Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/217 E. 2018/637 K. 10.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/217
KARAR NO : 2018/637
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 02/04/2018
KARAR TARİHİ : 10/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: yaklaşık 4 yıl önce, akrabası olan … … – … … Ve … … ile ortak olarak pazarcılık işi yaptıklarını, içlerinden bir kişinin, sürekli komisyonculardan mal temin ettiğini, her birinin ayrı pazarlarda tezgah açıp sattıklarını, gelirlerinin bir yerde toplanıp gelir elde ettiklerini, kendilerine komisyonculardan sebzeyi genellikle …’ın temin ettiğini, ortaklık nedeniyle aralarında anlaşmazlıklar yaşandığını ve kendisinin ortaklıktan … yılında ayrıldığını, ayrılırken,bütün malları ve bazı, pazar yerlerini ortaklarına verdiğini, aralarında hiçbir alacak verecek kalmadığını, mal aldıkları komisyonculara olan borcu da kendilerinnin ödeyeceğini bu şekilde ortaklığın bittiğini, kendisinin ayrı olarak aynı işe devam ettiğini, ortaklık bittikten yaklaşık 4 yıl sonra, kendisinin Antalya sebze halinde alışveriş yaptığı sırada, daha önce hiç tanımadığı bir şahsın kendisini çağırması üzerine yanında 6 veya 7 kişi ile birlikte kendisini alıp Antalya Yaş Sebze Meyve Halinde bulunan … numaralı komisyoncu dükkanına götürdüklerini, kalabalık bir odada kendisine 4 yıl önce kendilerinden 15.000 TL lik sebze meyve aldığını, bu parayı da ödemediğini ve parayı vermesini ya da kendisine senet imzalamaya zorladıklarını, kendisinin meyve sebze almadığını ve onları tanımadığını beyan ettiğini fakat bunun üzerine kendisine hakaretler ederek, … …- … … ‘ın kendisinin elamanları olarak çalıştığını, … yılında kendilerinden aldıkları, malların parasını ödemediklerini, kendisinin patron olduğundan bahisle borcun kendisine ait olduğunu iddia ederek kendisine zorla senedi imzalattıklarını, bu olaydan sonra kendisine senet imzalatan şahıslar hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığına ve … Jandarma Karakoluna şikayette bulunduğunu, bir ay sonra kendisine ait olmayan borcu ödediğini, bu şahısların davaya konu senede mahsuben adına sahte olarak fatura düzenleyerek takibe koyduklarını, kendisinin senette alacaklı olan şahsı tanımadığını, aralarında da herhangi bir ticari ilişki olmadığını belirterek sonuç olarak borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline ve karşı tarafın % 30’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, ayırca müvekkilinin yaş sebze meyve halinde komisyonculuk işiyle uğraştığını, davacının da pazarcılık yaptığını, davacının müvekkilinden sebze meyve aldığını ve karşılığında senet verdiğini, davacının adına sahte fatura düzenlenmediğini, faturanın sahte olduğunun ispat yükünün davacı tarafta olduğunu belirterek sonuç olarak mahkemenin yetkisizliğine, esasa ilişkin olarak ihtiyati tedbir talebinin İİK’nın 72/3. Maddesi gereği icra takibi başlamış olduğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava: icra takibinden sonra kambiyo senedinin bedelsizliği iddiasıyla açılan menfi tespit davası olup, olayda uygulanması gerekli yetki hükümleri, HMK’nın 6. Maddesindeki genel yetkiye ilişkin kurallar olup, buna göre HMK’nın 6. Maddesi uyarınca davalının adresinin Akşehir/Konya olması, davalının süresinden sonra sunulan cevap dilekçesiyle mahkememizin yetkisine yönelik yapılan itirazında haklı olduğu ve İcra İflas Kanunun 72/son maddesinde de; “Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazımgelmediğini ispata mecburdur.” şeklinde açıklandığı da göz önünde bulundurularak mahkememizin davaya bakmakla yetkili olmadığı, davaya bakmakla yetkili mahkemenin Akşehir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, mahkememizin yetkisizliğine karar verilmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kesin yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,
Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın yetkili Akşehir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmesine,
2-Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce değerlendirilmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece nazara alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/10/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)