Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/305 E. 2018/195 K. 06.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/305 Esas
KARAR NO : 2018/195
DAVA TARİHİ : 23/05/2017
KARAR TARİHİ : 06/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: taraflar arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, müvekkili banka tarafından borçluya hatalı ödeme yapıldığını ancak hatalı ödeme sonucu geri ödenmesinde temerrüde düşülmesi iade edilmemesi üzerine müvekkili banka tarafından davalı borçlu hakkında … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığını, davalının icra takibine, borca ve tüm ferilerine itiraz etmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, Davalı tarafından kullanılan hatalı ödemenin geri ödenmesinde temerrüde düşülmesi üzerine, imzalamış olduğu kredi sözleşmesi uyarınca yasal düzenlemeler ve Yargıtayın yerleşik içtihatları karşısında davalının iş bu davasına konu itirazının hiçbir şekilde yasal dayanağının olmadığını beyan etmekle icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Dava, bankacılık hizmetleri sözleşmesinden kaynaklanan alacağın takibi için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun Geçici-1/1. maddesinde ise “bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan” davaların “açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam” edeceği belirtildiğinden, 28.05.2014 tarihinden önce açılmış davalar yönünden 5464 sayılı Kanunun 44. maddesindeki görev hükümleri geçerli olmaya devam edecektir. 6502 sayılı Kanun, kart hamili ya da kartı veren kuruluş gibi bir ayrıma gitmeksizin bütün bankacılık işlemlerini (m. 3/1-k kapsamına girmeyen tacirler hariç olmak üzere) kanun kapsamına aldığı ve 83/2. maddesi hükmü karşısında diğer kanunlardaki görev kuralları bu kanun kapsamına giren uyuşmazlıklarda uygulanmayacağı için, 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır.
Somut olayda da davalının vadesiz hesap sahibi gerçek kişi olduğu, tüzel kişi ya da tacir olmadığı, taraflar arasında bankacılık hizmetleri sözleşmesi akdedildiği ve bu sözleşme uyarınca davalı adına vadesiz hesap açıldığı ve bu hesaba davacı banka tarafından hatalı olarak aktarıldığı iddia edilen paranın iadesi istemine ilişkin olduğu, bu işlemlerde davalının tüketici olduğu, davanın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açıldığı, bu haliyle uyuşmazlığın, anılan Kanunun 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca bu davaya bakmakla görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu nazara alınarak, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2.m.uyarınca davanın usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine ve kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde dosyanın görevli Antalya Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2.mad.uyarınca usulden REDDİNE,
2-Davaya bakmaya Antalya Nöbetçi Tüketici Mahkemesinin görevli OLDUĞUNA,
3-Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın davaya bakmakla görevli Antalya Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
5-Dosyanın süresinde görevli mahkemeye aktarılması durumunda harç ve yargılama giderinin HMK’nın 331/2. Maddesi gereğince görevli mahkemece nazara ALINMASINA,
Dair, davacı vekili ile davalı asilin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 06/03/2018

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı