karar verilmesi gerektiğinin belirtildiğini, metraj yönünden yani 2100 m²’nin değil 1.143.20 m²’nin dikkate alınması gerektiğini, davacı olarak ilk kararda metraj yönünden gerekçenin temyiz edilmediğinden bahsedildiğini, bu hususun dikkate alınması gerektiğini, raporda 80.030.20.-TL bulunduğunu, 77.000,00.-TL değer üzerinden açtıkları için bu rakam üzerinden karar verilmesinin istenildiği ve … tarihli dilekçe sunularak ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalarak denilerek karar verilmesinin istenildiğini, davalı tarafın bilirkişi raporuna itirazı neticesinde … tarihli dosyaya gelen raporda bilirkişilerin önceki raporu tekrar ettiklerini, davalı tarafın bu bilirkişi raporuna bir itirazı olmadığını, karar duruşmasına da gelmediklerini, davalı tarafın itiraz etmediği ek rapor uyarınca mahkemenin dosyaya karara çıkarmasında hiç bir kusur olmadığını, çünkü gizli ayıp unsurunun artık kesinleştiğini, mahkemece itiraz edilmeyen ek rapor da dikkate alınarak ve talepleri gibi 77.000,00.-TL üzerinden davanın kabulüne karar verildiğini, artık kendilerince buraca kararı temyiz etme gibi bir durumun söz konusu olmadığını, istem gibi dosyanın karara çıktığını, dosya incelendiğinde davalı tarafın buna da bir itirazı olmadığını, dolayısıyla temyiz aşamasında davalı tarafın “fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmamıştır” şeklindeki itirazlarının yersiz olduğunu, … tarihli dilekçesinin de bunun açık kanıtı olduğunu belirterek, davalı lehine usulî kazanılmış bir hakkın söz konusu olamayacağını ve karar düzeltme istemleri dikkate alınarak karar düzeltme istemi gibi kararın onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamına göre ve Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere; davaya konu olan ayıbın çatı su izolasyonundaki kusurlar nedeni ile oluşmuş olduğu, meydana gelen bu kusurun çıplak gözle görülüp bilinebilmesi mümkün olmayan ancak aradan geçen zaman içinde güneş ışınlarının temas etmesi neticesinde deformasyona uğraması sonucunda oluşacak kusur olup ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, daireler için ayıbın giderilme bedeli 40.000,00 TL, çatı izolasyon işinin bedeli metraj yönünden davalı yararına usulî kazanılmış hak oluştuğundan 1.143,20 m²’nin 30,00 TL ile çarpımı sonucu 34.296,00 TL’ olmak üzere toplam bedel 74.296,00 TL olduğu tespit edildiğinden ve davalı taşeronun %50 kusurlu olduğundan bu miktarın 1/2’si olan 37.148,00 TL bedelden davalının sorumlu olacağından davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
37.148,00.-TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 2.537,57.-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 1.143,45.-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.394,12.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
*Davacı tarafından yatırılan 21,15.-TL başvurma, 1.143,45.-TL peşin harcı toplamı olan toplam 1.164,60.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu bozma öncesi 1.791,70 TL yargılama gideri ile bozmadan sonra yapılan posta ve tebligat gideri 106,00 TL, bilirkişi ücreti 2.140,00 TL, keşif harcı 195,40 TL ile araç ücreti 200,00 TL’den ibaret toplam 4.433,10 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı gözetilerek hesaplanan 2.138,71.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
*Davalı tarafından 2. Bozma sonrası yapılan yargılama giderinden davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 60,24.-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.436,28.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ve davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 4.733,72.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı
12/10/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)