Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/781 E. 2018/702 K. 13.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/781 Esas
KARAR NO : 2018/702
DAVA TARİHİ : 14/12/2017
KARAR TARİHİ : 13/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İpoteğin Kaldırılması davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin adına kayıtlı… ili … ilçesi … mahallesi … Ada …Parselde kayıtlı … bağımsız bölüm nolu meskeni üzerine dava dışı …’nin davalı banka şubesinden kullandığı kredinin teminatı olarak 580.000,00TL bedelle ipotek tesis edildiğini, asıl borçlu şirketin ipotek lehtarı davalı bankaya olan borcunun ödenmesinden sonra müvekkili tarafından ipoteğin fekki yönünde davalı bankaya talepte bulunduğunu, ancak banka tarafından verilen cevabi yazı ile kefil dava dışı …tarafından yapılmış ödemelerin bulunduğu, bu kefilin ipoteğin kendisine devri talebi olmadığına ilişkin ibraname vermesi ve ipoteğin fekki yönünde talepte bulunması durumunda olumlu cevap verileceğinin bildirildiğini, bunun yasal dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin borçlu değil ipotek veren malik konumunda olduğunu, dava dışı kefil şirketin müvekkilinden bugüne kadar herhangi bir talebinin de olmadığını, öte yandan müvekkilinin kredi sözleşmesinin imzalanmasından sonra ipotek verdiğinden kefilin halefiyetinin söz konusu olamayacağını belirterek müvekkilin adına kayıtlı … ili … ilçesi … mahallesi … Ada … Parselde kayıtlı …bağımsız bölüm nolu meskeni üzerine …/…/… tarih ve … yevmiye sayısı ile tesis edilen ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın … Şubesi nezdinde … Lehine, … … ve …’nin müteselsil kefaleti ile kredilen açıldığını ve kullandırıldığını, kredilerin teminatı olarak davacı tarafından 580.000,00 TL ipotek tesis edildiğini, kredilerin ödenmemesi üzerine henüz kat ihtarnamesi gönderilmeden kefil …ve üçüncü şahıslar tarafından ödemeler yapıldığını, kredinin teminatında yer alan dava konusu ipotekten kaynaklanan müvekkili bankanın herhangi bir alacağı kalmamış olmakla birlikte kredi borçlusunun borcunu ödememesi üzerine ödeme yapan kefil …’nin ödemede bulunduğu ölçüde müvekkili bankanın ipotekten kaynaklanan haklarına halef olduğunu, TBK’nın 596 ve 592. Maddesi ile Yargıtay İçtihatlarına göre müvekkilinin ipoteği fek etmesinin ödemeyi yapanlara karşı sorumluluğunu doğuracağından yasal olarak ipoteğin fekkinin mümkün bulunmadığını belirterek haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; davalı banka ile dava dışı …- …. arasında yapılan …/…/… tarihli genel kredi sözleşmesi, tapu kayıtları, ipotek akit tablosu ve …tarihli ödeme dekontu alınmıştır.
Bankacı Bilirkişi …’dan alınan …havale tarihli bilirkişi raporuna göre; dava dışı şirkete kullandırılan krediye ilişkin borcun …/…/… tarihli dekontla ödenmek suretiyle sona erdiği, bu nedenle ipoteğe başvurulmasını gerektirir bankanın bir alacağının kalmadığı, dava dışı müteselsil kefil …tarafından borcun ödendiği, borcun kredi ilişkisi henüz kat dahi edilmeden ödendiği, kefillerin ödeme borcunun doğmadığı, halefiyet hususunun da mahkemece değerlendirilmesi gerektiği hususlarının bildirildiği anlaşılmıştır.
Dava; dava dışı kredi borçlusunun kullandığı kredinin teminatı olarak davalı banka lehine verilen ipoteğin, kredi borcunun ödenmesi nedeni ile kaldırılması istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK’nun 596. Maddesine göre; “Kefil, alacaklıya ifada bulunduğu ölçüde, onun haklarına halef olur. Kefil, bu hakları asıl borç muaccel olunca kullanabilir.
Kefil, aksi kararlaştırılmamışsa, rehin hakları ile aynı alacak için sağlanmış diğer güvencelerden sadece kefalet anında var olan veya bizzat asıl borçlu tarafından, sonradan özellikle bu alacak için verilmiş bulunanlara halef olur. Alacaklıya kısmen ifada bulunan kefil, rehin hakkının sadece bunu karşılayan kısmına halef olur. Alacaklının rehin konusu üzerinde geriye kalan alacak hakkı, kefilin rehin hakkından ön sırada gelir.
Kefil ile asıl borçlu arasındaki hukuki ilişkiden doğan istem ve def’iler saklıdır.
Bir alacağın güvencesini oluşturan rehin paraya çevrildiği veya borç rehin veren malik tarafından ödendiği takdirde malik, kefile karşı rücu hakkını, ancak kefil ile kendisi arasında böyle bir anlaşma varsa ya da rehin sonradan bir üçüncü kişi tarafından verilmişse kullanabilir.
Kefilin rücu hakkına ilişkin zaman aşımı, kefilin alacaklıya ifada bulunduğu anda işlemeye başlar.
Kefil, dava hakkı vermeyen veya yanılma ya da ehliyetsizlik sebebiyle asıl borçluyu bağlamayan bir borç için ödemede bulunduğu takdirde, asıl borçluya karşı rücu hakkına sahip değildir. Ancak, kefil zaman aşımına uğramış bir asıl borçtan sorumlu olmayı borçlunun vekili sıfatıyla üstlenmişse asıl borçlu, ona karşı vekâlet sözleşmesi hükümleri uyarınca sorumlu olur.”
Somut olayda, dava dışı … ile banka arasında akdedilen kredi sözleşmesi nedeni ile dava dışı şirketin kredi kullandığı, davacının bu kredi borcunu teminat altına almak için taşınmazı üzerine ipotek banka lehine ipotek tesis edildiği, kredi borcunun henüz kat dahi edilmeden dava dışı müteselsil kefil şirket tarafından banka ödendiği hususları ihtilafsızdır. Uyuşmazlık davalı bankanın ipoteğin kaldırılmasına rıza göstermemesinde haklı olup olmadığı noktasındadır. Davalı banka borcun ödendiğini kabul etmekle birlikte, bankaca yukarıda açıklanan 6098 sayılı TBK 592/3. maddesi uyarınca ipoteklerin dava dışı kefil …’ne devir işlemlerinin gerçekleştirilmemiş bulunması, alacağın borcu ödeyen kefile temlik edildiğine ilişkin bir iddia ya da temlik belgesi ibraz edilmemesi, davaya konu ipoteklerin dava tarihi ve yargılama sırasında davalı banka üzerinde bulunması, davalı bankanın ipotekle temin edilmiş olan alacağının tamamını tahsil etmiş olması dikkate alındığında, ipoteklerin terkin edilmemesinin haklı bir nedene dayanmadığı anlaşılmakla, davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davaya konu … İli … İlçesi … ada … parselde kayıtlı … nolu bağımsız bölüm nolu taşınmazın tapu kaydı üzerine davalı banka lehine tesis edilen …/…/… tarihli … yevmiye nolu 580.000,00.-TL bedelli ipoteğin FEKKİNE,
2-Alınması gerekli 39.619,80.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin ve tamamlama ile alınan 9.905,00.-TL harcın mahsubu ile eksik 29.714,80.-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine adına gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri ve harç olmak üzere) toplam 10.505,30.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 37.750,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 13/11/2018

Başkan …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Üye …
¸(e-imzalı)
Katip …
¸(e-imzalı)