Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/180 E. 2018/530 K. 10.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/180 Esas
KARAR NO : 2018/530
DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 20/03/2018
KARAR TARİHİ : 10/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …Şti’nin ortağı olduğunu, davalı …’in … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… ESas sayılı dosyası ile …/…/… tarihinde şirkete tedbiren kayyum olarak atandığını, ancak bugüne kadar ne şirkete ne de mahkemeye yaptığı kayyumluk faaliyeti ile ilgili rapor ibraz etmediğini, mahkemece davalıya kayyumluk faaliyeti için …/…/… tarihinde verilen kararla …/…/… tarihinden …/…/… tarihine kadar ki emek ve mesaisi için 1.500,00.-TL ücret takdir edildiğini, buna rağmen davalı …’in sanki her ay ücret ödenmesine karar verilmiş gibi şirketin hesabından zimmetine 25.000,00.-TL para geçirdiğini, ayrıca kayyum olarak atanmış olduğu şirketi vergi borçlarını bile ödeyemez hale getirdiğini, diğer yandan şirketin davalarının takibi için hiç kimseye sormadan şirkete avukat tayin ettiğini, ancak bu hususla ilgili mahkemeden kurum görüşü almadığını, eğer gereken araştırmayı yapmış olsa idi diğer davalı olan Avukat …’nın, …’in avukatlığını yaptığını ve …’in …Şirketi ile karşılıklı olan bir davada taraf olduğunu ve menfaati zıt iki tarafın aynı anda vekilliğini üstlendiğinin ortaya çıkmış olacağını, dolayısıyla davalı …’in görevini kötüye kullandığını belirterek davalı …’in kayyumluk görevinden azline, diğer davalı …’nın şirket vekilliğinden azline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın kendisinin azli için gösterdiği … Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasının …/…/… tarihli duruşmasında Av. …’in davalı … vekili olarak ve kendi adına asaleten duruşmaya girdiğini, dosyada kendisinin azlini gerektirir bir durum olmadığını, kendisinin herhangi bir usulsüz işlem yapmadığını, işbu davanın açılma sebebinin şirket menfaati için Av. …’e karşı açılmış bulunan davalarda taraflarını baskı altına alarak tarafsızca adalet gerçekleşmesini sağlamalarını engellemeye çalışmak olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; …Şti’ne kayyum olarak atandıktan sonra şirket ortakları olan … … ve …’in avukatı olan …, davalı şirket ortağı olan … ve davalı şirket mali müşaviri olan …ile görüşmeler yapıldığını, bu görüşmeler neticesinde tespit edilen dava ve icra takiplerinin hukuki ve adli işlemlerinin takibi konusunda Av. …’ya vekalet verildiğini, mahkemece kendisinin karar kesinleşinceye kadar yönetim kayyumu olarak atandığını ve kararın kesinleşmemesi nedeniyle kayyumluk görevinin halen devam ettiğini, şirket hesabına yapılan ödemelerden sonra şirketin kasasında 7.773,22.-TL tutarında parasının mevcut olduğunu, şirketin yıl sonuna kadar bir para girişi olmayacağı için bu para ile şirketin yıl sonuna kadar zaruri olan gider ödemelerinin yapılacağını, haksız ve dayanaksız davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
Dava; limited şirkete atanan kayyum ve onun tayin ettiği vekilin azli istemine ilişkindir.
Davada davacı taraf, davalılardan …’in … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasıyla …ŞTİ’ne tedbiren kayyum olarak atandığını, …’in kayyumluk görevlerini gereği gibi yerine getirmeyip kötüye kullandığını ve şirkete avukat tayin etmek suretiyle yükümlülüklerini avukata devrettiğini, şirkete kayyumun tayin etmiş olduğu vekilin de vekillik görevlerini kötüye kullandığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Mahkememizin … Esas sayılı dava dosyasında davacılar … … ve … tarafından davalılar … ve …ŞTİ aleyhinde tasfiye memurunun azli ve temsil kayyumu atanmasına ilişkin dava açıldığı, söz konusu dava dosyasının yapılan yargılaması sırasında davalı …ŞTİ’ne ihtiyati tedbir mahiyetinde olmak üzere Mali Müşavir …’in yönetim kayyumu olarak … tarihinde itiraz yolu açık olmak üzere karar verildiği, söz konusu dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda …/…/… tarih …/… Esas – …/… Karar sayılı karar ile asıl dava yönünden davanın kabulüne karar verilerek, …’in tasfiye memurluğundan azline ve tasfiye memuru olarak …’un atanmasına karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği, istinaf aşamasında olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; mahkememizin …/… Esas sayılı dava dosyasında tasfiye memurunun azli ve temsil kayyumu atanması istemiyle açılan davada yargılama sırasında …tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir mahiyetinde olmak üzere Davalı …’in kayyum olarak atanmasına karar verildiği, ilgili dava dosyasının yargılamasının istinaf aşamasında olduğu, henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Davacının eldeki davada dayanmış olduğu sebepler göz önünde alındığında talebin ihtiyati tedbir kararına itiraz olarak değerlendirilmesi gerektiği ve söz konusu tedbir mahiyetinde kayyum atanmasına kararının verildiği …/… Esas – …/… Karar sayılı dosyada bu hususun istinaf sebebi olarak ileri sürülebilecekken davacı tarafça bunun yapılmayıp, eldeki davanın açıldığı anlaşılmakla, davanın bu haliyle dinlenemeyeceği sonuç ve kanaatine varılarak, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harç peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, tarafların yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/07/2018

Başkan …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Katip …
¸(e-imzalı)