Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/279 E. 2018/843 K. 24.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/279 Esas
KARAR NO : 2018/843
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 26/04/2018
KARAR TARİHİ : 24/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin …Bayi olarak bilinen davalı şirketten ürünler sipariş ettiğini, …/…/… tarihinde 14.850,00.-TL, …/…/… tarihinde 5.000,00.-TL davalı şirket hesabına havale edildiğini, …/…/… tarihinde 1.000,00.-TL daha kredi kartı ile ödeme yapılarak tüm ürünlerin bedellerinin ödendiğini, ödemelere istinaden bir kısım ürünlerin müvekkili şirkete teslim edildiğini, kalan ürünlerin teslim edilmediğini, ürünlerin teslimi için müvekkili şirketçe davalıya …tarihinde mail atılmışsa da teslimatın gerçekleştirilmediğini, müvekkili tarafından ödemelerin iadesi talebi ile …tarihinde davalı şirkete başvurmasına rağmen bunun gerçekleşmediğini, ihtarname ile verilen yasal süre geçmiş olmasına rağmen halen iadesi yapılmayan 15.370,18.-TL’nin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın basiretli bir tacir olmanın gereklerini yerine getirmekten uzak bir ticari geleneğe sahip olduğunu, bu tutumunu da dava açtıktan sonra da halen sürdürmekte olduğunu, müvekkilinin ticari hayatında devamlı güven veren bir şirket olduğunu, müvekkilinin davacı tarafından sipariş edilen malzemeleri teslim ettiğini, daha sonra davaya konu son malzemeleri davacıya teslim etmek konusunda iletişime geçmiş ise de, davacının müvekkilini devamlı oyaladığını, davacının herhangi bir gerekçeye dayanmadan malları teslim almaktan imtina etmekte olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; tarafların göstermiş oldukları deliller toplanmış, noter ihtarnameleri, ödemeye ilişkin banka dekontları ve tahsilat makbuzları dosyaya sunulmuş, sipariş fişi, e-mail yazışmaları, fatura ve sevk irsaliyeleri, servis fişleri dosyaya sunulmuştur.
Dava; ticari satım akdi uyarınca davacı alıcı tarafça bedeli ödenen malların teslim edilmediği iddiasıyla, borçlu temerrütüne dayalı olarak ödenen paranın iadesi istemiyle açılan alacak davası niteliğindedir.
Taraflar arasında sözlü olarak yapılan ticari satım akdi ilişkisinin varlığı, siparişe konu mal bedeli olarak davacı alıcı tarafından davalı satıcıya 20.850,00.-TL ödeme yapıldığı hususları ihtilafsız olup, uyuşmazlık; teslimi yapılmayan bir kısım malın teslimi ile ilgili hangi tarafın temerrüte düştüğü, davacı alıcıya teslimi yapılan malın bedeli, davalı satıcının temerrüte düşüp düşmediği, sonuç olarak davacının ödediği paranın iadesini istemekte haklı olup olmadığı, bu yüzden davalıdan talep edebileceği bir alacak olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
Davacı vekili müvekkili tarafından davalıdan bir kısım malzemeler sipariş edildiğini ve buna karşılık toplam 20.850,00.-TL kredi kartı ile ve banka havalesi ile ödeme yaptığını, sipariş edilen tüm ürünlerin bedelinin ödendiğini, davalının sipariş edilen mallardan bir kısmını müvekkiline teslim ettiğini, ancak kalan ürünlerin teslim edilmediğini, bundan dolayı ürünlerin teslimi için davalıya mail atılmışsa da teslimat yapılmadığından müvekkili tarafından ödemelerinin iadesi talebiyle davalı tarafa noter ihtarnamesi gönderildiğini, buna rağmen ödenen bedelin iadesinin gerçekleşmediğinden bahisle davalının ticari satımdan doğan ifa yükümlülüğünü yerine getirmeyerek temerrüte düştüğünü ileri sürerek siparişlerin iptalini ve ödenen paranın iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır.
Davalı taraf ise savunmasında, davacının sipariş ettiği ürünlerin özel istekler doğrultusunda hazırlandığını, siparişleri tamamlayarak bu malzemeleri davacının tadilatını yaptığı evlere peyderpey teslim ettiğini, ancak daha sonra davaya konu son malzemeleri davacıya teslim etmek istemesine rağmen davacı tarafça müvekkilinin oyalandığını ve geri dönüş de yapmadığını, bunun üzerine davacı tarafa … Noterliğinin …/…/… tarihli ihtarnamesini göndermek suretiyle söz konusu malların 7 gün içerisinde teslim alınmasının ihtar edildiğini, davacının gerekçesiz olarak malları teslim almaktan imtina ettiğini, müvekkilinin söz konusu malları davacının özel taleplerine göre hazırladığını belirterek davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
Dosyada mevcut davacı tarafça davalıya hitaben düzenlenen … Noterliğinin …/…/… tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi incelendiğinde; davalı tarafın üstüne düşen sorumlulukları yerine getirmediği, bu nedenle davalı tarafça gönderilen ihtarnameyle malların teslimi talebinin ve depo ücreti işleyeceği gibi durumların kabulünün söz konusu olmadığını ve davalı tarafın gönderdiği ihtarnamede bahsedilen malzemelerin özel üretim mallar olmayıp, standart mallar olduğunu belirterek, ücreti ödenerek alınmış olan malların teslim edilmemesinden dolayı iptal edilen mallara ilişkin yapılan ödemelerin müvekkili şirket hesabına 7 gün içerisinde ödenmesinin ihtar edildiği ve bu ihtarnamenin …/…/… tarihinde davalıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davalının delilleri arasında bulunan … Noterliğinin …/…/… tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi incelendiğinde; davacı tarafça sipariş edilen malların bedelinin ödenmiş olmasına rağmen bedeli ödenen malların davacı tarafından teslim alınmadığı, söz konusu malların özel olarak sipariş verilen mallar olduğu, iadesinin mümkün olmadığı, bundan dolayı davacıya teslim almadıkları ürünleri 7 gün içinde … Mahallesi … Bulvarı … adresinden teslim almasının veya 7 gün içinde davacı tarafından bildirilecek bir adrese sevk edileceğinin, aksi takdirde ise depoda bulunan mallar sebebiyle her geçen gün için depo ücreti tahakkuk ettirileceğinin ihtar edildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ticari satış akdinden kaynaklanmakta olup, davacı alıcı taraf, davalı satıcının borçlu temerrütüne düştüğünden bahisle sözleşmeden dönerek ödediği bedelin iadesini talep etmektedir.
Sözleşme tarihi itibariyle olayda uygulanması gerekli 6098 sayılı TBK’nın 212 maddesi satıcının temerrütü başlığını taşımakta olup, “Satıcının temerrütü halinde borçlunun temerrütüne ilişkin genel hükümler uygulanır. Zilyetliğin devri için belirli bir süre konulmuş olan ticari satışlarda satıcı temerrüte düşerse, alıcının devir isteminden vazgeçerek borcun ifa edilmemesinden doğan zararının giderilmesini istediği kabul edilir. Alıcı satılanın devredilmesini isteme niyetinde ise, belirlenen sürenin bitiminde bunu satıcıya hemen bildirmek zorundadır.”
TBK’nın 232.maddesi alıcının borçları başlığını taşımakta olup; “Alıcı satış sözleşmesinde kararlaştırılmış olduğu biçimde satış bedelini ödemek ve kendisine sunulan satılanı devralmakla yükümlüdür. Aksine yerel adet veya anlaşma yoksa satılanın hemen devralınması gereklidir.”
TBK’nın 107.maddesine göre; “Alacaklının temerrüte düşmesi durumunda borçlu hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabilir. Tevdi yerini ifa yerindeki Hakim belirler. Bununla birlikte ticari mallar Hakim kararı olmadan da bir adliyeye tevdi edilebilir.”
6102 sayılı TTK’nın 23.maddesi ticari satış ve mal değişimi başlığını taşımakta olup, buna göre; “Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de TBK’nın satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır.
a)Sözleşmenin niteliğine, tarafların amacına ve malın cinsine göre satış sözleşmesinin kısım kısım yerine getirilmesi mümkün ise veya bu şartların bulunmamasına rağmen alıcı çekince ileri sürmeksizin kısmi teslimi kabul etmişse, sözleşmenin bir kısmının yerine getirilmemesi durumunda alıcı haklarını sadece teslim edilmemiş olan kısım hakkında kullanabilir. Ancak o kısmın teslim edilmemesi dolayısıyla sözleşmeden beklenen yararın elde edilmesi veya izlenen amaca ulaşılması imkanı ortadan kalkıyor veya zayıflıyorsa ya da durumdan ve şartlardan sözleşmenin kalan kısmının tam ve gereği gibi yerine getirilemeyeceği anlaşılıyorsa alıcı sözleşmeyi feshedebilir.
b)Alıcı mütemerrit olduğu takdirde satıcı malın satışına izin verilmesini mahkemeden isteyebilir. … ”
TBK’nın 123.maddesine göre; “Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde taraflarn biri temerrüte düştüğü takdirde diğeri borcun ifası için uygun bir süre verebilir veya uygun bir süre verilmesini Hakimden isteyebilir.”
Madde 125; “Temerrüte düşen borçlu verilen süre içerisinde borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise, alacaklı her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir. Alacaklı ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir. Sözleşmeden dönme halinde taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu temerrüte düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı sözleşmeni hükümsüz kalması nedeniyle uğradığı zararın giderilmesini isteyebilir.”
Taraf vekillerince tanık deliline de dayanılmakla birlikte, davanın niteliği ve dosya içerisindeki mevcut deliler göz önüne alındığından tanık beyanlarının sonuca etkisi olmayacağı değerlendirilerek, her iki tarafın da tanık dinletme talebi reddedilmiştir.
Dava konusu olayda davacı alıcı, borçlu temerrütüne dayanarak davalı satıcının sipariş edilen malzemelerin bir kısmının tesliminde temerrüte düştüğünden bahisle sözleşmeden dönerek ödemiş olduğu bedelin iadesini istemektedir.
Davacı tarafça borçlu temerrütüne dayanıldığına göre öncelikle davacı alıcı tarafından davalıya borcun ifası konusunda TBK’nın 123.maddesi gereğince uygun bir süre verilmesi, davalı tarafın temerrüte düşürülmesi ve bundan sonra TBK’nın 125.maddesinde sayılan seçimlik hakların kullanılması gerekli iken, dosyadaki mevcut delillerden bunun yapılmadığı, tam aksine davalı satıcı tarafından davacıya hitaben sipariş verilen malların teslim alınması hususunda … Noterliğinin …/…/… tarihli ihtarnamesinin gönderildiği ve bu ihtarnamede malların teslim alınmasının veya bildirilecek adrese sevkinin yapılacağının bildirilmesine rağmen davacı tarafından bunun gereklerinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla dava konusu olayda alıcının temerrüte düştüğü sonucuna varılmıştır.
TBK’nın 235.maddesinde alıcının satış bedelini ödemedeki temerrütü düzenlenmiş, satılanı devralma ve diğer yan borçlara ilişkin temerrütünden bahsedilmemiş, TBK’nın 107.maddesinde alıcının satılanı devralmadaki temerrütü düzenlenmiş, böyle bir durumda yani alıcının satılanı devralmada temerrüte düşmesi halinde satıcının teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulacağı düzenlenmiştir. Aynı maddede ticari malların Hakim kararı olmaksızın da bir adliyeye tevdi edilebileceği düzenlenmiştir.
Alacaklının temerrütü halinde borç sona ermemektedir. Borçlu tevdi veya sözleşmenin feshi yoluyla borcundan kurtulabilecektir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında sözlü olarak yapılan ticari satış akdinin bulunduğu ve bu anlaşma uyarınca davacı alıcı tarafından bir kısım davalı satıcıya mal siparişi verildiği, sipariş verilen mallara karşılık toplam davacının davalıya 20.850,00.-TL ödeme yaptığı, bir kısım malların davalı satıcı tarafça davacıya teslim edildiği, ancak bir kısım malların ise teslim edilmediği, davacı alıcı tarafından malların teslim edilmemesi nedeniyle borçlu temerrütüne dayanılarak sözleşmeden dönmek suretiyle ödediği bedelin iadesi istemiyle eldeki dava açılmışsa da, dava konusu olayda davalı satıcı tarafından siparişi yapılan malların davacıya teslim edilmesi hususunda noter ihtarnamesi gönderilerek malların teslim alınmasının veyahut teslim adresi bildirilmesinin istenilmesine rağmen bu konuda davacı tarafça bir şey yapılmadığı, dolayısıyla davacı alıcının satılanı devralma konusunda temerrüte düştüğü, her ne kadar davacı alıcının temerrütü nedeniyle davalının malı teslim borcu sona ermese de, davacı tarafça TBK’nın 123 ve 125.maddeleri uyarınca davalı taraf usulünce temerrüte düşürülmediğinden borçlu temerrütüne dayalı olarak sözleşmeden dönme ve ödediği bedelin iadesini talep etmekte haklı olmadığı, davanın sübuta ermediği değerlendirilmiş, davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35,90.-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 262,49.-TL harçtan mahsubu ile fazlaya ilişkin 226,59.-TL harcın istem olması halinde hükmün kesinleşmesine müteakip davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 24/12/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)