Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/565 E. 2018/242 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/565 Esas
KARAR NO : 2018/242
DAVA : Menfi tespit ve Alacak
DAVA TARİHİ : 19/09/2017
KARAR TARİHİ : 22/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi tespit ve alacak Davası davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile davalı kargo şirketi arasında … Bölge Müdürlüğüne bağlı … Şubesinin TTK 102. Maddesinde belirtilen şartlarda geçerli olman Acentelik Sözleşmesi akdedildiğini, davacının davalı firmaya teminat olarak 16.000,00.-USD bedelli bir adet teminat senedi verdiğini, sözleşmede belirtilen davacının işlettiği acentenin giderlerin davalı firma tarafından karşılanacağı hüküm altına alındığını, ancak davalı firmanın sözleşme gereklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin sözleşmeyi feshettiğini, ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiğini, fesih sonrasında davalı tarafın müvekkilini ticari ilşki içerisinde borçlu gibi borçlandırmaya devam ettiğini , müvekkilinin davalıya sözleşme gereği her hangi bir borcunun olmadığının tespitini, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacağını tespiti ile davalıdan alınarak davacıya verilmesini, teminat senetlerinin iadesi ile iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi tebliğ olunmuş ancak cevap dilekçesi sunmamıştır.
Dava; acentelik sözleşmesinden kaynaklanan icra takibinden önce başlatılan menfi tespit ve fesih tarihi itibariyle ödenmeyen fatura alacağına ilişkin alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; mahkememizin yetkili olup olmadığı, taraflar arasıdaki acentalık sözleşmesi gereğince davacı acentanın davalı şirketten fesih tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığı, sözleşme gereği fazla ödemesinin olup olmadığı, varsa miktarı hususlarında olduğu anlaşıldı.
Davalı vekili …/…/… havale tarihli dilekçesi ile davacı ile müvekkili şirket arasında imzalanan acentelik sözleşmesi gereğince taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklarda … Mahkemelerinin yetkili kılındığından bahisle yetki itirazında bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı ise sözleşme tarihinin eski tarihli olduğunu bu nedenle mahkememizin görevli olduğunu beyan etmiştir.
Esasa girmeden önce usûli olarak çözülmesi gereken uyuşmazlık; davaya bakacak yetkili mahkemenin sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi mi yoksa yetki sözleşmesiyle yetkili kılınan mahkeme mi olduğu noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemelerin ortaya konulmasında yarar bulunmaktadır; Taraflar arasındaki sözleşme, … tarihli olup, bu tarihte henüz 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlükte değildir. Sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 10. ve 22. maddeleri;
” Madde 10 – Dava, mukavelenin icra olunacağı veyahut müddeaaleyh veya vekili dava zamanında orada bulunmak şartiyle akdin vuku bulduğu mahal mahkemesinde de bakılabilir. ”
” Madde 22 – Mahkemenin salahiyeti intizamı amme esasına binaen tayin edilmemiş olan hallerde iki taraf bir veya mütaaddit muayyen hususa mütaallik ihtilaflarının salahiyettar olmıyan mahal mahkemesinde görülmesini tahriren mukavele edebilirler. Bu halde işbu mahal mahkemesi o davaya bakmaktan imtina edemez. ” hükmünü içermektedir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uyuşmazlıkla ilgili “Sözleşmeden doğan davalarda yetki “ başlıklı 10. maddesi ile “yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesi ise;
“MADDE 10- Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir”
“MADDE 17- Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.”düzenlemesini haizdir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Zaman bakımından uygulanma” başlıklı 448. maddesi ise ;
“Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır.” şeklindeki ifadesi ile usul hükümlerinin derhal uygulanacağına vurgu yapmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta taraflar arasındaki … tarihli acentalık sözleşmesinin … Maddesinin b beninde uyuşmazlık halinde … Mahkemelerinin yetkili olacağına dair yetki sözleşmesi yapıldığı görülmüştür. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 17. maddesinde tacirler veya kamu tüzel kişilerinin aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıklar hakkında sözleşme ile mahkemeleri yetkili kılabilecekleri aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşme ile belirtilen mahkemede açılacağı, aynı Kanun’un 448. maddesi gereğince kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı belirtildiğinden, tarafların tacir olması ve davanın … tarihinden sonra açılmış olması nedeni ile davanın yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 114/1-ç maddesi delaletiyle aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince usulden reddine, dosyanın talep halinde yetkili … Nöbetçi Asliye Ticaret mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1/ç ve 115/2. Maddesi uyarınca usulden REDDİNE,
Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın yetkili … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
3-Harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-Sair taleplerin yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacılar vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 22/03/2018

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı