Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/583 E. 2018/230 K. 21.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/583
KARAR NO : 2018/230
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/09/2017
KARAR TARİHİ : 21/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkillerinin alacaklısı olduğu … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyası borçlusu davalı …’in takibe, asıl alacağa, işlemiş ve işleyecek faize, imzaya itiraz ettiğini, iş bu itiraz neticesinde İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, itiraz dilekçesi ve durdurma kararının tarafına tebliğ edilemediğini, davalı borçlunun borca ilişkin itirazlarının da taraflarınca kabul edilemediğini, takibe konu cari hesap alacağının, dilekçe ekinde yer alan; …seri numaralı, … tarihli, 7.670,00 TL bedelli, … seri numaralı, … tarihli, 7.670,00 TL bedelli, … seri numaralı, … tarihli, 5.015,00 TL bedelli, … seri numaralı, … tarihli, 5.015,00 TL bedelli, fatura alacaklarından kaynaklanmakta olup, faturalar ve içeriğindeki malların davalı borçluya teslim edildiğini, buna ilişkin olarak faturaların tamamının altında teslim alan imzalarının mevcut olduğunu, malların teslim edilmesine karşın borçlu tarafça fatura bedellerinin ödenmediğini, müvekkillerinin fatura bedellerinden kaynaklı olarak takibe konu cari hesap ekstresinde belirtilen tutar kadar davalı borçludan alacaklı olduğunu, davalının borcu ödememek amacıyla kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini, takip dayanağı olan faturalara atılan imzalar incelendiğinde davalının itirazının kötü niyetli olarak yapıldığının ortaya çıkacağını belirterek açıklanan nedenlerle davalının borçlu tarafça borcu ödememek adına tamamen kötü niyetli olarak … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasına yapılmış olan borca ve ferilerine ve imzaya ilişkin itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı takibi ile vekil eden … hakkında, müteveffa … … tarafından ilamsız icra takibine girişildiğini, yasal süresi içerisinde taraflarınca borca ve imzaya itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, akabinde, alacaklının vefatı üzerine, mirasçılar tarafından işbu davanın açıldığını, faturada yer alan imzaların, …’e ait olmadığını, davalı, … … isimli kişiyi tanımadığını, müvekkilinin tanımadığı ve duymadığı bir kişiyle ticari ilişki içinde olduğu iddiası gerçeği yansıtmadığını, davalının yıllarca … isimli ticari işletmesinin başında yer aldığını, bölgede saygın bir kişi olduğunu, ticari işletmesinin veya kendisinin hiç kimseye borcu bulunmadığını, takibe itiraz dilekçesinde borcu ve imzayı açıkça inkar ettiklerini, belge altlarında yer alan imzaların, müvekkiline ait olmadığını, malların kime teslim edildiğinin ise dava dilekçesinde bile açık olmadığını, eğer imzanın müvekkiline ait olduğu iddiası mevcut ise, incelenmek üzere bilirkişiden rapor aldırılması gerektiğini belirterek sonuç olarak haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Ticaret Mahkemelerinin iş sahası ve hangi davalara bakacağı 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren, 6102 sayılı TTK’nun 5. Maddesinde belirtilmiş olup, 4 . Madde de hangi davaların ticari dava sayılacağı düzenlenmiştir. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın madde de belirtilen nedenlerden doğan davaların ticari dava sayıldığı açıklanmıştır. Kanunda sayılan bu davalara mutlak ticari dava denilir. Mutlak ticari davaların yanında nispi ticari davalarda mevcuttur. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için, her iki tarafın tacir olması ve her iki tarafın ticari işletmesine uyuşmazlığın kaynaklanıyor olması, bu iki unsurun birlikte bulunması gerekmektedir.
6102 sayılı TTK’da değişikli yapan ve 01/07/2012 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6335 sayılı kanunun 2.maddesiyle, 6102 sayılı TTK’nın 5.maddesinin 3.fıkrası değiştirilmiş ve Asliye Ticaret Mahkemesiyle Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak düzenlenmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; dosyada tarafların tacir olmayışı, yine bu davanın TTK’nun 4.maddesinde sayılan dava türlerinde de bulunmayışı göz önüne alındığında ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, görev ile ilgili düzenlemenin kamu düzenine ilişkin olup taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği göz önüne alındığında ve HMK 114 maddesi uyarınca görev hususunun dava şartı niteliğinde oluşu gözetilerek mahkememizin davaya bakmakla görevli olmadığı, Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu sonuç ve kanaatine varılarak, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,
Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/03/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)