Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/468 E. 2018/136 K. 19.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/468 Esas
KARAR NO : 2018/136
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/07/2017
KARAR TARİHİ : 19/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı arasında davamıya ait iş yerinde elektrik işlerinin yapılması için anlaşıldığını, bu anlaşma gereği müvekkilin kendisine ait olan tüm edimlerini yerine getirdiğini, davalının borcunnu bir kıbmını ödediğini bakiye miktarı ödemeyerek üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğini, davalının 2.319,17.-TL olan borcunun faizi ile tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğünün …/… esassayılı takip dosyası ile toplam 2.592,55.-TL bedelli ilamsız icra takibine geçildiğini, boçlu şirket tarafından …/…/… tarihinde borca itiraz edildiğini takibin durduğnu, davalı borçlunun … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasında yapılan itirazlarının iptali ile icra takibinin devamına, davalı kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiğinden %20 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya dava dilekçesi tebliğ olunmuş, cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasında akdi ilişkinin varlığı, faturanın bu akdi ilişki nedeniyle düzenlenip düzenlenmediği, fatura içeriğindeki işlerin yapılıp yapılmadığı, icra takip tarihi itibariyle alacak borç durumu ihtilaflıdır.
… İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafça borçlu davalı aleyhinde 2.319,37.-TL asıl alacak, 273,18.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.592,55.-TL alacaktan dolayı ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlu şirket yetkilisi tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesiyle borcun tamamına itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Davacı taraf sözlü anlaşma uyarınca davalıya ait iş yerindeki elektrik işlerinin yapılması için davalı ile anlaşıldığını, işi yapıp davalıya teslim ettiğini, davalının borcun bakiye kısmını ödemediği iddiasıyla eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Davalıya ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmesi hususunda meşruhatlı davetiye tebliğ edilmesine rağmen, davalı taraf defter ibrazından kaçınmıştır.
Davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, Mali Müşavir Bilirkişi … … tarafından düzenlenen …/…/… tarihli rapora göre; davacı şirketin inceleme için sunulan … yılı yevmiye, defteri kebir ve envanter defterinin usulüne uygun tutulduğu, davacının defterlerinde alacağın dayanağı olarak …/…/… tarihli 9.819,37.-TL tutarlı faturanın davalı şirket adına borç olarak kayıtlı olduğu, karşılığında 7.500,00.-TL tahsilat yapıldığı ve davacının bakiye 2.319,37.-TL tutarında davalıdan alacağının kayıtlı olduğunun mütalaa edildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 23/01/2017 tarihli ve 2016/4087 esas 2017/261 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere “6100 sayılı HMK hükümlerine göre mahkeme ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.(HMK 22/1) Ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.(HMK22/2) Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise 3. fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.(HMK222/4)
İbrazı istenen belgenin ileri sürülen belgenin ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmi bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir.(HMK220/1) Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkar eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse mahkeme duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleriyle ilgili olduğu davalarda, ticari defterlerle sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222 maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerin ve kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise, karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da, karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere, karşı tarafın ticari defterleriyle uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde, dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilir. Aksinin kabulü halinde, davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olarak olmadığı, sonucuna göre değerlendirilebilecektir.
Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise, bu davranışıyla kendi defterlerinin davacı defterleriyle uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucu varlığının kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3 madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki, bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri süren belgelerin delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir durum olacaktır. Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; taraflara ticari defterelrini sunmaları için süre verilmiş olup; davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 22. Maddesine göre lehine delil oluşturup oluşturmadığını tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticrai defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; taraflara ticari defterlerini sunması için süre verilmiş olup, davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmış olup, davalı taraf ise defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222.maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacının incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekeceğinden davacı tarafça icra takip tarihi itibariyle 2.319,37.-TL alacağın varlığı ispatlandığı sonuç ve kanaatine varılmakla, davanın kısmen kabulü ile davalı borçlunun … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyasındaki borca yönelik itirazının kısmen iptaline karar vermek gerekmiş, ayrıca davacı taraf takipte işlemiş faiz talep etmiş ise de, icra takibinden önce davalı taraf usulüne uygun şekilde temerrüte düşürülmediğinden davacının işlemiş faiz talebi yerinde görülmeyerek reddeilmiş, alacak yargılama sonucu belirlendiğinden likit olmayışı gözetilerek davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile,
Davalı borçlunun … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyasındaki borca yönelik itirazının kısmen iptaline,
Takibin 2.319,37.-TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yılık %9,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına,
Davacının fazlaya dair isteminin reddine,
Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Alınması gerekli 158,43.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40.-TL harcın mahsubu ile bakiye 127,03.-TL harcın davalıdan TAHSİLİNE, hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40.-TL peşin harç ve 31,40.-TL başvuru harcının toplamı 62,80.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri olmak üzere) toplam 453,00.-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranı gözetilerek hesaplanan 404,90.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
Fazla kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 19/02/2018

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı