Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/591 E. 2018/430 K. 05.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/591 Esas
KARAR NO : 2018/430
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/09/2017
KARAR TARİHİ : 05/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili le davalı arasında medikal ürünlerin salım satımından kaynaklı eski yıllara dayanan ticari ilişki bulunduğunu, davalı tarafından satın alınan ürünlerin bedelinden kalan bakiye alacağın 7.828,51.-TL asıl alacak için … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, borçlunun yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davalının …tarihli dilekçesi ile borcun ödenmek suretiyle kapatıldığını, bu nedenle borcunun bulunmadığına dair dilekçe ile ekinde E-Mail çıktısı, mutabakat örneği, fatura ve bir kısım belgeler gönderdiği anlaşıldı.
Dosya içerisine; davacı vekili tarafından muavin defter suretleri ibraz edilmiş, … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası celp edilmiş, bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
Dava; icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava tarihi itibariyle davalının davacıya borçlu olup olmadığı hususlarındadır.
… İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı adına 7.828,51.-TL asıl alacak, 2.019,91.-TL faiz olmak üzere toplam 9.848,42.-TL alacağın takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %8,75 iskonto faizi ile birlikte icra takibine girişildiği, borçlu davalı tarafından …/…/… tarihide kısmen itiraz edildiği, takibin kısmen durdurulduğu anlaşılmıştır.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, davacının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış mali müşavir bilirkişi tarafından ibraz edilen … havale tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; taraflar arasaında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu, takip dayanağı olan faturalar ile muhteviyatı malların davalı tarafa teslim edildiği, davacı tarafın ticari defterlerine göre takip konusu alacağın dayanağı olan faturalara istinaden takip tarihi itibariyle davacı şirketin 7.828,51.-TL tutarında davalı taraftan alacağının kayıtlı olduğu, davalı şirketin ticari defterlerine göre takip konusu alacağın dayanağı olan faturalara istinaden takip tarihi itibariyle davacı şirketin 4.917,87.-TL tutarında davalı taraftan alacağının kayıtlı olduğu, tarafların ticari defterlerindeki borç farklılığının sebebinin davacının ticari defterlerinde … yılından devir gelen alacak kaydının davalının ticari defterlerindeki … yılı devir gelen alacak kaydına göre 6.478,40.-TL-3,567,76.-TL=2.910,64.-TL fazla olmasından kaynaklandığı, davalı tarafın … yılından öncesi yıllara ait ticari defterler ibraz edilmediği için bu devir gelen alacak fazlalığının sebebinin araştırılamadığı kanaatini bildirdiği anlaşılmıştır.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2016/4087 esas, 2017/261 karar sayılı içtihadından da açıklandığı şekilde, ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacağı belirtilmektedir.
Tüm bu değerlendirmeler kapsamında, taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı konusunda ihtilaf olmadığı, takip tarihi itibari ile … yılına ilişkin üç adet faturadan kaynaklı bakiye alacak miktarı konusunda ihtilaf bulunduğu, davacının usulüne uygun tutulan … ila … arası ticari defter ve belgelerine göre fatura ilişkisinin kayıtlı olduğu, …’den süre gelen alım-satım ilişkilerinin bulunduğu, ara ödemeler yapıldığı, takip tarihi itibari ile bakiye 7.828,51-TL alacak kaydının bulunduğu görülmüştür. Davalının da usulüne uygun tutulan … ve … yılı ticari defter ve belgelerinde davaya konu faturaların ve ticari ilişkinin kayıtlı olduğu, takip tarihi itibari ile 4.917,87-TL borç kaydının bulunduğu, defterler arasındaki farklılığın … yılından devir gelen alacak kaleminden kaynaklandığı, davalının … yılına ilişkin defterleri ibraz etmediğinden incelenemediği, bu durumda yukarıda açıklanan içtihat uyarınca davalının ibrazından kaçındığı yıllara ilişkin davacının usulüne uygun tutulan defterlerine itibar edilmesi gerektiği, davalı tarafça yapılan ödemelerin hangi faturalara ilişkin olduğu yönünde bir kayıt bulunmadığı, süre gelen ticari ilişki sabit olduğuna göre ödemenin TBK’nın 101 ve 102. Maddelerine göre değerlendirilmesi gerektiği, fatura muhteviyatının teslimi hususunun sabit olduğu, ödeme yönünden davalının ispata elverişli delili bulunmadığı gibi davalı tarafça ibraz edilen mutabakat formunda davacının imza ya da onayının bulunmadığı, itiraz edilmeyen kısım ile işlemiş faizin dava konusu edilmediği anlaşılmış olup davacının davasının sübut bulduğu, bakiye alacak miktarının likit olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalının … İcra Dairesinin …/… esas sayılı takip dosyasına yaptığı kısmi itirazın İPTALİNE,
Takibin itiraz edilmeyen kısım ile itirazın iptaline karar verilen 6.371,44.-TL asıl alacak toplamı üzerinden DEVAMINA,
6.371,44.-TL itiraz edilen asıl alacağın %20′ si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gerekli 435,23.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 59,57.-TL harcın mahsubu ile bakiye 375,66.-TL harcın davalıdan TAHSİLİNE, hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri ve harç olmak üzere) toplam 532,97.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 05/06/2018

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı