Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/600 E. 2019/131 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/600 Esas
KARAR NO : 2019/131
DAVA : Menfi Tespit (İcra takibinden sonra açılan)
DAVA TARİHİ : 29/09/2017
KARAR TARİHİ : 14/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (İcra takibinden sonra açılan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından müvekkil aleyhine Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, takibe süresinde itiraz edilemediğini, icra takibine konu … tarihli senetin herhangi bir geçerliliğinin bulunmadığını, senette borçlunun davacı … olarak görüldüğünü, senette tahrifat yapıldığı kanaatinde olduklarını, haksız takibin durdurulmasını, söz konusu takibin iptaline karar verilmesini %20′ den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin yapı malzemeleri inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini, dava dışı … şahsına yapı malzemesi sattığını ve fatura kesildiğini, satış bedeli olarak … tarafından … adına … tarihli …-… numaralı 10.000,00.-TL bedelinde keşide edilmiş çekin müvekkile ciro edildiğini, …’ un vadesinde çekin yazılmaması için çek bedelinin 6.000,00.-TL’ sini nakit ödediğini, geriye kalan 4.000,00.-TL bakiye borç için müvekkil şirkete bono düzenlendiğini, bononun vadesinde ödenmediğini ve müvekkil şirketçe icra takibine girişildiğini, bonoda tahrifatın söz konusu olmayıp sehven alacaklı kısmında davacı borçlunun adının yazıldığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya içerisine, davacı vekili tarafından senet aslı ve sureti suretleri ibraz edilmiş, Antalya … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası celp edilmiş, bilirkişiden rapor aldırılmıştır. Ayrıca davacı asilin isticvaben beyanları alınmıştır.
Antalya … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı … Şti tarafından davacı borçlu … aleyhine … tarihli bonoya istinaden 4.000,00.-TL asıl alacak, 135,70.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.135,70.-TL alacağa işleyecek yıllık %9,75 avans faizi ile birlikte icra takibine geçildiği anlaşılmıştır.
Davaya konu senet aslının incelenmesinde keşidecinin …, kefilin … olduğu, keşide tarihinin … olduğu, vade tarihinin yazılmadığı, alacaklısının … olduğu, bedelin 4.000,00.-TL olduğu, senetin … mukabilinde arzolunduğu anlaşılmıştır.
Dava: icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Takibe dayanak senedin geçersizliği hukuki nedenine dayalı olarak açılmıştır. Senetteki imzaya ilişkin bir itiraz bulunmamaktadır. Ayrıca davalı taraf da senedin kambiyo senedi vasfını taşımadığını kabul etmektedir. Zaten icra takibi de ilamsız olarak başlatılmıştır.
Uyuşmazlık; takip tarihi itibariyle davacının davalıya 4.000,00.-TL borçlu olup olmadığı noktasındadır. Davalı asıl borç ilişkisine dayandıklarını, senete dayanmadıklarını asıl ilişkinin de 10.000,00.-TL’ lik çekin ödenmeyen 4.000,00.-TL’ si olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır.
Davacı asilin … tarihli celsede isticvap beyanları alınmış, … isticvap beyanında “bana göstermiş olduğunuz 4.000,00.-TL bedelli senet üzerindeki imza bana aittir. Ben bu seneti daha evvel …’ ın benden hatır için talep ettiği 10.000,00.-TL’ lik çekimin iade edilmesi için vermiştim. … benden hatır olarak aldığı çeki o dönem birlikte hareket ettiği …’ ya ciro etmiş. Ben …’ a çeki getireceğini söylemesine rağmen getirmemesi üzerine ulaşmaya çalıştım. Ancak kendisine 1-1,5 ay kadar ulaşamadım. Bu nedenle birlikte hareket ettiği …’ ya gittim. … yetkilisi … bana çekin şu an …’ da olduğunu, o şirketin de …’ da olduğunu, …’ ın kendilerine 4.000,00.-TL borcu olduğunu, bu nedenle ancak ben bu borcu ödersem çekimi verebileceklerini söylediler. Ben de bunun üzerine tarih kısımları dahi olmayan davaya konu 4.000,00.-TL’ lik senedi imzalayıp …’ e verdim. Senedi kendileri doldurmuşlardı. … de … ile benim ortak arkadaşımızdı ve hatır çeki konusunu bildiği için yanımda onu da götürmüştüm. O da kefil olarak imzaladı. Çekimin …’ dan geleceğini söylediler. Ancak gelmedi. Beni banka yetkilisi aradı. Yazılma ihtimalini söyledi. Ben de çek yazılmasın diye çek bedelini ödedim. Daha sonra da senet ile ilgili tekrar hakkımda takip başlatıldığını öğrendim. Benim bu senede dayalı herhangi bir borcum yoktur. Ticari bir alış verişim de olmamıştır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki olmadığının her iki tarafında da kabulünde olduğu, yine takibe dayanak senetteki imzanın davacıya ait olduğu ve senedin, davacının keşide ettiği 10.000,00-TL’lik çekin iadesi hususu ile ilgili olduğu her iki tarafın da kabulünde olup davacının keşide ettiği çekin taraflar arasında belirlenen anlaşma kapsamında takibe konu 4.000,00-TL’lik senedin düzenlenmesi ile davacıya iade edilip edilmediği hususu ihtilaflıdır. Her iki taraf da çekin davacıya iadesi için senet düzenlendiğini kabul etmekte, davacı senet düzenlenmesine rağmen çekin kendisine iade edilmediğini ve bankaya ibraz edildiğini, çek bedelini ödemek zorunda kaldığını bu nedenle davalıya verilen senedin bedelsiz kaldığını iddia etmekte davalı ise cevap dilekçesinde, davacının çek bedelinin 6.000-TL’sini nakit ödediğini, kalanı için takibe konu senedin düzenlendiğini belirtilmesine ve davalı vekilinin … tarihli duruşmada ve … tarihli duruşmada 10.000,00-TL’lik çekin davacıya iade edildiğini beyan etmesine rağmen bilirkişi raporuna karşı sunduğu itiraz dilekçesinde ise çekin dava dışı …’a ciro edildiğini, davacının çeki geri istediğini, davacının çekin yazılmaması için 6.000-TL bulduğunu, kalan 4.000,00-TL’nin de davalı tarafından davacıya ödeme yapılmak suretiyle tamamlandığını, senedin de verilen bu 4.000-TL için düzenlendiğini, hatta 3.325-TL’sinin davalının dava dışı şahıstan alacağının davacıya havale edilmesi, kalanın da elden verilmesi şeklinde gerçekleştiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
Banka’dan çekin akıbeti ile ilgili araştırma yapılmış ve gelen cevabi yazı ile çek görüntüsü incelendiğinde … tarihli, 10.000-TL’lik çekin davacı tarafından keşide edilerek …’a verildiği, …’ın cirosuyla … Malzemelerine (davalı), …’dan …’a, ondan da …’a ciro edildiği ve takastan bu şekilde ibrazı üzerine çek bedelinin davacı hesabından ödendiği anlaşılmıştır. Çek üzerinde bulunan davalıya ait cironun da iptal edilmediği görülmüştür. Takibe konu edilen senedin düzenleme tarihinin ise … olduğu, davalı tarafından ibraz edilen havale makbuzunun tarihinin … olduğu yani havale tarihinden önce düzenlenmiş gibi görüldüğü anlaşılmıştır. Davalının hem çekin iade edildiğini hem de üstüne borç verildiğini iddia etmesinin çelişkili davranma yasağına ve dürüstlük kuralına ilişkin prensiplere aykırılık teşkil ettiği kanaatine varılmıştır.
Gelinen noktada her iki taraf da çekin davacıya iadesi için senet düzenlendiğini kabul etmiş ise de çekin incelenmesinden ve davalının sonraki beyanlarından çekin davacıya iadesinin gerçekleşmediği, çek üzerindeki kayıtlara göre davalının çeki ciro ettiği yani çeki 10.000-TL olarak kullandığı, davacının da bankaya çek bedelini ödediği görülmektedir. Yani senet düzenlenme nedeninin ortadan kalktığı anlaşılmaktadır. Bu noktada çeki davacıya iade ettiğini ispat külfeti davalıya ait olup davalı kesin delillerle çekin iadesi hususunu ispat edememiştir. Bu nedenlerle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Takibe yönelik tedbir kararı uygulanmadığından davacı lehine icra tazminatı verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davacının Antalya … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına konu senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
Takibe yönelik tedbir kararı uygulanmadığından davacı lehine icra tazminatı verilmesine YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 282,50.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 70,60.-TL harcın mahsubu ile bakiye 211,90.-TL harcın davalıdan TAHSİLİ ile, hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri ve harç olmak üzere) toplam 553,44.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/02/2019

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı