Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/163 E. 2018/764 K. 30.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/163
KARAR NO : 2018/764
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 09/03/2018
KARAR TARİHİ : 30/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: …’ın (T.C: …) …şubesinden 19.000,00.-TL tutarında “Zirai işletme Kredisi” kullandığını; ödeme planı olarak …/…/… tarihinde ilk taksit 13.509,60 TL, …/…/… tarihinde ikinci taksit 13325,51.-TL olarak toplam 27.035,11.-TL’nin bankaya ödenmesi hususunun kararlaştırıldığını, söz konusu kredi sözleşmesinin kefilinin ise müvekkili olduğunu, …’ın kullanmak istediği zirai işletme kredisinin verilme şartlarından birisi de krediyi kullanmak isteyen şahıs lehine, kredi veren banka ile anlaşmalı sigorta firması tarafından zorunlu şekilde hazırlanan hayat sigortası olduğunu, …’ın …/…/… tarihinde davalı …A.Ş. tarafından hazırlanan … numaralı sigorta poliçesi ve genel işlem koşulları şartlarında hazırlanan sigorta sözleşmesi ile hayat sigortası yaptırdığını, sigorta poliçesi ile sigortalıya bağlanan teminatlar sırasıyla; ferdi kaza (19.000,00 TL), kredi vefat (19.000,00 TL), ferdi yardım ve kanser teminat (19.000,00 TL) olarak belirlendiğini, söz konusu sigorta güvencelerinden faydalanmanın sona erme tarihinin ise …olduğunu, …’den önce; …tarihinde sigortalı …’ın vefat ettiğini, vefatın ardından, …/…/… tarihinde … A.Ş’ye ödenmesi gereken kredi tutarının ilk taksiti olan 13.509,67.-TL kredi sözleşmesinin kefili ve müvekkili …Şti. tarafından ödendiğini, akabinde …A.Ş’den … numaralı sigorta poliçesi doğrultusunda lehe sigortalı vefat eden …lehine hak olarak bağlanan sigorta tazminatlarının gereği olarak kredi borcunun kapatılması ve müvekkili tarafından ödenmiş kredi taksidinin kefil müvekkile iadesi talep edilmiş ise de; …A.Ş.’den gelen mail cevabında sigortalının poliçe başlangıç tarihinden önce kalp hastalığı, hipertansiyon ve eski miyokard enfarktüsü tanısı olduğu iler sürülerek ödeme yapmadan imtina edildiğini, …’a ait kredi borcunun kapatılması talep edilmiş ise de dava tarihine kadar taraflarına herhangi bir dönüş sağlanmadığını belirterek, …’ın kalan kredi borcu olan 13.525,51.-TL’nin sigorta firması tarafından ödenerek borcun kapatılmasını, ve 13.509,60.-TL’nin yasal faizi ile birlikte sigorta firmasından alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın Aktif Husumet yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiği, davaya konu poliçe, adından da anlaşılacağı üzere bankadan alınan kredinin geri dönüşümünün garanti altına alınmasına yönelik olduğu için poliçenin alt kısırımda; “sigortalının vefatı halinde sigorta şirketinin istemiş olduğu evrakların tamamlanmışım takiben, öncelikle sigortalının …’ ne olan kredi borcu karşılanacak, sonra varsa teminatın kalan kısmı kanuni varislerîne/lehdara ödenecektir. ” şeklinde hüküm bulunduğu, talebin teminat dışı kaldığı ve müvekkilimin hiçbir sorumluluğunun bulunmadığı şeklindeki aşağıda yazılı esasa ilişkin itirazlarımız aynen baki kalmak kaydıyla, herhangi bir sorumluluk doğsa bile davacının burada bir talep hakkı olamayacağını, zira bir tazminat doğsa bile öncelik poliçe üzerine daini mürtehin kaydı koymuş olan …Şubesine ait olduğunu, dolayısıyla davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, usule ilişkin itirazlar mahkemece herhangi bir düşünce ile kabul edilmeyerek esasa girilmesi halinde ise, davanın esasına da itiraz ettiklerini, davanın esastan da reddi gerektiğini, talep edilen zararın, ilgili poliçe genel şartlarına göre teminat dışında kaldığını, …ile müvekkili şirket arasında …numaralı …Poliçesi akdedildiğini, Poliçenin altında yazılı şerhlerden de görüleceği üzere bu poliçe ile; kaza ile ölüm ve sakatlık ve ecel ile ölüm teminatları verildiğini, bu teminatlardan kaza ile ölüm ve sakatlık için Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları, ecel ile ölüm için ise Hayal Sigortası Genel Şartları uygulandığını, yine poliçenin ön yüzünde de yazıldığı üzere, ecel ile vefat teminatı Mapfre Genel Yaşam Sigorta A.Ş. ile birlikte verildiğini, Yaşam Sigortaların tümünde öncelikle sigorta edilen kişiden sağlık durumu ile ilgili bilgiler ve beyanlar alındığını, bunun amacının, ileride herhangi bir risk gerçekleştiğinde, risk konusu hastalık sigortalının akdin İn’ikadından önce bildirmediği rahatsızlıklardan kaynaklanıyorsa, gerçekleşen risk teminat kapsamı dışında kaldığını belirterek sonuç olarak haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava: dava dışı …’ın ölümü nedeniyle, …’ın imzalamış olduğu kredi sözleşmesinin kefili olan davacının hayat sigortasından kaynaklanan vefat tazminatının ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığının res’en araştırmakla yükümlüdür.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre: Davanın dayanağı hayat sigorta sözleşmesi olup, uyuşmazlık, davacının kefili olduğu müteveffa ile dava dışı banka arasındaki zirai kredi sözleşmesinden değil, bir tarafı tüketici olan sigorta sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Hayat sigorta sözleşmelerinin, niteliği gereği sigortalı tarafın mesleği ne olursa olsun(tacir, esnaf, işçi, memur vs.) gerçek kişi ve tüketici olması dışında bir seçenek yoktur. 6502 sayılı yasanın 73/1. maddesindeki düzenlemede belirtildiği üzere, davacının kefili olduğu müteveffa tüketici konumunda olup davacı da kefil ilişkisine dayanarak dava açtıklarından ve davalı sigorta şirketi ile aralarında akdedilen sigorta sözleşmesi de bir tüketici işlemi olmasından dolayı, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığa bakma görevi, anılan kanunun 3, 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca tüketici mahkemesine ait bulunmaktadır. İş bu dava, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. Bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olduğu, mahkememizin görevli olmadığı, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup, resen gözetilmesi gereken dava şartı niteliğinde oluşu da gözetilerek, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,
Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın görevli Antalya Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
2-Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce değerlendirilmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 30/11/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)