Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/477 E. 2018/457 K. 19.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/477 Esas
KARAR NO : 2018/457
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/08/2017
KARAR TARİHİ : 19/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında imzalanan …/…/… tarihli kontenjan sözleşmesi gereği müvekkilinin davalı şirketin göndermiş olduğu misafirleri otelde konaklattığını ve faturalarını davalı şirkete gönderdiğini, davalı şirketin faturaları ödememesi üzerine … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasında icra takibine girişildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, davalı şirketin yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 19.400,00.-TL alacak üzerinden devamına, asıl alacağın %20′ sinden az olmamak üzere icara inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında müvekkil şirket yetkilisinin imzasının bulunduğu sözleşme yada bir cari hesap sözleşmesi olmadığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun da bulunmadığını, icra takibinde davacı tarafından herhangi bir sözleşme sunulmadığını, davacının düzenlediği faturaların ve fatura içeriklerinin müvekkil şirket yetkilisine teslim edildiğini ispatlaması gerektiğini, haksız davanın reddini, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Dava; oda kontenjan sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
İhtilaflı olan husus; taraflar arasında kontenjan sözleşmesinden kaynaklı ticari ilişkinin mevcut olup olmadığı, varsa takibe konu faturaların ödenip ödenmediği, fatura muhteviyatı hizmetin verilip verilmediği noktasındadır.
Dosya içerisine; … İcra dairesinin …/… sayılı dosyası celp edilmiş, mali müşavir bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
… İcra dairesinin …/… sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine, faturalara dayalı 17.863,75.-TL asıl alacak, 1.761,72.-TL faiz olmak üzere toplam 19.625,72.-TL alacağın takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %9 yasal faizi ile tahsili için icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya … tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin …/…/… tarihli dilekçesi ile itiraz etmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış mali müşavir bilirkişi tarafından ibraz edilen …havale tarihindeki bilirkişi raporunda sonuç olarak; taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu, davacının … yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, defter kayıtlarının usulüne uygun olduğu, davalının e- defter olarak tuttuğu defter beratlarının usulüne uygun tutulduğu, davacının davalı adına tanzim ettiği dava konusu konaklama hizmetine ait faturaların ve davalı taraf ödemelerinin tarafların … yılı ticari defterlerinde yer aldığı, fakat kur farklarından dolayı farklılıklar olduğu, tarafların … açılış bakiyelerinde farklılık olduğu, davacının defter kayıtlarında davalıdan 44.622,41.-TL alacaklı olarak göründüğü, fakat davalının kestiği iade faturalarının toplam 3.097,05.-TL ve reklam ve operasyon katkı bedeli olan faturaların toplam 21.827,54.-TL olan tutarların davacı kayıtlarında yer almadığı, açıklanan tutarların davacının defterlerinde kayıtlı 44.622,41-TL borçtan düşüldüğünde 19.697,82.-TL kaldığı ve icra takibinde davalıdan 19.400,00.-TL alacak talep edildiği, icra takibinden önce temerrüde düşürüldüğüne dair belge sunulmadığından takip tarihi itibariyle faiz hesaplanması gerektiği sonuç ve kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Fatura ve dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. İşin bedeli sözleşme kurulurken kararlaştırılmış olup, fatura ise bu aşama ile ilgili değil, ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Fatura öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Faturayı alan (faturayı defterlerine kaydetmemesi koşulu ile) akdi ilişkiyi inkâr ettiğinde, faturayı gönderenin önce akdi ilişkiyi kanıtlaması gerekir. Fatura, sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. 6102 sayılı TTK’nın 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. 2. fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura içeriğinin doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının kontenjan sözleşmesine dayalı olarak davalı tarafa kesmiş olduğu icra takibine konu fatura bedellerinin ödenmediği iddiası ile başlattığı icra takibine davalının itiraz ettiği, davaya sunduğu cevap dilekçesinde ticari ilişkiyi de inkar ettiği, tarafların tacir olması karşısında HMK’nın 222. Maddesi uyarınca yapılan defter incelemesine göre her iki tarafın ticari defterlerinde aradaki fatura ilişkisinin tespit edildiği, buna göre davalının ticari ilişki olmadığı yönündeki savunmasına itibar edilemeyeceği, takibe konu olan faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davaya konu faturaların düzenlendiği ve kayıt edildiği tarihlerden itibaren her iki tarafın ticari defterlerinde de faturalara dair bir ödemenin kayıtlı olmadığı gibi davalı tarafın defterlerine aynı gün kayıtlı olan dava konusu faturaların da iade yahut itiraz edilmediği, davacının defterlerinde 44.622,41-TL alacak kayıtlı olmasına rağmen davalının defterlerinde 35.608,30-TL borçlu olduğunun kayıtlı olduğu, ticari defteler arasındaki bakiye borç tutarları arasındaki farkın dava konusu edilmeyen bir kısım fatura bedellerinin bir kısmının davalının defterlerinde iade olarak kayıt edilmesinden kaynaklandığı, bu iadelerin ise bir kısmının yasal 8 günlük süreden sonra iade edildiğinin kayıtlardan anlaşıldığı, davalının defterlerinde kayıtlı olup süresi içerisinde itiraz veya iade edilmeyen fatura muhteviyatı hizmetin alınmadığını ispat külfetinin 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2. Maddesi uyarınca davalının üzerinde olacağı, yine bir kısım farkın da reklam ve operasyon katkı bedeli ile kur farkı bedelinin davalının defterlerinde kayıtlı olup, davacının defterlerinde kayıtlı olmamasından ve devir bakiyelerinin bir biri ile uyumlu olmamasından kaynaklandığı, davalının defterlerinde kayıtlı olup davacının defterlerinde kayıtlı olmayan toplam 24.924,59-TL’nin davacı defterlerindeki bakiye alacak miktarından düşülmesi halinde dahi bakiye 19.697,82-TL davacının alacağının kaldığı, icra takibinde ise davacının faturaların toplamı olan 17.863,75.-TL asıl alacak isteminde bulunduğu, bu yönden talebinin tarafların kesin delil niteliğinde olan defter içeriklerine göre kabul edilebilir ve likit olduğu anlaşılmıştır.
İşlemiş faiz alacağı bakımından ise her ne kadar bilirkişi takipten önce sözleşme gereği 14 gün içinde ödenmesi hususunda bir ihtarat yapılmadığını belirtmiş ise de 6102 Sayılı TTK’nın 1530/2. Maddesine göre borcun belirlenen bir günde ödenmesi yönünde anlaşma yapılmış ise temerrüt için ihtarın gerekli olmadığının düzenlendiği, incelenen defter içerikleri ile taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığının taraflarca benimsendiğinin ve uygulandığının kesinleştiği, taraflar arasındaki sözleşmenin ödemeye ilişkin 12. Maddesinde fatura bedelinin fatura tarihinden itibaren 14 gün sonra yapılacağının kararlaştırıldığı (tebliği ile arasında en az 7 gün olmak kaydıyla), davalının ticari e-deftere kayıt tarihleri dikkate alındığında faturaların düzenlendikleri gün kayıt edildiklerinin görüldüğü, buna göre mahkememizce her fatura için ayrı ayrı davalının defterlerine kayıt tarihinin 14 gün sonrasından başlamak üzere takip tarihine kadar talep edilebilecek yasal faiz toplamının talep edilen faiz miktarından daha düşük olduğunun hesap edildiği, bu durumda davacının talebi ile bağlı olduğu ve talep ettiği işlemiş faiz miktarının kabul edilebilir olduğu kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalının … İcra müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 17.863,75.-TL asıl alacak, 1.536,25.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.400,00.-TL üzerinden DEVAMINA,
17.863,75.-TL asıl alacağın %20′ si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gerekli 1.325,21.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 331,31.-TL harcın mahsubu ile bakiye 993,90.-TL harcın davalıdan TAHSİLİNE, hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri ve harç olmak üzere) toplam 915,70.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca hesaplanan 2.328,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 19/06/2018

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı