Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/206 E. 2018/586 K. 10.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/206 Esas
KARAR NO : 2018/586
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 29/03/2018
KARAR TARİHİ : 10/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin halen davalı şirketin ortağı olduğunu, şirketin …/…/… tarihinde tescil edildiğini ve kuruluş sözleşmesinde belirtilen faaliyetleri göstermeye başladığını ve …’ın müdür olarak tayin edildiğini, şirketin faaliyete geçtikten kısa bir süre sonra faaliyetleri aksatılmaya başlandığını, sorumluluktan uzak keyfi davranışlar sebebiyle şu anda neredeyse işleyemez durumda olduğunu, şirket müdürünün kendisine yüklenen sorumlulukları yerine getirmediğini, ortaklar arasında bilgi ve fikir alışverişinin olmadığını, müvekkilinin şirketin işleyişi ve faaliyetleri hakkında sağlıklı bilgi sahibi olmadığı gibi şirket kazancı ile ilgili herhangi bir kardan dahi yararlanamadığını, bütün bu sebeplerin müvekkilinin şirkete olan güvenini ve inansını sarstığını belirterek, müvekkilinin davalı şirket ortaklığından ayrılmasına izin verilmesine ve şirket tarafından müvekkiline esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı adına usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen, davalı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; şirkete ait sicil dosyası getirtilmiş, mali müşavir bilirkişiden şirket kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak ayrıntılı rapor aldırılmıştır.
Dava; TTK’nın 638.maddesine dayalı limited şirket ortaklığından çıkma ve ayrılma akçesinin tahsiline ilişkindir.
Davalı şirkete ait sicil dosyasının incelenmesinde; Antalya Ticaret Sicilinin … sicil numarasında …/…/… tarihinden itibaren kayıtlı olduğu, faaliyetinin devam ettiğinin ve şirket ortaklarının davacı … ile … ve …oldukları, …’ın şirket müdürü olarak kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
…tarihli celsede davacı vekiline tanık listesini sunması hususunda kesin mehil verilmiş, ancak tanık listesi sunulmamıştır.
Davalı şirket adına ticari defterlerinin ibrazı hususunda meşruhatlı davetiye tebliğ olunmasına rağmen, davalı şirketin ticari defter ibraz etmediği anlaşılmıştır.
Mali Müşavir Bilirkişi tarafından düzenlenen …/…/… tarihli rapora göre; mevcut sicil kayıtları üzerinden yapılan inceleme sonucunda rapor hazırlandığı, buna göre şirketin sermayesinin 100.000,00.-TL olduğu, davacının davalı şirketteki sermaye payının 35.000,00.-TL olup, 1400 hisseye tekabül ettiği, davacının taahhüt etmiş olduğu esas sermaye payının davalı şirket ana sözleşmesinde nakden taahhüt edilen sermaye payının itibari değerinin 1/4’ünün şirket tescilinden önce ödendiği, geri kalan 3/4’ünün ise şirket genel kurulunun alacağı kararlara göre şirketin tescilini izleyen 24 ay içinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı, ancak davacının taahhüt ettiği sermayenin geri kalan 3/4’ü olan 26.250,00.-TL tutarında sermaye payının davacı tarafça davalı şirkete ödendiği ile ilgili olarak bir bilgi ve belgenin olmadığının tespit edildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
TTK’nın 638/2 maddesine göre; her ortak haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine dava süresince davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.
Davacı vekili dava dilekçesinde şirketin faaliyetlerinin aksatıldığını, keyfi davranışlar sebebiyle işleyemez durumda olduğunu, müdür olarak tayin edilen ortak …’ın görev ve sorumluluklarını yerine getirmediğini, ortaklar arasında bilgi ve fikir alışverişi olmadığını, müvekkilinin şirketin işleyişi ve faaliyetleri hakkında sağlıklı bilgi sahibi olmadığı gibi şirketin kazancı ile ilgili herhangi bir kardan dahi yararlanamadığını, haklı sebeplerin varlığına gerekçe olarak göstermiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; her ne kadar davacı ortak, davalı şirket ortaklığından haklı sebeplerin varlığını ileri sürerek çıkmak ve ayrılma payının ödenmesi istemiyle eldeki davayı açmış ise de, davacı vekilinin dilekçesinde ileri sürmüş olduğu gerekçelerin soyut nitelikte olduğu, ayrıca ileri sürmüş olduğu hususların varlığını usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı sonuç ve kanaatine varılmakla, davanın reddine, dair verilen karar Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin …/…/… tarihli, …/… esas-…/… karar sayılı ilamıyla” Dava, TTK’nin 638/2 maddesine dayalı haklı sebeple limited şirket ortaklığından çıkma istemine ilişkindir. Davacının dava dilekçesinde şirketten çıkmak için ileri sürdüğü iddialar özellikle şirketin sui idaresine ve bundan kaynaklanan olgulara bağlanmıştır. Her ne kadar, limited şirket ortakları bakımından varlığı ileri sürülen bu olgular gerek şirket bünyesinde ve gerekse de TTK’nin 626/1.maddesinin “Müdürler ve yönetimle ilgili kişiler, görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini, dürüstlük kuralı çerçevesinde, gözetmekle yükümlüdürler.” hükmü uyarınca gerektiğinde mahkemeye başvurmak suretiyle giderilebilir nitelikte görülse de, hiç kimsenin lehine olan bir davayı açmakla yükümlü tutulamayacak olmasına dair usul ilkesi de gözetildiğinde, tüm bu sebeplerin davacı ile davalı arasındaki ortaklık ilişkisini zayıflatması ve bu suretle de çıkma isteğinin haklı nedenleri olarak ortaya gelmesi mümkün ve muhtemeldir. Dosya kapsamında sunulan delillerde davalı şirkete ait defterlerin usulüne uygun tutulması ve muhafazasıyla yükümlü bulunan müdürün söz konusu defterlerin davacıda olduğunu ileri sürmek suretiyle ibrazdan kaçınması ve Mahkemece bu konuda verilen önele karşın söz konusu defterlerin sunulmadığı anlaşılmaktadır. Davalı şirket, defterlerinin davacı elinde olduğu yolundaki iddiasını kanıtlayamamış olmakla ortaya çıkan bu durum dahi davacının şirket müdürünün sorumluluklarını yerine getirmediği hususunda ileri sürdüğü haklı nedenler bakımından güçlü bir delildir. Mahkemenin defterlerin sunulmamış olması olgusunu davacının aleyhine bir unsur olarak değerlendirmek suretiyle davanın ispatlanamadığına kanaat getirmesi yerinde değildir. Şu halde Mahkemece yukarıda sıralanan hususlar çerçevesinde davanın ele alınarak davacının çıkma isteğinde haklı olduğunun kabulü ile TTK’nin ilgili hükümleri çerçevesinde çıkma payı da hesaplatılmak suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerekirken dosya kapsamına ve verilen mehile uymamanın sonuçlarına aykırı kanaatle davanın reddine hükmedilmesi doğru olmamış kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozularak eldeki davaya kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, bozma ilamına uyulduktan sonra davacı vekili sunmuş olduğu …/…/… tarihli ıslah dilekçesi ile ayrılma akçesi talebi ile ilgili davasını ıslah etmiş, 8.750,00.-TL ayrılma akçesinin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah harcını yatırmış, ıslah dilekçesi karşı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve hükmüne uyulan Yargıtay … Hukuk dAiresinin …/…/… tarihli bozma ilamında da belirtildiği üzere; davanın TTK’ nın 638/2 maddesi uyarınca açılan limited şirket ortaklığından çıkma isteğine ilişkin oluşu ve bozma ilamında belirtildiği üzere davalı şirket tarafından ticari defter ve kayıtların ibraz edilmeyişi, defterlerinin davacı elinde olduğu yolundaki savunmasını da kanıtlayamamış olması karşısında ortaya çıkan bu durumun davalı şirket müdürünün sorumluluklarını yerine getirmediği hususunda davacı tarafça ileri sürülen haklı nedenler bakımından güçlü bir delil teşkil ettiği, dolayısıyla davacının çıkma isteğinde haklı olduğunun kabulü gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla; davacının şirket ortaklığından çıkmasına ve yine TTK’ nın 641. Maddesi uyarınca ayrılma akçesi yönünden de davanın ıslah edilişi de göz önünde bulundurularak; evvelce aldırılan …/…/… tarihli bilirkişi raporunda belirlendiği üzere; davacı tarafından taahhüt edilen sermaye tutarı olan 35.000,00.-TL’ nin 1/4′ ü olan 8.750,00.-TL’ lik kısmın davalı şirkete ödendiği göz önüne alınarak; bu tutarın ayrılma akçesi olarak davalı şirketten tahsiline dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın ıslah edilmiş hali ile KABULÜ ile;
Davacının davalı şirket ortaklığından haklı sebeplerle çıkmasına,
Çıkma payı alacağı 8.750,00.-TL’ nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 597,71.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 25,20.-TL ve ıslah ile alınan 149,50.-TL olmak üzere toplam 174,70.-TL harcın mahsubu ile bakiye 423,01.-TL harcın davalıdan TAHSİLİNE, hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri ve harç olmak üzere) toplam 823,10.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca ortaklıktan çıkmaya ilişkin talep yönünden hesaplanan 2.180,00.-TL maktu ve ayrılma akçesi yönünden hesaplanan 2.180,00.-TL nispi olmak üzere toplam 4.360,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/09/2018

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı