Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/776 E. 2022/72 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/776
KARAR NO : 2022/72
DAVA : Menfi Tespit (Trampa Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/12/2017
KARAR TARİHİ : 25/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Trampa Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin … Ltd. ŞTi’ nin mükellefi iken görülen lüzum üzerine şirketin diğer ortakları ile ortaklık bağlarını sonlandırmak istemesi üzerine Antalya … Noterliğinin … yevmiye numaralı limited şirket hises devri sözleşmesi ile şikketteki 50 adet hissesinin tamamını, bütün aktif ve pasiflerini davalı …’ a 5.000,00.-TL karşılığında devrettiğini, ancak devralan şahıs tarafından noterde devrin tescili için başvuruda bulunulmadığını ve ticaret sicilde ilanlarının yaptırılmadığını, bu durumun müvekkilini mağdur ettiğini, müvekkilinin daha fazla zarara uğramaması amacıyla noterden hisse devri yapılış tarihi olan 17/11/2009 tarihi itibariyle … Ltd. Şti. İle ortaklık bağının bulunmadığının tespiti ile müvekkilinin bu tarihten itibaren borçlardan sorumlu tutulamayacağının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile yapılan limited şirket devir sözleşmesinin son paragrafında taraflardan her birinin bu şirket hisse devir sözleşmesini devralan adına ortaklar pay defterine yazdırmaya yetkili olduğunun belirtildiğini, bu nedenle davacının o tarihlerde tescil işlemlerini kendisinin de yaptırabilecek olduğunu, dava konusu olayın 2009 yılında meydana geldiğinden davanın zaman aşımı nedeniyle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti cevap dilekçesinde özetle; şirket hisse devir sözleşmesini devralan adına ortaklar pay defterine yazdırmaya yetkili olduğunun belirtildiğini, bu nedenle davacının o tarihlerde tescil işlemlerini kendisinin de yaptırabilecek olduğunu, dava konusu olayın 2009 yılında meydana geldiğinden davanın zaman aşımı nedeniyle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Cevap dilekçesinde özetle; davaya konu 17/11/2009 yılında noterde yapılan işlem dışında hiçbir evrak imzalamadığını, bu şirkette hiçbir faaliyetinin de olmadığını, devir esnasında şirketin borçlarından kendisine bahsedilmediğini sözleşmeyi bilmeden imzaladığını beyan etmiş davanın zaman aşımı nedeniyle reddini talep etmiştir.
Dosya içerisine, Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalı şirkete ait sicil dosyası celp edilmiştir.
Dava; Limited şirket ortaklık payının hisse devir sözleşmesi ile devredildiğinden ve karar defterine işlendiğinden bahisle açılan şirket ortağı olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacının davalı …’ a şirket hisselerini noterden devir ettiği, noter sözleşmesindeki imzanın davalı …’ a ait olduğu ancak devir sözleşmesi gereğince devrin ortaklar pay defterine yazdırılmadığı hususu sabittir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davanın 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup olmadığı, davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı hususlarındadır.
Dosyanın incelenmesinde, davalı şirketin en son temsilcilerinin davacı ile davalı … olarak ticaret sicil kayıtlarında görüldüğü, en son şirket yetkilisinin bu ikisi olmakla birlikte alınan karara göre şirketi ikisinin müştereken temsil ve ilzama yetkili kılındığı, bu şekilde eldeki davada davalı şirketin temsili açısından gerekli şartların oluşmadığı, arada menfaat çatışmasının olduğu anlaşılmakla; davacı vekiline, eldeki davada davalı şirketi temsil etmek üzere temsil kayyımı atanması için süre verilmiş, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Karar sayılı ilamı ile davalı şirkete mali müşavir …’ ün temsil kayyumu olarak atanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya içerisine, Antalya … Noterliğinden gelen müzekkere cevabında … tarih, … yevmiye nolu limited şirket hisse devir sözleşmesine ilişki sağlık raporu istenilmediğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Kayyum …’ e pay defterinin ibrazı hususunda davetiye çıkartılmış ve 23/11/2021 tarihli celsede de bu hususta süre verilmiş, kayyumun … tarihli dilekçesi ile davalı … LTD. ŞT’ in 2011 yılından beri ticari merkez adresinde bulunmadığı, vergi dairesine ödevlerini yerine getirmediği, faaliyetlerine resen son verildiği, bütün muhattaplar ile iletişim kurmasına rağmen pay defterine ulaşamadığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar bir kısım davalılar zamanaşımı iddiasında bulunmuş iseler de TBK 147/1-5. Maddede düzenlenen 5 yıllık zamanaşımının alacaklardan bakımından uygulanacağı, eldeki davanın ise tespit davası olması nedeniyle 5 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanamayacağı anlaşılmakla davanın esastan incelenmesine geçilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Davacı … adına kayıtlı hisselerin davalı …’a devrine yönelik davaya konu olan hisse devir sözleşmesinin 17/11/2009 tarihinde gerçekleştirildiği, yani hukuki iradenin ve sonuçlarının bu dönemde doğduğu, bu nedenle somu olayda 6103 Sayılı yürürlük kanununun 2/1-a maddesi gereğince 6762 Sayılı TTK hükümlerinin uygulanması gerektiği,
6762 Sayılı Kanun’un pay defteri ve ortaklık listesinin düzenlendiği 519. Maddesinde “Paylar hakkında bir defter tutulur. Ortakların ad ve soyadları, pay miktarları, vukubulan ödemeler, payların devir ve intikali ve bu hususlarla ilgili diğer değişiklikler bu deftere kaydolunur.
Her takvim yılı başında ticaret sicil memuruna, ortakların ad ve soyadlarını, her ortağın koymayı taahhüt ettiği sermaye miktarını ve buna mahsuben ödediği kısmı gösterir ve müdürler tarafından imzalanmış bir liste verilir. Son listenin tevdi tarihinden itibaren her hangi bir değişiklik olmamışsa liste verilmez. Yalnız, bir değişiklik olmadığı dilekçe ile bildirilir.
Pay defterinin ve listelerin kusurlu ve noksan tutulması veya verilen malumatın yanlış olması yüzünden husule gelecek zarardan; müdürler şahsan ve müteselsilen mesuldürler.” hükmünün, devir başlıklı 520. Maddesinde ise ” Bir payın devri, şirket hakkında ancak şirkete bildirilmek ve pay defterine kaydedilmek şartiyle hüküm ifade eder.
Devir hususunun pay defterine kaydedilebilmesi için, ortaklardan en az dörtte üçünün devre muvafakat etmesi ve bunların esas sermayesinin en az dörtte üçüne sahip olması şarttır.
Ortağın koymayı taahhüt ettiği sermaye ayın ise, payını şirketin kuruluşunu takip eden üç yıl içinde başkasına devredemez.
Şirket mukavelesi payların devrini yasak edebileceği gibi yukarıki fıkralarda derpiş edilenlerden daha ağır şartlara da bağlı tutabilir.
Payın devri veya devir vadi hakkındaki mukavele yazılı şekilde yapılmış ve imzası noterce tasdik ettirilmiş olmadıkça ilgililer arasında dahi, hüküm ifade etmez.” hükmünün düzenlendiği, tescilin ise 30. Maddede “Tescil talebi ilgililer veya mümessilleri yahut hukuki halefleri tarafından salahiyetli sicil memurluğuna yapılır.
Bir hususun tescilini istemiye birkaç kimse mecbur veya salahiyetli olduğu takdirde, kanunda aksine hüküm olmadıkça, bunlardan birinin talebi üzerine yapılan tescil, hepsi tarafından istenmiş sayılır.” şeklinde düzenlendiği, bu maddelere göre şirket payının devredilebilmesi için şirket sözleşmesinde devir yasağına ilişkin bir hüküm bulunmaması, varsa şirket sözleşmesindeki yoksa kanunun yukarıda açıklanan maddelerindeki çoğunlukla ortakların devre muvafakat etmesi, devir sözleşmesinin yazılı olarak imzası noterce onaylanmış şekilde yapılması, devrin şirkete bildirilerek pay defterine kayıt edilmesi yoluyla gerçekleşmesi ve ilgililer yahut yetkili temsilciler tarafından ticaret sicile tescil talebinde bulunulması gerektiği,
Ancak somut olayda ortaklar kurulu tarafından alınan karar ile imzası noterce onaylı hisse devir sözleşmesi mevcut ise de devrin pay defterine kayıt edilmesine ve ticaret sicile tescil talebinde bulunulmasına ilişkin koşulların gerçekleşmediği, devir kararına ilişkin dosyaya sunulan 17/11/2009 tarihli ortaklar kararında hem pay devri hem de şirket müdürünün değiştirilmesine ilişkin karar alınmış ise de ticaret sicil kayıtlarına göre ikisinin de tescil ettirilmediği, davacının ve davalı …’ın devir tarihinde ve dava tarihinde halen şirket müdürü oldukları, husumet çatışması nedeniyle şirkete kayyım tayin edilerek davaya devam olunduğu, davacı ile davalı …’ın devir tarihinde şirketi temsile yetkili müdürler olup pay devirleri ile ilgili her hangi bir işlem yapmadıkları gibi pay defterinin kusurlu, eksik ya da yanlış tutulmasından meydana gelecek zararlardan bizzat sorumlu oldukları, Medeni Kanun’un 2. Maddesi gereğince herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda oldukları, neticede hisse devirlerini usulüne uygun olarak yapılmadığı,
Diğer yandan iş bu davanın hisse devri yapılan kişi ile şirkete karşı açılması gerektiği, bu nedenle davalı …’ın davada pasif husumetinin bulunmadığı, anlaşılmış olmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı … yönünden pasif husumete ilişkin dava şartı noksanlığından, diğer davalılara karşı esastan olmak üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40.-TL harcın mahsubu ile bakiye 49,30.-TL harcın davacıdan TAHSİLİ ile Hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar … ve … vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalılara ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı kayyımının yüzüne karşı, davalı gerçek kişiler vekilinin yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.25/01/2022

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)