Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/544 E. 2018/502 K. 02.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/544 Esas
KARAR NO : 2018/502
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/09/2017
KARAR TARİHİ : 02/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin fuar organizasyon işleri yapmakta olduğunu ve …-… … … tarihleri arasında …’da düzenlenen …düzenlediğini, davalı tarafın bahsi geçen fuara katılmak için müvekkiline başvurduğunu, yapılan görüşmeler neticesinde “Fuar Katılım ve Ek Hizmetler Sözleşmesinin” …/…/… tarihinde imzalandığını, sözleşme gereği müvekkilinin fuarın düzenlenme tarihi olan …-… … … tarihleri arasında davalıya 66m2 stant alanı tahsis etmeyi taahhüt ettiğini, buna karşılık kdv dahil 25.700,00.-TL katılım bedelinin davalıdan tahsili için teklif sunduğunu, taraflar arasındaki görüşmeler neticesinde kdv dahil 21.700,00.-TL fuar katılım bedeli ve barter sözleşmesi kapsamında 6.508,08.-TL’lik kısmı ve 1.663,00.-TL’lik kısmı için müvekkili şirkete perde vermeyi, kalan 15.191,92.-TL çek ile ödemeyi kabul ettiğini, fuar bitimine kadar müvekkili şirketin sözleşmelerin 7.maddesinde sayılan hizmetleri eksiksiz vererek sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ancak davalı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bunun üzerine … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça itiraz edilmesi nedeniyle takibin durdurulduğunu, davalının itirazlarının haksız ve yersiz olduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı adına usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davalı taraf cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası celp edilmiş, sözleşme, irsaliyeli fatura dosyaya sunulmuş, davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
Dava; fuar katılım ve ek hizmetler sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf icra takibindeki işlemiş faiz talebini dava konusu etmeyerek sadece asıl alacak yönünden eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
… İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafça borçlu davalı aleyhinde faturaya dayalı 15.192,92.-TL asıl alacak, 2.127,01.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.319,93.-TL alacaktan dolayı ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlu vekili tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesiyle borcun tamamına itiraz edilerek takibi,n durdurulduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdi ilişkinin varlığı, faturanın bu akdi ilişki nedeniyle düzenlenip düzenlenmediği, fatura konusu hizmetin verilip verilmediği ve icra takip tarihi itibariyle alacak borç durumu ihtilaflıdır.
Davacı tarafça delil olarak dosyaya sunulan 1 adet …/…/… tarihli toplam 21.700,00.-TL bedelli irsaliyeli fatura ile ilgili olarak ve aynı zamanda fuar katılım sözleşmesi ile ilgili davalı tarafa meşruhatlı isticvap davetiyesi tebliğ olunmasına rağmen, davalı taraf cevap vermediği gibi duruşmaya gelip bu konuda beyanda da bulunmadığından gerek sözleşme içeriğini, gerekse de irsaliyeli fatura içeriği ve altındaki teslim alan hanesindeki imzayı benimsemiş sayıldığı sonucuna varılmıştır.
Ayrıca davalı adına ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmesi hususunda meşruhatlı davetiye tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf defter ibrazından da kaçınmıştır.
Davacının defterleri üzerinde inceleme yapıp rapor sunan Bilirkişi tarafından düzenlenen …/…/… tarihli rapora göre; davacı şirketin e-deftere tabi olduğunu, defterin yüklemelerinin süresi içerisinde yapıldığının beratlarından görüldüğünü, 21.700,00.-TL bedelli faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olduğunu, bu tutarda davalıdan alacağının kayıtlı olduğunun mütalaa edildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 23/01/2017 tarihli ve 2016/4087 esas 2017/261 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere “6100 sayılı HMK hükümlerine göre mahkeme ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.(HMK 22/1) Ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.(HMK22/2) Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise 3. fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.(HMK222/4)
İbrazı istenen belgenin ileri sürülen belgenin ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmi bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir.(HMK220/1) Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkar eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse mahkeme duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleriyle ilgili olduğu davalarda, ticari defterlerle sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222 maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerin ve kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise, karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da, karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere, karşı tarafın ticari defterleriyle uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde, dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilir. Aksinin kabulü halinde, davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olarak olmadığı, sonucuna göre değerlendirilebilecektir.
Karış taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise, bu davranışıyla kendi defterlerinin davacı defterleriyle uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucu varlığının kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3 madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki, bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri süren belgelerin delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir durum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve söz edilen kurallarla birlikte, somut olay değerlendirildiğinde, mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup, davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda alınan bilirkişi raporuyla talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak, davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222 maddeye göre lehine delil oluşturup, oluşturulmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinden, davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacının incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturulduğunun kabulü gerekir. Bu durumda ticari defter kayıtlarıyla alacağın varlığı ispatlandığı halde, davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.”
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında fuar katılım ve ek hizmetler sözleşmesi düzenlendiği, sözleşme uyarınca davacı tarafın davalıya …-… … … tarihleri arasında 66 m2 alanı tahsis etmeyi taahhüt ettiği ve bu doğrultuda 21.700,00.-TL bedelli sözleşme imzalandığı sabit olup, gerek irsaliyeli fatura ile ilgili çıkartılan meşruhatlı isticvap davetiyesine davalı tarafın riayet etmemesi, gerekse davalının ticari defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçınması ve davacının incelenen ticari defter ve kayıtlarının HMK 222. Maddesi anlamında sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi karşısında ve davanın da icra takibindeki asıl alacak üzerinden açılması göz önüne alındığında, sonuç olarak davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 15.192,92.-TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla, bu miktar yönünden davanın kabulü ile davalı borçlunun itirazının iptaline karar vermek gerekmiş, ayrıca alacağın likit nitelikte oluşu gözetilerek davacı lehine icra inkar tazminatına hükmolunarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalı borçlunun … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı icra takip dosyasındaki 15.192,92.-TL borca yönelik itirazının İPTALİNE,
Takibin 15.192,92.-TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa yıllık %48 temerrüt faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
Haksız itiraz edilen 15.192,92.-TL asıl alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
2-Alınması gerekli 1.037,82.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 162,86.-TL harcın mahsubu ile bakiye 874,96.-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine adına gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri ve harç olmak üzere) toplam 798,76.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 02/07/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)