Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/410 E. 2018/466 K. 25.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/410 Esas
KARAR NO : 2018/466
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/07/2017
KARAR TARİHİ : 25/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili kooperatif ile diğer borçlu … … arasında …/…/… tarihli Kooperatif Kredi Sözleşmesi yapıldığını, davalı borçlunun da sözleşmenin kefili olduğunu, davalı borçlunun akdedilen sözleşmeye aykırı davrandığından davacı kooperatifin belirtilen tutarda alacağının doğduğunu ve halen muaccel olduğunu bu sözleşmeye dayanan alacak hakkına istinaden asıl alacağa yönelik … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun kefil sıfatı ile itirazlarıyla takibin durduğunu belirterek davalının itirazının iptalini, takibin devamına ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiş, … Asliye Hukuk Mahkemesinin …/…/… tarih ve …/…-… E-K sayılı görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzi edilmiş ve mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydedilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının halefiyet hakkının doğduğunu belgelemesi gerektiğini, davacı tarafın takip öncesi işlemiş faizden feragat edilip edilmediğinin açıklatılması ve davacı tarafa harç ikmali yapması için süre verilmesini talep ettiklerini, sözleşmenin …/…/… tarihinde imzalandığı davanın ise …/…/… tarihinde açıldığını TBK 598/3’e göre hak düşürücü sürenin gerçekleşmiş olduğundan davanın reddinin gerektiğini, taksit planına göre son taksitin vadesinin …/…/… olduğu 818 sayılı BK.m. 493 ve 6098 sayılı TBK.m.600 hükümlerine göre sözleşmeye göre kefaletin süreli olduğu ve …/…/… tarihi itibari ile borçtan kurtulmuş olduğu halde icra takibinde borçlu gib gösterilmesinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, dava dışı asıl borçlunun 2. ve 3. taksitlerinden başlayarak borcu aksattığı, 4. taksiti ise hiç ödemediği, basiretli bir tacir olarak takibe geçmesi gerekirken bunu yapmayıp, 3 yıl sonra …/…/… tarihinde takibe geçmesi ve 8 yıl sonra davalıya ödeme emri tebliğ etmesinin MK.m.2 hükmüne açıkça aykırı olduğunu, davalının dava dışı asıl borçluya rücu etme ve sonuç elde etme imkanının yok edildiğini, …/…/… tarihinde başlatılan icra takibinin davalı yönünden … tarihine kadar ara verildiğini, davalı yönünden takibe 5 yıl ara verilmesinin basiretli tacir ilkesine açıkça aykırılık teşkil ettiğini, 2. ve 3. taksit ödemelerinin eksik yapıldığı, 4. taksit ödemesinin ise hiç yapılmadığını, takip talebinde asıl alacak kalemlerine faiz işletilerek faize faiz yürütüldüğünü, yanı sıra faiz oranının da fahiş olduğunu, davacının 2. taksitten sonra borcu takibe alması gerekirken …/…/… tarihinde takibe geçmesi ile borcun artmasına ve takip ile davaya yol açtığını, davacı tarafın defter kayıtları dışında tanık dinletilmesine muvafakat etmediklerini, sözleşme ve dava tarihi dikkate alındığında zamanaşımı nedeni ile davanın reddedilmesi gerektiği de belirtilerek, davanın reddini ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, kooperatif kredileri sözleşmeleri sunulmuş, bankacı bilirkişiden rapor ve ek rapor aldırılmıştır.
Dava; … kooperatif kredileri sözleşmesinden kaynaklanan borcun kefil tarafından ödenmesi üzerine diğer kefilden rücuen tahsili için başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yargılama sırasında davacı tarafça takipteki işlemiş faiz talebi de harçlandırılmak suretiyle makbuzu dosyaya sunulmuştur.
… İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafça borçlu davalı ve dava dışı 3.kişiler aleyhinde kooperatif kredi sözleşmesi nedeniyle 9.850,85.-TL asıl alacak, 8.660,49.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.511,34.-TL alacaktan dolayı ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlu vekili tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesiyle borcun tamamına itiraz edilerek takibin durdurulduğu ve yasal 1 yıllık süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya içerisine sunulan kooperatif kredileri sözleşmesinin incelenmesinde; … Şubesi ile davacı kooperatifin ortağı olan dava dışı … … arasında …/…/… tarihli 25.000,00.-TL limitli kooperatif kredileri sözleşmesi imzalandığı, sözleşme eki …/…/… tarihli kefalet şerhleri ile davacı kooperatif ve davalı … ile dava dışı 3.kişiler …, … ve …’in 25.000,00.-TL krediye müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla kefil oldukları anlaşılmakta olup, taraflar arasında davalı tarafın sözleşme ve kefalet ilişkisine karşı koymadığından kefalet ilişkisi ihtilafsız olup, uyuşmazlık icra takip tarihi itibariyle alacak – borç durumuna ilişkindir.
Dosyada mevcut kredi sözleşmesine göre; asıl borçlu dışında davacı da dahil olmak üzere 5 kefil bulunmaktadır. Kredi sözleşmesinin tarihi göz önünde bulundurulduğunda olayda uygulanması gerekli kanun hükümleri 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümleridir.
818 sayılı BK 488. Maddesi (TBK’nın 587. maddesi) uyarınca; “Aynı borca birden fazla kefil bulunması halinde rücu ilişkisinde kefiller birbirlerine karşı kefalet oranında sorumlu olurlar.”
Taraflar arasında imzalanan kooperatif kredileri sözleşmesinde kredi borcunun süresinde ödenmemesi halinde yıllık %40 oranında faiz ödenmesinin kararlaştırıldığı anlaşılmakta olup, bu durumda sözleşmede kararlaştırılan faiz oranı TBK’nın 120.maddesinde düzenlenen temerrüt faizine ilişkin olup, kooperatif ile üyesi ve diğer davalılar arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal faiz oranı uygulanmalı ve 6098 sayılı TBK’nın 120/2. Maddesinde öngörülmüş olan sınır da aşılmamalıdır. Bu durumda davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan 3095 sayılı kanunun 2/1 maddesine göre belirlenecek yasal faiz oranının %100 fazlasını aşamayacaktır.
Bu doğrultuda bankacı bilirkişiden rapor ve ek rapor aldırılmış, bankacı bilirkişinin …/…/… tarihli kök raporunun hükme esas teşkil edemeyeceği gözetilerek, yeniden aldırılan ve mahkememizce de oluşa uygun, gerekçeli, denetime elverişli olarak değerlendirilen …/…/… tarihli rapora göre; 6098 sayılı TBK’nın 120/2. Maddesi de gözetilerek yapılan faiz hesaplaması sonucunda yine sözleşmede davacı ile birlikte toplam 5 kefil bulunduğu gözetilerek, her bir kefilin sorumluluk tutarı belirlenmek suretiyle yaptığı hesaplama sonucunda davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği alacağın 1.970,17.-TL asıl alacak ve 508,88.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.479,05.-TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; davanın niteliği gereği kefili kefile karşı alacağın tahsili için giriştiği icra takibine yönelik itirazın iptali davası olduğu, sözleşme tarihi itibariyle yürürlükteki 818 sayılı BK’nın 488. Maddesi uyarınca aynı borca birden fazla kefil olması halinde rücu ilişkisinde kefillerin birbirlerine karşı kefalet oranında sorumlu oldukları, söz konusu sözleşmede davacı da dahil olmak üzere 5 adet kefilin bulunduğu, mahkememizce de itibar edilen bilirkişinin ek raporunda hesaplandığı üzere icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan talep edebileceği alacağın 1.970,17.-TL asıl alacak ve 508,88.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.479,05.-TL olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla, bu miktarlar yönünden davanın kısmen kabulü ile davalı borçlunun icra dosyasındaki borca yönelik itirazının kısmen iptaline karar vermek gerekmiş, takip tarihinden itibaren işleyecek faiz yönünden de 6098 sayılı TBK’nın 120/2 ve 3095 sayılı kanunun 2/1 maddesi hükümlerine uygun olarak yıllık %18 temerrüt faizi uygulanması gerektiği değerlendirilmiş, ayrıca alacağın likit nitelikte oluşu gözetilerek davacı lehine icra inkar tazminatına hükmolunmuş, davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin de olayda koşulları gerçekleşmediğinden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalı borçlunun … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasındaki borca yönelik itirazının KISMEN İPTALİNE,
Takibin 1.970,17.-TL asıl alacak, 508,88.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.479,05.-TL alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %18 temerrüt faizi uygulanmak suretiyle tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydı ile DEVAMINA,
Davacının fazlaya dair isteminin REDDİNE,
Haksız itiraz edilen 1.970,17.-TL asıl alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya ÖDENMESİNE,
Davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 169,34.-TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 168,23.-TL ve tamamlama harcı ile alınan 148,00.-TL olmak üzere toplam 316,23.-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırıldığı anlaşılan 146,89.-TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem olması halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan 168,23.-TL peşin harç, 31,40.-TL başvuru harcı ve 148,00.-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 347,63.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, (Harcın tamamından davalı sorumlu tutularak)
4-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri olmak üzere) toplam 533,00.-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranı gözetilerek hesaplanan 71,30.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
Fazla kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 2.180,00.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
7-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 25/06/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)