Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/784 E. 2019/410 K. 30.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/784 Esas
KARAR NO : 2019/410
DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/12/2017
KARAR TARİHİ : 30/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sanık olarak hakkında devam eden davalar araştırıldığında aleyhinde başlatılan icra takipleri ve davaları tespit ettiğini, Antalya … İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında takibe konu çekte var olan imzanın müvekkile ait olmadığını, Antalya … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yapılan haciz tutanağındaki imzanın müvekkile ait olmadığını, yine Antalya … İcra müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında müvekkilinin ve … A.Ş adına atılı imzaların müvekkiline ait olmadığını, Antalya … İcra müdürlüğünün … sayılı dosyasının iptali ile davalıya borçlu olmadıklarının tespitini, takibin tedbiren teminatsız olarak durdurulmasını, %40′ tan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Dosya içerisine sözleşme aslı getirtilmiş, Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, ayrıca bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
Dava; İcra Takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Antalya … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına dayanak belge altındaki imzanın davacıya ait olup olmadığı hususundadır. Ancak öncelikle mahkememizin görevli olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığının res’en araştırmakla yükümlüdür.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun Geçici-1/1. maddesinde ise “bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan” davaların “açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam” edeceği belirtildiğinden, 28.05.2014 tarihinden önce açılmış davalar yönünden 5464 sayılı Kanunun 44. maddesindeki görev hükümleri geçerli olmaya devam edecektir. 6502 sayılı Kanun, kart hamili ya da kartı veren kuruluş gibi bir ayrıma gitmeksizin bütün bankacılık işlemlerini (m. 3/1-k kapsamına girmeyen tacirler hariç olmak üzere) kanun kapsamına aldığı ve 83/2. maddesi hükmü karşısında diğer kanunlardaki görev kuralları bu kanun kapsamına giren uyuşmazlıklarda uygulanmayacağı için, 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır.
Somut olayda da menfi tespit talebinde bulunan davacının tüzel kişi ya da tacir olmadığı, kendi adına düzenlenmiş bireysel bankacılık hizmetleri sözleşmesine dayalı olarak verilmiş bireysel kredi kartı borcuna ilişkin menfi tespit talebinde bulunduğu, icra dosyasında mübrez borcun ödenmesine dair gönderilen ihtarnamenin de bankanın bireysel krediler bölümünce gönderildiği, davanın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açıldığı, bu haliyle uyuşmazlığın, anılan Kanunun 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca bu davaya bakmakla görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu nazara alınarak, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2.m.uyarınca davanın usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine ve kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde dosyanın görevli Antalya Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2.mad.uyarınca usulden REDDİNE,
2-Davaya bakmaya Antalya Nöbetçi Tüketici Mahkemesinin görevli OLDUĞUNA,
3-Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın davaya bakmakla görevli Antalya Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
5-Dosyanın süresinde görevli mahkemeye aktarılması durumunda harç ve yargılama giderinin HMK’nın 331/2. Maddesi gereğince görevli mahkemece nazara ALINMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/05/2019

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı