Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/226 E. 2018/699 K. 09.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/226
KARAR NO : 2018/699
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 05/04/2018
KARAR TARİHİ : 09/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin … tarih ve … sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin … sayfasında ilan edilen … tarihli Genel Kurulun …sayılı kararında açıklandığı üzere …’ni Türk Ticaret Kanunu’nun 155 ve devamı maddeleri hükümleri uyarınca kolaylaştırılmış şekilde birleşme yoluyla devraldığını, devir yoluyla birleşmeden sonra …’nin geçmiş dönem hesaplarının incelenmesi sonucunda devralman …’nin davalıdan alacaklı olduğunu, şirket kayıtlarında görülen bu alacağın tahsili ile ilgili olarak yapılan temaslar üzerine …’nin eski temsilcisi tarafından … Mali Hizmetler Dairesi Başkanlığına … tarihinde hesap mutabakatının bildirilmesi için bir dilekçe verildiğini, dilekçeye … Mali Hizmetler Başkanlığı tarafından …tarihli yazı ile cevap verildiğini, cevaba göre …tarafından …tarihinden başlayarak …tarihine kadar kesilmiş olan faturalar ve bu faturalar ile ilgili olarak yapılan ödemeler hakkında bilgi verildiğini, yazı içeriği incelendiğinde; … tarafından davalıya 708.094,40.-TL bedelli dört adet fatura kesildiği, bu faturalardan damga vergisi ve KDV tevkifatı olarak toplamda 25.434,59.-TL’lik kesinti yapıldıktan sonra 682.659,81.-TL olarak kayıtlara alındığı, banka hesabına yapılan ödemeler ve … adına kesilerek banka hesaplarından tahsil edilen bedeller olarak toplam 668.323,73.-TL ödeme yapıldığı, … tarih ve … numaralı faturadan kalan alacak bakiyesinin 14.336,08.-TL’nin … tarihinde kamu borçlarına ilişkin zamanaşımı süresi olan 5 yıllık süreci tamamlanmış olduğundan gelir kaydı yapıldığının bildirildiğini, … Mali Hizmetler Dairesi Başkanlığından alınan cevapta yer alan bilgiler ile şirket kayıtları karşılaştırıldığında … tarihinde 83.107,50.-TL bedelli … Şubesinin … numaralı çekinin şirket kayıtlarında yer almadığının tespit edildiğini, … Mali Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından … tarihli cevabi yazısına ekli olarak verilen işbu çek ile ilgili detaylar incelendiğinde; … adına düzenlenen 83.107,50.-TL bedelli … Şubesinin … numaralı çekinin … tarihinde … … isimli kişiye teslim edildiğini, çekin şirket tarafından cirolandığı ve son olarak …tarihinde hamil … … tarafından …Şubesinden tahsil edildiğini belirterek, sonuç olarak müvekkili şirketin alacaklı olduğu 97.443,58.-TL’nin davalıdan tahsiline, alacak miktarına muaccel olduğu tarihten itibaren ticari temerrüt faizi uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı ….’nin … tarih ve … sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin …sayfasında ilan edilen … tarihli Genel Kurulun …sayılı kararında açıklandığı üzere …ni Türk Ticaret Kanunun 155 ve devamı maddeleri hükümleri uyarınca kolaylaştırılmış şekilde birleşme yoluyla devraldığını, devir yoluyla birleşmeden sonra … nin geçmiş dönem hesaplarının incelenmesi sonucunda devralınan … nin belediyeden alacaklı olduğu görüldüğü iddia edilerek, şirket kayıtlarında görülen bu alacağın tahsili ile ilgili olarak yapılan temaslar üzerine … eski temsilcisi tarafından … Mali Hizmetler Dairesi Başkanlığına … tarihinde hesap mutabakatının bildirilmesi için bir dilekçe verildiğini, … Mali Hizmetler Dairesi Başkanlığınca … tarihinde yazı ile cevap verildiği, … tarafından belediyeye 708.094,40.-TL bedelli 4 adet fatura kesildiğini, bu faturalardan damga vergisi ve KDV tevkifatı olarak toplamda 25.434,59.-TL lik kesinti yapıldıktan sonra 682.659,81.-TL olarak kayıtlara alındığı, banka hesabına yapılan ödemelerle … adına kesilerek banka hesaplarından tahsil edilen bedeller olarak toplam 668.323,73TL ödeme yapıldığını, … tarih ve … numaralı faturadan kalan alacak bakiyesi 14.336,08TL’nin … tarihinde kamu borçlarına ilişkin zaman aşımı süresi olan 5 yıllık süreci tamamlanmış olduğundan gelir kaydı yapıldığını, dava dilekçesinde bahsi geçen …Şubesinin … nolu … tarihli çekin firmanın tüzel kişiliğine kesildiği ve buna ilişkin hazırlanan … tarihli … yevmiye nolu muhasebe işlem fişinde tüzel kişiliğin kaşesinin olduğu ve bu kaşeyle birlikte firma adına … …’na imza karşılığı teslim edildiğini, davacının çekin teslim edildiği kişinin yetkisiz olduğu ve bahsi geçen çekin şirket kayıtlarında yer almadığına ilişkin olarak; şirketin tüzel kişiliğine kesilip kaşe ve imza karşılığı teslim edilen …’nun yetkisi olup olmadığını, bunun tespiti için çekin teslim edildiği tarihte çeki teslim alan …’nun SGK dökümünün çıkartılması gerektiğini, …’nun şirketin çalışanı olup olmadığının veya şirketle olan ilişkisinin sorgulanması gerektiğini, çekin ciro edildiği imza ile çekin teslim edildiği muhasebe işlem fişindeki imzanın birbirini tutmaması noktasında çek ciro edenin kim olduğu noktasının sorgulanması gerektiğini, eğer bir kişi iddia edildiği gibi şirketin yetkilendirdiği birisi değil ise veya kaşede sorun var ise bu şahsın kim olduğunun tespit edilmesi gerektiğini, bahsi geçen 83.107,50.-TL’nin çekte o tarihte ödenmemiş olsaydı bu bedelin de yine 31.12.2013 tarihinde yine 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 34.maddesine dayanılarak gelir kaydedilmesi işlemine tabi tutulacağını, dolayısıyla davacının taleplerinin yürürlükteki mevcut mer-i mevzuatlarda yerinin olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Ticaret Mahkemelerinin iş sahası ve hangi davalara bakacağı 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren, 6102 sayılı TTK’nun 5. Maddesinde belirtilmiş olup, 4 . Madde de hangi davaların ticari dava sayılacağı düzenlenmiştir. Buna göre; her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın madde de belirtilen nedenlerden doğan davaların ticari dava sayıldığı açıklanmıştır. Kanunda sayılan bu davalara mutlak ticari dava denilir. Mutlak ticari davaların yanında nispi ticari davalarda mevcuttur. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için, her iki tarafın tacir olması ve her iki tarafın ticari işletmesine uyuşmazlığın kaynaklanıyor olması, bu iki unsurun birlikte bulunması gerekmektedir.
6102 sayılı TTK’da değişikli yapan ve 01/07/2012 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6335 sayılı kanunun 2.maddesiyle 6102 sayılı TTK’nın 5.maddesinin 3.fıkrası değiştirilmiş ve Asliye Ticaret Mahkemesiyle Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer Kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmak zorundadır.
Diğer taraftan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Çünkü, Türk Ticaret Kanunu, Kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir.
Somut olayda; uyuşmazlık fatura alacağından kaynaklanmakta olup, bu nevi davaların ticari dava olduğu izlenimi verse de, Belediyenin gördüğü hizmet kamu hizmeti olması nedeni ile davanın ticari dava olarak addedilemeyecektir. Zira, davalı …, yaptığı işleri, ticari işletme usulüne göre kar elde etme saiki ile değil, kamu hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirmektedir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre, Davanın niteliği itibariyle ticaret mahkemesinde görülmesi mümkün bulunmadığından mahkememizin davaya bakmakla görevli olmadığı Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,
Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce değerlendirilmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/11/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)