Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/159 E. 2018/361 K. 10.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/159 Esas
KARAR NO : 2018/361..
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2018
KARAR TARİHİ : 10/05/2018

… Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı görevsizlik kararı il dosyanın mahkememize tevzi edilen ve yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince … Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasına sunulan dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında … ili, … ilçesi, … mahallesi, … ada, … parselde kayıtlı hissenin satışı için anlaşıldığını, davalının davacının hissesi karşılığı Esnaf ve Sanatkarlar Kooperatifine olan 35.000,00TL borcunu ödeyecek, bakiye ödemeyide davacıya yapacağını, davacı ise bu işlemler karşılığında davalıya … Noterliğinden düzenleme … nolu tarih ve … yevmiye nolu satış vekaletnamesi verdiğini, aynı zamanda davalıya … İcra Müdürlüğünün …/… esasında kayıtlı 6 adet bono tutarı 65.000,00TL ve 1 adet 50.000,00TL bonoyu teminat olarak verdiğini, davacının verdiği vekaletle davacıya ait arsanın satışını kendi üzerine yaptığını, buna karşılık davacının Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Kooperatifine olan 35.000,00TL borcunu ödediğini, davalının davacıya ada satışından kalan 59.000,00TL borcunu ödemek yerine zaten arsa satışından Esnaf ve Sanatkarlar Kooperatifine ödediği 9.548TL ve 26.426TL’lik miktarlar için … İcra Müdürlüğü’nün …/… ve …/… esnasında davacı hakkında icra takibine giriştiği gibi davacının kendisine teminat olarak verdiği 65.100,00TL miktarlı 6 adet bonoyu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe başlandığını, davacının davalıya borçlu olmadığını yaklaşık 60.000,00TL alacaklı olduğunu, bu nedenle borçlu olmadığının tespitini, haksız ve kötü niyetli olmaları sebebi ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafça … Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasına sunulan cevap dilekçesinde davacı ile davalı arasında … Noterliği’nin … tarih … yev. Numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, sözleşme gereği yapılacak inşaattan bir dairenin davacıya verileceğini, inşaat işleri devam ederken davacının borçlarından dolayı taşınmazlara haciz konulduğunu, davacının davalıdan borç istediğini, inşaata devam edebilmek için de davalının davacıya verilecek daire bedelinden düşülmek üzere, davcının Esnaf ve Sanatkarlar Kooperatifine olan 25.000-TL borcunu ödediğini, ancak davacının bundan başka borçları da olması sebebiyle haciz işlemlerinin devam ettiğini, davalının itibar kaybettiğini, sattığı daireleri teslim edemediğini bu nedenle davacının kalan borçlarını da kapatmak durumunda kaldığını, son olarak davacıya düşen daireyi satarak zararını telafi etme yoluna gittiğini, bu nedenle davacıya 13.000-TL nakit ve 20.000-TL dükkan kirası ödeyerek aldığı vekaletname ile daireyi 60.000-TL’ye sattığını, tüm bu şekilde ortaya çıkacak hesaplaşma nedeni ile davacının davaya konu senetleri verdiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesince … İcra Müdürlüğünün …/… ve …/… esas sayılı dosyaları yönünden yargılamanın devamına, …/… esas sayılı takip dosyası yönünden davanın tefriki ile tefrik edilen dosyaya konu icra takibinin bonolardan kaynaklanması nedeni ile Asliye Ticaret Mahkemesince bakılması gerektiğinden bahisle görevsizlik verilerek mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığının res’en araştırmakla yükümlüdür.
Hukuk mahkemelerinin hangileri olduğu ve bunların kuruluşu 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 4 ve 5 inci maddelerinde düzenlenmiştir.
Bir davanın ticari nitelikte olup olmadığı, bir diğer ifade ile asliye ticaret mahkemesinde görülüp görülmeyeceğinin belirlenmesi işi de Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinde gösterilen ilkelere göre yapılmalıdır. Öğretide de benimsenen görüşe göre ticari davalar mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrılmaktadır. Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin 1 inci bendinin (a) alt bendi uyarınca bu Kanunda düzenlenen hukuk davaları mutlak ticari davalardır. Nispi ticari davalar ise konusu ne olursa olsun, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarıdır (TTK.m.4/1). Kanuni düzenleme uyarınca sadece mutlak ya da nispi ticari davalar asliye ticaret mahkemesinde görülürken, bunlar dışında kalan davalar (istisnalar saklı kalmak kaydıyla) asliye hukuk mahkemelerinde görülmektedir.
Yukarıda özetlenen dava ve cevap dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde davanın taraflar arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve bu sözleşmenin ifası sırasında alındığı iddia edilen borç para ve davacıya düşen dairenin vekaletname ile üçüncü kişiye satışından elde edilen para ile bu sözleşme ilişkisi içerisinde davalıya verilen bonoların teminat bonosu olup olmadığı, bedelsiz kalıp kalmadığı, bu bonolar ve verilen borç paralar ile ilgili davacı hakkında yapılan takipler nedeni ile davacının borçlu olup olmadığının tespitine yönelik olup, iddia ve savunmaların aynı sözleşmesel ilişki içerisinde var olması, bonoların bu sözleşme ilişkisinden bağımsız olduğuna dair bir iddianın olmaması, bononun geçerliliği hususunda bir ihtilafın bulunmaması ve ciro ilişkisi de bulunmaması karşısında tüm icra dosyalarına yönelik borçlu olunmadığına dair iddiaların hep birlikte değerlendirilip sonuca ulaşılması gerektiği, sözleşmenin niteliği ve davacının tacir olmaması de dikkate alındığında uyuşmazlığın … Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin …/… esas, …/… karar sayılı ilamının da bu doğrultuda olduğu sonuç ve kanaatine varılmış olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,
Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın görevli … Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
2-Vekalet ücreti, Harç ve Yargılama giderleri hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
3-Görevsizlik kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde … Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluşacağından yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesinin 5. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.10/05/2018

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı