Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/439 E. 2018/308 K. 12.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/439 Esas
KARAR NO : 2018/308
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/07/2017
KARAR TARİHİ : 12/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle: davalının …/…/… keşide tarihli, …/…/… ödeme tarihli 20.000,00-TL bedelli bonoyu … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasıyla takibe koyduğunu, takibe konulan bono altındaki imzanın kendisine ait olmadığı gerekçesiyle … Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açtığını, bu davadan feragat ettiğini, … tarihli protokol ile üstlenmiş olduğu her iki yükümlülüğü zamanında yerine getirdiğini, davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını beyan etmekle, davaya konu bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin dava sonuna kadar durdurulmasını, davalının haksız takip yapmış olması göz önünde bulundurularak %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Dava; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
HMK’nın 114. Maddesine göre davanın dava şartlı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair verilen mahkememizin …/… Esas …/… Karar sayıı ilamı, … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin …/…/… tarih …/… Esas …/… Karar sayılı ilamı … Asliye Ticaret mahkemesinin …/… Esas, …/… karar sayılı dosyasında …/…/… tarihinde davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, …/…/… tarihinde davacı vekilinin talebi üzerine kararın taraflara tebliğ edildiği, davacı vekiline …/…/… tarihinde, davalı vekiline … tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ tarihlerinin adli tatile rastlaması nedeniyle kararın temyiz edilmeksizin …/…/… tarihinde kesinleşmiş sayılacağı, mahkemece kesinleşme şerhinin sonradan yazılmasının sonuca etkili olmadığı, eldeki davanın …/…/… tarihinde açıldığı dolayısıyla dava tarihinde derdest davanın bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin kabulüne, davacının davanın esasıyla ilgili gösterdiği deliller toplanmadan ve hiç değerlendirme yapılmadan ilk derece mahkemesince karar verildiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK.nun 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine” gerekçesiyle mahkememize gönderilerek …/… esas sırasına kaydedilmiş, yargılamaya devam olunmuştur.
… Cumhuriyet Başsavcılığının …/… sayılı soruşturma dosyası celp edilmiş, incelenmesinde müştekinin …, Şüphelilerin … …, … …, … olduğu, atılı suçun Resmi belgede sahtecilik olduğu, …/…/… tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı asil … …/…/… tarihli celsede alınan isticvap beyanında; ” tarafıma gönderilen belgedir başlıklı …/…/… tarihli belge altındaki imza bana aittir. Biz bu belgeyi davacı tarafın hazırlaması ile imzaladık. Anlaşmamıza göre, 20.000,00.-TL’ lik senetin 10.000,00.-TL’ si ödenmişti, geri kalan 10.000,00.-TL ve avukatın vekalet ücreti ödenecekti. Bunun karşılığında biz bu anlaşmayı yaptık. 20.000,00.-TL’ lik senetten 10.000,00.-TL alacağımız kalmıştır. Bu anlaşmaya rağmen bunu ödemediler. Hatta ben faiz istemediğimi de kendilerine bildirdim bu 10.000,00.-TL’ lik ödenecek kısım ile ilgili her hangi bir husus belgeye yazılmadı. Biz aramızda konuştuk. Sözleşmeyi ben yazmadığım için de içeriğine vakıf değilim. Ama bizim anlaşmamız söylediğim hususlardaydı. Vekalet ücreti ve kalan 10.000,00.-TL ödenmediğinden yeniden takip yapılmıştır. Ben takip yapılıp yapılmadığını da bilmiyorum” dediği anlaşılmıştır.
Bu beyan üzerine Davacı asil … aynı celsede alınan isticvab beyanında; bu senedin alınmasının aslı benim, kardeşimin ve …’ın arasında gerçekleşen arazi alım satım işine dayanır. Kardeşim ve ben, …’ e … yılında bir arazı satmıştık. Bunun için bize sözleşmeden önce 20.000,00.-TL kapora vermişti. Kaporanın karşılığında da bizden bu seneti almıştı. Daha sonra kalan parayı da ödedi . Biz de tapuda devrini yaptık. Aramızda alacak verecek borç ilişkisi kalmamıştı. Buna rağmen … … seneti bize iade etmedi. Senetimiz bedelsiz kalmasına rağmen … bu seneti cirolayarak davalıya vermiş, biz takip yapılınca bu hususu öğrendik. Ben kefil olarak da imzaladığım için ve aracıma da haciz konduğu için kendi akitimiz olan …’ e ulaştım. Kendisinin ve davalının ve iki şahitin de katılımıyla …/…/… tarihli anlaşmayı imzaladık. Ben borcum olmamasına rağmen tekrar senet bedelini …’ a 20.000,00.-TL olarak verdim. Ancak kendisi davalıya karşı olan edimlerini yerine getirmemiş. Olay bundan kaynaklanıyor ” dediği anlaşılmıştır.
Bunun üzerine davalı asil isticvabında ” biz o gün bu protokolü yapmak için toplandığımızda davacı benim yanımda …’ a 10.000,00.-TL verdi. O da 10.000,00.-TL’ yi olduğu gibi bana aktardı. Kalan 10.000,00.-TL’ yi de o zaman hayatta olan senedin asıl borçlusu olan diğer kardeşinin ödeyeceği söylendi. Avukata da bu şekilde bilgi verildi. 10.000,00.-TL ile kalan avukatlık ücretinin de ödeneceği söylendi ancak ödenmedi” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davaya konu olan, … İcra müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyası ile icraya konulan 23.08.2008 keşide tarihli, 20.09.2010 vade tarihli 20.000-TL bedelli senedi davacının kefil sıfatı ile imzaladığı, davalının ise senet alacaklısı tarafından senedin ciro edilerek verilen yetkili hamili olduğu, davalının başlattığı icra takibinden sonra davacının … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde menfi tespit davası açtığı, yargılama esnasında taraflar ve dava dışı kişiler tarafından imzalanan, … tarihli “belgedir” başlıklı anlaşmanın yapıldığı, bu anlaşmaya binaen davacının … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyasından feragat ettiği hususları sabittir.
Uyuşmazlık … tarihli “belgedir” başlıklı anlaşma hükümlerinin yerine getirilip getirilmediği, davacının davalıya borcunun kalıp kalmadığı, bu belgenin senetten dolayı davacı kefilin kayıtsız şartsız ibrası anlamına gelip gelmediği noktalarında toplanmaktadır.
Bononun TTK’da düzenlenmesi dışında, taraflar arasında doğrudan ticari bir ilişki bulunmadığından ve tacir olmadıklarından ticari defter vs. İncelemesi yapılamamıştır.
Tarafların isticvab beyanları alınmak suretiyle dosya aydınlatılmıştır. … tarihli “belgedir” başlıklı yazıdaki imzalar taraflarca kabul edilmiştir. Belgenin ilk paragraflarında … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında borçlu olarak gösterilen …’dan senet ile ilgili bir alacakları olmadığı, kendisinin ibra edildiği, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen dosyadan feragat edilip dosyanın kapatılacağı, savcılığa yapılan suç duyurusundan feragat edileceği, icra dosyasının asıl borçlu … yönünden devam edileceği hususları yazılmıştır. Yazılı metinde davacının ne şartla ibra edildiğine dair bir açıklama yapılmamıştır.
Bu belge ile ilgili davacı asil, belgenin düzenlenmesi esnasında senet bedeli olan 20.000-TL’yi (dava dışı lehtar) ..’a ödediğini, …’in davalıya karşı edimlerini yerine getirmediğini beyan etmiş olup iddiasını senet bedelinin tamamının ödenmesine dayalı ibra olarak açıklamaıştır.
Davalı asil ise davacının 10.000-TL’yi dava dışı …’a verdiğini, …’in de aynı parayı kendisine verdiğini, kalan parayı ve vekalet vs. Ücretini de davacının kardeşi …’nın ödeyeceğinin söylendiğini, bu şartlar altında sözleşmenin imzalandığını, bakiye kalan 10.000-TL’nin ödenmemesi üzerine icra takibine avukat tarafından devam edildiğini belirtmiştir.
Davacı asil, yazılı- imzalı belgede geçmeyen, senet bedelinin tamamının kendisi tarafından …’e ödendiğini beyan etmiştir. Kural olarak senede karşı iddiaların yazılı delil ile ispat edilmesi gerekir. Davacı yazılı … tarihli belgeyle ilgili yaptığı açıklamada, senet bedelinin tamamını dava dışı …’e ödediğini, bu nedenle ibra edildiğini belirterek, ibrayı ödeme sebebine dayandırmakla ispat yükünü tekrar üzerine almış olup ödemeye ilişkin her hangi bir yazılı delil ibraz etmemiştir. Açıkça yemin deliline de dayanılmamıştır. Buna rağmen davalı asilin kendisine senet için 10.000-TL ödeme yapıldığı yönündeki beyanı kısmi kabul kapsamında değerlendirilmiş olup … tarihli anlaşma uyarınca icra takibine konu senedin bakiye kalan borcunun ödenmemesinden dolayı anlaşma koşullarının sağlanamadığı, senet dolayısıyla davacı kefilin ağabeyinin borcuna kefaletten dolayı sorumluluğunun devam ettiği, senedin 10.000-TL’lik kısmından borçlu olmadığı kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İcra takibinin başlangıç tarihinin … tarihli anlaşma öncesine dayanması, asıl borçlunun edimini yerine getirmeden ölmesi karşısında davalının takibinde haksız ve kötü niyetli olmadığı anlaşıldığından davacı lehine İİK’nın 72/5. Maddesinde düzenlenen tazminata hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile;
Davacının … İcra müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyasına konu borçlusu …, kefili (davacı) … olan …/…/… keşide tarihli, …/…/… vade tarihli , 20.000,00.-TL bedelli bononun 10.000,00.-TL’ lik kısmından borçlu olmadığının TESPİTİNE,
Fazlaya ilişkin istemlerin REDDİNE,
Şartları oluşmadığından davacı lehine icra tazminatı verilmesine YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 683,10.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 341,55.-TL harcın mahsubu ile bakiye 341,55.-TL harcın davalıdan TAHSİLİNE, hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri olmak üzere) toplam 135,00.-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranı gözetilerek hesaplanan 67,50.-TL’ nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Davacı tarafından yatırılan 341,55.-TL peşin harç ve 29,20.-TL başvuru harcının toplamı 370,75.-TL’ nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 12/04/2018

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı