Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/347 E. 2018/857 K. 25.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/347 Esas
KARAR NO : 2018/857
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/06/2017
KARAR TARİHİ : 25/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin çiftçi olduğunu, davalı şirketin önceki yetkilisi … adlı kişinin borçlu olduğu 49.780,00-TL bono senedi alma suretiyle 50 adet büyükbaş hayvanı teslim ettiğini ve hayvanları bu şirkete keserek işyerinin soğuk hava deposuna koyarak başka yerlerden de aynı şekilde aldıkları etlerle birlikte satmaya başladığını ancak kesilen hayvanların bedeli olan senet vadesinde ödenmeyince … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile şirket ve o zamanki yetkilisi olan borçlu … hakkında icra takibi yapıldığını, takibin borçlunun borca itirazı olmaksızın kesinleştiğini, davalının bu borca kefil olduğunu, davalının senetteki tanzim tarihinin vadeden sonra olduğu senedin geçersiz olması nedeniyle dolayısıyla taahhüdününde geçersiz olduğu hususunda … İcra Hukuk Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası ile dava açtığını, davalının icra kefilliğinin iptaline karar verildiğini, dosyanın temyiz edilerek yargıtayca bozma karar verildiğini, ayrıca … İcra Hukuk Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası ile eşinin rızası olmadan kefil olmuş olması nedeniyle kefilliğinin geçersiz olduğuna dair şikayette bulunduğunu, davanın kabulüne karar verildiğini mahkemenin hatalı karar verdiğini, borçlu hakkında icra kefilliğine dayalı icra emrini icra hukuk mahkemesi iptal ettiğini, ancak icra kefilliği borca itiraz niteliğinde bulunmadığından bu kez borçlu aleyhine … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile yaptığı ilamsız takibe de borçlu olmadığı gerekçesiyle yaptığı itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalının itirazında kötü niyetli olduğunu beyan etmekle itirazın iptaline takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin …Şti.’inde herhangi bir ortaklığının yahut temsilciliğinin bulunmadığını, müvekkilinin annesinin … …’ın %50 hissesini devralarak borçlu olduğu iddia edilen şirkete ortak olduğunu, müvekkilinin müdürlük adı altında herhangi bir görevinin bulunmadığını, müvekkilinin ibraz edilmiş olan vekaletname gereğince sadece şirket hisselerine devre ilişkin sınırlı bir yetki verildiğini, vekaletnamenin geniş yetkiler içerdiği iddiası kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin hiçbir dönemde şirketi tam olarak yönetmeye dair yetkilerle donatılmamış olduğunu, dolayısıyla mahkeme nezdinde sınırlı yetki içeren vekaletname ile sanki geniş yetkiler mevcutmuş gibi gösterilerek müvekkilinin şirket borcundan sorumlu tutulmaya çalışılması hukuki olmadığını beyan etmekle görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise itirazlarının kabulü ile karşı tarafın başlattığı icra takibinin iptal edilmesine, davanın reddine karar verilmesini, davacı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; davalının icra kefilliğinden bahisle başlatışan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Dosya içerisine, … İcra müdürlüğünün …/… sayılı dosyası, … İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyası, … İcra Hukuk Mahkemesi’nin …/… esas sayılı dosyası, … İcra Hukuk Mahkemesinin …sayılı dosyaları ile … Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı ilamı celp edilmiş, Ticaret sicil Müdürlüğünden dava dışı …ŞTi’ nin sicil dosyası getirtilmiş, ayrıca davacı tanıkları dinlenilmiştir.
… İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının …, borçluların …Şti ile … olduğu, 49.780,00.-TL miktarlı …/…/… tanzim tarihli senede istinaden , 49.780,00.-TL bono bedeli, 8.201,76.-TL işlemiş faiz 149,34.-TL komisyon olmak üzere toplam 58.131,10.-TL toplam alacak için kambiyo senetlerine müstenit icra takibi yapıldığı, …tarihinde borçlu şirket müdürü olduğunu beyan eden davalı …’nın icra kefili olmak için dilekçe ile başvurduğu, alacaklı vekilinin de imzasının bulunduğu, iki taksidini ödedikten sonra icra kefili …’nın taahhüdünü yerine getirmemesi üzerine alacaklı …’ın şikayet ettiği, … İcra Ceza Mahkemesi’nin …/…/… tarih, …/… esas, …/… karar sayılı ilamı ile şikayetin süresi içinde yapılmadığından bahisle dosyanın düşürülmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
… İcra Hukuk Mahkemesi’nin …/… sayılı dosyasının incelenmesinde, davacının …, davalının … olduğu, davacı icra kefili olan şikayetçinin icra mahkemesine başvurusunda, icra müdürlüğünde icra emri tebliğ edildiğini, ancak bono sureti tebliğ edilmediğini, bononun tanzim tarihinin vade tarihinden yaklaşık 9 ay sonrasına ait tarih olduğunu dolayısıyla kambiyo vasfında olmadığından takibin iptalini talep ettiği, mahkemece, süresiz şikayet kapsamında yapılan değerlendirmede, …/…/… tarihli kefalet sözleşmesinde kefilin sorumlu olacağı miktarın açıkca belirtilmediği, bu hali ile kefalet sözleşmesinin 6098 Sayılı Türk Borçlar K. 581 ve 583. maddeleri gereğince geçersiz olduğundan bahisle şikayetçi kefil hakkındaki takibin iptaline karar verildiği görülmüş, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesinin …/… esas, …/… karar sayılı ilamı ile ” Şikayetçi … takip dosyasında icra kefili sıfatını haiz olup ancak kendisi ile ilgili işlemler yönünden şikayet hakkını kullanabilir. İcra kefilinin takibin tarafı gibi davranıp ancak borçlunun 5 günlük sürede ileri sürebileceği takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olmadığı yönündeki iddiayı süresiz şikayet olarak dermeyan etmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Kaldı ki kabulün aksine şikayetçi takip konusu borcun ferileri ile birlikte tamamına icra kefili olduğunu beyan etmekle takip konusu borç ve ferileri belirgin olup kefalet geçerlidir. O halde mahkemece şikayetin reddi gerekirken takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.” şeklindeki gerekçe ile bozulduğu, karar düzeltme talebinin de reddedildiği, dosyanın icra mahkemesinin …/… esasa kaydının yapıldığı, …/…/… tarihli karar ile ; şikayetçinin takip dosyasında icra kefili sıfatını haiz olup kendisi ile ilgili işlemler yönünden şikayet hakkını kullanabileceğinden bahisle, icra kefilinin takibin taraf gibi davranıp ancak borçlunun 5 günlük sürede ileri sürebileceği takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olmadığı yönündeki iddiayı süresiz şikayet olarak beyan etmesine yasal olanak bulunduğundan şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
… İcra hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının …Şti (yetkilisi Sevinç Hayırlı’nın verdiği vekaletname ile açılan) , davalının … olduğu, davacının ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediği ve takip dayanağı senedin keşide tarihinin vade tarihinden sonra olduğu ve bono vasfına haiz olmadığı gerekçesi ile takibin iptalini talep ettiği, mahkemece ” davacı şirket tarafından …/…/… tarihinde icra dosyasına …’nın işine son verildiği ile ilgili evrak sunulduğundan davacının hakkındaki takibi en geç bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerektiğinden dava tarihi itibarıyla yapılan davacı borçlunun ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilmesi ve kambiyo takibinin iptaline ilişkin şikayetinin süre yönünden reddine” karar verildiği, istinaf üzerine BAM … Hukuk Dairesi’nin …/… esas, 275 karar sayılı ilamı ile “… İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası üzerinden borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin …tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ve takibe yönelik şikayetini …/…/… tarihinde ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. İİK’nun 8/son maddesi uyarınca aksi sabit oluncaya kadar geçerli nitelikte olan …tarihli icra zaptına göre takip dışı …’nın borçlu adına borcu kabul ederek ödeme taahüdünde bulunduğu, … tarihinde borçlu şirkete müzekkere yazılarak …’nın maaşının haczinin talep edildiği, …tarihinde borçlu şirketin, takip dosyasına …’nın işine son verildiği şeklinde dilekçe sunduğu, dilekçede borçlu şirketin kaşesi ve kaşe üzerinde imza bulunduğu, kaşe üzerinde bulunan imza ile …tarihli icra zaptındaki imzanın aynı olduğu, istinaf başvurusunda da …tarihli dilekçenin borçlu adına verildiğinin kabul edildiği, anlaşılmaktadır. … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün …/…/… tarihli yazısına göre … borçlu şirketin ortağı ya da temsilcisi olmasa da …tarihli icra zaptı ve …tarihli dilekçeye göre takipten borçlunun …tarihinde haberdar olduğu anlaşılmaktadır. Belirtilen bu nedenlerle borçlunun şikayetinin reddine dair ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK’nun 353-(1)-b-1 maddesi uyarınca borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine” dair karar verildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
… İcra Hukuk Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacının …, davalının … olduğu, davanın …icra müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasındaki icra kefaletinin eş rızası bulunmadığından geçersizliği ile icra emrinin iptali talebine ilişkin olduğu, mahkemece …/… karar sayılı ilamı ile kefalet sözleşmesinde eşin rızası alınmadığından kefalet sözleşmesi yasanın aradığı şartlara uygun olmadığından bahisle icra emrinin iptaline karar verildiği, verilen kararın davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesinin …tarih …/… esas …/… karar sayılı ilamı ile onandığı, davalı tarafın karar düzeltme talebinde bulunması üzerine bu kez Yargıtay … Hukuk Dairesince “İcra kefili olan …’nın, icra kefalet tarihi (…/…/…) itibari ile kefili olduğu borçlu …Şti.’nin ortağı yada yöneticisi olup olmadığının ilgili ticaret sicil müdürlüğünden sorularak alınacak cevabın birlikte gönderilmesi için” dosyanın geri çevrildiği, sicil müdürlüğünün kayıtlarında davacının şirket müdürü olmadığı belirtildiğinden aynı dairenin …tarihli …esas …karar sayılı ilamı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
… İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı … tarafından, borçlu … aleyhine, ödeme taahhüdü gereğince 71.685,96.-TL asıl alacak, 16.710,00.-TL %9,75 işlemiş faiz, 14.500,00.-TL asıl alacaktan tahsilat olmak üzere toplam 73.905,96.-TL alacağın, … İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla icra takibine girişildiği, borçlunun …/…/… havale tarihli itiraz dilekçesi sunduğu, takibin durduğu, bir yıllık süre içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
… Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı ilamının incelenmesinde; katılanın …, sanığın … olduğu, suçun basit tehdit , hakaret olduğu, sanığın para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı tanıklarının …tarihli celsede yeminli beyanları alınmış,
Davacı tanığı …; “ben hatırladığım kadarıyla … yada … yıllarında ben …’ ın yanında tezgahtar olarak çalışıyordum, … o zaman et ve balık kurumunun …Şubesinin sahibi …’e hayvan satışı yapmıştı. …borcu ödememişti. O zamanlarda … de …’ in işletmesini devralmıştı ve benim yanında çalıştığım …’ e de olan borcunu ödemeyi üstlenmişti. O zaman …bize …’in işletmesini devraldığını, artık muhattapın kendisi olduğnu, borcu da kendisinin ödeyeceğini söylemişti. Ancak resmi kayıtlarda nasıl olduğunu bilmiyorum. Sonradan borcu ödemediğini biliyorum.”şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … ; “abim … , …’ a hayvanlarını satmıştı. Daha sonra …’ ın işlettiği ‘ i … devralmış. Ben ağabim ile işyerine gittiğimde …’ in borcunu kendisinin ödeyeceğini, işyerinin kendisinin olduğunu, yetkilisi olduğunu söyledi. İcra takibi yapmamamızı söyledi. Daha sonra da borcu ödemedi. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı …’ ın beyanlarının alınması için … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, tanık beyanında ; ” Davalı … ile bu dava ile ilgili meselelerin geçtiği zamanlarda ortak idim. Ben dava dilekçesinde geçen …Şti.’nin %50 ortağıyım. Şirket şuan kapanmıştır. Davalı … bu şirkete %50 ortak oldu. Ancak ortaklık payını kendi adına değil annesi …adına almıştı. Bunun sebebini bilmiyorum. Şirketin davacı …ve bunu gibi birkaç kişiye şirketimize et vermelerinden ötürü bazı borçları vardı. Esasen davalı … da şirkete ortak olurken şirkete nakti sermaye koymaktan ziyade bunların borçlarını ödemeyi taahhüt etti. Aynı zamanda şirketin temsil ve ilzam yetkisinin de ortak olan annesine verilmesini istedi. Daha sonra da annesinden vekaletname aldı. Bunun üzerine davacı … ve diğer bir kaç alacaklıyı çağırdı. Bunlarla yaptığı görüşmede borçları kendisinin ödeyeceğini ancak iki aylık bir süre talep ettiğini belirtti. Davacı Saadettin ve diğer kişiler bunu kabul etti. Ancak iki ay geçmesine rağmen davalı bu borçlarla ilgili herhangi bir ödemede bulunmadı. Bunun üzerine davacı ve diğer kişiler şirketimiz aleyine icra takibi başlattı. Ben de davalı …’a bu borçları ödemesi gerektiğini, aksi taktirde şirketimize haciz gelip malları kaldıracaklarını belirttim ve ona icra dosyasına gidip taahhüte bulunmasını söyledim. Hatta beraber gittik. İcra dosyasına taahhütte bulundu. Davalı … icra taahhüdünde bulunduktan sonra da alacaklılara herhangi bir ödemede bulunmadı. Bu sebeple ikimiz arasında da gerginlikler meydana gelmeye başladı. Bunun üzerine orada birlikte kaldığım abim … … bana memleketim olan …’ye dönmemi hatta dilersem ona bir vekaltname çıkarmamı söyledi. Fakat ben vekaletname çıkartmadım. Bir süre sonra …’ya geri döndüğümde esasen ortağı olduğum İskaloğlu isimli şirketi devreden çıkarttığını, şirketin merkezinde …isimli başka bir şirket adı altında faaliyet yürüttüğünü gördüm. Davacı …’in şirketimiz olan …’na ortalama 48 bin küsür civarında canlı hayvan verdi. Daha sonra biz bu hayvanları kestirdik. Davalı … şirketimiz bu hayvanları davacı …’den aldığımız tarihten ortalama 15 gün sonra geldi ve şirkete annesini ortak edip borçları üstlendi. Ben işin hukuki yanı ile ilgili detayları bilmemekle beraber …’ın bu borcu üstlendiğini, bu borçtan sorumlu olduğunu kesinlikle biliyorum. Ayrıca davalı … ortağı olduğum …şirketinin diğer ortağı olan …’ın %50 hissesini satın almıştır. Ona bu hisse karşılığında belli aralıklarla çekler vermiştir. Ancak bu çeklerin de hiç birisini ödememiştir. Ben şunu tekrar söyliyim. …’ın annesi olan …şirkete hiç bir suretle gelmedi. Şirketle uzaktan yakından herhangi bir ilgisi yoktur. Hatta …bana annesinin hasta ve yaşlı bir insan olduğunu söyleyince niçin böyle bir şey yaptığını da sormuştum. Dolayısıyla şirketle ilgili olarak tüm hukuki sorumluluk davalıl …’ya aittir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosya içinde mübrez … Noterliği’nin …/…/… tarih, … yev. No.lu limited şirket hisse devir sözleşmesinin incelenmesinde, dava dışı …Şti’nin hisselerinin devrine ilişkin olduğu, devir edenin …, devir alanın …Adına vekaleten … olduğu, dayanak … Noterliği’ nin …/…/… tarih … yev. No.lu vekaletnamesinin incelenmesinde, … … tarafından …’ya verilmiş olduğu ve dava dışı …Şti ile ilgili payın devir alınması, oy kullanılması, toplantılara katılınması vs. Şirketle ilgili pay sahibinin bütün haklarını kapsayan yetkilerin devrine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
… Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen, dava dışı …Şti’ne ait sicil dosyasının incelenmesinde … … ile …’nın ortak oldukları, …/…/… tarihinden itibaren şirket müdürünün de …olduğu, … adına düzenlenmiş vekaletnamenin de sicil dosyasında bulunduğu, hisse devri ve müdür atamasına ilişkin sicil gazetesi ilanlarının da yapıldığı anlaşılmıştır.
Davalı hakkındaki ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali davasıyla mahkememiz önüne gelen uyuşmazlık; mahkememizin görevli olup olmadığı, … İcra Hukuk Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasının kesin hüküm teşkil edip etmediği, davalının TBK 547 anlamında ticari mümessil sıfatının olup olmadığı, ticari mümessil ise ticari mümessilin kefilliği durumunda TBK 584/3. Maddesi uyarınca eş rızasının aranmamasına ilişkin hükmün ticari mümessil hakkında da uygulanıp uygulanmayacağı noktalarındadır.
İcra mahkemesi, önüne gelen itiraz ve şikayetleri, İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenen özel usul kurallarını uygulayarak takip hukuku bakımından kesin hükme bağladığından, anılan mahkemenin kararları kural olarak maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşımaz. İstisna olarak istihkak davaları ile İİK’nın 89/4. Maddesi uyarınca verilen tazminat kararları ile ihalenin feshi davalarında verilmiş olan kararlar gösterilebilir. Bu nedenle eldeki dava açısından … İcra Hukuk Mahkemesinin …esas, …karar sayılı ilamının eldeki dava yönünden kesin hüküm teşkil etmeyeceği anlaşılmıştır.
Diğer yandan uyuşmazlık noktalarına bakıldığında ticari mümessile ilişkin olduğundan TTK’nın 4/1-c maddesi gereğince , ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan TBK’nın 547 ilâ 554. Maddelerinden doğan uyuşmazlıkların Ticaret Mahkemelerince görülmesi gerektiğinden bu hususta değerlendirmeyi yapacak olanın ticaret mahkemesi olması karşısında mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
TBK’nın 547. Maddesinde ticari temsilci şu şekilde tanımlanmıştır:
“Ticari temsilci, işletme sahibinin, ticari işletmeyi yönetmek ve işletmeye ilişkin işlemlerde ticaret unvanı altında, ticari temsil yetkisi ile kendisini temsil etmek üzere, açıkça ya da örtülü olarak yetki verdiği kişidir.
İşletme sahibi, ticari temsilcilik yetkisi verildiğini ticaret siciline tescil ettirmek zorundadır; ancak ticari işletme sahibinin ticari temsilcinin fiillerinden sorumluluğu, tescilin yapılmış olmasına bağlı değildir. “
TBK’nın kefaletin koşullarına ilişkin eşin rızasını düzenleyen 584. Madddesinin, eş rızasının aranmayacağına dair 3. Fıkrası ise : (icra kefilliği tarihinde yürürlükte olan!)
” Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.”
Yukarıda açıklanan kanun maddeleri, tanık beyanları, icra takip dosyaları, icra mahkemesi kararları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı …’nın annesi …’dan aldığı … Noterliğinden verilen vekaletname ile dava dışı …isimli şirketin hisselerini devir aldığı, şirket müdürlüğüne de hisse sahibi olarak …’nın atandığı ancak şirketle ilgili bütün işlemlerin vekaletname ile … tarafından takip edildiği, şirketi fiilen …’nın temsil ettiği, bu nedenle …’nın şirket temsilcisi yahut yetkilisi olarak ticaret sicile tescil ettirilmemiş olmasının TBK’nın 547. Maddesi uyarınca sorumluluğu ortadan kaldırmayacağı gibi TMK’nın 2. Maddesi uyarınca herkesin, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda oldukları, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacağı, bu nedenle davalının annesinden aldığı vekaletname ile şirket müdürü ve ortağı sıfatıyla hareket ederek, şirketin borcuna ilişkin icra kefili olmasında, eş rızasının bulunmadığından bahisle borçlu olunmadığı iddiasının dinlenemeyeceği , davalının icra kefilliğinin kendisini bağlayacağı bu nedenle bu icra kefilliği dolayısıyla hakkında yapılan takipten sorumlu olduğu;
icra dosyası ile talep edilen asıl alacak (57.185,96) miktarın kesinleşen takip miktarı ve takipten sonra yapılan ödemelerin düşülmesi ile uyumlu olduğu, talep edilen işlemiş faiz alacağının da işin ticari niteliğine ve oranlara uygun olarak hesaplandığı, temerrüt tarihi dikkate alındığında kabul edilebilir sınırlar içerisinde olduğu, alacağın likit olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalının … İcra müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile, takibin … İcra müdürlüğünün …/… sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kaldığı yerden DEVAMINA,
57.185,96.-TL asıl alacağın %20′ si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gerekli 5.048,51.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 892,60.-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.155,91.-TL harcın davalıdan TAHSİLİNE, hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri ve harç olmak üzere) toplam 1.102,00.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca hesaplanan 8.479,66.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 25/12/2018

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı