Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/662 E. 2018/675 K. 05.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/662
KARAR NO : 2018/675
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/10/2017
KARAR TARİHİ : 05/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin eşi …’ın … tarihinde davalı sigorta şirketinin sigortaladığı ve dava dışı …’ın sürücüsü olduğu … … … plakalı araçta yolcu olarak bulunmaktayken; yine davalı tarafından sigortalanan ve …’un araç sürücüsü olduğu … … … plakalı araçla yapılan çift taraflı kaza sonucu vefat ettiğini, anılan kaza ile ilgili olarak … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …/… … dosyası ile soruşturma işlemleri devam ettiğini, işbu davadaki taleplerinin de kaza nedeniyle eşi vefat eden müvekkillerine de destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesi olduğunu, işbu davayı açmadan önce yasa gereği davalıya başvuruda bulunulduğunu, ancak muris …’ın ölüm sebebinin kazaya bağlı olmadığı gerekçesiyle talebin reddedildiğini, muayene tutanağında da belirtildiği gibi murisin ölüm nedeninin “trafik kazasının tetiklemiş olduğu kalp krizidir” dolayısıyla daha önce hiçbir kalp rahatsızlığı bulunmayan murisin ölümü ile trafik kazası arasından illiyet bağı bulunmadığını ve bu nedenle de işbu davayı açmak zorunda kaldıklarını belirterek 10.000,00.-TL destekten yuoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkillerine ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davaya konu kazaya karışan … … … plaka sayılı aracın müvekkili … nezdinde …nolu Trafik Sigorta Poliçesi ile … – … tarihleri arasında sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin Zorunlu Karayolu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğu poliçe limiti (Sakatlanma ve Ölüm Kişi Başına 310.000,00 TL) ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, poliçeye müstenit müşterek müteselsil sorumluluğun poliçe limitiyle sınırlı olmakla beraber; masraf, vekâlet ücreti sorumluluklarının da bu miktara isabet eden oranlarda olacağını, poliçe limitinin maktuen ödenecek rakam olmadığını, poliçe limiti üzerindeki zararlardan müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, öncelikle kazada kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, kusur ve zararın kanıtlanması gerektiğini, zararın kanıtlanamaması halinde müvekkili şirketin sorumluluğu olmadığını, kaza tespit tutanağı incelendiğinde dava konusu sigortalı araç sürücüsüne kusur izafe edilmediği, davacı yaya …’in tamamen kusurlu olduğunun belirtildiğini, bu nedenle kusuru bulunmayan sigortalı araç sürücüsü nedeniyle müvekkilinden tazminat talep edilemeyeceğini, davacı tarafın müvekkili şirkete başvuru neticesinde gerkeli araştırma yapıldığını, doktor kontrolü sonucunda ölüm sebebinin kaza olmadığı, kişinin kendinde mevcut hastalıktan meydana gelmiş olması sebebiyle reddedildiğini, müteveffanın ölüm sebebinin kaza olmadığı, kendisinde mevcut hastalık sebebiyle vefat etmiş olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle davacının öncelikle ölüm ile kaza arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının mahkemece araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin …havale tarihli beyan dilekçesi ve ekinde makbuz ve -ibraname başlıklı belgeyi sunduğu, ibranameye istinaden; davalı ile yaptıkları sulh protokolü çerçevesinde tüm zararlarının ferileriyle birlikte karşılandığını, bu nedenle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini, karar kesinleştiğinde ise artan gider avansının taraflarına iade edilmesini talep etmiş ise de, evrak üzerinde sigorta şirketinin yetkilisine ait imzanın bulunmadığı, ancak davacı vekilince sigorta şirketinin yetkili kıldığı şahsa ulaşıp imzasının alınmasının zor olması nedeniyle, işbu belgenin sulh protokolü niteliğinde kabul edilebileceği göz önünde bulundurularak mahkememizce davacı vekilinin talebi gereği konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığında dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Sulh nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı taraf yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Sulhun gerçekleştiği aşama gözetilerek 2/3 oranında belirlenen 23,93.-TL harcın peşin alınan 34,16.-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 10,23.-TL harcın istem halinde davacıya iadesine,
5-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/11/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)