Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/695 E. 2018/634 K. 09.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/695
KARAR NO : 2018/634
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 09/11/2017
KARAR TARİHİ : 09/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasından müvekkili aleyhine 150.000,00.-TL’lik borçtan kefil sıfatıyla sorumlu olduğu gerekçesiyle takip başlatıldığını, usulen kesinleşen icra takibi nedeniyle müvekkili adına kayıtlı bulunan taşınmazların kıymet takdirlerinin yapıldığını, söz konusu icra dosyasında mevcut bulunan belgeler incelendiğinde, müvekkilinin davalı banka ile dava dışı …Şirketi arasında … ya da daha öncesi imzalana genel kredi sözleşmesine kefil olduğu iddiası ile hakkında icra takibi başlatıldığını, öncelikle banka tarafından tek taraflı olarak düzenlenen genel kredi sözleşmesinin, kefalet sözleşmesi unsurlarını taşımadığından geçersiz olduğunu, aksi düşünülse dahi müvekkili açısından zaman aşımının olduğunu, genel kredi sözleşmesinin geçerli bir kefalet akdinin unsurlarını taşımadığı gibi, limit artırım belgelerinin de geçerli nitelikte olmadığını, ayrıca incelenen kayıtlardan müvekkiline atfen atıldığı anlaşılan imzaların müvekkilince hatırlanmadığını, müvekkili dava dışı şirket borçlusunda bulunan hisselerinin tamamını … yılında devrederek şirket ortaklığından ayrıldığını, bu hususun …/…/… tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanarak tescil ve ilan edildiğini belirterek sonuç olarak, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibi neticesinde borçlu olmadığının tespit edilmesini, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapması nedeniyle sorumlu tutulduğu borç miktarının % 20’sinden aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili banka şubesine borçlu …’nin imzalamış olduğu genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi uyarınca müvekkili bankanın …şubesinden ticari kredi kullandığını, davacı kefil …’in asıl alacağın 205.000,00.-TL’sine müşterek ve müteselsilen kefil olduğunu, kefalet rakamının sunulan sözleşmede görüleceği üzere 205.000,00.-TL olduğu, ancak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 150.000,00.-TL üzerinden takip başlatıldığını, kredinin geri ödenmesinde temerrüte düşülmesi üzerine, borçlulara noter kanalıyla ihtarnameler gönderildiğini, ödeme yapılmaması üzerine davalı hakkında … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine girişildiğini, takip talebinde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tüm borçluların sorumlu oldukları miktarların da belirtildiğini, davacı borçlunun kendisine gönderilen ödeme emirlerini tebellüğ ederek borca itiraz etmediklerini, davacının borca itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiğini ve davacının taşınmazlarına haciz konulduğunu, söz konusu taşınmazların kıymet takdirinin yapılması nedeniyle davacılar tarafından kıymet takdirine itiraz ve işbu menfi tespit davasının açıldığını belirterek sonuç olarak haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacının alacak miktarının % 20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraf vekillerinin feragat ve feragati kabul dilekçesi sundukları bu nedenle mahkememizce …/…/… tarihinde resen celse açılarak beyanları alınmış taraf vekilleri karşılıklı olarak davadan feragat ettiklerini ve yargılama gideri ya da vekalet ücreti talepleri olmadıklarını belirtmişlerdir.
Davadan feragat 6100 sayılı HMK’nun 307. Maddesinde davacının talep sonucundan kısmen ya da tamamen vazgeçmesi şeklinde tanımlanmış olup, HMK.’nun 311. maddesinde, feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı; 310. maddesinde ise, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman davadan feragat edilebileceği hükümleri düzenlenmiştir. Somut olayda, davacı vekili tarafından davadan feragat edildiği, davalı vekilinin de feragati kabul ettiği belirtilmiş olup, feragatin yargılamaya tek yönlü olarak son veren ve kesin bir hükmün sonuçlarını doğuran taraf işlemi olması gözetilerek davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı taraf yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Feragatin gerçekleştiği aşama gözetilerek, 1/3 oranında belirlenen 11,96.-TL harcın peşin alınan 2.561,63.-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 2.549,67.-TL harcın istem halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/10/2018

Katip … Hakim …
¸(e-imzalı) ¸(e-imzalı)