Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/170 E. 2018/853 K. 25.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/170 Esas
KARAR NO : 2018/853
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 14/03/2018
KARAR TARİHİ : 25/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilleri adına kayıtlı olan … İli … İlçesi … köyu civarında bulunan taşınmazın daire karşılığı bir müteahhide satma hususunda aralarında anlaştıklarını, …’ ya bu işleri yürütmek üzere umumi vekaletname ile yetki verdiğini, …’ nın bu vekalet ile …Şt ile … Noterliğinde düzenlenen … yevmiye numuralı …/…/… tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını, bu sözleşme uyarınca …’ ya … İli … İlçesi … Köyünde … harsel de bulunan arsanın 5.000,000.-TL karşılığında turistik tesisler inşaa etmek koşuluyla …Şti ‘ ye satmayı vaad ve taahhüt ettiğini, müteahhit firma adına …’ nun sözü edilen parsel üzerine imar ve turistik tesisler inşaa etmek üzere … hissesini almayı tahaat ettiğini, buna karşılık inşaatlar tamamlandıktan sona %40 ‘ ı arsa sahipleri %60′ ı müteahhitin alacağını, sözleşmeye aykırı olarak …Şti’ adına …tarafından şirket ortaklarından anlaşmalrı oldukları diğer şahıslara satış gibi gösterilerek devredilmesine müsade ettiğini, muvazalı satışla yapıldığını, tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini şirketin ihyasını talep ve dava etmiştir.
Davalı … Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı tasfiye halinde …Şti’ nin …/…/… tarihinde ticaret sicil kayıtlarına tescil edildiğini, tasfiye memurluğuna … seçildiğini, Ticaret Sicil Müdürlüğünün yasal hasım konumunda olmadığını, davanın kabul edilmesi halinde yargılama giderine hükmedilmemesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; … Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasında …Şti’ ye Hakkı Kaynakçı’ nın kayyım olarak atandığını, şirketin ihyasına ve yeni bir tasfiye kurulu atanmasına gerek olmadığını düşündüklerini, mükerrer bir dava olması ve hukuki bir yararının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; sicilden resen terkin edilen şirketin devam eden davası olduğundan bahisle, şirketin ihyası istemine ilişkindir
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; ihya koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarındadır
Dosya içerisine; Ticaret Sicil Müdürlüğünden ihyası istenen şirketin sicil dosyası celp edilmiştir.
Celp edilen …Ticaret Sicil Kayıtlarına göre; Tasfiye Halinde …Şirketi’ nin … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında …/…/… tarihinde kayıt olduğu, …/…/… tarihinde tescili yapılarak tasfiyeye geçtiği ve tasfiye memurunun bildirimi üzerine …/…/… tarihinde terkin edilerek kaydının silindiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasının incelenmesinde, dava tarihinin … yılı olduğu, davacıların …, …, …, …, …, …, …, davalıların … …, … …, …, …, … ve …olduğu, davanın tapu iptali ve tescili davası olup, …/…/… tarihli celsede davacı vekiline …Şti’ ye karşı ihya davası açmak üzere süre verildiği, davacı vekilinin süresinde eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili …tarihli celsede davalı … yönünden bir taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca 01/07/2015 tarihine kadar sayılan hallere tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre anonim şirketler 559 sayılı KHK gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01/07/2015 tarihine kadar münfesih olmaları, aralıksız son 5 yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebebiyle re’sen terkin edilebilirler. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise ticaret sicilinde re’sen silinir. Ancak sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler.
Yine geçici 7. Maddeye göre davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket ya da kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz.
Geçici 7/15. maddeye göre “bu maddede düzenlenmeyen hususlarda ilgili kanun ve esas sözleşmelerde ön görülen usullere gören hareket edilir. Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin ünvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek mal varlığı ünvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren 10 yıl sonra hazineye intikal eder. “
Ticaret sicilinden terkin edilen şirketlerin yeniden ihyasının sağlanması amacıyla 6102 Sayılı TTK kapsamında iki farklı yol öngörülmüştür. Buna göre belirli bir tasfiye sürecine giren şirketlerin tasfiye işlemlerinde eksiklik olması halinde TTK’nun 547. maddesi kapsamında sicilden terkin edilen şirketin tekrar sicile kaydedilmesi mümkündür. Örneğin şirkete ait bir mal varlığının bulunması ya da şirketin taraf olduğu derdest davaların varlığı bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Bir diğer yol ise TTK’nun geçici 7. maddesi uyarınca sicilden terkin edilen şirketlerin yeniden tescilidir. Buna göre asgari sermaye miktarına ulaşmayan, adres değişikliğini bildirmeyen şirketlerin re’sen kayıtlardan terkini halinde şirketin faal olması ve gerekli bazı koşulların da gerçekleşmesi halinde tekrar sicile kaydı mümkündür.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları uyarınca dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547/2. maddesi gereğince mahkemece, tasfiye halindeyken sicilden terkin edildikten sonra ihya (yeniden tescil) isteminin kabulüne karar verilmesi halinde, tasfiye işlemlerini yapması için son tasfiye memuru yahut memurlarının yahut da yeni bir veya birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanıp, keyfiyetin tescil ve ilanına karar verilmesi gerekmektedir. Ancak ihyasına karar verilen şirketin, hiç tasfiye haline girmeden TTK’nun geçici 7. maddesi uyarınca sicilden terkin edilmesi durumunda, tasfiye memuru atanmasına dair düzenleme olmadığından tasfiye memuru atanması gerekmemektedir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; ihyası talep edilen … ticaret sicilinin … sicil numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde …Şirketi’ nin …/…/… tarihinde tescili yapılarak tasfiyeye geçtiği, tasfiye memuru olarak davalı …’nun atandığı, tasfiye memurunun bildirimi üzerine Sicil Müdürlüğü tarafından …/…/… tarihinde sicilden terkin edilerek kaydının silindiği, sicilden terkin edildikten sonra şirket aleyhine … Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığı, şirketin sicilden terkin edilmiş olması nedeni ile davacılar vekiline sözü edilen şirketin ihyası için … Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… sayılı dosyasında yetki ve süre verildiği, davacının sicilden terkin edilen şirket aleyhine adı geçen asliye mahkemesinde görülmekte olan davası bulunması nedeni ile eldeki davayı açmada hukuki yararının bulunduğu anlaşılmakla eldeki davaya dayanak … Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyasına binaen şirket tüzel kişiliğinin yeniden ihyasına, tasfiye memuru olarak son tasfiye memurunun atanmasına , davalılardan Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım konumunda bulunduğundan aleyhine harç ve yargılama giderleri hükmedilmemesine, her ne kadar eksik tasfiyeden davalı tasfiye memuru sorumlu ise de tasfiye tarihi itibari ile şirket aleyhine açılmış bir dava bulunmadığından ve Asliye Hukuk Mahkemesindeki dava dilekçesinde iddia edilen hususların yargılamayı gerektirdiği anlaşıldığından tasfiye memurunun da yargılama giderlerinden bu aşamada sorumlu tutulamayacağı (bu giderlerin asliye hukuk Mahkemesinde görülen davadaki haklılık durumunda göre hükümle birlikte değerlendirilebileceği),
Davalı şirket ortaklarına karşı ihya davasında husumet düşmeyeceğinden eldeki davada pasif husumete ilişkin dava şartının bulunmadığı anlaşılmakla bu davalılar yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, davalı tasfiye memuru … ve davalı … Müdürlüğü yönünden KABULÜ ile,
… Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sırasında kayıtlı, tasfiye halindeki …Şti’ nin yargılaması devam eden … Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosaysı ile sınırlı olmak üzere İHYASINA,
2-Şirkete en son tasfiye memuru davalı …’ nun tasfiye memuru olarak TAYİNİNE,
3-Verilen Kararın tescil ve ilanı için karar kesinleştiğinde … Ticaret Sicil Müdürlüğüne gerekçeli kararın yazı işleri müdürlüğünce GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalılar …, … ve … yönünden pasif husumete ilişkin dava şartı noksanlığından davanın REDDİNE,
5-Harç peşin alındığından başkaca bir harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
6-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekininin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 25/12/2018

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı