Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/326 E. 2019/195 K. 06.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/326
KARAR NO : 2019/195
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 16/05/2018
KARAR TARİHİ : 06/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) internet çıktısından ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ilgili sayfalarından da görülebileceği üzere iki ortaklı bir şirket olup, anılan her iki ortak da şirketi münferiden temsile yetkili bulunduklarını, müvekkili, şirketin işleyişi hususunda şirket ortağı ve yetkilileri olan … ile … arasında şirket için harcanan emek ve maddi kaynak konularında bir takım anlaşmazlıklar yaşanmaya başlandığını, müvekkili şirket aleyhine -işbu davada ve hatta TCK kapsamında suça konu olabilecek- 20.10.2017 tanzim 31.12.2017 vade tarihli 97.480,00 TL bedelli senedin lehtan görünen davalı şirkete teslim edildiğini, 20.10.2017 tanzim 31.12.2017 vade tarihli 97.480,00 TL bedelli senetten dolayı, 20.03 2018 tarihinde Antalya … İcra Müdürlüğü … esas sayılı kambiyo senetlerine mahsus icra takibine girişildiğini, Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından gönderilen ödeme emri … tarihinde müvekkili şirket ortağı ve yetkilisi … imzasına tebliğ edildiğini ancak … tarafından ne icra takibine ne de senede yönelik herhangi bir hukuki girişimde bulunulmadığı gibi, tebliğ alınan ödeme emri dolayısıyla müvekkilİ şirketin diğer ortağı ve yetkilisi …’na bilgi de verilmediğini, daha sonraki tarihte müvekkili şirketin işletmesine haciz işlemi için gelinmesi dolayısıyla müvekkili şirkelin ortağı ve yetkilisi …’nun anılan icra takibinden haberi olduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket aleyhine açılan davanın hukuki mesnetten uzak ve dayanaksız olduğunu, öncelikle davacı şirketin borcunu zamanında ödemeyerek müvekkili şirketi maddi açıdan büyük bir açmaza götürdüğünü, müvekkili şirketin davacı şirketten alacağına ilişkin 20.10.2017 düzenleme ve 31.12.2017 vade tarihli 97.480,00.-TL bedelli bonoya ilişkin olarak açtıkları icra takibinin Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına kayıtlı olduğunu, davalı şirketin müvekkili şirkete ilişkin borcundan ötürü hem senet vermekte hem de kötüniyetli olarak icra takibine ilişkin menfi tespit davası açtığını, ticari hayal içerisinde alacağına karşılık borçlu şirket yetkilisi tarafından verilen senetin geçersiz olduğuna ilişkin iddianın hiçbir hukuki geçerliliği olmadığını, senet üzerinde imzası olan şirket yetkilisi … 15.02.2017 tarihinden 15.02.2027 tarihine kadar şirketi ahzu kabz yetkisiyle münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğunu, davacı şirketin ticari defterlerinde 20.10.2017 düzenleme 31.12.2017 vade tarihli 97.488,00.-TL bedelli herhangi bir senedin kayıtlı olmadığını söylemişse de; kural olarak çek,senet vb kıymetli evrakın şirketin ticari defter ve kayıtlarında bulunmaması illetten mücerret olan kambiyo senetleri yönünden bir geçersizlik veya karşılıksız iddiasıyla karşılaşmalarına neden teşkil etmediğini, senedin şirkete ait ticari kayıtlarda kayıtlı olmaması menfi tespit davasında bedelsizlik iddiasında bulunmaya yetmeyeceğini, yargılayın yerleşmiş görüş ve uygulamasının da bu yönde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava: Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine konu 31/12/2017 ödeme tarihli 97.480,00.-TL bedelli senetten dolayı açılan menfi tespit davasıdır.
Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafça, borçlu davacı aleyhinde 97.480,00-TL asıl alacak, 2.083,13-TL işlemiş faiz 292,44-TL %0,30 komisyon olmak üzere toplam 99.855,57-TL alacaktan dolayı kambiyo senetlerine mahsus icra takibine girişildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı şirket temsilcileri adına meşruhatlı isticvap davetiyeleri çıkarılmış, davacı şirket yetkilisi …’na çıkarılan tebligatın iade edildiği, ancak …’na çıkarılan davetiyenin usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen duruşmaya gelmediği ve herhangi bir mazeret de sunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf senedin davacı şirket temsilcisi olan … tarafından davacı şirketi borçlandırmak için düzenlendiğini, senedin şirket defterlerinde ve kayıtlarında mevcut olmadığını iddia etmiştir. Öncelikle davacı taraf bu konuda tanık dinletme talebinde bulunmuş ise de, davanın değeri ve miktarı itibariyle davacının iddialarını yazılı delillerle ispat etmesi gerektiği, davalı tarafın tanık dinlenilmesine açık muvafakatinin de bulunmadığı anlaşılmakla tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacının davacı şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenmesi talebi de sonuca etkili olmadığından usul ekonomisi ilkesi gereği reddine karar verilmiştir. Yargıtay … Hukuk Dairesi 10/10/2013 tarih ve … sayılı ilamında : “………..Mahkemece iddia, cevap ve toplanan deliller doğrultusunda çekleri davacı adına keşide eden … ‘in çeklerin verildiği tarih itibariyle şirket yetkilisi olduğu konusunda tartışma bulunmadığı, dolayısıyla kambiyo senetlerinin her yönü ile geçerli olduğu, davaya konu çeklerin hatır çeki olarak veya teminat amacıyla verildiği yönündeki iddiaların davacı tarafça yazılı delillerle kanıtlanması gerektiği ancak davacının buna dair yazılı delil sunamadığı, bu çeklerin tek başına davalı defterlerinde yer almamasının geçerliliğini etkilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle kambiyo senetlerinin ticari defterlere kayıt edilmemiş olmasının sonuca etkili olmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 10.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi………….” şeklinde karar vermiştir. Dolayısıyla söz konusu senedin davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmaması davacının borçlu olmadığı sonucunu doğurmayacağından ticari defterlerin incelenmesine de gerek görülmemiştir.
Nitekim Yargıtay … Hukuk Dairesinin …tarihli ve … sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Tüm bu nedenlerle davacı borçlu olmadığını yazılı delillerle ispat edememiştir. Davacı açıkça yemin deliline de dayanmadığından iddialarını ispat edememiş kabul edilmiş ve davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu senede ilişkin devam eden veya yapılan ceza soruşturması ve davası bulunmadığından bekletici mesele yapılması gereken bir durumun bulunmadığı da anlaşılmıştır.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 44,40.-TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 1.664,72.-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 1.620,32.-TL harcın karar kesinleştiğinde istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 10.548,40.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 06/03/2019

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)