Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/350 E. 2018/65 K. 25.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/350
KARAR NO : 2018/65
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 28/04/2016
KARAR TARİHİ : 25/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin serbest elektrik abonesi olan bir işletme olup müvekkiline ait … unvanıyla … abone numarasıyla … adıyla otel olarak işletildiğini, müvekkilinin düzenli olarak elektrik faturalarını ödediğini, müvekkili şirketi tesislerine elektrik enerjisi kullanımından dolayı davalı şirket tarafından kesilen … yılı ve … yılı … ayları arasında kesilen elektrik faturalarının dava konusu edildiğini müvekkilinin düzenli olarak faturalarını ödeyen dürüs bir abone olduğunu, ancak kötü niyetli kullanıcılar ile dağıtım firmasının alt yapı eksikliklerinden kaynaklanarak ortaya çıkan kayıp kaçak miktarlarının hiçbir kusuru olmadığı halde müvekkiline yansıtılmasının kabul edilemeyeceğini, mahkemenin de malumu olduğu üzere, elektrik abonelerinden tahsil edilen, kayıp-kaçak bedeli yeni bir ilave maliyet kalemi olmayıp, … Kurumunun kuruluşundan (…) bu yana faturalara aktif enerji bedeli içinde yansıtıldığını, EPDK’nın 01-01-2011 tarihinden itibaren, 4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunu gereğince elektrik faturalarındaki tüm kesinti ve ilave maliyet kalemlerini ayrı ayrı gösterme karan aldığını, bu karar doğrultusunda, faturalarda gösterilen kalemlerden birinin “kayıp-kaçak” bedeli olduğunu, ne var ki elektrik tüketicilerine gönderilen son faturalarda “kayıp-kaçak” bedeli ayrı bir kalem olarak gösterilmemekte, aktif enerji tüketim tutan içinde faturalara yansıtıldığını, kayıp-kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı gösterdiğini, yani kayıp-kaçak bedeli elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak bedeli oranlan ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedel olduğunu belirterek açıklanan nedenlerle davanın kabulüne ve şimdilik toplam 4.000 TL’nin davalıdan tahsiline ve yargılama giderlerinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava dilekçesinin soyut beyanlara dayanılarak hazırlanamayacağını, nitekim davacı dilekçesinde ne istediğini açıkça ortaya koyulmadığını, … ve … dönemleri arasında kendisinden tahsil edildiğini iddia ettiği kayıp kaçak, psh, dağıtım, iletim, sayaç okuma ve başka bir isimle kanuna aykırı olarak alınmış bedeller diyerek talep kısmında ne istediğini net şekilde ortaya koymadığını, öncelikle bu hali ile “ve sair bedeller” ibaresini kabul etmiyor, davacının davasının sadece açıkça belirtilmiş olan kayıp kaçak, psh, dağıtım, iletim ve sayaç okuma bedellerine ilişkin olduğunu, aksi halde bu bedeller haricinde davacının talepte bulunmasına muvafakatlerinin bulunmadığını, müvekkili şirkete yöneltilen davayı esas bakımından da kabul etmediklerini, müvekkili şirket tarafından davacıdan haksız ya da hukuka aykırı olan herhangi bir bedel tahsil edilmediğini, haksız olduğu iddia edilen bedelleri tahsil edip etmeme noktasında lisans sahibi şirketlerin herhangi bir inisiyatifi olmadığını, söz konusu bedellerin EPDK tarafından belirlenen ve lisans sahibi şirketlerin uymakla yükümlü olduğu tarifelere dayandığını, dava konusu bedellerin kanun, yönetmelikler ve EPDK Kararlarına dayanmakta olup mevzuat yürürlükte olduğu sürece de tahsilinin yasal odluğunu, müvekkili şirketin 6446 sayılı Yasa gereği EPDK kararları doğrultusunda hareket etmesi zorunlu olup aksine bir uygulama yapabilmesinin de yasal olarak mümkün olmadığını, söz konusu tarifeleri düzenleme yetkisinin Kanunla EPDK’ya verildiğini ve lisans sahibi şirketler EPDK’nın düzenlediği tarifelere uymak zorunda olunduğunu, sonuç olarak tüm itirazlar ayrı ayrı değerlendirilerek hukuki dayanaktan yoksun davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk olarak işbu dava Kuşadası … Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olup, davalı tarafın yetki itirazında bulunduğu ve mahkemenin … tarihli kararı ile dosyanın yetkisizlik kararı ile … Ticaret Mahkemelerine gönderildiği ve dosyanın da mahkememize tevzi edildiği görüldü.
Dava, elektrik aboneliği sözleşmesinden kaynaklanan ve abonelerden tahsil edilen kayıp-kaçak ve diğer bedellerin istirdat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalılar tarafından faturaya yansıtılarak davacıdan kesilen kayıp kaçak, sayaç okuma, enerji fonu, TRT payı gibi kesintilerin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, varsa bu kesintiler nedeniyle davacının talep edebileceği bir bedel olup olmadığı, dava tarihinden sonra yapılan değişikliklerin davada uygulanıp uygulanamayacağı hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirketlerin husumete ve yargı yoluna yönelik itirazları, dava konusu alacak kalemlerinin tahsil eden şirketlerden istenilmesi, taraflar arasında düzenlenmiş elektrik enerjisi satışına ilişkin satış sözleşmesi bulunması sebepleriyle yerinde görülmemiştir.
Zamanaşımına ilişkin itirazlar da, sözleşmeden kaynaklanan alacak davalarında zamanaşımı süresinin 10 yıl olması ve dava tarihinden geriye dönük 10 yıllık dönem için alacak talebinde bulunulması nedeniyle yerinde görülmemiştir.
Mahkememizin … Esas sayılı dava dosyası ve değişik mahkemelerin ilgili dosyaları ile 6719 Sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne iptal başvurusu yapılmış ancak T.C. Anayasası’nın 152/3. Maddesinde düzenlenen beş aylık sürenin geçmiş olması ve henüz karar verilmemiş olması nedeniyle usul ekonomisi gereğince beklenilmemiştir.
Dava tarihi itibari ile dava konusu uyuşmazlığın esasının düzenlendiği doğrudan bir yasa hükmü bulunmamakla birlikte davanın dayanağını Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin kararları ile Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenleme oluşturmaktadır. Bu düzenlemelere göre; kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra, 17.06.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 Sayılı Kanun’un 21. maddesiyle 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. fıkra ile “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükümü ile yine aynı Kanuna eklenen Geçici 20. Madde ile “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır” hükmü getirilmek suretiyle Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK.nun Kanundaki yetkileri genişletilerek yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Mahkememizce yapılan … tarihli ön inceleme duruşmasında, davadosyamız davalı kurum tarafından yapılan kesintilerin mevzuata uygun olup olmadığı ve fazla kesinti olup olmadığı yönünde bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi … havale tarihli raporunda: dağıtım şirketleri tarafından kurul kararları uyarınca tahakkuk ettirilen kayıp-kaçak, dağıtım, iletim perakende satış hizmet ve sayaç okuma bedeli 20/02/2001 tarihli 4628 Sayılı Kanunun l/l., 4/1. 10/05/2006 tarihli 5496 Sayılı Kanunun 6. geçici 9. 14/03/2013 tarihli 6446 Sayılı Kanunun 1/1..5/4. 17/1. 4. 27. geçici 1. maddeleri ve bu kanunların temel amaçlarına uygun şekilde çıkarılan yönetmelikler ve kanunun verdiği yetkiye dayanılarak alınan EPDK kurul kararları ve tebliğleri çerçevesinde abonelerden alındığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun, elektrik abonelerinden kayıp kaçak bedelinin tahsil edilmesine ilişkin olarak “Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin, kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmayacağına ilişkin kararı Yargıtay … Hukuk Dairesince benimsenerek kayıp-kaçak bedeli gibi faturalara yansıtılan; dağıtım bedeli, perakende satış hizmeti bedeli, iletim ve sayaç okuma bedellerinde tahsil edilemeyeceğini kabul ettiğini, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa 6719 sayılı yasa ile yapılan düzenlemeler sonucunda görülmekte olan tüm davaları kapsayacak şekilde kayıp kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedellerinin iadesi istemli açılan davalarda Tüketici Hakem Heyeti ve Mahkemelerin yetkisini kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğu ile sınırlandırdığını, dava konusu somut uyuşmazlıkta davacı tarafça tahsil olunan alacak kalemlerine ilişkin EPDK kararları yönünden herhangi bir itirazının olmadığını, söz konusu dava tarihi ve yasa tarihine bakılacak olursa, ödenen bedellerin yeni yasadan önceki dönemlere ait olduğunu, dosyada hesaplaması yapılan davacının enerji faturalar, yasa çıkmadan önceki kullanım kapsamında olduğunun tespit edildiğini, tahsil olunan bedellerin EPDK kararlarına uygunluğu hakkında ise dava konusu bedellerin katsayıları her dönem ve katem için ayrı ayrı hesaplandığını, EPDK’nın yayınlamış olduğu http://www.tedas.gov.tr/tedas tarifeler adresinde yayınlanan katsayılar ile uygun olduğu hususunda rapor tanzim etmiştir. Mahkememizce alınan denetime elverişli gerekçeli bilirkişi raporuna itibar edilerek, davacı vekilinin talebi doğrultusunda alınan rapora göre davalı kurum tarafından yapılan kesintilerin mevcut EPDK düzenlemelerine ve yeni yasaya uyumlu olduğu anlaşıldığından fazla tahsil edilmiş bir bedel de bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 35,90.-TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 68,31.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 32,41.-TL harcın istem olması halinde karar kesinleştiğinde davacıya aidesine,
3-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 25/01/2018

Katip …

Hakim …