Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/92 E. 2019/248 K. 26.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/92
KARAR NO : 2019/248
DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/02/2017
KARAR TARİHİ : 26/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …’ da masaj salonu işletmekte olduğunu, müvekkilinin davalı şirketten …TL bedel ödeyerek masaj yatağı satın aldığını, köz konusu yatağın … tarihinde müvekkile teslim edildiğini, kullanılmaya başlandıktan kısa süre sonra yatağın arızalandığını, davalı satıcı firmanın yenisi ile değiştirmesine rağmen aynı arızaların yeni üründe de devam ettiğini, bunun üzerine farklı marka yatak gönderdiklerini ancak bunun da 6 parçadan oluşması nedeniyle kabul etmediklerini, davaya konu yatak ile ilgili Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesinin …D.iş sayılı dosyası ile tespit davası açılarak yatak üzerinde inceleme yaptırıldığını, ürünün gizli ayıplı olduğu kanaatine varıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla …TL masaj yatağı bedeli ile …TL kazanç kaybından doğan zararın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurda görülen işbu dava ile ilgili yetki itirazlarında bulunduklarını, sıfat yokluğu sebebiyle husumet itirazlarının bulunduğunu, müvekkil şirketin davacının belirtmiş olduğu adrese herhangi bir yatak tesliminde bulunmadığını, tespit dosyasında bilirkişi yatağın faturasının … tarihinde … nolu fatura ile tespit isteyene kesildiğinin tespit edildiğini ancak bu fatura müvekkil şirket kayıtlarında …’na kesilmiş gözüktüğünü, davacının yaşadığı kar kaybından ötürü müvekkili sorumlu tutsa da ispatlanabilir bir durum olmadığını, yetki itirazlarının kabulünü, husumet itirazlarının kabulünü, davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; gizli ayıplı mal satıldığı iddiasıyla açılan bedelin iadesi ve uğranılan zararın tazmini davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; mahkememizin yetkili olup olmadığı, davacının husumet ehliyetinin olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, ürünün ayıplı olup olmadığı hususlarındadır.
Davacı vekili tarafından dosyaya irsaliyeli faturalar, masaj ve yatak terapi fotoğrafları sunulmuş, Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyası celp edilmiş, … tarihinde masaj aletinin bulunduğu … adresinde keşif yapılarak bilirkişi raporu aldırılmış, İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine Talimat yazılarak davalı tanıkları dinlenmiş, … tarihli celsede davacı tanıkları dinlenmiştir. Dosyadaki bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olmadığından önceki bilirkişiden ek rapor aldırılmıştır.
Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasında sonuç olarak; tespit talep edenin … olduğu, karşı tarafın ise … olduğu, keşfe konu yatağın bulunduğu yere gidilerek tespit yapıldığı, tespit sonucu aldırılan bilirkişi raporunda sonuç olarak; Tespit konusu …nın … teslim edilen tarihinden itibaren geçen sürede oluşan tamir, yenileme işlemleri, şikayetler nedeniyle üründen yarar sağlanamaması tespit edilmiş olup ürünün gizli ayıplı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı tanığı …’in ” ben son 1,5 yıla kadar davalı … Müdürü olarak görev yapıyordum davaya konu masaj yatağını da davacıya ben sattım. Bu nedenle aşamalarını da biliyorum. Davacının masaj yatağı ile ilgili yaşadığı sıkıntılardan da haberim var. Hatta ikinci kez değişim ve tamir üzerine yatak patladığında ben de yakında olmam sebebiyle giderek bizzat suyun aktığını gördüm. Aynı yatağı … bölgesinde farklı müşterilerimize de satmıştık. Onlardan da benzer şekilde patlama ile ilgili sıkıntılar geldi. Yatağın üzerindeki aparat su ile doldurularak çalışan bir sistemi vardır. Ancak bu aparatın su dolduktan sonra belli bir süre içerisinde çeşitli yerlerinden suyu dışarıya vermesi şeklinde dikiş yerlerinden kaçaklar yaptığını tespit ettik. …’ un …’ da yetkili servisi bulunmaması sebebiyle arızalanan ürünler içindeki su boşaltıldıktan sonra …’ a gönderiliyor. Oradan yapılıp geliyor. Sistem bu şekilde çalışıyor. Bu dikiş yerlerinden su sızdırma sıkıntısı dışarıdan bakılınca hemen fark edilmiyor. Ancak içerisi su doldurulduktan sonra anlaşılabiliyor. Bazen hemen su akıtması yapıyor. Bazen de 3-6 ay sonra bu durum ortaya çıkıyor. Hatta bir seferinde davacıya teslim edilen yeni aparatı ertesi gün patlak diye almak zorunda kaldığımızı hatırlıyorum. Bilgim görgüm bundan ibarettir ” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı tanığı …’nın “ben davacının iş yerine … yılının … Ayından … yılının … Ayına kadar çalıştım. İlk patlama sırasında ben yoktum . Yatak tamirden geldikten sonra tekrar kullanıma hazırlandığı aşamada akşam biz yatağı su ile doldurmuştuk. Sabah geldiğimizde ise dikiş yerlerinden açılarak bütün suyun odaya boşaldığını tespit ettik. Bu nedenle randevulu müşterilerimizin randevularını iptal etmek ve ödedikleri paraları geri vermek zorunda kaldık. Biz masaj ile ilgili olarak paket program satıp seansların parasını peşin olarak alıyorduk. Bu nedenle geri ödenmek zorunda kalındı. Ben orada masör olarak çalışıyordum . Yatağın dış görünüşünde her hangi bir arıza yoktu. Dikişleri falan normal görünüyordu. Ancak su doldurduktan sonra sabahleyin suyun boşaldığını anladık. Ben çıkmadan önce baktığımda da herhangi bir su kaçırması falan yoktu. Henüz hiç müşteri almamıştık. Biz suyu doldurduktan sonra gözle ve elle kontrol ettik. Herhangi bir arıza tespit etmedik. Ben o güne kadar davaya konu olan sulu masaj yatağında çalışmamıştım. İlk defa bu iş yerinde gördüm. Bilgim görgüm bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine Talimat yazılarak davalı tanıkları dinlenmiş, Tanık: TC: … …in ” ben davalı şirkette hali hazırda uyuşmazlık tarihinde operasyon sorumlusu olarak çalışırım, davacı, şirketimizle masaj yatağı almak için irtibata geçti, 1 tane masaj yatağı satışı gerçekleştirildi ben görevim itibariyle satış sonrası kısmıyla ilgilenirim, davacı benim şahsımla irtibata geçti, tarihini hatırlayamıyorum ancak telefon ile aradı, yatağın su akıtmasına ilişkin şikayetini iletti, bizim satışını yaptığımız masaj yatağının üzerindeki şilte, size resmini sunduğum yeşil renkli kısım yatağın, alttaki beyaz kısmından tamamen bağımsızdır, üzerine sadece yerleştirilmek suretiyle kullanılır, sarf malzemesi olarak geçer, üstelik garanti kapsamında da değildir, su akıtma şikayeti yalnız ve yalnız o şilteden kaynaklanmış olabilir, zira diğer kısımda su yoktur, bizim satışını yaptığımız asıl ürün yatağın beyaz kısmıdır, şilteyide yanısıra gönderiyoruz ancak değiştirilebilir parça, sarf malzemesidir. Su akıtması şikayeti üzerine şilte kısmını göndermesini istedik.
Tanıktan resen sorulması üzerine : “şilte olmadan yatağın kullanılması mümkün değildir, zira yatak su yatağı olarak satışı yapılan üründür. Şilte kısmı davacı tarafça davalı firmaya gönderildi, tamirat yaptırıldı iade edildi, bir ücret de alınmadı, sonrasında davacı beni tekrar aradı, dükkanı kapatacağını su yatağını iade etmek istediğini söyledi bende mümkün olmadığını söyledim, sonrasına ilişkin bilgim yoktur. ” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Tanık: TC:… …’ın ” ben davalı şirkette … elemanı olarak çalışırım, davacının satın aldığı yatak ile ilgili yatağın üzerindeki şilte ile ilgili delinmesi şikayetiyle tarafımıza gönderilmesi üzerine ilgim oldu, şiltenin gelmesi ile onarımını gerçekleştirdik, sonrasında teslimatını gerçekleştirdik. Davacının şikayetinin firmamıza ulaşması ve bildirilmesi safahatinden benim bilgim yoktur , tamiri için geldiğinde haberim oldu. Kullanım tarzı ve sıklığına göre bu şiltenin kullanım ömrü değişir, sarf malzemesidir, kullanım sıklığına göre değiştirilmesi gerekir.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
… tarihinde masaj aletinin bulunduğu … adresinde keşif yapılarak bilirkişi raporu aldırılmış … tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; Davaya konu …Model yatağın içi su dolu PVC den yapılmış plastik yatağın üretim hatası olarak döküm sırasında iki parçanın birleştiği ek yerinden patlamak suretiyle 2 kez aynı arızayı verdiği ve … tarihinde yapılan yerinde incelemelerde tüketicinin kendisinden kaynaklanmayan üretim hatası olarak aynı arızanın hali hazırda tekrar meydana geldiğinin tespit edildiği, tüketicinin su terapi ve masaj yatağı kullanmasına engel olduğu ve ticari olarak hizmet veremediğini yataktan beklenen faydayı ortadan kaldırdığı bundan dolayı da ürünün ayıplı mal sınıfında olduğunun tespit edildiği, davaya konu ayıplı malın ayıbı ürün satın alındıktan 3-4 ay gibi kısa süre sonra ortaya çıkmış ve Davalı Sn. … ayıplı mal karşısında seçimlik hakkını ürünün tamir edilmesi yönünde kullandığını, ancak tüketici ayıplı mal karşısında seçimlik hakkını onarımdan yöne kullanmış olsa da ürün garanti kapsamında tekrar arıza yaptığını, arızasının halen devam ettiğini, yani garanti belgesi yönetmeliğine göre tekrar arıza yaptığını bu durumda ilgili yönetmeliğe göre tüketici, malın bedel iadesini, ayıp bedel indirimi veya ikan varsa malın ayıpsız misli ile değiştirilmesini satıcıdan talep edebileceğini, satıcının, tüketicinin talebini reddedemeyeceğini, bu talebin yerine getirilmemesi durumunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumlu olduğunu, davaya konu olayda satıcının bir belge düzenlemediğinin tespit edildiğini, bundan dolayı sorumluğunun ve ayıplı hizmetinin söz konusu olduğunu, … tarihinde meydana gelen arızada … tarihinden önce benzer özelliklere sahip başka bir mal tüecinin kullanımına tahsil edilmediyse ki bu olayda … tarihinden önce muadil ürün gönderilmiş olsa da satıcının gönderdiği muadil ürünün benzer özelliklerde bir ürün olmadığı tespit edilerek ger iade edilmiş olması bunun üzerine satıcı içi su dolu bir PVC yatakta yapılmaması gereken eski patlak yatağa yama işlemi yaparak uygun olmayan onarım hizmet verdiği bu sebeple oluşabilecek yen patlama ve getireceği riskler sebebiyle kullanıcı tarafından haklı olarak kabul edilmediği için … tarihinden sonraki randevulardan da satıcının sorumluluğu olduğu, görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dosyadaki bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olmadığından önceki bilirkişiden ek rapor aldırılmıştır. Bilirkişi …’in ek raporunda sonuç olarak; Alıcı sözleşmeden dönme hakkını kullanmak istemesi halinde ise; TBK Madde 229’a göre; Satış sözleşmesinden dönen alıcı, satılanı, ondan elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya ger vermekle yükümlüdür. Buna karşılık alıcı da, satıcıdan aşağıdaki istemler bulanabilir:
1-Ödemiş olduğu satış bedelinin , faiziyle birlikte geri verilmesi,
2-Satılanın tamamen zaptında olduğu gibi, yargılama giderleri ile satılan için yapmış olduğu giderlerin ödenmesi,
3-Ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesi satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alıcının diğer zararlarını da gidermekle yükümlüdür.
Alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanması halinde ise;
-Ödemiş olduğu satış bedelinin, faiziyle birlikte geri verilmesi ,(… fatura tarihi itibariyle … tek motorlu su ve renk terapi masaj yatağına KDV dahil …TL ücret ödediğini)
– … tarihinde meydana geldiği belirtilen ikinci arızada PVC yataktan suyun dışarı çıkması arızasında yatağın bir patlama sonrası suyun dışarı çıkmasını engelleyecek bir kaplama ile kaplanmadığından dolayı dışarı çıkıp odada boşalarak etrafa zarar veren suyun verdiği zarar,
-… tarihinde meydana gelen arızadan sonra arızanın satıcıya bildirildiği tarihten itibaren 10 iş gününden sonra iptal edilen randevular,
-… tarihinde meydana gelen arızadan sonra arızanın satıcıya bildirildiği tarihten itibaren 10 gününden sonra iptal edilen randevuların satıcının sorumluluğu olduğu,
Buna karşı alıcı da üründen elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya geri verme yükümlülüğü olacağı, görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki ilişki satış sözleşmesidir. TBK’nın 207. Maddesinde satış sözleşmesi düzenlenmiştir. Anılı maddeye göre satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir.
Her ne kadar davalı taraf adına … tarihli fatura düzenlenen kişinin davacı olmadığını bu nedenle aktif husumet ehliyeti olmadığını ileri sürmüş ise de davacının husumete ilişkin ibraz ettiği belgelerden davaya konu olan masaj yatağının satıldığı … Salonu’nun fatura tarihinden sonra … tarihinde içinde masaj yatağı ile birlikte davacıya işletme devir sözleşmesi ile devredildiği, buna ilişkin belge fotokopilerinin davacı vekilinde mahkememize ibraz edildiği anlaşılmakla davalının husumete ilişkin itirazlarına itibar edilmemiştir.
Davacı masaj yatağının … tarihinde teslim edildiğini, alındığından beri arıza verdiğini, önce motor arızası olduğunu, bu arızanın davalı tarafça giderildiğini, sonra … ayında yatağın içinde su olduğu halde patlayarak içindeki suyun odaya boşaldığını, yatağın davalıya gönderildiğini, tamir edilemeyeceğinden yenisinin gönderildiğini, ancak yeni gönderilen yatağın içindeki suyun da salonda müşteri yokken …’ta akmaya başladığını, yatağın tekrar davalı firmaya gönderildiğini, bu sefer farklı bir model yatak gönderildiğini ancak gönderilen yatağın tek parça olmadığından kullanılamayacağı için kabul edilmediğini bunun üzerine patlayan yatağın yama yapılarak tekrara gönderildiğini ancak bu hali ile kullanılması sakıncalı olduğundan kullanılamadığını, bu şekilde kabul edilemeyeceğini, masaj yatağından beklenen fayda elde edilemeyecek şekilde kullanılamamasından, sulu sistem ile çalışan masaj yatağının patlamasından dolayı ayıplı olduğu iddiası ile eldeki davanın ikame edildiği anlaşılmıştır. Davacının yatağın su akıtmasına ilişkin görüntüleri değişik iş dosyasına ve dosyaya ibraz ettiği, keşifte de görüntüleri ve videoyu gösterdiği anlaşılmıştır. Tanık beyanlarından da yatağın arılarının sabit olduğu anlaşılmıştır.
Satış sözleşmelerindeki ayıba ilişkin hukuki düzenleme ise TBK’nın 219. maddesinde yer almaktadır. Düzenlemede “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.” denilmektedir.
Ayıba ilişkin sınıflandırma, ayıbın açık ve gizli olmasına göre yapılmaktadır. Açık ayıp hemen ilk bakışta ya da yüzeysel bir muayene ile tespit edilebilen ayıptır. Durumun gerekli kıldığı, muayene ile anlaşılamayan ayıplar, gizli ayıptır. Alıcı gizli ayıpları araştırmakla yükümlü değilse de ayıp meydana çıkar çıkmaz derhal ihbar etmelidir (Domaniç, H.: Türk Ticaret Kanunu Şerhi, C.I, İstanbul 1988, s.155; Yavuz, N.: Ayıplı İfa, 2.b., Ankara 2010, s. 107; Karakaş, C.F.: Ticari Satımda Ayıp İhbarının Süresi ve Şekli, XXII. Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu, Ankara 2006, s.172). Derhal kavramı, halin icabına uygun fazla vakit geçirmeden bildirim olarak anlamak gerekir. Eğer satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken bir ayıp söz konusu ise ya da satıcı ağır kusurlu ise TBK’nın 225. maddesine göre, ayıbın kendisine vaktinde ihbar edilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kurtulamaz.
Ticari satımlarda muayene ve ihbar külfeti TTK’nın 21/1-c. maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre “ Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya bildirmeye mecburdur. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde muayene etmeye veya ettirmeye ve bu muayene neticesinde malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için bu durumu bu süre içerisinde satıcıya bildirmeye mecburdur.” Ancak ayıp ihbarının bu süre içinde satıcıya ulaşması şart değildir. Bu süre içinde satıcıya ulaşmasa bile alıcı haklarını korumuş olur. TTK’nın 21/1-c. maddesinde gizli ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde TBK’nın 223. maddesinin uygulanacağı belirtilmiştir. TBK’nın 223. maddesinde ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde bildirimin derhal yapılması aksi halde alıcı malı ayıp ile beraber kabul edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
TBK’nın 231. maddesine göre, satıcı daha uzun süre için üstlenmiş olmadıkça satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya teslimin gerçekleşmesinden itibaren iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan defi hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz. Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise iki yıllık zamanaşımı süresinden faydalanamaz.
Alıcı ihbar külfetini yerine getirmiş ise zamanaşımı süresi içinde TBK’nın 227. maddesinde kendisine tanınan hakları dava yoluyla talep edebileceği gibi zamanaşımı süresi dolsa bile kendisine karşı açılan davada ayıptan doğan defi hakkını ve seçimlik haklarını ileri sürebilir. Bu halde artık alıcının ayıpları bildiği ya da bilmesi gerektiği konusunda ispat yükü satıcıya aittir. Zira bu suretle satıcı yasal olarak kendisine düşen bir sorumluluğu reddetmektedir.
TBK’nın 227. Maddesine göre; “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Ayrıca aynı maddenin 3. Fıkrasına göre; alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.”
TBK’nın 229. Maddesine göre; “Satış sözleşmesinden dönen alıcı, satılanı, ondan elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya geri vermekle yükümlüdür. Buna karşılık alıcı da, satıcıdan aşağıdaki istemlerde bulunabilir:
1. Ödemiş olduğu satış bedelinin, faiziyle birlikte geri verilmesi.
2. Satılanın tamamen zaptında olduğu gibi, yargılama giderleri ile satılan için yapmış olduğu giderlerin ödenmesi.
3. Ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesi.
Satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alıcının diğer zararlarını da gidermekle yükümlüdür.”
Somut olayda, davaya konu masaj yatağına ilişkin faturanın … tarihinde düzenlendiği, …’da teslim edildiği, teslimden sonra ortaya çıkan motor arızasının tamir suretiyle giderildiği ancak yatağın birleşim yerlerinden su kaçırması nedeni ile davacı tarafından kullanılmadığı, davalının yapılan tamir ve değişim iddialarına bir itirazının olmadığı, her ne kadar ayıp ihbarına ilişkin yazılı belge ibraz edilmemiş ise de dinlenen tanık beyanları ve yapılan tamir ve değişimler karşısında ayıba ilişkin ihbarların da davalıya yapıldığı hususuna itibar edilmesi gerektiği, aksi halin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde sayılacağı, masaj yatağındaki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu ve tamir edilmesine rağmen ayıbın giderilemediği, her ne kadar davalı yatağın sarf malzemesi olduğunu ileri sürmüş ise de keşifte yapılan değerlendirme, fotoğraflar ve tanıklara lüzumu üzerine sorulan sorulara göre yatağı ısıtıcısı ve üzerine konulduğu ahşap aksamı ile birlikte satıldığı, su ile dolan yatak olmadan diğer parçaların bir anlam ifade etmeyeceği bu nedenle davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilemeyeceği, bu nedenlerle davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi isteminin kabul edilmesi gerektiği ancak iptal edilen randevular nedeni ile kazanç kaybına ilişkin zarar taleplerinin doğrudan zarar kapsamında olmadığı ve yukarıda açıklanan TBK’nın 229. Maddesi kapsamında davacının dolaylı zararlarını isteyemeyeceği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
…-TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
… tarihli fatura muhteviyatı masaj yatağının tüm parçaları ile birlikte tam ve eksiksiz olarak davalıya İADESİNE,
Fazla ilişkin istemlerin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 944,04.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 335,75 .-TL harcın mahsubu ile bakiye 608,29.-TL harcın davalıdan TAHSİLİ ile hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40.TL başvurma harcı, 335,75.TL peşin harç olmak üzere toplam 367,15-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri, tespit masrafları olmak üzere) toplam 1.804,6.-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranı gözetilerek hesaplanan …- TL’sinin davalıdan alınarak, DAVACIYA ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan 70,00.TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranı gözetilerek hesaplanan 20,80.-TL’nin davacıdan alınarak DAVALIYA ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
7-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 2.725,00.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
8-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/03/2019

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı