Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/321 E. 2018/384 K. 18.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/321 Esas
KARAR NO : 2018/384
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 15/05/2018
KARAR TARİHİ : 18/05/2018

Mahkememizin …/…/… tarihli …/… esas …/… karar sayılı ilamı Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin …/… esas …/… Karar sayılı ilamı ile kaldırılmakla mahkememizin yukarıdaki esasa kaydedilmiştir. Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin tabela, yönlendirme, dekoratif ürünler ve stant ekipmanlarının imal ve mantajı alanında ticari faaliyetini sürdürmekte olduğunu, davalıya ait …’da bulunan otelin yönlendirme, büfelik sticker, numaratör, logo ve sair ürünlerin imal ve montaj işlerini yaptığını, davalının icra takibine konu fatulara muhteviyatındaki ürünleri teslim almasına ve otelinde kullanmaya başlamasına rağmen müvekkiline olan borcunu ikazlarına rağmen ödemeyerek ticari ilişkiyi sürüncemede bıraktığını, davalının kendisine gönderilen faturalara ve içeriklerine de hiçbir itirazda bulunmadığını, müvekkilinin 33.879,20 TL tutarındaki fatura alacağına istinaden davalı borçlu aleyhine … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlattığını, söz konusu icra takibinin de davalı borçlunun borcun tamamına ve ferilerine vaki itirazının neticesinde durduğunu, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin başka konulara dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, icra dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, itirazın haksız ve kötü niyetli olan davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduğunu, yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, müvekkili firmanın davacıya borcu olmadığından takibe itiraz ettiğini, bu durumun ticari defterlerin incelenmesi sonucunda ortaya çıkacağını, müvekkilinin faturalara itiraz etmemesinin faturaları kabul ettiği anlamına gelmediğini, iade faturası kesilerek itirazın bildirildiğini, iş bu faturaya davacı tarafından itirazın olmadığını, müvekkili firma tarafından kesilen … seri numaralı …/…/… tarihli 11.811,70 TL tutarındaki faturaya ilişkin davacı tarafça herhangi bir itirazın olmadığını, bu nedenlerle davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine, davacı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya içerisine; davacı vekili tarafından imal edilen ürünlere ait fotoğraflar, taraflara ait e-posta yazışmaları, davalı için üretilen ürünlere ilişkin tasarım çizimleri, cari hesap ekstresi ibraz edilmiş, … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası celp edilmiş, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, raporlar aldırılmıştır.
Dava; faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; 33.879,20-TL asıl alacağa işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili için icra takibine geçildiği, davalı borçluya ödeme emrinin … tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekilinin … tarihli dilekçeyle borca itiraz ettiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, davacının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış mali müşavir bilirkişi … … tarafından ibraz edilen … tarihindeki bilirkişi raporunda sonuç olarak; taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan faturalar ve muhteviyatı işlerin davalı şirkete teslim edildiği, davacı şirketin ticari defterlerine göre, dava konusu alacağın dayanağı olan irsaliyeli faturalraa istinaden takip tarihi itibariyle davacının bakiye 31.753,19-TL tutarında davalı taraftan alacağının olduğu belirtilmiştir.
Davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak üzere … Nöb. Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, Mali Müşavir tarafından ibraz edilen … tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; davalının defterlerinde davacı tarafın defterlerinde kayıtlı olan faturaların (0,40 kuruş noksan olarak) kayıtlı olduğu, davacının takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu tutarın 30.561,19-TL olduğu, …’in 5 yıllık devre tatil olarak hesaptan mahsup edilen 15.000,00-TL’sinin kabul görmesi için belgelenmesi ve bu hususun mahkemece kabul görmesi halinde, davacının talep edebileceği tutarın 15.561,19-TL olabileceği belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı tarafça yetki itirazında bulunulduğundan öncelikle mahkememizin davaya bakmaya yetkili olup olmadığı, faturalardaki hizmet ve malın davalı borçluya teslim edilip edilmediği, teslim edilmiş ise bedelinin ödenip ödenmediği, borçlu tarafça iade faturası kesilip kesilmediği, dosyaya sunulan iade faturasının dava ve takip konusu faturalarla ilgili olup olmadığı, sonuç olarak takip tarihi itibariyle alacak borç durumu itilaflıdır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, mal ve hizmetin alındığı hususunda ihtilaf bulunmadığı, davacının 33.879,20-TL. tutarındaki fatura alacağına istinaden davalı borçlu aleyhine … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlattığı, davalı