Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/225 E. 2021/908 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/225 Esas
KARAR NO : 2021/908
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 04/04/2018
KARAR TARİHİ : 18/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili hakkında Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, ancak davalının müvekkilinden hiçbir alacağı bulunmadığını, müvekkili ile davalı arasında 01/09/2016 tarihli “…” sözleşmesi imzalandığını, davalı şirketin müvekkiline teslim etmesi gereken malzemeleri süresinde teslim etmediğini, müvekkilinin işe başlaması için gerekli olan ve davalının temin etmesi gereken söz konusu malzemeleri temin etmeyen davalı şirketin müvekkilinin süresinde işe başlayamamasına neden olduğunu, davalı şirketin müvekkilinin işe başlayamamasında tamamen kusurlu olmasına rağmen 03/03/2017 ve 14/03/2017 tarihli 2 ihtarname çekerek sözleşmeyi haksız bir şekilde ve tek taraflı olarak feshettiğini, müvekkilinin davalı tarafından temin edilecek malzemelerin eksikliğine rağmen işe başladığını, sözleşmeye göre yapılacak işler kapsamında olan 12 km boru döşeme işini, bu hattın 3,5 km’lik gömme işini yaptığını, yine 20 km yol yapıldığını, boru nakli işinin yapıldığını, tüm bu işler için kullanılan iş makineleri ve araçların yakıt bedellerini müvekkilinin ödediğini, bu işler için çalıştırılan tüm personelin sözleşme hükümlerine göre SGK girişlerini yaptığını ve çalıştıkları süre boyunca tüm maaşları ile primlerinin müvekkili tarafından ödendiğini, müvekkilinin tüm olumsuz şartlara rağmen sözleşmeye uyduğunu, 2017 yılı Aralık ayına kadar işlerine devam ettiğini, Aralık ayında kar yağınca müvekkilinin işe ara vermek zorunda kaldığını, davalı tarafça sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini belirterek, müvekkilinin davalı tarafa Antalya … İcra Müdürlüğünün … … sayılı dosyasındaki alacak bakımından borcu olmadığının tespitine, %20’den az olmamak üzere tazminata hükmolunmasını ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın açılabilmesi için kanunda 1 yıllık hak düşürücü süre öngörüldüğünü, iş bu davanın süresinde açılmadığını, davacıya İcra Müdürlüğü tarafından düzenlenen ödeme emri ve dayanak belgeler tebliğ edilmiş olup, davacı tarafça işbu davaya kadar herhangi bir itirazda bulunulmadığını, yine İcra Müdürlüğü tarafından borçlunun çalışma yaptığı adreste yapılan haciz işlemi sırasında hazır bulunan davacı şirket yetkilisi …’un “Borcu biliyorum fakat ödeme durumum yoktur.” diyerek borcu kabul ettiğini beyan ettiğini, açık kabule rağmen işbu davanın ikame edilmesi davacının kötü niyetinin göstergesi olduğunu, taraflar arasında 01.09.2016 tarihinde imzalanan sözleşme ile 01.09.2016 tarihinde başlanıp 25.09.2017 tarihinde teslim edilecek “…i”nin imalatının davalı tarafından yapılması hususunda taraflarca anlaşıldığını, davacının dilekçe içeriğinde ileri sürmüş olduğu tüm iddiaların gerçek dışı olduğunu, davacının sözleşme ile yükümlenmiş olduğu edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle, müvekkilinin işvereni (yüklenici) tarafından kendisine yöneltilen derhal işe başlanmadığı takdirde akdin feshedileceği ihtarına muhatap olduğunu, müvekkili tarafından bu durum Antalya … Noterliği’ nin 03.03.2017 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile bildirilerek derhal işbaşı yapılması aksi takdirde sözleşmenin feshedileceği ve sözleşmeden kaynaklı ceza bedeli ve uğranılan zararların tazmininin talep edileceği ihtaren bildirildiğini, ihtarname gönderilmeden önce de defalarca davacı şirket yetkilisinin uyarıldığını, davacının bu uyarıları dikkate almaması nedeniyle de ihtarname keşide edildiğini, müvekkili şirketin girişimlerinin sonuçsuz kalması, asıl işverenin işbaşı yapılmadığını tespit ettiğini bildirmesi ve derhal iş başı yapılmadığı takdirde sözleşmenin feshedileceği hususunda müvekkiline son kez ihtar verilmesi nedeniyle Antalya … Noterliği’ nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiğini, feshe sebep olunduğu için sözleşmede belirlenen ceza bedelinin ve sözleşme tarihinden sonra ileride iş bedellerine sayılmak üzere davacıya ve davacı şirket yetkilisi …’ a yapılan ödemelerin derhal iadesinin talep edildiğini, ancak davacı tarafından ne sözleşmesel ceza bedelinin ödendiğini ne de sözleşme sonrası müvekkilinden alınan avansların iade edildiğini, davacı tarafın icra takibine konu edilen ceza bedeli haricinde müvekkiline borcu olduğunu ve yine müvekkilinin uğramış olduğu zararlarında ayrıca icraya konu olacağını bildiği için ileride bu alacakların icraya konu edilmesi halinde delil yaratmak amacıyla asılsız ve hukuken muteber olmayan iddialarda bulunmakta olduğunu, davacının ne iddia ettiği gibi üstlendiği işi yaptığını, ne de çalışanlarının SGK giriş ve maaş ödemelerini yaptığını, bu hususa ilişkin davacının SGK kayıtlarını ibrazını talep ettiklerini, davacının çalışanlarına maaş ödemesi yapacağını beyan ederek davalı şirketten almış olduğu ödemeleri dahi çalışanlarına ödemediğini, dava konusu icra takibi sonrası yapılmayan işe rağmen davacı tarafından yönlendirilen bir kısım çalışanlarının müvekkili şirketi Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne şikayet etmek suretiyle müvekkili davalıdan mükerrer ödeme aldıklarını, ayrıca davacının akaryakıt ödemesi yaptığı iddiasının da gerçek dışı olduğunu, davacının bir taraftan müvekkili şirketin malzeme teminini yapmadığını, bu nedenle iş başı yapamadıklarını iddia etmekte bir taraftan ise iş yaptığını iddia etmekte olduğunu, malzemelerin sevk irsaliyeleri tedarik edilen firmadan istenerek dosyaya ibraz edileceğini, yine davacının bir taraftan sözleşmenin Mart 2017 tarihinde davalı şirket tarafından feshedildiğini belirtmekte bir taraftan ise davacının 2017 yılı Aralık ayına kadar çalışmaya devam ettiğini iddia ettiğini, taraflarınca icra takibine ceza bedelinin bir kısmının konu edildiğini, ceza bedeli sözleşmede 350.000 TL bono ve davacıya ait iş makineleri olarak kararlaştırıldığını, taraflarınca fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak ceza bedelinin 350.000 TL’ lik kısmının icra takibine konu edildiğini belirterek, davanın reddi ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunması gerektiğini bildirmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, davacı ve davalı şirket yetkililerinin isticvaben beyanları alınmış, tarafların tanıkları dinlenilmiş, Antalya … Noterliğinin … tarihli … yevmiye numaralı ve … tarihli … nolu ihtarnameleri ile dava konusu işe ilişkin ihale dosyası, SGK kayıtları dosyaya getirtilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılarak raporlar aldırılmıştır.
Dava; eser sözleşmesi uyarınca davacı taşeron tarafından iş sahibi davalıya karşı senet ve sözleşmeden dolayı borçlu olmadığı iddiasıyla icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takibe konu senet ve borçtan dolayı davacının davalıya borçlu olup olmadığı, senedin teminat senedi olduğunun kabulü halinde ise davacı yüklenicinin edimlerini sözleşme hükümlerine uygun şekilde yerine getirip getirmediği, senedin bedelsiz kalıp kalmadığı hususlarına ilişkindir.
Taraflar arasında eser sözleşmesi niteliğinde akdi ilişkinin bulunduğu ve bu akdi ilişkinin davalı tarafça Antalya … Noterliğinin … tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile feshedildiği hususu ihtilafsızdır.
Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı şirket tarafından borçlu davacı aleyhine 01/09/2016 tanzim tarihli 350.000,00.-TL bedelli bir adet senetten dolayı 350.000,00.-TL asıl alacak, 1.682,88.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 351.682,88.-TL alacaktan dolayı icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçlu tarafa tebliğ edildiği, takip dosyasının derdest olduğu anlaşılmıştır.
Davacı şirket yetkilisi … duruşmadaki beyanında; “Ben davacı şirketin sözleşmenin imzalandığı ve devamı süresince yetkili temsilciliğini yaptım. Davalı ile bizim şirketimiz arasında 01/09/2016 tarihli sözleşme ilişkisi uyarınca taşeron olarak içme suyu hattı yapım işini yüklendik. 2016 yılının sonuna kadar Kasım ayının sonlarına kadar bir kısım imalat yaptık. Daha sonra kar yağınca hava şartları nedeniyle işlere devam edemedik. Baharı bekledik. Yapmış olduğumuz işin bedelinin bir çoğunu davalıdan alamadık. Daha sonra davalı taraf bize ihtarname gönderdi ve sözleşmeyi feshetti. 2017 yılı içerisinde bu fesih gerçekleşti, fesihten sonra işi bir başka taşerona verdiğini biliyorum. Fesihten sonra biz herhangi bir iş yapmadık. Takip ve davanın konusunu teşkil eden 350.000,00.-TL’lik senedi de iş başladıktan sonra davalı şirket yetkilisi … kendisi benden aramızdaki işler bozulunca işi bir başka taşerona vermek için sözleşmeyi feshetmemiz gerektiğini, bu amaçla teminat olarak benden bu senedi düzenlememi istemesi üzerine senedi düzenleyerek davalıya verdim.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı şirket yetkilisi … duruşmadaki beyanında; “Ben davalı şirketin 2014 yılından beri yetkilisiyim. Bu işler ile ilgili olan şirket yetkilisi … isimli arkadışımızdır. Dolayısıyla ben taraflar arasındaki anlaşmanın detayları konusunda fazla bir malumatım yoktur. Sadece benim …’dan edindiim bilgiye göre bizim firmamız alt yüklenici firma olup davacı alt yüklenicimizdir. iş sahibi olan firma tarafından … tarafından işin zamanında yürütülmemesi nedeniyle ihtar gönderilmesi üzerine bu durum bizim firmaya iletilmiş bunun üzerine davacı ile olan taşeron sözleşmesi firma yetkililerince feshedilmiştir. Bunun dışında bir bilgim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben davacı şirketin ortaklarından biriyim. Biz davalı şirket ile aramızda anlaşma yapıldı. Vermemiz gereken teminatları verdik, fakat davalı firmanın ortak olduğu diğer firma ile arasında ihtilaf doğunca bu 2 firma bizi ezdi. Olay özetle bundan ibarettir. 2016 yılının 9.ayında … Köyünde biz inşaata başladık. Kış mevsimi gelince 12.ayda kar yağınca inşaat durdu, bize ait olan iş makineleri de yaklaşık 6 ay kar altında kaldı. Daha sonra da bize bir tebligat geldi ve bu olayları öğrenmiş olduk. Biz inşaata süresinde başladık. Kontrol mühendisleri ve diğer teknik görevliler usulüne uygun olarak belirlenmiştir ve onların tutanakları da vardır. Yaptığımız işlerin karşılığında herhangi bir ücret de alamadık. Teminat senedimizi davalı taraf yaktı ve biz haksız duruma düşmüş olduk. Yapmış olduğumuz masraflar özellikle mazot, işçi ve benzeri şeylerin hepsi dosyada mevcuttur keza yaptığımız işin bedeli de vardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben …’ta içme suyu kontrolü yapan harita teknikeriyim. Dava konusu olayı da bu sebeple bilirim. Davacı şirketin … içme suyu hattında çalıştığını biliyorum. Davacı şirketin yaptığı iş; toprak yolun toprağının kaldırılarak alttan içme suyunun geçeceği yolu açtılar. Yine oradaki çelik borunun kaynak işlerini yaptılar fakat bunu açtıkları yola döşemediler. Boruları yüklenici ana firmanın getirdiğini biliyorum. Su hattının süresinde tamamlandığını biliyorum. Yani hedeflenen nihai sürede iş bitirilmiştir. Az evvel de söylediğim gibi bizim asıl muhatabımız yüklenici firmadır. …’a ait şirket bizim doğrudan muhatabımız değildir. …’un çalışıp çalışmaması bizi değil doğrudan yüklenici firmayı ilgilendiren bir durumdur. Fakat şunu söylemem lazım işin aksadığı yönünde çeşitli yazılar yazdık. Yani öngörülen sürelerde yapılması gereken işlerde aksaklık oldu fakat en nihayetinde iş süresinde bitirildi. …’a ait olan şirket poli üretan borunun bir kısmının döşemesini yaptığını da biliyorum. Az evvel söylemiş olduğum kısmi gecikmeler dışında ben davacı şirketin inşaat alanı ile ilgili bir olumsuzluğunu hatırlamıyorum. Şunu açıkça ortaya koymak istiyorum: bizdeki projede hedeflenen bir süre vardır bu sürenin içinde iş programı vardır. İş programında dönem dönem gecikmeler olmuş ise de, en nihai olarak proje süresinde bitirildiğinden yüklenici firmaya bir cezai işlem uygulanmadı. Az evvel bahsettiğim program mevsim koşulları ve coğrafi konum gözetilerek hazırlanır. Yani projenin uygulanacağı arazi şartları ve iklim şartları gözetilerek program yapılmış ve süre verilmiştir. Yağmur yağması kar yağması gibi mevsimsel hava değişiklileri gözetilerek program yapılmıştır. Metal boruların … şirketi tarafından konulmamasının sebebini bilmiyorum. … ve ekibinin çalışmaları gereken dönemde çalışıp çalışmadıklarını bilmiyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben kaynakçıyım. Dava konusu işte de çalışmam sebebiyle taraflar arasındaki uyuşmazlığı biliyorum. 2016’nın sonlarına doğru aşağı yukarı 3 ayın üzerinde orada çalıştım ben orada kaynak işleri yaptım. Kaynak işi yapan toplam 3 kişiydik ve 3 ayın üzerinde biz kaynak işleri yaptık. …’un yaptığı işler: arazi olan yeri ilk önce araç geçebilecek şekilde yol yapmak, su borularının geçebileceği şekilde yolun altına kanal yapmak, metal boruları kaynağına yapmak, yine bir kısım yerde plastik boru yaptığını da biliyorum. Plastik boruyu yapan ekip içerisinde yer almadım. Yayla kısmından borular ile ilgili işlemleri yapmıştık. Daha sonra kar gelince bir durduk. Daha sonra davalı şirketin yetkilisi … işin verilmeyeceğini söylemişler aşağı yukarı 15 gün bekledikten sonra iş verilmeyince biz de oradan ayrıldık. Daha sonra yani aradan … çıktıktan sonra ben yine Güzelsu adına çalışmaya devam ettim, kaynak işleri yaptım. … ve ekibi ekipmanlarını alarak ilk kar yağdıktan sonra yaklaşık 10-15 gün sonrasında oradan ayrıldılar. …’dan sonra Murat isimli başka bir taşeron geldi aşağı yukarı 1 ay kadar da o çalıştı, daha sonra Güzelsu işi kendisi bitirdi. Az evvel size …’un ekipmanlarını alıp gittiğini söylemiştim fakat ekipmanların tümünü alamadı. Bir kısım ekipmanlar kalmıştı, bunları Güzelsu bana, muhtara ve benim yanımda çalışan Mehmet Ali isimli arkadaşa tutanakla teslim ettiler. Kepçenin falan kaldığını biliyorum. Hava muhalefeti nedeniyle kaldığını biliyorum. Römorkun da bu şekilde kaldığını biliyorum. Yayla da yine bir kepçenin kaldığını biliyorum. Ufak tefek kap kacaklar da kaldığını biliyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında; “… davacının su borularını döşediği köydenim. Davacı taraf yaklaşık 3-4 ay çalıştı. İlk önce yolu kazdılar. Akabinde de demir boruların bir kısmını koydular ve kaynak işlerinin bir kısmını yaptılar sonrasında kar yağdı. Hatta davacının kepçeleri de orada kaldı. Hatta kış nedeniyle orada bir de kaza yaptı traktörleri. Öyle zannadersem … isimli biri davacıları oraya getirtmedi. Sonrasında ben köyün muhtarı oldum. Birisi geldi. O davacının yarım bıraktığı işi biraz devam ettirdi sonrasında … onu da kovdu sonrasında işi kendi bitirdi. İş yapılan yer 1800 rakımda bir yerdir, kar altındadır şu anda bile.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben …’lüyüm ve orada yaşarım taraflar arasındaki uyuşmazlığı da bu sebeple biliyorum. Zaten davacı yanında da orada çalıştım. Tırlardan demir boruları geldiğinde bunları döşenilecek yerlere yine kaynakçıya yardımcı olarak da çalıştım. Davacı taraf öncelikle yaklaşık 15-20 km mesafedeki yerin boru döşemek için yolunu yaptılar. Öyle zannediyorum ki yaklaşık 10-12 km boruların kaynağını yaptık fakat döşeyemedik. Fakat bir kısım yerde yine toprağa döşeme işi de yapıldı. 1 kilometre kadar bir yerin plastik döşemesi de yapıldı. Sonrasında da zaten kış geldi. 2016 yılının güz aylarında davacı taraf orada inşaat işlerine başlamış idi. Kış gelince kepçeleri orada kaldı hatta davacının traktörü de orada bir kaza yaptı. Sonra başkalarının gelip orada çalıştığını biliyorum fakat ayrıntılarını bilmiyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
SMMM Bilirkişi … tarafından tanzim edilen 23/07/2019 tarihli raporda sonuç olarak;
Davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesinden defterlerin açılış ve yevmiye defterinin kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak ve zamanında yapıldıkları ve kayıtların usulüne uygun olarak tutulduğu, davacının davalıdan bir alacağının olmadığı, takip ve dava konusu edilen 350.000.-TL tutarındaki senedin kayıtlarda yer almadığı,
Davalı şirketin dava konusu senedin verildiği yıl olan 2016 yılı yılı ticari defterlerin noter açılış tasdikleri ile yevmiye defterinin sahibi lehine delil teşkil etmesi için gerekli olan noter kapanış onayının yasal süresinde yaptırıldıkları ve ticari defter kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davalının davacıya bir borcunun olmadığı, takip ve dava konusu edilen 350.000.-TL tutarındaki senedin davalı kayıtlarına 19.06.2016 tarih ve 187 nolu yevmiye kaydı ile davacıdan alınan teminat senetleri olarak 930 ve 931 nolu hesaplara kayıt edildiği, takip konusu 350.000.-TLnin teminat senedi olarak verildiği,
Taraflar arasında yapılan sözleşme hükümleri çerçevesinde yapılan iş ve ödemeye ilişkin bir bilgi ve belge ibraz edilmediğini,
Sonuç olarak iki tarafın kayıtlarının incelenmesinden davacının davalıdan bir alacağının ve borcunun olmadığı, takip ve dava konusu edilen 350.000.-TL tutarındaki senedin davacı kayıtlarında yer almadığı, davalı kayıtlarında davacıdan alınan teminat senetleri olarak kayıtlı olduğu, bu senedin teminat senedi olarak verildiğinin değerlendirildiği, sözleşme feshinden veya uğradığı zararın ne olduğu hususu uzmanlık alanı dışında olduğundan bu hususta bir değerlendirme yapılamadığı yönünde görüş ve kanaatte bulunulmuştur.
SMMM Bilirkişi … tarafından tanzim edilen 16/01/2020 havale tarihli ek raporunda; kök raporundaki hesaplamaların geçerli olduğunu belirtmiştir.
Dava dışı … Genel Müdürlüğü ile dava dışı yüklenici … arasında … İçme Suyu Hatları Yapım İşine ilişkin 22/07/2016 tarihinde sözleşme imzalandığı, dava dışı … tarafından davalı … arasında düzenlenen 2016 yılına ait ay ve günü belli olmayan sözleşme ile … İçme Suyu Hatları Yapım İşine ilişkin işlerin yapımı için gereken tüm araç ve malzemelerin davalı tarafça üstlenildiği, davalı tarafından da davacı şirket ile yapılan 01/09/2016 tarihinde taşeron sözleşmesi imzalanarak söz konusu inşaata ilişkin yapım işlerinden montaj, kazı, geri dolgu işçiliği, kaynak vana montajı işleri ile yapılan imalatların teknik şartnameye göre test edilmesi işini yüklendiği, sözleşmenin 4.maddesi uyarınca işveren davalı şirketin işle ilgili olarak PH boru çelik boru ek parçaları, vana basınç kırıcı ve benzeri ile kum ve geri dolgu malzemelerinin kendisi tarafından temin edileceği taahhüt edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 10.maddesinde davacı taşeron şirket tarafından iş makineleri ile takibe konu edilen 350.000,00 TL lik senedin açıkça teminat olarak verildiği düzenlenmiştir.
Davalı tarafın işçilerin SGK bildirimlerinin ve borçlarının ödenmediği iddiası yönünden yapılan incelemede ise Alanya SGK tarafından gönderilen 15/01/2020 tarihli yazı cevabında; inşaatta çalışan taşeron işçilerin 22/09/2016 – 19/12/2017 tarihleri arasında bildiriminin yapıldığı ve borçlarının ödenmiş olduğu, 14/01/2019 tarihi itibariyle herhangi bir borcun bulunmadığı, söz konusu bildirim ve borçların ana yüklenici … tarafından karşılanmış olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı taraf davacıya göndermiş olduğu Antalya … Noterliğinin … tarih ve … sayılı ihtarnamesi ile işe başlanmamış olması nedeniyle işe başlanmasının ihtar edildiği, daha sonra ise 14/03/2017 tarihinde asıl işveren tarafından işe başlanılmadığı ihtar edildiğinden sözleşmenin feshedildiği ve cezai şart bedelinin ödenmesi ve yapılan ön ödemelerin de iadesinin ihtar edilmiş olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Davalı tarafın ihtarnamesine konu edilen asıl işveren …’ın işe başlanmadığına dair göndermiş olduğu 28/02/2017 tarih ve 7291 sayılı yazısı ile iş programına uyulmadığının tespit edildiği, en kısa sürede işe başlanmasının gerektiğinin bildirildiği, bu bağlamda söz konusu yazının ihtar olarak gönderilmediği, yüklenici … tarafından davalı şirkete ise işe başlanmadığının mail ortamda yapılan yazışmalarla bildirildiği görülmektedir.
Taraflar arasında yapılan sözleşmenin 4. Maddesi gereğince davacının işe başlayabilmesi için gerekli malzemelerin davalı tarafından temin edilmesi gerekli iken söz konusu malzemelerin davacıya teslim edildiği davalı tarafça ispat edilememiştir. Davalı tarafından, davacıya malzeme temin edildiği ispat edilememesine rağmen davacının işe başladığı ve işin belli bir kısmını yaptığı, akabinde mevsim koşulları nedeniyle çalışmalara zorunlu olarak ara verildiği; asıl işveren …’ın göndermiş olduğu 28/02/2017 tarih ve 7291 sayılı yazısı ile iş programına uyulmadığının asıl yüklenici …’e bildirildiği, onun da davalıya bu durumu bildirmesi üzerine davalının sözleşmeyi feshettiği, tarafından davalı şirkete ise işe başlanmadığının mail ortamda yapılan yazışmalarla bildirildiği görülmektedir.
Ceza-i şart sözleşmede kararlaştırılan ve sözleşme koşullarını ihlal eden tarafın, karşı tarafa ödemeyi yükümlendiği bir edim borcu olup, sözleşmedeki asıl borcunun feri niteliğindedir.
6098 sayılı TBK’nın 179.maddesinde 3 fıkra halinde düzenlenen ceza-i şartı 3 grupta toplamak mümkün olup, bunlar; a) seçimlik ceza, b) ifaya ekli ceza ve c) dönme cezasıdır. Bu şekilde yasada tanımlanan 3 ceza çeşidi tarafların cezaya ilişkin sözleşme hükmündeki iradelerine göre saptanır.
TBK 179/2 maddesine göre; “Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa, alacaklı hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.”
TBK 179/2 maddesindeki cezai şart, ifaya ekli ceza şart olup, ifaya ekli ceza koşulunun istenebilmesi için sözleşmeden dönülmemiş olması gerekir. Ayrıca işin teslimi sırasında iş sahibinin ceza-i şart hakkını saklı tuttuğunu bildirmesi, yani itirazi kayıt ileri sürmesi gerekir. Eksik ve ayıplar için itirazi kayıt gerekmez ,sadece ayıplar için süresinde ayıp ihbarının yapılması yeterlidir.Kendi kusuru ile gecikmeye sebebiyet veren taraf ,sözleşme hükümlerine göre ifaya ekli gecikme cezası talep edemez.tamamen kusursuz olmalıdır. Somut davada davacı yüklenicinin işe başlayamamasının nedeni olarak sözleşmenin 4.maddesi gereğince davalı tarafça iş için gereken malzemelerin teslim edilmemesinden kaynaklandığı ve aksi de ispat edilemediğinden davalının sözleşmeyi feshi haksız olmakla birlikte sözleşmeyi feshetmiş olduğundan dolayı da buna dayanarak cezai şart talep edemez. Senedin teminat senedi açıkça kararlaştırılmış olup, tarafların ticari defterlerine göre de davacının işveren davalı şirkete borcu bulunmadığı da anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı her ne kadar kötüniyet tazminatı talebinde bulunmuşsa da alacaklı olduğu iddiası ile davalının takip yapması, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği ve alacaklının alacağının ispat edememesi onun kötüniyetli olduğunu göstermediği gibi aksi de davacı tarafça ispat edilemediğinden davacının tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
Antalya … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı takip dosyasınındaki borçtan dolayı davacının davalıya borçlu bulunmadığının TESPİTİNE,
2-Davacının tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gerekli 24.023,45.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 5.977,13.-TL ve 1.363,60.-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 7.340,73.-TL harcın mahsubu ile bakiye 16.682,72.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına gelir KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri ve harç olmak üzere) toplam 8.247,13.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 33.067,80.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 18/11/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır