Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/795 E. 2019/96 K. 06.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/795
KARAR NO : 2019/96
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/12/2017
KARAR TARİHİ : 06/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile davalı firma arasındaki ticari ilişki kapsamında takip konusu cari hesapta belirtilen ürünler davalıya satıldığını ve eksiksiz olarak teslim edildiğini, malların teslimine rağmen davalı tarafından cari hesap bedeli ödenmediğini, bunun üzerine müvekkilin alacağının tahsili amacıyla borçlu aleyhine Antalya … İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibine girişildiğini, ancak davalı borçlunun itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu, davalı şirketin itiraz dilekçesinde alacaklının icra takibine konu ettiği borcu davalı müvekkilinin ödediğini ve hu hususla ilgili banka dekontunu ekte sunduğunu, bu sebeple ödediklerini iddia ettikleri borca, faize ve ferilerine itiraz ettiklerini iddia etmişse de davalının itirazı haksız ve mesnetsiz olduğunu, dava dosyasına sunulan cari hesap incelendiğinde açık bir şekilde ortaya çıkacağını, davalının müvekkiline olan borcu, davalı borçlunun itiraz dilekçesi ekinde sunduğu dekontta gösterilen ödemeden sonra kalan bakiye borç olduğunu, davalının sunduğu dekontta belirtilen tutar ile takip konusu tutarın birbirinden farklı oluşu da bu hususu pekiştirdiğini, dolayısıyla borçlunun sunmuş olduğu dekontun takip konusu borcu ödediğini göstermediğini, başkaca somut beyanda bulunmayan davalının yalnızca takibi sürüncemede bırakmak ve süre kazanmak maksadıyla borca itiraz ettiğini, sunulan cari hesap dökümü bir bütün olup işbu cari hesapta belirtilen malların davalıya teslim edildiğini, bu sebeple davalının müvekkiline borçlu olduğu sabit olduğunu, müvekkilince uzun bir müddet cari hesap bedelinin ödenmesi için beklenilmişse de davalı tarafın borcunu ödeme yoluna gitmediğini, bunun üzerine müvekkilinin haklı alacağını tahsil amacıyla takibe geçme zorunluluğu doğduğunu, davalı borçlunun müvekkilinden ürün aldığı ve borçlu olduğu açık olup davalı tarafın kötüniyetli borcu ödemekten imtina etmesi ve bu süreçte mal kaçırma gibi yollara başvurma ihtimali karşısında mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini belirterek, davanın kabulüne, haksız itirazın iptaline, kötü niyetli davalı hakkında İİK’nın ilgili hükümleri gereği % 20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ancak davalının davaya cevap vermediği gibi duruşmalara da gelmediği anlaşılmıştır.
Dava: Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.
Antalya … İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde: davacı alacaklı tarafça, borçlu davalı aleyhinde 1.995,99.-TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlu vekili tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesi ile borca itiraz edilerek takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi bakımından dosyamız mali müşavir bilirkişi …’e tevdi edilerek rapor aldırılmış bilirkişi … havale tarihli raporunda: davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda, taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu, dava konusu alacağın dayanağı olan faturalar ve muhteviyatı malların davalı şirkete teslim edildiği, davacı şirketin ticari defterleri ve dava dosyası kapsamına göre, davacı şirketin davalı adına düzenlediği dava konusu alacağın dayanağı olan faturalara istinaden takip tarihi itibariyle davacı şirketin bakiye 1.995,99.-TL tutarında davalı taraftan asıl alacağının olduğu hususunda görüş ve kanaat bildirmiştir.
Davalı şirket adına ticari defter ve kayıtları mahkemece belirlenen gün ve saatte mahkememizde hazır etmesi hususunda çıkarılan meşruhatlı davetiyeye rağmen hazır etmediği ve herhangi bir mazeret de bildirmediğinden davalı tarafın defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılamamıştır.
Mahkeme, ticari davalarda, tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2016/4087 esas, 2017/261 karar sayılı içtihadından da açıklandığı şekilde, ticari davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacağı belirtilmektedir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında faturaya dayalı ticari ilişkinin bulunduğu, bu ilişki kapsamında davacının bakiye alacağı olduğu iddiasıyla davalı hakkında başlattığı icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğu ve eldeki itirazın iptali davasının ikame edildiği, davalının mal teslimine ilişkin itirazlarının bulunmadığı, takibe konu borcun ödendiğini ve davacının bir alacağı olmadığını takibe itiraz dilekçesinde beyan ettiği, tarafların tacir olması ve delil olarak dayanılması nedeni ile tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırıldığı, davacının usulüne uygun tutulan defterlerinde on üç adet faturanın kayıtlı olup bu faturalar toplamı 6.288,78-TL olduğu, karşılığında 4.292,79.-TL tutarında tahsilat yapıldığı ve bu tahsilat içinde davalının takip dosyasına sunduğu ödeme belgesindeki tutarın da bu tahsilat tutarında yer aldığı, davalı şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan ettiği … ayı … formunda dava konusu olan faturaları davalı şirketin davacı şirketten teslim alınan mal alış faturası olarak beyan ettiği, dolayısıyla davacının bakiye 1.995,99-TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, bilirkişi raporunun davalıya tebliğ edildiği ve yasal süresi içerisinde rapora karşı itirazda bulunmadığı, davalının ticari defter ve belgelerinin incelenmesi için davalıya defter ibrazı için usulüne uygun davetiye çıkarılmış olmasına rağmen davalı tarafça ticari defter ve belgelerin ibraz edilmediği, davalının mal teslimine ilişkin açıkça bir inkarının da savunmalarında yer almadığı, bu durumda yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve içtihatlar gereği, defter ibrazından kaçınan davalı karşısında davacının usulüne uygun tutulan defterlerinin davacı lehine delil teşkil ettiği, bu şekilde davacının iddialarını ispat ettiği sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalının, Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile, takibin 1.995,99.-TL asıl alacak üzerinden devamına,
1.995,99.-TL asıl alacağın %20′ si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 136,35.-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 83,10.-TL harcın mahsubu ile bakiye 53,25.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu posta, tebligat, bilirkişi ücreti ile dava açılış harç toplamından ibaret toplam 634,00.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.995,99.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 06/02/2019

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)