borçlunun itirazı üzerine eldeki davanın ikame edildiği, tarafların karşılıklı defterleri üzerinde yapılan incelemeye göre her iki tarafın defterlerinde de 45.691,00-TL lik faturaların kayıtlı olduğu, 13.937,81-TL iade faturası düzenlendiği, davacının da bu iade faturasını kabul ettiği, defterlerinde de kayıtlı olduğu, yapılan ticari iş neticesinde davalının bakiye 31.753,19-TL borcunun kaldığının defter içeriklerine göre sabit olduğu, her ne kadar davalı taraf (cevap ve itiraz dilekçesinde yer vermediği) devre tatil sözleşmesi ibraz ederek bunun ödeme aracı olarak verildiğini beyan etmiş ve ayrıca defterlerine göre konaklama bedeli de mahsup edilmiş ise de ibraz edilen sözleşmenin takip tarihinden sonraki bir tarihli olduğu, sözleşme üzerinde davacı tarafın imzasının bulunmadığı, davalı tarafın açıkça mahsup talebi de bulunmamakla birlikte iddia edilen alacak kalemlerinin mevcut borçlarından mahsup edilmesini gerektirdiğine dair yazılı belge vs. delil ibraz edilemediği, bu hususların eldeki davanın konusu takip alacağına ilişkin olmadığı, davalının iddia ettiği gibi alacağı varsa bu taleplerini ilerini başka şekillerde ileri sürme hakkının bulunduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair mahkememizce verilen …/…/… tarihli karar, davalı vekilince …/…/… tarihinde istinaf edilmiş, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin …/…/… tarih …/… esas … Karar sayılı ilamı ile “… Somut olayda, icra takibi … İcra Müdürlüğünde yapılmış ve ödeme emri tebliği üzerine davalı borçlu İcra Dairesinin yetkisine itiraz etmemiş olup, sadece borca ve ferilerine itiraz etmiş olmakla, … İcra Dairesinin yetkisi kesinleşmiştir. İcra Dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin değildir. İcra Dairesinin yetkisinin kesinleşmesi o takiple ilgili itirazın iptali davasına bakacak mahkemenin yetkisinin de kesinleştiği sonucunu doğurmaz. Ayrıca, itirazın iptali davasının dava konusu takibin yapıldığı yer mahkemesinde açılması gerektiği yönünde bir yetki kuralı da bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece İİK’nun 50/2. maddesi yollaması ile HMK’nun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla tatbik olunması suretiyle, icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelenmesi gerekmeden, mahkemenin dava tarihi itibariyle yetkili olup olmadığını tespit etmesi gerekmektedir. 6098 Sayılı TBK’nun 89. maddesi hükümlerinin sadece karz akdinden doğan borçlarla sınırlı olduğunun kabulü gerekir. Aksi halde bütün para borcu ilişkilerinden doğan ihtilaflarda yetkili mahkemenin bu maddeye göre tayini gerekeceğinden, para borçları ile ilgili tüm ihtilafların davacının yerleşim yerinde takip ve davaya konu olması sonucunu doğurur ki, bu da HMK’da yer alan yetkiyle ilgili kuralları adeta istisna haline getirmiş olur. Oysa 6098 Sayılı TBK’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmeleri niteliği itibariyle iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler olup, karşılıklı edimleri içerir. Bu nedenle eser sözleşmelerinden kaynaklanan bir alacağa ilişkin davada, yetkili mahkemenin tayininde 6098 Sayılı TBK’nun 89. maddesi hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. İstinaf incelemesine konu davada, sözleşme ile yetki şartının düzenlenmemiş olması gözetilerek, HMK’nun 6. ve 10. maddeleri uyarınca, davalı tüzel kişinin yerleşim yeri ve sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi yetkili bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle, süresinde yapılan ve yerinde olan yetki ilk itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine ve dosyanın talep halinde yetkili … Asliye Hukuk Mahkemesine (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yetki itirazının reddi ile davanın esasının incelenerek, yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığından HMK’nun 353/1-a/3 maddesi uyarınca, esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” karar verilmesi üzerine dosya mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve hükmüne uyulan Antalya Böyge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin …/… esas …/… Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; sözleşme ile yetki şartının düzenlenmemiş olması gözetilerek davalı tüzel kişinin yerleşim yeri ve sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi yetkili bulunduğundan yetkiye ilişkin ilk itirazların kabulüne, davaya bakmakla görevli mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemeleri (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) olduğu anlaşılmakla, yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın, USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın yetkili Kızılcahamam Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) GÖNDERİLMESİNE,
3-Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-Harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere kara verildi. 18/05/2018

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı