Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/287 E. 2018/399 K. 22.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/287 Esas
KARAR NO : 2018/399
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/05/2017
KARAR TARİHİ : 22/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin nakliyeci, davalı ise otellere çeşitli organizasyonları düzenleyen bir kişi olmakla vergi mükellefi ve çalıştıkları dönemde aralarında ticari ilişki olduğunu, müvekkilinin … yılı turizm sezonunda … ayları arasında, sahibi olduğu … … … plakalı aracıyla, davalının turizm sezonu içerisinde, otellere yapmış olduğu organizasyon işlerinde, haftalık 6 günü, organizasyon için kullanılan malzemelerin, otellerden otellere nakliyesi hizmeti, araç üzerinde muhafazası, gerekmesi halinde kamyonun stand şeklinde kullanılması hizmetini davalıya vermiş olduğunu, bu dönemde davalıya verilen hizmete istinaden faturalar kesildiğini, bu faturaların bedellerinin toplam 22.420,00-TL tutarında olduğunu, ve davalı da verilen hizmete karşılık 22.420,00-TL borcunun 13.545,00-TL’lık kısmını, nakliye bedeli açıklamasıyla banka havalesi şeklinde ödediğini, bakiye 8.875,00-TL’yi ise dava tarihine kadar ödemediğini, bakiye bedelin tahsili amacıyla borçlu aleyhine … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini beyan etmekle davanın kabulüne, borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına davalı tarafın en az %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesinin tebliğ edildiği, cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Dosya arasına davacı vekilince fatura suretleri, sevk irsaliyesi suretleri ibraz edilmiş, banka hesap hareketleri getirtilmiş, … İcra müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası celp edilmiş, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
Dava; bakiye fatura alacağına istinaden başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; takip tarihi itibariyle borç alacak durumu ihtilaflıdır.
… İcra Müdürlüğünün …/… Esas takip sayılı dosyasının incelenmesinde; 13.570,00.-TL-TL asıl alacak, 4,141,80.-TL asıl alacağa işlemiş faiz olmak üzere 17.711,80.-TL alacağın tahsili için icra takibine geçildiğ, davalı borçlu vekilinin ../…/… tarihli dilekçeyle borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, davacının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış mali müşavir bilirkişi … … tarafından ibraz edilen …/…/… havale tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; davacı tarafın ticari faaliyetlerini işletme defterine kayıt etmesi nedeniyle davacı adına kayıtlı dava konusu alacağın dayanağı olan toplam 22.420,00.-TL tutarındaki faturaya istinaden bir tahsilat yapılıp yapılmadığının tespit edilemediği, dava konusu alacağın dayanağı olan faturalar ile muhteviyatındaki mal ve hizmetlerin daval ıtarafa teslim edildiği davacı tarafından somut belgelerle ispatlanması durumunda takip tarihi itibariyle davacının bakiye 6.075,00.-TL tutarında davalı taraftan alacağının olduğunun kabul edileceği kanaatini bildirmiştir.
Davalı şirkete ticari defter ve belgelerini ibraz etmesi için ihtaratlı davetiye çıkartılmış, ancak belirlenen günde davalı şirketin ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2016/4087 esas, 2017/261 karar sayılı içtihadından da açıklandığı şekilde, ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacağı belirtilmektedir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki ticari ilişkinin açıkça inkar edilmediği, davalının borca itiraz ettiği, tacir olan tarafların ticari defterlerinin ticari davalarda kesin delil niteliğinde olduğu, davalıya ticari defter ve belgelerinin belirlenen günde ibraz edilmesi aksi halde buna bağlanan yaptırımların tebligatla ihtar edilmesine rağmen davalının ticari defterlerinin ibraz edilmediği, davacının tuttuğu işletme defterinin kapanış tasdikine tabi olmadığı, işletme defterine sadece mal alış ve satışlarının kayıt edildiği, ödemelerle ilgili hususların kayıt edilmediği, davacının usulüne uygun tutulan ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıya fatura karşılığı toplam 22.420-TL’lik satış yaptığının kayıtlı olduğu, yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve yargıtay içtihatları kapsamında davacının defterlerinin, defter ibrazından kaçınan davalı karşısında kesin delil teşkil ettiğinden 22.420-TL’lik satışın kabul edilmesi gerektiği, davacı delilleri arasında ibraz edilen banka kayıtlarına göre …/…/… ile …/…/… tarihleri arasında 2.800-TL’si “mazot bedeli ödemesi”, 13.545,00-TL’si “nakliye bedeli ödemesi” adı altında davalı tarafça davalı adına yapılan ödemelerin bulunduğu, bu ödemelerin iki ayrı kalem olarak belirtilmesi, davacı vekilinin mazot bedelinin hizmet bedelinden ayrı olarak anlaşıldığını ve bu nedenle ayrı açıklama ile bankaya yatırıldığını beyan etmesi, davalının ödemeye ilişkin bir savunmasının ve ispatının olmaması karşısında nakliyeye ilişkin 13.545,00-TL’nin ödendiği, bakiye 8.875-TL’nin ödenmediği, eldeki davanın konusunun da ödenmeyen bu kısımdan ibaret olduğu, ödenmeyen alacağın likit yani belirlenebilir olduğu bu şekilde davacının davasının sübut bulduğu sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile ;
Davalının … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile; takibin 8.875,00.-TL asıl alacak üzerinden devamına,
8.875,00.-TL asıl alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 606,25.-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 151,57.-TL harcın mahsubu ile bakiye 454,68.-TL harcın davalıdan TAHSİLİNE, hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan (davetiye, müzekkere, bilirkişi gideri ve harç olmak üzere) toplam 531,10.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca hesaplanan 2.180,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 22/05/2018

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı