Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/395 E. 2018/768 K. 03.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/395 Esas
KARAR NO : 2018/768
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03/07/2017
KARAR TARİHİ : 03/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yaş meyve ve sebze ithalatı ve ihracatı işi ile uğraştığını, müvekkili ile davalı arasında … Cumhuriyetinde mukim … gıda firmasına ilişkin olarak BY order yolu ile yürütülen ticari ilişki sonucunda müvekkilince davalıya düzenlenen 39.342,59.-TL bedelli faturaların bakiyesinin ödenmediğini, borçlunun irsaliye ve faturaya ilişkin bir itirazının bulunmadığını, davalıya gönderilen ihtarnameye de cevap verilmediğini, bunun üzerine davalı hakkında … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girişildiğini, davalının takibi sürüncemede bırakmak için itirazda bulunduğunu belirterek, davalı borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, ifa etmiş olduğu iş gereği taahhüt etmiş olduğu yaş meyve ihracatı işinde yaş meyveleri kusursuz olarak teslim etme yükümlülüğü ve sorumluluğunun davacı üzerinde olduğunu, müvekkili tarafından davacı tarafça kesilen 3 adet fatura karşılığı toplam 29.169,49.-Euro ödeme yapılıp bakiye 4.206,16.-Euro bedelin ise davacının kusuru, sorumluluğunu yerine getirmemesi ve ticari teamüllere aykırı davranması ile eksik/ ayıplı ifa yaptığından meydana gelen zararlar sebebiyle haklı olarak ödenmediğini, zira dava dışı firma tarafından müvekkili şirkete gönderilen ve taraflarınca da davacı firmaya gönderilen tespit ve yazılarda toplam 4.206,16.-Euro zarar bulunduğunun açık olduğunu, bu hususun bilirkişi incelemesi sonucu ortaya çıkacağını belirterek davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, fatura ve sevk irsaliyeleri, ihtarnameler dosyaya sunulmuş, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak ayrıntılı rapor aldırılmıştır.
Dava; taraflar arasında By order yolu ile yürütülen cari ilişkisinden kaynaklanan faturaya bağlanmış alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
… İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafça borçlu davalı aleyhinde faturalar nedeniyle 16.742,58.-TL asıl alacaktan dolayı ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlu vekili tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesiyle borcun tamamına itiraz edilerek takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdi ilişkinin varlığı, malların davalı tarafça yurt dışında bulunan dava dışı firmaya teslim edildiği, fatura bedellerinin davacıya eksik ödendiği hususları ihtilafsızdır.
Davacı taraf iddiasında, davalı ile aralarında … Cumhuriyetinde bulunan gıda firmasına ilişkin olarak By order yolu ile yürütülen ticari ilişki kapsamında mal teslimatı gerçekleştirildiğini ve bu anlaşma uyarınca davalıya düzenlenen fatura bedellerinin bakiyesinin ödenmediğinden bahisle eldeki davayı açmış, davalı taraf ise savunmasında akdi ilişkiyi doğrulayarak, yurt dışındaki firmaya taşıma ve teslimini gerçekleştirdiği ürünlerin ayıplı olması nedeniyle dava dışı firma tarafından eksik ödeme yapıldığını, ayıp nedeniyle davacının kusur ve ticari teamüllere aykırı davranması yüzünden meydana gelen zararlar sebebiyle 4.206,16.-Euro bedelin davacı tarafa ödenmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmış, Mali Müşavir Bilirkişi tarafından düzenlenen …/…/… tarihli rapora göre; davacı tarafın incelenen … ve … yılı ticari defterlerinin e-defter ortamında tutulduğu, e-defter beratlarının süresinde alındığının tespit edildiği, dolayısıyla usulüne uygun olarak tutulduğunun anlaşıldığını, davacının defterlerinde davaya konu alacağın dayanağını teşkil eden 3 adet fatura tutarı olan 33.375,65.-Euro tutarındaki faturaların davalı adına borç kaydedildiğini ve bu faturalar bedelinden 29.169,49.-Euro’luk kısmının tahsil edilip bakiye 4.206,16.-Euro tutarında davalıdan alacağının kayıtlı olduğunu, yine incelenen davalı tarafın … ve … yılı yevmiye defterlerinin incelenmesinde de açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığını, davalı tarafın ticari defterlerinde de takip ve dava konusu yapılan 3 adet toplam 33.375,65.-Euro tutarındaki faturaların kayıtlı olduğunu, karşılığında 29.169,49.-Euro tutarında ödeme yapılıp icra takip tarihi itibariyle davalı şirketin bakiye 4.206,16.-Euro tutarında davacıya borcunun kayıtlı olduğunun görüldüğünü, yine bu bakiye borç tutarının davalı şirketin, davacı şirket adına borç kaydettiği …/…/… tarihli … nolu reklamasyon açıklamalı yevmiye maddesi ile kapatıldığı, bu sebeple davalının ticari defterlerine göre davacıya borcunun kalmadığının kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, sonuç olarak 4.206,16.-Euro’nun icra takip tarihinde döviz satış kuru üzerinden TL karşılığının 16.374,58.-TL olarak hesaplandığının mütalaa edildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2017/1445 Esas – 2018/1438 Karar sayılı ilamına göre; “Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura, emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır. (229 madde) Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami 7 gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır. (231/5 madde) 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veyahut bir menfaat sağlamış olan tacirden diğer taraf kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturasında gösterilmesini isteyebilir. (6102 sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. (6102 sayılı TTK 21/2)
6100 sayılı HMK hükümlerine göre; mahkeme ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına, kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK 222/1) Ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (HMK 222/2) Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise 3.fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları sahibi aleyhine delil olur. (HMK 222/4)
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesine göre; faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de, akdi ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura, ticari defterlere kayıt edilmişse artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil, ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222.maddesine bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kime bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir özleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılı ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir. Senetle ispat zorunluluğuna ilişkin HMK 200 ve devamı maddelerindeki düzenlemelerin sonucu olarak hukuki işlem niteliğinde olan ödeme olgusunun kural olarak yazılı delille veya diğer kesin delillerle ispatlanması gerekir.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde davacının düzenlemiş olduğu fatura davalı ticari defterlerinde kayıtlı olup, davalı kdv iadesi için faturayı 3.000,00.-TL bedelle satın aldığını bildirdiğine göre itiraz edilmeyerek kullanılan faturanın gerçek bir borç ilişkisine dayanmadığı ve talep edilebilecek alacak bulunmadığı konusunda ispat külfeti davalı taraftadır. Davalının itiraz etmeyerek kullandığı fatura bedeli, alacakla ilgili olarak ödeme yaptığını ispatlamakla yükümlü olduğu halde dosya kapsamına uygun olmayan gerekçeyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın temyiz eden davacı tarafına bozulması gerekmiştir.”
Taraflar arasında akdi ilişkinin varlığı (sözlü anlaşma) ihtilafsız olup, bu anlaşma uyarınca davalı tarafça davacı tarafından yurt dışındaki firmaya mal teslimatı gerçekleştirildiği, bunun karşılığında davacı tarafından davalı adına faturaların kesildiği, tarafların incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre söz konusu faturaların davalı tarafça ticari defterlerine kaydedildiği ve her iki tarafın ticari defterlerinin icra takip tarihi itibariyle 4.206,16.-Euro tutarında davacının davalıdan alacaklı olduğu şekilde birbirini teyit ettiği, her ne kadar davalının defterlerinde bu bakiye borç tutarının …/…/… tarihli ve … nolu reklamasyon açıklamalı yevmiye maddesiyle kapatıldığından bilirkişi raporunda bahsedilmiş ise de, bunun bir dayanağının bulunmadığı gibi bu hususta davalı vekili tarafından savunmasında da ileri sürülmediği, bu nedenle bilirkişi raporundaki bu yöne ilişkin değerlendirmeye mahkememizce itibar edilmediği, yukarıdaki Yargıtay 15. Hukuk Dairesi içtihadında da bahsedildiği üzere akdi ilişkinin varlığının çekişmesiz olup, faturaların davalı tarafın ticari defterlerinde kaydedildiği ve faturalara karşı yasal süresi içerisinde itiraz veya iade edilmeyerek ticari defterlerine davalı tarafça kaydedildiğinden, artık bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılacağı, dolayısıyla davalı tarafın savunmasında ileri sürmüş olduğu ayıp ve benzeri yöndeki haklarını yitirmiş sayılacağı değerlendirilerek, icra takip tarihi itibariyle tarafların da defterlerinde kayıtlı bulunan 4.206,16.-Euro tutarında davacının davalıdan alacaklı olduğu sübuta ermiştir.
Davalı tarafın cevap dilekçesinde bildirmiş olduğu deliller değerlendirildiğinde, söz konusu fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını ispata elverişli yazılı veya kesin delil niteliğinde olmadığı, ayrıca davalı tarafın dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmadığı anlaşıldığından, davalı tarafça fatura nedeniyle borçlu olmadığı savunması ispat edilememiştir.
Davacının alacaklı olduğu 4.206,16.-Euro’nun icra takip tarihindeki TL karşılığı Merkez Bankasının efektif satış kuru olan 3,8747 TL hesabıyla yapılan hesaplama sonucu 16.297,60.-TL olarak resen hesaplanmıştır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında davacı tarafça tedarik edilen malzemelerin alıcısı olan yurt dışındaki firmaya götürülerek teslim edilmesi konusunda sözlü anlaşma yapıldığı ve bu anlaşma uyarınca malların davalı tarafça götürülerek yurt dışındaki firmaya teslim edildiği, buna karşılık davacı tarafından davalıya kesilen faturaların davalı tarafça ticari defterlerine kaydedildiği, fatura içeriğine yasal 8 günlük sürede itiraz edilmediği gibi faturaların iade edildiğinin de ileri sürülmediği, dolayısıyla faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz veya iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden davalının bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılacağı, bunun aksinin de davalı tarafça yazılı veya kesin delillerle ispatlanamadığı, dolayısıyla somut olayda davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan bakiye 4.206,16.-Euro karşılığı TL cinsinden 16.297,60.-TL tutarında alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla bu miktar yönünden davanın kısmen kabulü ile davalı borçlunun … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasındaki borca yönelik itirazının kısmen iptaline karar vermek gerekmiş, alacağın likit nitelikte olmadığı değerlendirilerek davacının icra inkar tazminatı talebi reddedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalı borçlunun … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasındaki borca yönelik itirazının KISMEN İPTALİNE,
Takibin 16.297,60.-TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
Davacının fazlaya dair isteminin REDDİNE,
Davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 1.113,28.-TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 253,92.-TL harcın mahsubu ile bakiye 859,36.-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine adına gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafça yatırılan 253,92.-TL peşin harç ve 31,40.-TL başvuru harcının toplamı 285,32.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE (Dava kısmen kabul edilmekle harcın tamamından davalı sorumlu tutularak),
4-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere ve bilirkişi gideri olmak üzere) toplam 596,50.-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranı (%97,34) gözetilerek hesaplanan 580,60.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
Fazla kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 444,90.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
7-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/12/2018

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)