Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/51 E. 2018/37 K. 18.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/51 Esas
KARAR NO : 2018/37
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2017
KARAR TARİHİ : 18/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: taraflar arasında ticari ilişki nedeniyle yapılan alım satım sonucunda 6.669,80-TL tutarında fatura düzenlendiğini, düzenlenen faturaya dayalı olarak davalı şirketin 4.000,00-TL bedelli, kefilli bonosunun … İcra Müdürlüğünün …/…Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu olduğunu, bu tutar mahsup edildikten sonra fatura bakiyesi olan 2.669,80-TL üzerinden de … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile dava konusu ilamsız icra takibi yapıldığını, ilk bahsedilen icra takibine davalı tarafın herhangi bir itirazının olmadığını, her iki takipte de herhangi bir ödemede bulunmayan davalı şirketin dava konusu ilamsız takip bakımından zaman kazanmak amacıyla dayanaksız itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiğini beyan etmekle, itirazın iptaline, 2.669,80-TL asıl alacak üzerinden icra takibinin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı anlaşıldı.
Dosya içerisine; davacı vekili tarafından davaya konu faturalar ibraz edilmiş, … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, davacı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, rapor aldırılmıştır.
Dava; faturadan kaynaklı bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; takip tarihi itibariyle davacının alacaklı olup olmadığı, davaya konu fatura içeriğindeki malların davalı tarafa teslim edilip edilmediği, takip tarihi itibariyle alacak borç durumu ihtilafladır.
… İcra Müdürlğünün …/… Esas sayılı dosyası incelendiğinde, 2.669,80-TL asıl alacak, 4,61-TL faiz olmak üzere toplam 2.674,41-TL alacağın takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %10,50 avans faizi ile birlikte tahsili için davalı şirket hakkında icra takibine geçildiği, davalı borçluya ödeme emrinin …/…/… tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu şirket vekilinin …/…/… tarihli dilekçeyle borca ve tüm ferilerine itiraz ettiği, icra takibinin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış mali müşavir bilirkişi … … tarafından ibraz edilen …/…/… tarihindeki bilirkişi raporunda sonuç olarak; davacı şirketin kendi lehine delil olacak olan ticari defterlerine ve dava dosyası kapsamına göre, taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan faturanın davalı şirkete teslim edildiği, dava konusu alacağın dayanağı olan …/…/… tarihli … sıra nolu 6.669,80-TL bedelil faturaya istinaden takip tarihi itibariyle davacı şirketin bakiye 2.669,80-TL tutarında davalı şirketten asıl alacağının olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Davalı şirkete ticari defter ve belgelerini ibraz etmesi için ihtaratlı davetiye çıkartılmış, ancak belirlenen günde davalı şirketin ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2016/4087 esas, 2017/261 karar sayılı içtihadından da açıklandığı şekilde, ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacağı belirtilmektedir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının …/…/… tarihli fatura muhteviyatının davalıya teslim edilmesine rağmen fatura bedelinin bakiye kısmının ödenmediğinden bahisle davalı hakkında ilamsız icra takibi başlattığı, davaya cevap vermeyen davalının icra takibine borcu olmadığından bahisle itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu ve itirazın iptali için eldeki davanın ikame edildiği, davacının usulüne uygun tutulan defterlerine göre takip tarihi itibari ile davalıdan 2.669,80-TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, davalının ise usulüne uygun ihtarata rağmen defterlerini ibraz etmediği, bu durumda yukarıda açıklanan içtihat ve yasal düzenlemeler uyarınca davalının usulüne uygun tutulan defterlerinin davalı açısından aleyhine delil teşkil edeceği, fatura ve altındaki teslime ilişkin imza ile ilgili davalı tarafa usulüne uygun isticvab davetiyesi çıkarılmasına rağmen isticvaba uymadığı, isticvaba uymamanın yaptırımına göre davalının teslim alan kısmındaki imzayı kabul etmiş sayılacağı bu şekilde davacının davasını ispat ettiği, alacağın likit olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalının … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, 2.669,80-TL asıl alacak üzerinden devamına,
2.669,80-TL asıl alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 182,37.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 32,23.-TL harcın mahsubu ile bakiye 150,14.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere,bilirkişi gideri ve harç olmak üzere) toplam 539,13.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 18/01/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)