Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/447 E. 2018/499 K. 02.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/447 Esas
KARAR NO : 2018/499
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/07/2017
KARAR TARİHİ : 02/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; borçlunun süresi içinde ” Müvekkili şirket ile alacaklı şirket arasında cari hesap ilişkisi mevcut olup, ticari defterler incelenerek hesap mutabakatı yapıldığını, müvekkili şirketin herhangi bir borcu bulunmadığı tespit edilecektir” gerekçesi ile icra takibine itiraz ettiğini ancak itirazında hiçbir neden bildirilmediğini, sadece zaman kazanmak amacıyla kötü niyetli olarak takibe itiraz edildiğini, takip dayanağı fatura içerikleri incelendiğinde; davalı şirkete ait araçların bakım, onarım işlerinin yapıldığı, bu işlemler sırasında ürün satışı ve işçilik hizmetlerinin verildiğinin görüleceğini, kaldı ki davalının itirazında taraflar arasındaki akdi ilişkiyi inkar etmediğini belirterek davalının … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 İcra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı adına usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davalı taraf cevap vermediği gibi duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, faturalar dosyaya sunulmuş, davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor aldırılmış, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün …/…/… tarihli cevabi yazısı dosyaya sunulmuştur.
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
… İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafça borçlu davalı aleyhinde 11.484,95.-TL asıl alacak, 67,49.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.552,44.-TL alacaktan dolayı ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlu vekili tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesiyle borcun tamamına itiraz edilerek takibin durdurulduğu, yasal 1 yıllık süresi içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf takipteki işlemiş faizi dava konusu yapmamış, asıl alacağa vaki itirazın iptalini talep etmiştir.
Taraflar arasında cari hesap şeklinde yürüyen eser sözleşmesi ilişkisinin varlığı ihtilafsız olup, uyuşmazlık icra takip tarihi itibariyle alacak borç durumuna ilişkindir.
Davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibi ile aradaki cari hesap şeklinde yürüyen eser sözleşmesi ilişkisi uyarınca davacı yüklenicinin davalıya ait araçların bakım onarım işlerinin yapıldığı, ancak davalı iş sahibi tarafından ücretin ödenmediğinden bahisle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığı gibi TTK’nın 89. Maddesi anlamında yazılı bir cari hesap sözleşmesi de bulunmamaktadır. Yine iş bedeli hususunda da bir anlaşma mevcut değildir.
Davalı şirket adına ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesine esas olacak şekilde ibraz etmesi hususunda meşruhatlı davetiye tebliğ olunmasına rağmen, davalı defter ibrazından kaçınmıştır.
Davacının incelenen … yılı yevmiye defteri ile kayıtları üzerinde rapor sunan Mali Müşavir Bilirkişi …’in düzenlediği …/…/… tarihli rapora göre; davacı şirketin … yılı defterinin henüz kapanış tasdikinin yapılmadığı (sürenin dolmaması nedeniyle), yapılan tespitlere göre davacı defterinde alacağın dayanağı olarak toplam 18.084,95.-TL tutarındaki faturanın kayıtlı olduğu, 6.600,00.-TL tutarında tahsilat yapıldığı, takip tarihinde bakiye 11.484,95.-TL tutarında davalı taraftan alacağının kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, davaya konu alacağın dayanağı olan faturalar ile muhteviyatı mal ve hizmetlerin davalı tarafa teslimine ilişkin tevsik edici bir belgenin bulunmadığının mütalaa edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafın talebi üzerine …Vergi Dairesi Müdürlüğüne takip ve dava konusu edilen faturaların BA-BS formlarının davalı tarafça kuruma sunulup sunulmadığı hususunda yazı yazılmış, …tarihli cevabi yazıda; davalı şirket tarafından kuruma verilen BA-BS formlarının birer örneği yazı ekinde dosyaya gönderilmiş, Mali Müşavir Bilirkişiden söz konusu hususlara ilişkin yeniden …tarihli ek rapor aldırılmış, ek rapora göre; … yılı … ayında düzenlenen 13 adet toplam 7.595,41.-TL + kdv = 8.962,58.-TL tutarındaki faturaların davalı şirket tarafından bağlı olduğu vergi dairesine beyan edildiği ve BA formunda kayıtlı olduğu, … yılı … ayında düzenlenen 8 adet toplam 3.267,10.-TL tutarındaki faturaların ve …yılı … ayında düzenlenen 9 adet toplam 5.855,27.-TL tutarındaki faturaların davalı şirketin bağlı olduğu vergi dairesine beyan ettiği BA formunda kayıtlı olmadığının mütalaa edildiği anlaşılmıştır.
Davacı taraf açıkça yemin deliline dayanmamıştır. HMK’nın 222. Maddesinde ticari defterlerin delil olması hususu düzenlenmiştir. 222/3. Maddeye göre; “2. Fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş, ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları sahibi aleyhine delil olur.”
Somut olayda davalı taraf ticari defter kayıtlarını ibraz etmemiş, davacı taraf ise sadece … yılı yevmiye defterini ibraz etmiş, kapanış tasdikinin bulunmadığı bilirkişi raporuyla tespit edilmiştir. Bu nedenle davacının incelenen ticari defterinin de diğer defterler ibraz edilmediğinden ve kapanış tasdikinin de olmaması nedeniyle sahibi lehine delil teşkil edemeyeceği açıktır. HMK’nın 222/4 maddesine göre bu şekilde tutulan defter kayıtlarının sahibi aleyhine delil teşkil eder niteliği söz konusudur. Ancak … Vergi Dairesi yazısından anlaşılacağı üzere davalı tarafça … yılı … ayında düzenlenen 13 adet toplam kdv dahil 8.962,58.-TL tutarındaki faturaların davalı tarafça BA formunda ilgili vergi dairesine sunulduğu görülmekle, davalının söz konusu fatura içeriğindeki hizmetleri aldığının kabulü gerektiği mahkememizce değerlendirilmiştir. Davacının kendisi aleyhine delil teşkil eder nitelikteki defter kayıtlarında davalıdan 6.600,00.-TL tahsilat yaptığı da değerlendirildiğinde, sonuç olarak (8.962,58.-TL – 6.600,00.-TL) 2.362,58.-TL tutarında alacaklı olduğunu ispatladığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında cari hesap şeklinde yürüyen eser sözleşmesi ilişkisinin bulunduğu, davacı yüklenici tarafça davalı iş sahibine karşı bir kısım araçların bakım onarım hizmetinin verildiği uyuşmazlık konusu olmayıp, her ne kadar taraflar arasında yazılı bir sözleşme ve TTK’nın 89. Maddesi anlamında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmasa bile …Vergi Dairesi Müdürlüğünden gelen cevabi yazıya göre davalının davaya konu edilen davacı tarafça kendisine kesilen bir kısım faturaları BA formunda vergi dairesine sunduğu, bu faturaların toplam tutarının 8.962,58.-TL tutarında olduğu, dolayısıyla bu miktar hizmetin davalı tarafça alındığının sübuta erdiği, buna karşılık davacı tarafın aleyhinde delil olan defter kayıtlarına göre 6.600,00.-TL tutarında davalıdan tahsilat yaptığı da göz önüne alındığında, sonuç olarak davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 2.362,58.-TL tutarında alacaklı olduğunu ispatladığı sonuç ve kanaatine varılmakla, bu miktar yönünden davanın kısmen kabulü ile davalı tarafın itirazının kısmen iptaline karar vermek gerekmiş, alacağın likit nitelikte olmayışı, aradaki ilişkinin eser sözleşmesi ilişkisi olup, yargılama sonucu alacak belirlendiğinden davacının koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin de reddi gerektiği değerlendirilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalı borçlunun … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasındaki borca yönelik itirazının KISMEN İPTALİNE,
Takibin 2.362,58.-TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
Davacının fazlaya dair isteminin REDDİNE,
Davacının icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 161,38.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 138,38.-TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00.-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine adına gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 138,38.-TL peşin harç ve 31,40.-TL başvuru harcının toplamı 169,78.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, (Harcın tamamından davalının sorumlu oluşu gözetilerek)
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri olmak üzere) toplam 544,40.-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranı gözetilerek hesaplanan 111,98.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
Fazla kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, davacı yönünden HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere, davalı yönünden ise kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 02/07/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)