Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/665 E. 2019/211 K. 08.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/665
KARAR NO : 2019/211
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 30/10/2017
KARAR TARİHİ : 08/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Taraflar arasında malzeme satışına ile ilgili olarak ticari bir ilişki olduğunu, bu ticari ilişki gereği davalı şirketin borcunu ödememesi üzerine takip tarihi itibariyle 3.382.14.-TL tutarında müvekkili şirket alacağını tahsil amacıyla Antalya … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı hakkında yapılan icra takibine borcun tamamına ve ferilerine itiraz etmesi üzerine Antalya … İcra Müdürlüğünce söz konusu takibin durdurulmasına karar verildiğini, itirazın iptalinin sağlanması ve söz konusu takibe devam olunması amacıyla işbu davanın açıldığını, borçlunun iddiası haksız ve dayanaksız olduğunu, müvekkili şirketin davalı tarafla aralarındaki ticari ilişkiye istinaden satılan mallar ile birlikte … tarihli fatura düzenlendiğini ve davalı şirkete teslim edildiğini, irsaliyeli faturanın amacı, hem faturanın hemde sevk edilen malların teslimine ilişkin belgenin bir arada bulunmasını gerektiğini, davalı tarafın ve müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarında yapılacak olan incelemeyle tespit edileceği üzere davacı müvekkil şirket ile davalı arasında yapılan, ticari alışveriş ilişkisi gereği müvekkili şirket tarafından fatura düzenlendiğini ve faturaya konu olan malların davalı tarafa teslim edildiğini, davalı tarafın yapılan takipte takip tarihine kadar işlenmiş olan faize de itiraz ettiğini belirterek, haksız itirazın iptaline, takibin devamına, borçlunun % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı firma tarafından müvekkili aleyhine Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, süresi içerisinde verdikleri itiraz dilekçesi ile icra takibinin durdurulduğunu ve davacı tarafın huzurda görülen itirazın iptali davasını açtığını, söz konusu davanın maddi ve hukuki olgu ve dayanaktan yoksun olup, davacının tüm taleplerinin reddi gerektiğini, davacı tarafın dilekçesinde Taraflar arasında malzeme satışı ile ilgili olarak ticari bir ilişkinin mevcut olduğunu, davacı şirketin … tarihli 1 adet fatura keşide edildiğini fakat müvekkil şirket tarafından ödenmediğini iddia ettiğini, ancak belirtilen nedenlerden dolayı başlatılan dava ve icra takibinin tamamen dayanaksız olduğunu, davacı tarafın üstlenmiş olduğu edimi yerine getirmediğini, davaya ve icra takibine konu alacağın dayanağını oluşturan mal ve hizmetlerin müvekkili şirkete teslim edildiğinde söz konusu malzemelerin ayıplı olduğunun anlaşılacağını, bu konu ile ilgili davacı tarafa durumun bildirildiği, fakat ayıplı ifanın gereği yerine getirilmediğini, alınmayan mal ve hizmet için müvekkili şirket tarafından ödeme yapılmasının beklenmesinin hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, kesinleşmiş bir fatura borcu bulunmadığını, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi ve bu sözleşmeye dayalı cari hesap borcu olmadığını, Türk Medeni Kanunu madde 6 “ Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Hükmünü içerdiğini, dolayısıyla TMK madde 6 gereği iş bu davada borcun var olduğunu ispat yükü davacı üzerinde olup, sunmuş olduğu hiçbir delille borcun varlığını ispatlayamayan davacının tüm taleplerinin reddi gerektiğini belirterek alacaklının kötü niyetli olarak açtığı itirazın iptali davasının reddini ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava: Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.
Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde: davacı alacaklı tarafça, borçlu davalı aleyhinde 3.382,14.-TL fatura, 329,48.-TL diğer faiz olmak üzere toplam 3.711,62.-TL alacak üzerinden ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlu vekili tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesi ile borca itiraz edilerek takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi bakımından dosyamız mali müşavir bilirkişi …’e tevdi edilerek rapor aldırılmış bilirkişi … havale tarihli raporunda: dava dosyası ile davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan incelemelerde, taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan faturanın ve muhteviyatı malların davalı şirkete teslim edildiği, davacı tarafın ticari defterlerine göre, dava konusu alacağın dayanağı olan faturaya istinaden takip tarihi itibariyle davacı şirketin bakiye 3.382,14.-TL tutarında davalı şirketten alacağının olduğu hususunda kanaat bildirmiştir.
Davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi bakımından İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, talimat mahkemesince davalı şirkete usulüne uygun tebligat yapılmış ancak davalı tarafın herhangi bir defter ibrazına bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarihli ve … esas … karar sayılı ilamında belirtildiği üzere “6100 sayılı HMK hükümlerine göre mahkeme ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.(HMK 22/1) Ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.(HMK22/2) Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise 3. fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.(HMK222/4)
İbrazı istenen belgenin ileri sürülen belgenin ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmi bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir.(HMK220/1) Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkar eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse mahkeme duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleriyle ilgili olduğu davalarda, ticari defterlerle sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222 maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerin ve kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise, karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da, karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere, karşı tarafın ticari defterleriyle uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde, dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilir. Aksinin kabulü halinde, davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olarak olmadığı, sonucuna göre değerlendirilebilecektir.
Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise, bu davranışıyla kendi defterlerinin davacı defterleriyle uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucu varlığının kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3 madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki, bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri süren belgelerin delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir durum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve söz edilen kurallarla birlikte, somut olay değerlendirildiğinde, mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup, davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda alınan bilirkişi raporuyla talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak, davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222 maddeye göre lehine delil oluşturup, oluşturulmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinden, davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacının incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturulduğunun kabulü gerekir. Bu durumda ticari defter kayıtlarıyla alacağın varlığı ispatlandığı halde, davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.”
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında ticari ilişkisinin bulunduğu, davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle …-TL tutarında alacaklı olduğunu ticari defter kayıtlarıyla ispatladığı, davalı taraf ayıplı mal iddiasını somut belgelerle ispatlayamadığı sonuç ve kanaatine varılmakla, davanın kabulüne, davalının icra dosyasındaki borca yönelik itirazının iptaline, takibin aynen devamına karar vermek gerekmiş, alacağın likit nitelikte oluşu gözetilerek davacı lehine icra inkar tazminatına hükmolunarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalının Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile;
Takibin 3.382,14.-TL asıl alacak üzerinden devamına,
3.382,14.-TL asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 231,03.-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 39,20.-TL harcın mahsubu ile bakiye 191,83.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu posta, tebligat, bilirkişi ücreti ile dava açılış harç toplamından ibaret toplam 971,10.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 08/03/2019

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)